Kovid'i atlatan İç Hastalıkları Uzmanı uyardı: 'Kafalarına göre ilacı kesiyorlar'

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Dr. Asena Serap Yalçınkaya (İHA)
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Dr. Asena Serap Yalçınkaya (İHA)
TT

Kovid'i atlatan İç Hastalıkları Uzmanı uyardı: 'Kafalarına göre ilacı kesiyorlar'

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Dr. Asena Serap Yalçınkaya (İHA)
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Dr. Asena Serap Yalçınkaya (İHA)

Elazığ’da daha önce Kovid-19 hastalığını ağır geçiren İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Asena Serap Yalçınkaya, toplumda ilaç kullanımı ile ilgili büyük bir yanılgının olduğunu belirterek, “Kafalarına göre ilacı kesiyorlar. Bunun sonucunda daha kötü bir şekilde bize gelebiliyorlar. Hiçbir hekim, hastasını kötü etmek için ilaç vermez, öncelikle herkesin bunu anlaması gerekiyor” dedi.
Elazığ Mediline Hastanesi Dahiliye Bölümü İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Asena Serap Yalçınkaya, toplumda Kovid-19 hastalığında ilaçların kullanımı ile ilgili ciddi bir yanılgının olduğunu belirtti. Daha önceden bu hastalığı ciddi bir şekilde yaşayan Uzm. Dr. Yalçınkaya, ilaçların kullanılmaması sonucunda vatandaşın virüsten ciddi bir şekilde etkilendiği gözlemlediklerini söyledi.
İnsanların Kovid-19 hastalığını, diğer mevsimsel salgınla karıştırdıklarını ve durumun ciddiyetinde olmadıklarını dile getiren Dahiliye Bölümü İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Asena Serap Yalçınkaya, “İnsanlar, korona virüs hastalığını hala bir grip veya enfeksiyon hastalığı gibi düşünmekte ve destek tedavisi ve bitkisel tedavilerle kontrol altına alınacağını zannetmekte. Öncelikle, Kovid-19 hastalığı sistemik inflamatuar bir hastalık. Bu hastalık pek çok organı etkilemekte ve bu nedenle doktorlarınız önerilerine uymanızı tavsiye ediyorum” diye konuştu.
Kovid-19 hastalığında fiziksel muayenenin önemli olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Yalçınkaya, “Özellikle hastalar, antikor veya sürüntü (PCR) testi baktırmak istiyorum diye geliyorlar. Bizim de en çok kullandığımız, sürüntü testidir. Bu test, insan vücudundaki virüsün üretilmesine dayanarak ortaya konulan ve hastalığın ilk evrelerinde pozitif bir testtir. Bu testler bir hafta içerisinde negatife de dönebiliyor. Ayrıca iki tür antikor testimiz var, birincisi şuan bakılan immunoglobulin m, diğeri ise immunoglobulin g testidir. Onun dışında kliniğimizde yaptığımız Kovid antijen testimiz var. Hastalar değerlendirilirken, fizik muayene çok önemli” şeklinde konuştu.

“Kafalarına göre ilacı kesiyorlar”
Salgının hep birlikte hareket edilerek yönetilebileceğinin altını çizen Yalçınkaya, “Koronavirüs, bağışıklık yanıta göre şekillenen bir hastalık. Kişiye özgü tedavi veya kişiye özgü bir tanı algoritması var. Şu anda rutin olarak kullandığımız ilaç favipiravirdir. Bu ilaç, virüsün ilerlemesini engelliyor. Bununla ilgili toplumda büyük yanılgı var ve kimse ilaç kullanmak istemiyor. Kafalarına göre ilacı kesiyorlar. Bunun sonucunda daha kötü bir şekilde bize gelebiliyorlar. Hiçbir hekim, hastasını kötü etmek için ilaç vermez, öncelikle herkesin bunu anlaması gerekiyor. Favipiravir ilacı, virüs üremesini durduran bin antiviral ilaçtır, yanı tıpkı bir antibiyotik gibidir. Tabi ki de bulantı, kusma, baş dönmesi gibi yan etkileri olabiliyor. En büyük yan etkisi, karaciğer enzim yüksekliği ancak biz, ilaç verdiğimiz hastalarda bunun kontrolünü yapıyoruz. Halkımızın bu aşamada biraz daha duyarlı olması gerekiyor. Bu salgını yönetmemiz için beraber hareket etmemiz gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience