ABD'de otoyola iniş yapan küçük uçak otomobile çarptı

(İHA)
(İHA)
TT

ABD'de otoyola iniş yapan küçük uçak otomobile çarptı

(İHA)
(İHA)

ABD'nin Minnesota eyaletinde otobana acil iniş yapan küçük bir uçak seyir halindeki araca çarptı.

ABD'nin Minnesota eyaletinin Minneapolis kentinde küçük bir uçak, Interstate 35W otoyoluna acil iniş yaptı. Otoyolda ilerleyen uçak, kısa bir süre sonra seyir halindeki bir araca çarptı. Kazada can kaybı yaşanmazken, otoyol birkaç saat süreyle trafiğe kapatıldı. Minnesota Eyaleti Ulaştırma Bakanlığı da olayı doğrulayarak kimsenin yaralanmadığını belirtti.



Biden ile görüşen Sudani'den ABD'ye "Gazze" ve "uluslararası hukuk" hatırlatması

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Biden ile görüşen Sudani'den ABD'ye "Gazze" ve "uluslararası hukuk" hatırlatması

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Başkanı Joe Biden ile Beyaz Saray'da görüşen Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, İsrail'in Gazze'de sivilleri hedef alan saldırılarını hatırlatarak, "Sivillere, özellikle kadın ve çocuklara yönelik her türlü saldırıyı reddediyoruz." dedi.

ABD Başkanı Biden, Irak Başbakanı Sudani'yi Beyaz Saray'da ağırlarken, iki lider ABD-Irak Stratejik Çerçeve Anlaşması kapsamındaki konuları kapsamlı şekilde ele aldı.

İkili görüşmelerinin öncesinde Oval Ofis'te basın mensuplarına açıklamalar yapan Biden ve Sudani, iki ülke arasındaki stratejik işbirliği konularını değerlendirdi.

Irak Başbakanı Sudani, Orta Doğu'da yaşananlarla ilgili olarak ABD ile her konuda aynı düşünmediklerini ve herkesin uluslararası hukuka uyması gerektiğini vurguladı.

Sudani, isim vermeden İsrail'in Gazze'de sivilleri hedef alan saldırılarına atıf yaparak, "Bölgede olanlarla ilgili fikirlerimiz ayrı olabilir ancak uluslararası insani hukuk konusunda kesinlikle hemfikiriz. Sivillere, özellikle kadın ve çocuklara yönelik her türlü saldırıyı reddediyoruz. Uluslararası normlara ve diplomatik ilişkilere uyulması çağrısında bulunuyoruz." diye konuştu.

Gazze'de binlerce sivilin öldürülmesine neden olan savaşın durmasını istediklerini vurgulayan Sudani, bu yöndeki tüm çabaları desteklediklerini dile getirdi.

- Sudani'den ikili ilişkilere vurgu

Bölgesel açıdan çok zor bir dönemden geçildiğini belirten Sudani, "Bu ziyaret ve görüşme, ikili ilişkilerimizin tarihi açısından son derece önemlidir. Irak ile ABD arasındaki ilişkiler önemli bir dönemeçte." dedi.

İki ülke arasındaki stratejik ortaklığın yarınını konuşmak üzere Beyaz Saray'a geldiğini söyleyen Sudani, "İlişkilerimizi, askeri-güvenlik temelli bir ilişkiden sistematik bir şekilde ekonomi, siyaset, çevre, eğitim ve güvenlik temelli bir işbirliğine geçirmeyi amaçlıyoruz." ifadesini kullandı.

Irak'ın özellikle ekonomik toparlanma ve altyapı yatırımlarına önem verme sürecinde olduğunu anlatan Sudani, bu noktada Stratejik Çerçeve Anlaşması kapsamında ABD ile yakın işbirliği içinde olacaklarını belirtti.

Sudani, hükümetinin söz konusu Stratejik Çerçeve Anlaşmasını hayata geçirme konusunda oldukça ciddi olduğunu vurguladı.

- Irak'taki Amerikan askerlerinin durumu

Sudani ayrıca, Irak'taki Amerikan askerlerinin durumuna ilişkin başlıkların Yüksek Askeri Komite kapsamında ele alındığını ve komiteden çıkacak sonuca uyacaklarını söyledi.

Amerikan askerlerinin durumuna ilişkin detaya girmeyen Sudani, "İki ortak arasında Ortak Güvenlik İşbirliği Diyaloğu yoluyla askeri ve güvenlik alanında sürdürülebilir bir işbirliği için temelleri atıyor olacağız." dedi.

-"ABD-Irak ilişkileri çok önemli"

ABD Başkanı Biden da Irak'ın ABD açısından bölgedeki en önemli ülkelerden biri olduğunu belirtti.

Biden, "Irak ile ABD arasındaki ortaklık hayati öneme sahip. DEAŞ'ı yenmek için son on yıldır askerlerimiz yan yana mücadele ediyor. Bu işbirliğini Stratejik Çerçeve Anlaşması'nda da görüyoruz." dedi.

İki ülke arasındaki ekonomik işbirliği başlıklarını da ele alacaklarını belirten Biden, "Ortaklığımız hem halklarımız hem Orta Doğu hem de tüm dünya için çok önemli." ifadesini kullandı.

- Irak Hükümetinden ziyarete ilişkin paylaşım

Öte yandan Irak Hükümetine ait resmi X hesabından bugün yapılan paylaşımda, Sudani'nin ABD ziyaretinde öne çıkan başlıklara yer verildi.

Paylaşımda, Irak'taki Amerikan askerleriyle ilgili durumdan DEAŞ-Karşıtı Koalisyon ile ilişkilere ve Türkiye ile Irak arasında ulaştırma alanında ilişkilerin daha ileri seviyeye taşınmasına imkan sağlayacak "Kalkınma Yolu Projesi"ne kadar birçok başlığın ele alınacağı vurgulandı.


Biden ailesi 2023'te yaklaşık 620 bin dolar kazandı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Biden ailesi 2023'te yaklaşık 620 bin dolar kazandı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Başkanı Joe Biden ve eşi Jill Biden'ın 2023 mali yılında yıllık brüt gelirinin 619 bin 976 dolar olduğu ve 146 bin 629 dolar federal gelir vergisi ödediği bildirildi.

ABD'de bireysel gelir vergisi beyanında bulunulması için son gün olan ve "Vergi Günü" olarak adlandırılan 15 Nisan'da Biden ailesinin vergi beyannamesi yayımlandı.

Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Biden ve eşinin birlikte gelir vergisi beyanında bulunduğu ve brüt gelirlerinin 619 bin 976 dolar olduğu belirtildi.

Açıklamada, Biden ailesinin 2023 mali yılında 146 bin 629 dolar federal gelir vergisi ödediği kaydedildi.

Ayrıca Biden ve eşinin Delaware eyaletine 30 bin 908 dolar ve Virginia eyaletine 3 bin 549 dolar gelir vergisi ödediği belirtilen açıklamada, Biden ailesinin 17 farklı hayır kurumuna 20 bin 477 dolar bağışta bulunduğu aktarıldı.

Açıklamada, "Başkan Biden, Amerikan halkına karşı şeffaf olma konusundaki kararlılığını bir kez daha göstererek, görevdeyken en fazla vergi beyannamesini yayımlayan başkan oldu." ifadeleri kullanıldı.

Biden'ın selefi Eski ABD Başkanı Donald Trump, dört yıllık görev süresi boyunca vergi beyannamelerini açıklamayı reddetmişti.

- ABD'de Vergi Günü

ABD'de bireysel gelir vergisi beyannamelerinin federal hükümete sunulduğu son gün Vergi Günü olarak adlandırılıyor.

Genellikle 15 Nisan olarak belirlenen bu gün, hafta sonu veya tatil günlerine denk gelmesi halinde bir sonraki iş gününe sarkıyor.

ABD'de bu yıl 29 Ocak'ta başlayan vergi beyanında bulunma süreci 15 Nisan yerel saatle gece yarısı sona eriyor.

ABD Gelir İdaresi (IRS) tarafından yapılan açıklamada, 6 Nisan itibarıyla 100 milyondan fazla bireysel vergi beyannamesinin işleme konduğu bildirildi.

Açıklamada, vergi beyanında yılın en yoğun zamanı olan nisan ayı dolmadan on milyonlarca kişinin daha vergi beyanında bulunmasının beklendiği aktarıldı.

Yaklaşık 19 milyon vergi mükellefinin 15 Ekim'e kadar uzatma başvurusunda bulunacağının da tahmin edildiği belirtilen açıklamada, vergi beyannamesi verme sürecinin başladığı ocak ayından bu yana IRS'in nisan başına kadar 200 milyar dolardan fazla vergi iadesi yaptığı kaydedildi.


