Prof. Dr. Uğur Şahin aşıya giden süreci anlattı: 'Bu benim için bir onur'

Koronavirüs aşısını bulan BioNTech firmasının kurucu ortağı Prof. Dr. Uğur Şahin. (İHA)
Koronavirüs aşısını bulan BioNTech firmasının kurucu ortağı Prof. Dr. Uğur Şahin. (İHA)
TT

Prof. Dr. Uğur Şahin aşıya giden süreci anlattı: 'Bu benim için bir onur'

Koronavirüs aşısını bulan BioNTech firmasının kurucu ortağı Prof. Dr. Uğur Şahin. (İHA)
Koronavirüs aşısını bulan BioNTech firmasının kurucu ortağı Prof. Dr. Uğur Şahin. (İHA)

Koronavirüs aşısını bulan BioNTech firmasının kurucu ortağı Prof. Dr. Uğur Şahin katıldığı BM Genel Kurulu'nun Kovid-19'la mücadele konulu özel oturumunda, "Bu benim için bir onur. Tecrübelerimizi paylaşmaktan gurur duyuyorum" dedi. Şirketin kurucularından Dr. Özlem Türeci ise, "Aşı farklı topraklarda farklı kitlelere eriştirilmelidir" diyerek BM ve ülkelerin liderlerine çağrıda bulundu.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun Kovid-19'la mücadele konulu özel oturumunun ikinci gününde "Kovid-19 Aşısına Giden Yol" başlıklı 2. panele geliştirdikleri aşıyla dünyaya umut olan Alman biyoteknoloji şirketi BioNtech'in kurucu ortağı Uğur Şahin ve eşi Dr. Özlem Türeci, UNICEF ve aşıya adil erişim sağlanması için çalışmalar yapan kuruluşların yöneticileri katıldı. Türk bilim insanı Uğur Şahin ve BionTech'in kurucularından Özlem Türeci, Amerikan ilaç şirketi Pfizer ile ortaklaşa geliştirdikleri koronavirüs aşısı hakkında konuştu. Salgın nedeniyle video konferans yöntemiyle düzenlenen toplantıda söz alan BioNTech şirketinin kurucu ortağı Uğur Şahin, aşı çalışmalarına dair süreci anlattı. Şahin, "Bu benim için bir onur. Tecrübelerimizi paylaşmaktan gurur duyuyorum" diyerek yaşadığı sevincini paylaştı.
Şirketlerinde ağır hastalıklarla mücadele konularında çalıştıklarını kaydeden Şahin, "Yeni teknolojileri kullanıp aşıyı hazırlamak gerekiyordu. Yaklaşımlarımızı birleştirdik, Wuhan'da bir salgın olduğunu duyduk, 24 Ocak'ta Cuma akşamı Çin'de yeni bir virüs olduğunu öğrendik. İnsanlığın hiçbir bağışıklığının olmadığı bir virüs söz konusuydu. Ağır solunum yolu hastalığı görülen bir durumdu. Bulaşan kişilerin bazılarında belirti olmamasına rağmen bulaştırıcı olabiliyorlardı. Özlem'i aradım ve bunun yeni ve ağır bir salgın olduğunu söyledim. Plan hazırladık ve arkadaşlarımızla görüştük. Buna karşı bir aşı geliştirmek gerekiyordu" diyerek aşıya giden sürece değindi.
Koronavirüs aşısını bulan Şahin, "İlgili çevremizi harekete geçirdik, bilim adamlarını bir araya getirdik ve zaman kaybetmemeye çabaladık. Bu bilim adamları gönüllü çalıştılar. Yalnız çalışamazdık, Pfizer ile de ortak hareket ettik. Bilim adamları ve uzmanların bir ortak çalışması ortaya konuldu. Bu çabalarımız bizi sonuca götürdü ve nihayet sonuç alınabilen bir aşıya ulaştık" dedi.

