Pompeo, Biden yönetimine Tahran ile ateşkes yapılmaması çağrısında bulundu

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Çin’i dünyaya hükmetmeye çalışmakla suçladı.

Pompeo dün Manama Diyalogu’na video konferans ile katıldı. (AFP)
Pompeo dün Manama Diyalogu’na video konferans ile katıldı. (AFP)
TT

Pompeo, Biden yönetimine Tahran ile ateşkes yapılmaması çağrısında bulundu

Pompeo dün Manama Diyalogu’na video konferans ile katıldı. (AFP)
Pompeo dün Manama Diyalogu’na video konferans ile katıldı. (AFP)

Tahran’ı Ortadoğu’daki çatışmayı körüklemekle suçlayan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, seçilmiş ABD Başkanı Joe Biden yönetimine “İran ateşkesi” olarak adlandırdığı durum konusunda uyarıda bulundu. Biden yönetimine “İran’ın istikrarsızlaştırıcı hareketlerini ciddiye alması” çağrısı yaptı. Pompeo açıklamasında “İran’la bir ateşkes yapılması ve Biden yönetiminin Tahran’ın davranışları karşısında sağduyulu olmasına yönelik çağrıda bulunanlar var” ifadesini kullandı.
Reuters’ın haberine göre Pompeo dün Bahreyn’in başkentinde çalışmalarına başlayan 2020 Manama Diyalog Forumu’nun sanal açılış konuşmasında, Tahran’a yaptırımlar aracılığıyla azami derecede baskı uygulandığını söyledi.  Pompeo, İran’ın kendisine uygulanan yaptırımları hafifletmek için müzakere masasına geri dönme konusunda “büyük” bir arzu gösterdiğini belirtti. Ancak Washington'ın atacağı adımlar konusunda bilgi vermedi.

ABD Dışişleri Bakanı açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Washington, İran’ın davranışlarını ve bölgeye ve komşularına yönelik tehditlerini değiştirmesi için İran’a ve kendisine bağlı örgütlere yönelik bir yaptırım kampanyası başlattı. Azami baskı kampanyası, İran’ı siyasi ve ekonomik açıdan yalnız bıraktı. İran’ı kötü niyetli davranışlarından uzak durarak normal bir ülke olarak davranmaya çağırıyorum. İran liderliğini, uluslararası topluma karşı yeni bir tutum oluşturmayı seçmesi için baskı altına aldık.”
İran’ın Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin “ABD’nin Tahran’a çizdiği kırmızı çizginin gerçekliğini gösterdiğini” belirten Pompeo sözlerini şöyle sürdürdü:
“İran uranyum zenginleştirme oranında yüzde 20’ye ulaştı. Bu da nükleer anlaşmanın bir ihlalidir. Nükleer anlaşmanın eksikliklerinden biri olan İran milislerine karşı koymalıyız.”
Reuters’ın haberine göre Pompeo, Körfez uzlaşmasına yönelik “umut dolu” olduğunu söyleyerek “Körfez anlaşmazlığının çözüme kavuşturulması bölgedeki halklar için isabetli olur” ifadesini kullandı.
Bir diğer kaynağa göre Pompeo, “Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn’in yaptığı gibi daha fazla ülkenin İbrahim/Abraham Anlaşması’na katılacağını” kaydetti.
Konuşmasında Afganistan’a da değinen bakan “ülkenin şu anda tanık olduğu şiddeti kabul edilemez derecede yüksek” olarak nitelendirdi. Washington’ıun çatışma taraflarından “layıkıyla geri çekilmelerini” talep ettiğini söyleyen Pompeo “Onlara bu müzakereler sürerken şiddetin devam edemeyeceğini açıkladım... Başarılı olmayacak” ifadelerini kullandı.
Manama Diyalog Konferansı olarak bilinen 16. Bölgesel Güvenlik Zirvesi, çok sayıda başbakan, savunma bakanı, dışişleri bakanı, ulusal güvenlik danışmanı, askeri ve istihbarat teşkilatı başkanları ve dünyanın dört bir yanından yüzlerce kişinin katılımıyla Bahreyn’in başkenti Manama’da düzenleniyor.

