İnsanlar ile Madagaskar farelerinin görme sistemleri arasında benzerlikler bulundu

Madagaskar gri faresi (Cenevre Üniversitesi)
Madagaskar gri faresi (Cenevre Üniversitesi)
TT

İnsanlar ile Madagaskar farelerinin görme sistemleri arasında benzerlikler bulundu

Madagaskar gri faresi (Cenevre Üniversitesi)
Madagaskar gri faresi (Cenevre Üniversitesi)

İnsanların yer aldı primat sınıfı, tıpı kameralardaki pikseller gibi beyinlerindeki görme korteksinde bulunan küçük hesaplama birimlerini kullanarak gözlerinin önündeki görsel bilgiyi işler.
İnsanların görsel yeteneklerinin kökenini anlamak için İsviçre'deki Cenevre Üniversitesi'nden bilim insanları Almanya'daki Max Planck Enstitüsü ve Paris'teki Ulusal Doğa Tarihi Müzesi ile iş birliğinde bir çalışma yürüttüler. Madagaskar'daki lemur faresi ile yapılan çalışmada hesaplama birimlerinin primatların büyüklüğüne göre genişleyip genişlemediğini araştırdılar.  
Madagaskar’dan gelen gri fare dünyadaki en küçük primatlardan biri. Ağırlığı yaklaşık 60 gram. Current Biology dergisinde yayımlanan çalışmada bilim insanları, primatların görme sistemlerini karşılaştırdılar. Vücut hacimlerine bakılmaksızın insanlar da dahil olmak üzere bütün primatların görme sistemlerinin aynı olduğunu buldular.
Lemur faresi 55 milyon yıl önce evcilleşen ilk primatlar ile aynı biyolojik özellikleri paylaşan çok özel bir tür olduğu için çalışmada varılan sonuçlar insanın görme sisteminin geçmişteki atalarından farklı olmadığını gösterdi.
Çalışmada beyni görüntüleyin teknolojik cihazlar kullanılarak lemur farelerinin görme sistemleri incelendi. Söz konusu incelemeler beyindeki bilgileri işleyen birimlerin minimum boyutunun belirlenmesine olanak sağladı.  
Cenevre Üniversitesi Tıp Fakültesi Nörobilim Bölümü’nden Prof. Daniel Huber, üniversitenin internet sayfasında yayınlanan raporda şu ifadeleri kullandı:
“Lemurun küçük boyutuyla orantılı küçük bir bölge görmeyi bekliyorduk. Aancak verilerimiz bu birimlerin çapının yarım milimetreden fazla olduğunu gösterdi.”
Max Planck enstitüsündeki araştırmacılar ile iş birliği yapan Huber, lemurun beyninde görüntülenen yüzlerce birimi diğer büyük primatların görme sistemleri ile karşılaştırdı. Ekip şaşırtıcı sonuçlara ulaştı. Buna göre temel işleme birimi 60 gram ağırlığında olan yetişkin bir lemurun boyutuyla orantılı değildi. Makak maymunları gibi yaklaşık 7 kilogram ağırlığındaki büyük maymunlar ve hatta insanlar gibi daha büyük bedene sahip büyük primatlarla aynı boyuttaydı.



Bebeğin cinsiyetini belirleyen faktörler tespit edildi

Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)
Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)
TT

Bebeğin cinsiyetini belirleyen faktörler tespit edildi

Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)
Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)

Rachel Dobkin 

Cinsiyet açıklama partileri, yeni çocuklarının kız mı erkek mi olacağını merakla bekleyen aileler arasında giderek daha popüler hale geliyor. Ancak popüler inanışlara karşı çıkan yeni bir araştırmaya göre, bebeklerin cinsiyeti yazı tura sonucu gibi şansla belirlenmiyor.

Hakemli dergi Science Advances'ta cuma günü yayımlanan bir çalışma, ailelerin erkek ya da kız çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğınu ve bazı faktörlerin bu ihtimali etkilediğini tespit etti.

1956-2015'te iki ya da daha fazla sefer birer bebek doğuran en az 58 bin kadını analiz eden araştırmacılar, aynı cinsiyetten en az üç çocuk yapan annelerin, sonraki bebeklerinin yine aynı cinsiyetten olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu saptadı.

Kız ya da erkek çocuk sahibi olma ihtimali bu kişilerde yüzde 50-50 değil: Üç kız çocuk sahibi ailelerin başka bir kız çocuğu olma ihtimali yüzde 58, üç erkek çocuğu olan ailelerin bir erkek çocuk daha dünyaya getirme ihtimaliyse yüzde 61.

Peki neden böyle oluyor?

Araştırmacılar, annenin doğum yaptığı yaşa ve genetiğe işaret ediyor.

Çocuk doğurmaya 28 yaşından sonra başlayan kadınların aynı cinsiyetten çocuk sahibi olma ihtimali biraz daha yüksek çıktı. Çalışmada sadece erkek ya da sadece kız çocuk doğurmakla ilişkili iki gen de tespit edildi.

Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'nda beslenme ve epidemiyoloji alanında öğretim üyesi olan Jorge Chavarro, kıdemli yazarı olduğu çalışma hakında Washington Post'a "Bu genlerin neden doğumda cinsiyetle ilişkili olduğunu bilmiyoruz ancak öyleler ve bu da yeni sorular doğuruyor" dedi.

Çalışmanın, babalarla ilgili veri bulunmaması gibi bazı sınırlılıkları var.

Ayrıca çalışmada yer almayan bir uzman, araştırmanın genetik analizi hakkında uyarılarda bulunuyor.

Pennsylvania Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi'nde genetik alanında öğretim üyesi olan Iain Mathieson, Washington Post'a yaptığı açıklamada analizin nispeten küçük bir örnekleme dayandığını ve diğer faktörlerden etkilenebileceğini söyledi.

Çalışmadaki araştırmacılar sözkonusu faktörlerin, bazı ailelerin aynı cinsiyetten çocuk sahibi olma olasılığının neden daha yüksek olduğunu ne ölçüde açıkladığını incelemek üzere daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğu sonucuna vardı.

Yazarlar şu ifadeleri kullanıyor: 

O zamana kadar, aynı cinsiyetten iki ya da üç çocuğu olan ve farklı cinsiyetlerden çocuk sahibi olmak isteyen aileler, bir sonraki çocuklarını yaparken muhtemelen iki yüzü aynı bir madeni parayla yazı tura attıklarının farkında olmalı.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news