ABD Savunma Bakanı Austin, İsrail'e desteklerini yineledi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

ABD Savunma Bakanı Austin, İsrail'e desteklerini yineledi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ile yaptığı telefon görüşmesinde, ülkesinin İsrail'in savunmasına verdiği desteği sürdüreceğini belirtti.

Pentagon'dan yapılan açıklamada, Austin'in İsrailli mevkidaşı Gallant ile telefon görüşmesinde "İran'ın İsrail'e 13 Nisan Cumartesi günü düzenlediği, ABD, İsrail ve müttefik kuvvetlerin ortak savunma operasyonuyla engellediği saldırıların sonuçlarını" ele aldığı ifade edildi.

Açıklamada, Austin'in ülkesinin İsrail'in savunmasına desteğini ve "stratejik bölgesel istikrar hedefini" teyit ettiği bildirildi.

- İran-İsrail gerilimi

İsrail, İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına 1 Nisan'da hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusundan 2'si general rütbesinde toplam 7 İranlı yetkili ölmüştü.

İran, İsrail'in konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına saldırı anlamına geldiğini ve misillemede bulunacaklarını duyurmuştu. İsrail ise İran'ın saldırısına karşılık vereceğini bildirmişti.

İran, 13 Nisan'da İsrail'e yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle saldırı başlatmıştı.

İran bazı hedeflerin vurulduğunu, İsrail ise saldırıların çoğunun hava savunma sistemlerince önlendiğini ancak güneydeki bir askeri üsse füze isabet ettiğini açıklamıştı.

İsrail basını, Tel Aviv yönetiminin İran’ın hava saldırısına karşı "açık ve etkili" şekilde karşılık verme kararı aldığını iddia etmişti.


İsveç'te eski Suriyeli general savaş suçları davasında yargılanıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsveç'te eski Suriyeli general savaş suçları davasında yargılanıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsveç'te, eski Suriyeli General Muhammed Hamo ülkesindeki iç savaşta işlenen suçlardaki rolü nedeniyle yargılanıyor.

Ülke basınındaki haberlere göre, başkent Stockholm'daki Bölge Mahkemesinde görülen davada, 65 yaşındaki eski general, Suriye iç savaşında Ocak-Temmuz 2012'de tuğgeneral olarak görev yaptığı dönemde "ayırt etme, tedbir ve orantılılık ilkesini ihlal eden sistematik saldırılar" içeren operasyonlara katılmakla suçlanıyor.

Hamo, suçlu bulunursa İsveç yasalarına göre, "20 ila 25 yıl" olan ömür boyu hapis cezasına çarptırılabilir.

Savcı Karolina Wieslander, mahkemede Suriye ordusuna "tavsiye ve eylem" yoluyla savaşa katkıda bulunan Hamo'nun "stratejik kararlar alma ve askeri operasyonları icra etmede" kritik konumda bulunduğunu ifade etti.

Hamo'nun avukatı Mari Kilman ise müvekkilinin "askeri bağlamda hareket ettiği ve emirlere uymak zorunda olduğu" için yaptığı yanlışlardan sorumlu tutulamayacağını belirterek, masum olduğunu savundu.

Davanın 18 gün sürmesi, son celsenin ise 21 Mayıs'ta yapılması bekleniyor.

Eski general, Temmuz 2012'de Suriye ordusuna isyan ederek, rejim karşıtı güçlere katılmıştı.

Aralarında savaşta yaralanan Fransız gazeteci ve İngiliz fotoğrafçının bulunduğu 8 kişinin, hakkında suç duyurusunda bulunduğu Hamo, Aralık 2021'de tutuklanmış ancak 2 gün sonra delil yetersizliği nedeniyle serbest bırakılmıştı.

General Muhammed Hamo, Suriye iç savaşında işlenen savaş suçlarındaki rolü nedeniyle Avrupa'da yargılanan ilk Suriyeli yetkili olacak.


İsrail devlet televizyonu: İsrail İran'a misillemeden zarar görmeyeceklerine dair bölge ülkelerine güvence verdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail devlet televizyonu: İsrail İran'a misillemeden zarar görmeyeceklerine dair bölge ülkelerine güvence verdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail'in, İran'ın 13 Nisan'da yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle düzenlediği saldırılara verilecek misillemeden zarar görmeyecekleri konusunda bölge ülkelerine teminat verdiği iddia edildi.