ABD – Çin gerilimi
Pompeo’nun gündeminde Çin de vardı. ABD Dışişleri Bakanı, Pekin’i “dünyaya hükmetmeye çalışmakla” suçlayarak ülkesinin “böyle bir şeye müsaade etmeyeceğinin” altını çizdi. “Çin Komünist Partisi küresel ekonomik entegrasyonu sekteye uğratmak için İran ile birlikte çalıştı” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Çin’i geçen yıl ortaya çıkan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını hakkındaki bilgileri uzun bir müddet saklayarak virüsün yayılmasına sebep olmakla suçladı. Bunun küresel ekonominin büyük ölçüde zarar görmesine sebep olduğunu vurguladı. Pompeo ülkesinin geri çekildiği Dünya Sağlık Örgütü’nü (WHO) Kovid-19 krizine karşı uyarıda bulunma konusunda başarısız olmakla suçlayarak “WHO, faaliyet gösterdiği her ülkede başarısız oldu ve görevlerini yerine getirmek yerine siyasi bir maşa haline geldi” dedi.
Manama Diyalog Konferansı, Bahreyn Dışişleri Bakanlığı ve İngiltere başkentinde bulunan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) tarafından ortaklaşa düzenleniyor.
Kovid-19 salgınına karşı alınan sağlık önlemleri bütün katılımcıların erişimini sınırladı ancak konferansı düzenleyen taraflar, tartışma oturumlarına herkesin katılımını sağlamak için elektronik iletişim tekniklerinden yararlandı.
Konferansın çalışmalarına ABD, İngiltere, Avrupa ve Asya ülkelerinden uzmanlar katılıyor. Bu yılki katılımcılar arasında İsrailli uzmanlar da var. Forum üç gün boyunca Ortadoğu’nun karşı karşıya kaldığı zorlukların yanı sıra güvenlik ve dış politikaya odaklanan tartışmaları yürütecek. Organizatörler, bu yıl konferansın çalışmalarına dünyanın dört bir yanındaki farklı ülkelerden 3 bin yetkili ve düşünürün katılmasını beklediklerini ifade ettiler.
Manama Diyalogu, siyasi girişimleri ilerletmek amacıyla ülkeler arasında ikili veya çok taraflı toplantılar düzenleyen bir platform olarak biliniyor.
Forum, bölgesel ve küresel güvenlik sorunları ile en çok alakası olan konularda sınırları aşan tartışmalara teşvik ediyor. Zirvenin son tartışmaları bölgedeki önemli siyasi konuları tartışmak amacıyla üst düzey bakanları, ordu ve istihbarat liderlerini, üst düzey diplomatları, iş camiasını, kanaat önderlerini, analistleri ve gazetecileri bir araya getirmişti.
Forumun diğer hedefleri arasında ulusal, bölgesel ve uluslararası çalışma araçlarını incelemek, başlıca güçlerin niyetlerini tartmak ve küresel finansal zorluklara rağmen kalkınmanın nasıl destekleneceğini araştırmak da yer alıyor.
2020 Manama Diyalogu’nun oturum aralarında Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif bin Raşid ez-Zeyyani, Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ile bir araya geldi. Aynı zamanda ez-Zeyyani Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) Başkanı Peter Maurer, Güney Kore Dışişleri Bakanı Kang Kyung-wha ve Afganistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Hamdullah Muhib ile de görüştü.