"Aşı farklı topraklarda farklı kitlelere eriştirilmelidir"
Kovid-19 aşının bulunmasında büyük rol oynayan diğer bir isim olan BioNTech'in kurucularından Özlem Türeci ise, "Umutsuzluklarımızla şirketimizi kurmuştuk. Yenilik ve araştırma yapmak için bütçe konusu her zaman sorun olmuştur. Ancak buna rağmen biz çalışmalarımızı yaptık. Şimdi söylenenler beni duygulandırıyor. Bize göre aşının geliştirilmesi dünya geneline yayılmalıdır. Aşı farklı topraklarda farklı kitlelere eriştirilmelidir. Amacımız aşıyı olabildiğince hızlı üretmek ve dünya ülkelerine ulaştırmaktır. Çaba ve iş birliği dünya çapında olmalıdır. Tek başına bir şirket değil, BM ve hükümetler de bu iş birliğinin içinde olmalıdır" diyerek ilgili kurumlara seslendi.



İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
TT

İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)

İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı dün İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı operasyonlarını yürüten Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kaani'nin hayatta olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Mehr’den aktardığı habere göre, 12 gün önce İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıların başında diğer üst düzey askeri komutanlarla birlikte öldürüldüğü bildirilen Kaani, dün öğleden sonra İran Silahlı Kuvvetleri’ne destek amacıyla başkent Tahran’ın merkezindeki İnkılap Meydanı’nda düzenlenen halk mitingine katıldı.

İsrail ordusu, 13 Haziran Cuma günü şafak vakti İran'a düzenlediği saldırılarda 20'den fazla üst düzey askeri komutanı öldürdüğünü açıklamıştı.

Ardından ABD Başkanı Donald Trump, dün sabah İsrail ile İran arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiğini duyurdu.

İsrail, askeri operasyonların hedef aldığı İranlı yetkililerin listesini yayınladı. DMO'nun dış operasyonlardan sorumlu Kudüs Gücü Komutanı Kaani'nin akıbeti merak konusu oldu.

New York Times gazetesinin İran muhabiri, geçtiğimiz cuma günü İranlı kaynaklardan, Kaani'nin İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıda öldürüldüğünü aktarmıştı.

New York Times gazetesinin İsrail muhabiri Ronen Bergman pazar günü yayınlanan makalesinde şöyle yazdı:

“İsrail'in İran'a saldırısından bir ay önce, istihbarat ve savunma kurumlarının en üst düzeylerinde, Mossad'ın “Tebş'in listesinde kimler yer alacak?” şeklindeki sorusuna ilişkin yoğun tartışmalar yaşandı.”

Mossad'ın pasif ooperasyonlar için kullandığı bir terim olan ‘tebş’ ifadesi, Bergman'ın X platformunda yayınladığı yazıya göre suikast, tasfiye veya hedefli engelleme için kullanılan kod ad.

‘Mutluluk’ olarak nitelendirilen listeye dikkati çeken Bergman, bu toplantılara katılanlardan biri tarafından da bu şekilde adlandırılan listeye İranlı liderlerin dahil edilmesinin ‘rütbeleri ve uygun bir fırsatın ortaya çıkması’ şeklindeki iki faktöre bağlı olduğunu belirtti.

Bergman, yazısını şöyle sürdürdü:

“Tartışma tek bir isim üzerine yapılmıyordu. Aksine, listeyi okuduğu takdirde en çok rahatsız olacak kişinin o olduğu kesindi, çünkü listeye alınmaması konusunda tam bir fikir birliği vardı, o kadar zahmete değmeyeceği düşünülüyordu.”

Bergman, Kaani’nin bilinmeyen akıbeti ve hava saldırılarında öldürülmüş olabileceği ihtimaliyle ilgili olarak “İsrail, onun yüksek konumuna rağmen etkisinin hissedilmediğini ve bu nedenle ölümünün önemli bir etkisi olmayacağını değerlendirdi” ifadelerini kullandı.