İsrail devlet televizyonu KAN'a göre İsrail, İran'a yönelik muhtemel misilleme konusunda Ürdün, Mısır ve Körfez ülkelerini bilgilendirdi.

Uluslararası kamuoyunda İran saldırılarına yönelik tepkinin nasıl ve ne zaman olacağı tartışılırken, İsrail, bölgedeki Arap ülkelerine, misillemenin kendilerini tehlikeye atmayacağına dair güvence verdi.

İsrail'deki "Kanal 12" televizyonu, dün, kaynak göstermediği haberinde, Tel Aviv yönetiminin İran'ın hava saldırısına karşı verilecek yanıt konusunda karar verdiğini öne sürmüştü.

Haberde, Savaş Kabinesi'nin İran'ın saldırısına karşı "açık ve etkili" bir şekilde karşılık verme kararı aldığı belirtilirken, İsrail'in tepkisinin, İran'ın gerçekleştirdiği "büyüklükteki bir saldırının tepkisiz kalmayacağı" mesajını vermeyi amaçladığı ifade edilmişti.

İsrail'in İran'a vereceği "yanıt"ın bölgesel savaş çıkartmasını ya da İran saldırısına karşı yardımcı olan koalisyonun parçalanmasını istemediği belirtilen haberde, İsrail'in eylemlerini ABD ile koordine etme niyetinde olduğu kaydedilmişti.

- İran-İsrail gerilimi

İsrail, İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına 1 Nisan'da hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusundan 2'si general rütbesinde toplam 7 İranlı yetkili ölmüştü.

İran, İsrail'in konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına saldırı anlamına geldiğini ve misillemede bulunacaklarını duyurmuştu. İsrail ise İran'ın saldırısına karşılık vereceğini bildirmişti.

İran, 13 Nisan'da İsrail'e yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle saldırı başlatmıştı.

İran bazı hedeflerin vurulduğunu, İsrail ise saldırıların çoğunun hava savunma sistemlerince önlendiğini ancak güneydeki bir askeri üsse füze isabet ettiğini açıklamıştı.

İsrail basını, Tel Aviv yönetiminin İran'ın hava saldırısına karşı "açık ve etkili" şekilde karşılık verme kararı aldığını iddia etmişti.


İran Havalimanları Şirketi: Tüm havalimanları açık

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İran Havalimanları Şirketi: Tüm havalimanları açık

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İran Havalimanları Şirketi, ülkedeki havalimanlarından tüm yönlere uçuşların açık olduğunu duyurdu.

Tesnim Haber Ajansı, İran Havalimanları Şirketi tarafından yapılan yazılı açıklamayı yayımladı.

Açıklamada, "Şu anda ülkenin havalimanlarında herhangi bir uçuş kısıtlaması bulunmuyor. İran'dan tüm yönlere seferler açık ve bu konuda bir sorun yok." ifadeleri kullanıldı.

İran'ın 13 Nisan'da İsrail'e saldırısının ardından ülkede uçuşlar bir süreliğine iptal edilmişti.

- İran-İsrail gerilimi

İsrail, İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına 1 Nisan'da hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusundan 2'si general rütbesinde toplam 7 İranlı yetkili ölmüştü.

İran, İsrail'in konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına saldırı anlamına geldiğini ve misillemede bulunacaklarını duyurmuştu. İsrail ise İran'ın saldırısına karşılık vereceğini bildirmişti.

İran, 13 Nisan'da İsrail'e yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle saldırı başlatmıştı.

İran bazı hedeflerin vurulduğunu, İsrail ise saldırıların çoğunun hava savunma sistemlerince önlendiğini ancak güneydeki bir askeri üsse füze isabet ettiğini açıklamıştı.

İsrail basını, Tel Aviv yönetiminin İran'ın hava saldırısına karşı "açık ve etkili" şekilde karşılık verme kararı aldığını iddia etmişti.


İsrail Dışişleri Bakanı'ndan İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun "terör örgütü" ilan edilmesi çağrısı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail Dışişleri Bakanı'ndan İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun "terör örgütü" ilan edilmesi çağrısı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, İran'ın füze programına yaptırım uygulanması ve İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun "terör örgütü" ilan edilmesi çağrısında bulundu.

Dışişleri Bakanı Katz, sosyal medya hesabı X üzerinden yaptığı paylaşımda, 32 ülkeye mektup gönderdiğini ve çok sayıda mevkidaşı ve dünyanın önde gelen isimleriyle görüştüğünü aktardı.

Katz, 32 ülkeye gönderdiği mektupta ve mevkidaşlarıyla görüşmelerinde "İran'ı engellemek ve zayıflatmak için" Tahran'ın füze programına yaptırım uygulanması ve İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun "terör örgütü" ilan edilmesi çağrısında bulunduğunu belirtti.

İsrail Dışişleri Bakanı, paylaşımında "Çok geç olmadan İran'ın derhal durdurulması gerekiyor." ifadesini kullandı.

Katz'ın bu çağrısı, İran'ın İsrail'e 13 Nisan'da yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle başlattığı saldırılarına misilleme beklentileri devam ederken geldi.

- İran-İsrail gerilimi

İsrail, İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına 1 Nisan'da hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusundan 2'si general rütbesinde toplam 7 İranlı yetkili ölmüştü.

İran, İsrail'in konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına saldırı anlamına geldiğini ve misillemede bulunacaklarını duyurmuştu. İsrail ise İran'ın saldırısına karşılık vereceğini bildirmişti.

İran, 13 Nisan'da İsrail'e yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle saldırı başlatmıştı.

İran bazı hedeflerin vurulduğunu, İsrail ise saldırıların çoğunun hava savunma sistemlerince önlendiğini ancak güneydeki bir askeri üsse füze isabet ettiğini açıklamıştı.

İsrail basını, Tel Aviv yönetiminin İran'ın hava saldırısına karşı "açık ve etkili" şekilde karşılık verme kararı aldığını iddia etmişti.


Uganda'da bulaşıcı "kırmızı göz" hastalığına yakalananların sayısı 7 bin 500'ü geçti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Uganda'da bulaşıcı "kırmızı göz" hastalığına yakalananların sayısı 7 bin 500'ü geçti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Uganda'da son 3 haftada bulaşıcı "kırmızı göz" (konjonktivit) hastalığına yakalananların sayısının 7 bin 500'ü geçtiği bildirildi.

Uganda Sağlık Bakanlığının açıklamasında, ülke genelinde "kırmızı göz" hastalığının arttığına dikkat çekildi.

Açıklamada, son 3 haftada vaka sayısının 954'ten 7 bin 596'ya yükseldiği belirtildi.

Hapishane, okul ve sağlık merkezlerinde artış gösteren vakaların daha çok Kampala, Arua, Mbale ve Kagadi gibi bölgelerde yoğunlaştığı kaydedildi.

Sağlık uzmanları, "kırmızı göz" hastalığının fabrika, çarşı, pazar ve plazalar gibi ortamlarda ve yoğun nüfuslu şehirlerde hızla yayıldığı uyarısında bulundu.

"Kırmızı göz" hastalığına yakalananlara, siyah gözlük takmasını tavsiye eden uzmanlar, bu kişilerin yataklarını ve kullandıkları eşyaları ayırmaları gerektiğini vurguladı.


Fotoğrafçılık öğrencileri badem ağaçlarının çiçek açtığı Akdamar Adası'nı görüntüledi

Fotoğraf: Necmettin Karaca - AA
Fotoğraf: Necmettin Karaca - AA
TT

Fotoğrafçılık öğrencileri badem ağaçlarının çiçek açtığı Akdamar Adası'nı görüntüledi

Fotoğraf: Necmettin Karaca - AA
Fotoğraf: Necmettin Karaca - AA

Van'da Temel Fotoğrafçılık Kursu öğrencileri, badem ağaçlarının çiçek açmasıyla renklenen Akdamar Adası'nı görüntüledi.

Kente gelen yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden biri olan Akdamar Adası, badem ağaçlarının çiçek açmasıyla farklı bir güzelliğe büründü.

dsfvf

Erciş Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğünce açılan Temel Fotoğrafçılık Kursu'na katılan 30 fotoğrafçı, uygulamalı eğitim kapsamında Akdamar Adası'na götürüldü.
Kursiyerler, çiçek açan badem ağaçlarını, adadaki Akdamar Kilisesi'ni ve Van Gölü manzarasını görüntülemeye çalıştı.

fdv

Kursiyerlerden Tarkan Elbir, gazetecilere, fotoğrafçılığa ilgisi olduğu için Erciş Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğünce açılan kursa katıldığını söyledi.

fd bd

Diğer kursiyerlerle eğitimler kapsamında Akdamar Adası'na geldiklerini anlatan Elbir, "Burada eşsiz bir manzara var. Bu manzarayı en güzel şekilde görüntüleyerek insanların beğenisine sunacağız. Çektiğimiz fotoğraflarla kurs bitiminde sergi açacağız." dedi.

fd bd

Binali Özkaya, "Erciş Fotoğrafçılık Kulübü ile Akdamar Adası'na geldim. Bu doğal manzarayı fotoğraflamak adına değerli hocalarımızdan eğitimler almaya çalıştım. Herkesi doğanın eşsiz manzarasıyla bütünleşen Akdamar Adası'na beklerim." diye konuştu.

dfv bdfv

 


İran'ın İsrail'e misillemesinde kazananlar ve kaybedenler

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İran'ın İsrail'e misillemesinde kazananlar ve kaybedenler

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

TRT World Research Centre'dan Araştırmacı Burak Elmalı, İran'ın İsrail'e karşı gerçekleştirdiği misilleme saldırısının arka planını AA Analiz için kaleme aldı.

İran, İsrail'in 1 Nisan'da Şam'daki konsolosluğunu bombalamasına 13 Nisan'da karşılık verdi. 1 Nisan'daki saldırıda 2'si general olmak üzere 7 üst düzey Devrim Muhafızı hayatını kaybetmişti. İran'ın kendi topraklarından başlattığı misillemede onlarca insansız hava aracı (İHA) ve seyir füzesi kullanıldı. Fırlatılan mühimmat sayısal olarak etkileyici olsa da, neredeyse tamamı İsrail'in Demir Kubbesi ve müttefik hava savunma sistemleri tarafından engellendi ve hiçbir kayıp yaşanmadı.

Tahran'ın bölgedeki destekçileri İran'ın ilk kez bölgesel vekillerine başvurmadan doğrudan İsrail'i hedef aldığının altını çiziyor. Böyle bir kararın Tahran'ın hareket tarzı üzerindeki etkisi ne olursa olsun, bu olay birçok kazananı ve kaybedeni ortaya çıkardı.

Misillemenin 2 kazananı

Bu hamlenin en büyük kazananı İsrail, özellikle de Başbakan Binyamin Netanyahu oldu. Netanyahu son haftalarda Batılı siyasi çevrelerdeki pek çok destekçisini kızdırdı. Netanyahu İran'ın misillemesiyle ortaya çıkan fırsatı Batı'nın İsrail'i askeri ve siyasi olarak desteklemeye devam edeceğine dair verdiği sözü tazelemek için kullandı.

İsrail'in Gazze'deki soykırımına maruz kalan siviller kaybeden tarafta yer aldı. Ayrıca, bu olay dünyanın dikkatini İran'a çevirdi ve kötü adam rolünü İran üstlendi.

Savaşın başından beri İsrail'i tereddütsüz destekleyen Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) ve kilit Avrupa ülkelerine verdiği bu mesajla Netanyahu, geçen ay ABD Senatosu Çoğunluk Lideri Chuck Schumer'den siyasi kaderiyle ve Gazze'deki soykırım girişimiyle ilgili aldığı sert eleştirileri ve konu özelindeki tartışmaları başarılı bir şekilde saptırdı. [1]

İran, iç kamuoyunda ve Orta Doğu'daki sempatizanlarının gözünde zedelenen itibarını kurtararak diğer kazanan oldu. İran, İsrail'in konsolosluk saldırısına misilleme yapmasaydı ya da Kuzey İsrail'de Hizbullah'a yönelik son derece sembolik birkaç saldırıyla geçiştirseydi İran'ın güvenilirliği ciddi şekilde sorgulanacak ve klasik bahanesi olan "bölgesel gerginlikten kaçınma" işe yaramayacaktı. İran için itibar kurtarıcı bu önlem şimdilik sorunu çözmüş gibi görünüyor. Dahası İran, açıklamasında Birleşmiş Milletler (BM) Şartı'nın 51. maddesine atıfta bulunarak misillemenin konsolosluk saldırısına karşılık olduğunu yineledi. Böylece İran, 7 Ekim'i takip eden haftalarda ABD'ye söz verdiği gibi Gazze'de savaştan kaçınma taahhüdünü sürdürdü. Dolayısıyla İran, bu hamleyi İsrail-Filistin çatışmasının dışında konumlandırdı ve misillemenin bu şekilde algılanması gerektiğini vurguladı.

