Cüce farelerin kış aylarında beyinlerini küçülttüğü keşfedildi

Etrüsk fareleri diye de bilinen hayvanların ağırlığı sadece iki gram (Wikimedia Commons)
Etrüsk fareleri diye de bilinen hayvanların ağırlığı sadece iki gram (Wikimedia Commons)
TT

Cüce farelerin kış aylarında beyinlerini küçülttüğü keşfedildi

Etrüsk fareleri diye de bilinen hayvanların ağırlığı sadece iki gram (Wikimedia Commons)
Etrüsk fareleri diye de bilinen hayvanların ağırlığı sadece iki gram (Wikimedia Commons)

Karada yaşayan en küçük memeli cüce sivri fare (Suncus etruscus), bir insanın başparmağı büyüklüğünde. Hayatta kalmaya yetecek enerjiyi üretmesi için, her gün vücut ağırlığının 8 katı yemek yemesi gerekiyor ve bu nedenle kış uykusuna yatmıyor.
Kısa süre önce saygın bilim yayını PNAS'ta yayımlanan bir araştırmaya göre, bu fareler kış uykusu yerine beyindeki somatosensoriyel korteks hacminin yüzde 28'ini kaybediyor. Bu da muhtemelen enerji tasarrufu yapmalarını sağlıyor.
Araştırmacılar 10 fareden oluşan bir grubu bir yıl boyunca MR taramasından geçirdi. Hayvanları yeterli sıcaklıkta tutumalarına ve sınırsız gıda erişimi sağlamalarına rağmen kış aylarında beyin hacminin azaldığı görüldü.
Daha sonra farklı bir fare grubunu inceleyen araştırmacılar, yaz aylarında yiyecek miktarını kısmayı denedi. Bunun sonucunda beyin hacminde yine azalma görüldü. Bu da söz konusu olgunun hem zamanın geçişine hem de yiyecek mevcudiyetine bağlı yaşandığını gösterdi.
lara göre korteksteki bir tabaka, kışın yüzde 28 daralıyor ve sonraki yaz yüzde 29 genişliyordu. İncelenen farelerin beyinlerindeki bu bölümünde bulunan nöronların sayısı da kıştan yaza yüzde 42 artıyordu.
Wisconsin La Crosse Üniversitesi'nde kış uykusu üzerine çalışan sinirbilimci Christine Schwartz, bulguları şöyle değerlendirdi:
Burada beynin küçüldüğünü görüyoruz. Hücre kaybı yaşandığını görüyoruz . Bunlar genellikle ciddi, zararlı olaylarla bağlantılıdır. Ama bu hayvanların söz konusu süreci geçmesi, daha sonra da geri dönüştürmesi ve kaybedilenleri geri kazanması çok ilginç. Üzerinde çalışılması gereken çok önemli bir şey.
 
Independent Türkçe, The Scientist



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging