Irak: Haşdi Şabi, Sincar’daki teşkilatlarında PKK unsurlarını gizliyor

Geçen hafta Sincar’a ulaşan Federal güçlere ait askeri takviyeler (Reuters)
Geçen hafta Sincar’a ulaşan Federal güçlere ait askeri takviyeler (Reuters)
TT

Irak: Haşdi Şabi, Sincar’daki teşkilatlarında PKK unsurlarını gizliyor

Geçen hafta Sincar’a ulaşan Federal güçlere ait askeri takviyeler (Reuters)
Geçen hafta Sincar’a ulaşan Federal güçlere ait askeri takviyeler (Reuters)

Irak’ın kuzeybatısındaki Sincar ilçesinin Kaymakamı Hama Halil, dün yaptığı açıklamada, Sincar Anlaşması’nın uygulama sürecinin ilk aşamasının gerçekçi değil, formalite gereği olduğunu belirterek, anlaşma metninde PKK unsurlarının ilçe sınırlarının tamamından çıkarılması gerektiği ifade edilmesine rağmen PKK’ya bağlı Sincar Koruma Birlikleri’nin ilçe sınırları içinde bir yerden başka bir yere taşındığını söyledi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Halil, “Merkezi hükümet ile IKBY hükümeti arasında imzalanan Sincar Anlaşması’nın uygulanmasına dair ilk adımlar, biçimsel bir yapı kazandı. Zira Sincar Koruma Birlikleri’nin kentin içindeki yerleri Sincar Dağı’ndaki başka yerlerle değiştirildi. Sincar Koruma Birlikleri’nin büyük bir bölümü Haşdi Şabi’nin saflarına katıldı. Anlaşma, onların Sincar bölgesinin tamamından çıkarılmalarına hükmediyor. Ayrıca anlaşmanın, silahlanma tezahürlerinin engellenmesi ve güvenlik dosyasının yerel polise ve Irak ordu güçlerine teslim edilmesiyle ilgili maddesinde Haşdi Şabi gruplarının da kentten çıkmasına hükmediliyor” ifadelerini kullandı.
Irak merkezi hükümeti, Sincar’daki durumun normalleşmesi ve ilçenin idari, güvenlik ve hizmet alanlarında ortak bir şekilde yönetilmesi amacıyla 9 Ekim’de IKBY hükümeti ile anlaşmaya vardı.
Ninova Vilayet Meclisi Sincar Temsilcisi Davud Cundi, yaptığı açıklamada, “Sincar Anlaşmasının ilk aşamalarının uygulanması iyi bir şekilde gerçekleşti. Zira çekilme fiilen tamamlandı. Nitekim imzalanan anlaşmanın maddeleri uyarınca federal güçlerin, Sincar Koruma Birlikleri’nin yerini almaya gelmesinin ardından Birlikler Sincar kentinin idari sınırlarına çekildi. Anlaşma, bu birliklerin Sincar ilçesinin tamamından çıkarılmalarına hükmetmiyor. Anlaşmanın yorumlamasıyla ilgilenen kişiler, buradaki maksadın birliklerin yalnızca Sincar kasabasından çıkarılması olduğunu ve diğer kasaba ve köyleri kapsamadığını görürler. Böylece anlaşma genel anlamıyla uygulanmış oldu” dedi.
Sincar Koruma Birlikleri’nin ilçenin tamamından çıkarılmasıyla ilgili taleplere de değinen Cundi, “Bu birlikler, Haşdi Şabi’nin bir parçası ve Fethu’l Mubin Tugayı’na bağlı. Bu birliklerin unsurları Iraklı ve Sincar halkından. Hiçbir tarafın onları Sincar’ın tamamından ve hatta bazılarının talep ettiği gibi Irak’ın tamamından çıkarmaya hakkı yok. Hedef Sincar kasabalarının içerisinde silahlanma tezahürlerinin bulunmasını engellemek, Bağdat’tan gelen Federal Polis Güçleri’nin Sincar kasabası içindeki toprağı kontrol etmeyi üstlenmesidir ve sonra ikinci adım, Irak ordusu 20. Tümen birliklerini kapsıyor. Bunun akabinde çıkarılması konusunda uzlaşılan Haşdi Şabi grupları ve Sincar Koruma Birlikleri güçleri var” ifadelerini kullandı.
Sincar ilçesinden üst düzey bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Sincar Koruma Birlikleri 2018’de kurulmasından bu yana, PKK’lı grupların ve güçlerin tamamının yer aldığı Fethu’l Mubin Tugayı’na bağlı olarak varlığını sürdürüyordu. Sincar’daki durumların normalleşmesiyle ilgili son anlaşmanın ardından Fethu’l Mubin Tugayı’nın adı Haşdi Şabi’deki 80’inci Tugay olarak değiştirildi. Sincar Koruma Birlikleri’na bağlı yaklaşık 3 bin 500 savaşçı bulunuyor. Maaşlarını Haşdi Şabi Heyeti’nden alıyorlar. Yeni değişiklik uyarınca bu güçler resmi olarak artık Haşdi Şabi’ye bağlandı” diye konuştu.

IKBY: Anlşama açık ve nettir, PKK, yalnıza Sincar ilçe merkezi değil, ilçenin tamamından uzaklaştırılacak
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Savcılık üyesi ve hukuk uzmanı Hakim Abdussettar Ramazan, yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Sincar Anlaşması açık ve nettir, bir bütünden oluşuyor ve parçalanması kabul edilemez. Yani anlaşmanın uygulanması sıralı ve birbiriyle bağlantılıdır. Anlaşma birçok başlık içeriyor; idari, güvenlik, yeniden imar. Iraklı olmayan güçlerin Sincar’dan çıkarılmasıyla ilgili husus, güvenlik başlığı içerisinde yer alıyor. Zira güvenlik başlığının A fıkrası, Sincar’daki güvenliğin sorumluluğunu yerel polis, ulusal güvenlik birimi ve istihbaratın üstlenmesini, tüm silahlı oluşumların Sincar ilçesi dışına çıkarılmasına hükmediyor. Bu ifade açık ve nettir. Yani, PKK, yalnıza Sincar ilçe merkezi değil, ilçenin tamamından uzaklaştırılacak.”

KDP: Çekilme duyurusu tiyatrodan başka bir şey değil
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Sincar ilçe sorumlusu Kadir Kaçak, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Sincar Koruma Birlikleri’nin çekildiğine dair yapılan duyuru, tiyatrodan başka bir şey değil. Yapılan şey, sadece isim ve yer değişikliğidir. Anlaşma, Iraklı olmayan bu grupların Sincar’dan çıkarılmasına hükmediyor. Gerçekte ise isimleri değiştirildi ve işgal ettikleri bazı resmi binalardaki bayrakları kaldırıldı ancak geriye kalan diğer karargahlarında halen bayrakları ve Abdullah Öcalan’ın posterleri duruyor. Bu, imzalanan anlaşmayı atlatmaktır. Zira bu güçler Haşdi Şabi grupları ve diğer teşkilatların içinde gizleniyorlar” dedi.



Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.


Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Lazkiye'deki iç güvenlik güçleri, Suriye’deki devrimin başlangıcında savunmasız Suriye halkına karşı varil bombalarının kullanılmasını öneren eski rejimin askeri komitesinin üyesi olan Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’yi tutukladı.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), Lazkiye İç Güvenlik Komutanı Albay Abdulaziz el-Ahmed, Haffah bölgesindeki İç Güvenlik Müdürlüğü birimlerinin Terörle Mücadele Şubesi ile iş birliği içinde özel bir güvenlik operasyonu gerçekleştirdiğini söylediğini ve birkaç gün süren dikkatli izleme ve takip sonucunda, Lazkiye kırsalındaki Lukmani köyünden pilot Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’nin tutuklandığını aktardı.

Albay Ahmed, Miyase'nin askeri rütbelerde yükseldiğini, teğmen pilot rütbesiyle mezun olduğunu ve 1982 yılında Hama Askeri Havaalanı’nda çalıştığını belirtti. Suriye devriminin başlangıcında Taftanaz Askeri Havaalanı'ndaki 63. Tugay'ın komutanlığına atanan Miyase, İdlib kırsalındaki Mestuma’daki hava ve kara harekât odalarıyla birlikte hedefleri belirlemekle görevlendirildi, böylece tüm bu noktalar daha sonra helikopterler tarafından hedef alınabilecekti.

Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)

Miyase, ön soruşturmalar sırasında, devrimin başlangıcında varil bombalarının kullanılmasını öneren askeri komitenin üyesi olduğunu itiraf etti. Ayrıca, çeşitli illerde varil bombaları ve deniz mayınlarıyla hedef alınacak yerlerin belirlenmesinden de sorumluydu.

Lazkiye iç güvenlik komutanı, masumların kanıyla lekelenmiş her suçluyu adalete teslim etmek ve yasalar uyarınca hesap vermelerini sağlamak için her türlü çabayı göstereceğine dair taahhüdünü teyit etti.

Bu operasyon, İçişleri Bakanlığı ve ilgili makamların, geçiş dönemi adaletinin uygulanması, mağdurların ve ailelerinin haklarının güvence altına alınması ve hiçbir suçlunun hesap vermekten kaçmaması ilkeleri temelinde, Suriye halkına karşı işlenen suçlara ve ihlallere karışan eski rejimin simalarının peşine düşme ve hesap sorma çabaları çerçevesinde gerçekleşti.