Kim kaybetti?

İsrail'in Gazze'deki soykırımına maruz kalan siviller kaybeden tarafta yer aldı. Ayrıca, bu olay dünyanın dikkatini İran'a çevirdi ve kötü adam rolünü İran üstlendi.

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine bir saldırı düzenleme ihtimali İran'ın bu tür saldırılara nasıl karşılık vereceği veya Suriye ve Irak'taki vekilleri aracılığıyla sahadaki bölgesel ağırlığını nasıl canlı tutacağı konusunda soruları ve spekülasyonları ortaya çıkarıyor. Bu tür tartışmalar dikkatleri Gazze'den başka bir konuya çekiyor. Bu durum Batı medyasının sivil kayıplara ve diğer çeşitli savaş suçlarına olan ilgisini ve farkındalığını azaltma riski taşıyor. Yani Tahran, Tel Aviv'in oyununa gelerek İsrail'in günden güne kaybettiği anlatılar savaşında çok ihtiyaç duyduğu bir kaçışı sağladı. Dahası, Batı'nın İsrail yanlısı tutumunun verdiği güvenle İsrail yeni savaş suçları işlerken sınır tanımayabilir.

Ayrılmaz bir üçlü

İran'ın misillemesi İsrail'in konsolosluk saldırısına tam bir yanıt olmasa da bölgedeki sempatizanlar arasında özellikle de Direniş Ekseni olarak adlandırılan grup içinde bir itibar avantajı sağladı. Tahran, Birinci Körfez Savaşı sırasında sadece Saddam Hüseyin tarafından başarılan İsrail'i doğrudan vurabilecek bir aktör olarak imajını güçlendirdi.

Aynı şekilde Tahran'ın güçlendirilen statüsü, İsrail'in Batı'dan sürekli siyasi ve askeri destek almasına ve ABD'nin varlığının devam etmesine olanak tanıyor. Bu üçlü irtibat, bölgesel jeopolitik hakkında çok şey ortaya koyuyor. ABD, İran ve İsrail tarafından temsil edilen ayrılmaz üçlünün [2] Filistin davasına nasıl zarar verdiği ise ortada.

İran'ın misillemesinin kısmen İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısına bir yanıt olduğu iddia edilse de, İran aslında İsrail'in arzu ettiği anlatıya hizmet etti. Ayrıca bu durum, ABD'nin birçok Amerikan seçmeni arasında popüler olan Orta Doğu'dan çekilme söylemine [3] rağmen bölgedeki askeri ayak izini sürdürmesi için bahaneler de sağlıyor.

İran'ın tepkisi, karmaşık manevralarla karakterize edilen bir Batı filminin senaryosuna benziyor. Bir aktör gerçek bir zarar vermeden diğerine karşı bir tehlike hissi yaratır. Ardından, tehdit altında olduğu algılanan aktör 3'üncü bir tarafı şerif rolünü üstlenmeye, koruma sağlamaya ve dengeyi yeniden tesis etmeye çağırır.

Bu arada vekilleri aracılığıyla ilettiği ABD'nin Orta Doğu'dan çekilmesi ve İsrail'in Filistin'e yönelik zulmüne son verilmesi gibi hedefleri yerine getirilmediğinde bile Tahran, bölgedeki hedef kitlesi arasında itibarını artırdı.

Kısacası, Orta Doğu'da hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Meslekten olmayan insanlara sadık düşmanlar gibi görünen bu aktörlerin ilan ettikleri hedefler birbirleriyle çelişiyor gibi görünse dahi çıkarlarının aynı çizgide olduğu bir durumla karşı karşıya olabiliriz.

[1] https://www.nytimes.com/2024/03/15/world/middleeast/schumer-israel-netanyahu-us.html

[2] https://researchcentre.trtworld.com/blogs/the-u-s-and-iran-an-inseparable-duo/

[3] https://www.newarab.com/opinion/us-narrative-withdrawal-middle-east-fallacy