Rus mahkemesi, yargılanmayı bekleyen Amerikan vatandaşını psikiyatri hastanesine yatırdı

Moskova'da yargılanmayı bekleyen bir Amerikan vatandaşı zorla psikiyatri hastanesine yatırıldı (EPA)
Moskova'da yargılanmayı bekleyen bir Amerikan vatandaşı zorla psikiyatri hastanesine yatırıldı (EPA)
TT

Rus mahkemesi, yargılanmayı bekleyen Amerikan vatandaşını psikiyatri hastanesine yatırdı

Moskova'da yargılanmayı bekleyen bir Amerikan vatandaşı zorla psikiyatri hastanesine yatırıldı (EPA)
Moskova'da yargılanmayı bekleyen bir Amerikan vatandaşı zorla psikiyatri hastanesine yatırıldı (EPA)

Rus devlet medyasında dün yer alan habere göre, Moskova'da yargılanmayı bekleyen bir ABD vatandaşı zorla bir psikiyatri hastanesine yatırıldı.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre 46 yaşındaki Joseph Tater, Ağustos 2024'te Rusya'nın başkentindeki lüks bir otelde çalışanlarla girdiği kavgada bir polis memuruna saldırmakla suçlanarak tutuklandı.

Rusya'nın resmi TASS haber ajansı, Moskova'daki bir mahkemenin 15 Mart'ta yapılan tıbbi değerlendirmenin ardından Tater'in zorunlu olarak psikiyatri hastanesine yatırılmasını onayladığını bildirdi. Doktorlar Tater'in “stres, dürtüsellik, zulüm sanrıları ve durumuyla ilgili öz farkındalık eksikliği” belirtileri gösterdiğini açıkladı.

Moskova'daki ABD Büyükelçiliği gizlilik kaygılarını gerekçe göstererek, dava hakkında yorum yapmayı reddetti.

Tater 14 Nisan'da bir polis memuruna saldırmak suçlamasıyla yargılanacaktı ki bu suçlama beş yıla kadar hapisle cezalandırılabiliyor. Mahkemenin Tater'i tıbbi gerekçelerle tutuklama kararını ne zaman aldığı belli değil, ancak TASS daha önce Tater'in mart ayı sonunda tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını bildirmişti.

Tater, eylül ayındaki bir duruşmada Rusya'ya siyasi sığınma talebinde bulunmak için geldiğini ve CIA tarafından zulme uğradığını iddia etmişti.

TASS, Tater'in savunma avukatının zorla hastaneye yatırılma kararına itiraz ettiğini ve yetkilileri “sanığı toplumdan izole etmeye” çalışmakla suçladığını bildirdi.

İnsan hakları grupları Rusya'yı defalarca, vatandaşlarını siyasi görüşleri nedeniyle psikiyatri kurumlarına kapatmaya zorlamakla suçladılar; Sovyet döneminden kalma bu uygulamanın, Başkan Vladimir Putin hükümeti tarafından giderek daha fazla kullanıldığını söylüyorlar.

Tater, “küçük çaplı isyan” suçlamasıyla idari suçlardan hüküm giyip 15 gün hapis yatmıştı.

Resmi Rus haber ajansları Tater'in Ağustos 2024'te belgelerini görmek isteyen otel görevlilerine saldırması üzerine gözaltına alındığını bildirdiler. Ajanslar, Tater'in otelin kendisini kabul etmemesi üzerine küfrettiğini ve “agresif davrandığını”, ardından da olay yerine çağrılan bir polis memurunun kolunu tuttuğunu bildirdi.

Tater, Rusya'da uyuşturucu ya da saldırı suçlamalarıyla tutuklu bulunan ve birçoğu birkaç yıllık hapis cezalarına çarptırılan çok sayıda Amerikalıdan biri. Bu kişiler arasında, sarhoşken tren isyanının ardından bir polis memuruna saldırmaktan hüküm giydikten sonra 72 yaşında üç buçuk yıl hapis cezasına çarptırılan Robert Gilman ve uyuşturucu suçundan hüküm giyerek Temmuz 2024'te 13 yıl hapis cezasına çarptırılan müzisyen Travis Lake de bulunuyor.