Burhan: Geçiş yönetimi Sudanlıların acılarına çözüm bulamadı

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, geçiş yönetiminin, kurulmasından bir yıl sonra devrim kitlelerinin taleplerini karşılayamadığını kabul etti (AFP)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, geçiş yönetiminin, kurulmasından bir yıl sonra devrim kitlelerinin taleplerini karşılayamadığını kabul etti (AFP)
TT

Burhan: Geçiş yönetimi Sudanlıların acılarına çözüm bulamadı

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, geçiş yönetiminin, kurulmasından bir yıl sonra devrim kitlelerinin taleplerini karşılayamadığını kabul etti (AFP)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, geçiş yönetiminin, kurulmasından bir yıl sonra devrim kitlelerinin taleplerini karşılayamadığını kabul etti (AFP)

Rusya, Kızıldeniz’e kıyı olan ülkede deniz üssü inşa etmek için Sudan ile anlaşma imzalarken Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, geçiş yönetiminin, kurulmasından bir yıl sonra devrim kitlelerinin taleplerini karşılayamadığını kabul etti. Burhan, tecrübenin yetersizliklerini kanıtladığını ve vatandaşların günlük yaşam ihtiyaçlarını karşılamada çektikleri acıyı şiddetlendirdiğini söyledi.
Sudan Genelkurmay Başkanı vasfıyla Burhan, 9 Aralık’ta başkent Hartum’un kuzeyinde silahlı kuvvetlere yönelik bir eğitim tatbikatında konuştu. Abdulfettah el-Burhan, yaptığı açıklamada, “Bu gerçek, barış taraflarının (silahlı hareketler) geçiş hükümetine girmesi sonrasında önemi artan Geçiş Dönemi Ortakları Konseyi’nin kurulmasını gerekli kılmıştır” dedi. Abdullah Hamduk başkanlığındaki geçiş hükümeti ve iktidar koalisyonu olan ‘Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG)’, Burhan’ın Ortaklar Konseyi’ni kurma kararıyla gelen yetkilere sert bir şekilde itiraz etmiş, bunların yürütme ve yasama organlarının yetkilerini ihlal ettiğini savunmuştu.
Burhan, “Geçiş Dönemi Ortakları Konseyi’nin devletin egemenlik organları ve bakanlıkların görev alanlarıyla hiçbir alakası yok. Onların çalışmalarına da müdahale etmiyor. Konsey, Yasama Meclisi’nin denetim ve yasama rolünü de ortadan kaldırmıyor. Konseyin çalışmalarını kontrol etmek için de bir yönetmelik hazırlanıyor” ifadelerini kullandı. Burhan, Ortaklar Konseyi’nin, Egemenlik Konseyi ve Bakanlar Kurulu’nun ortak oturumunda oluşumu ve görevleri hususunda onay aldığını söylerken bunun, Sudan Cumhuriyeti’nin Resmi Gazetesi’nde de yayınlandığını dile getirdi. Abdulfettah el-Burhan, konseyin kurulma amacının, devletin yüksek çıkarlarına hizmet edecek, geçiş döneminin görevlerinin başarısına ve güçlenmesine katkıda bulunacak şekilde, bileşenler ve hükümet organları arasındaki farklılıkları ele almak ve bakış açıları geliştirmek olduğunu belirtti.
Konseyin kurulmasının, ÖDBG’nin girişimiyle olduğunu ve geçiş döneminin diğer ortakları tarafında da onaylandığını söyleyen Burhan, şu anda konseyin çalışmalarını kontrol etmek için bir tüzük hazırlama sürecinde olduklarını vurguladı.
Egemenlik Konseyi Başkanı, Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/AM) lideri Abdulvahid Muhammed Nur ve Sudan Halk Kurtuluş Hareketi- Kuzey (SPLM- N) Başkanı Abdulaziz el-Hillu’ya, ulusal inşaya katılma çağrılarını yineledi. Burhan, “Onlara ihtiyacımız var. Aynı şekilde ülkenin de ihtiyacı var” dedi.
Abdulfettah el-Burhan, geçiş yönetimi yapılarının (yani Egemenlik Konseyi ve Bakanlar Kurulu) göreve gelmesinden bu yana bir yıldan fazla süre geçtiğini, ancak halkın ve devrimin beklentilerini gerçekleştirmede tam bir yetersizlik gösterdiğini vurgularken, aksine vatandaşların, günlük ihtiyaçlarını karşılamada çektikleri acıların daha da arttığını söyledi.
Aynı şekilde Egemenlik Konseyi Başkanı, Sudan Silahlı Kuvvetleri’nin toprakları koruyan, halkın kazanımlarını ve ‘şanlı Aralık devrimini’ savunan ilk halk gücü olarak kalacağının altını çizdi. Abdulfettah el-Burhan, çabalarını vatanı korumaya adayacak, partizanlık ve bölgecilikten uzak, yüksek savaş verimliliğine sahip ulusal bir silahlı kuvvetler inşa etme taahhüdünde bulundu.
Öte yandan Moskova, Sudan ile Port Sudan’da bir Rus deniz lojistik merkezi kurulması için bir anlaşma imzaladığını doğruladı. Belge, Aralık ayının ilk gününde iki partinin imzasına ulaşırken Moskova, bu haberi resmi olarak geçen salı günü internet üzerinden yayınladı. Süresi 25 yıl ve yenilenebilir olan anlaşma, deniz üssünü korumak için gerekli teçhizat ve silahlarla donatılmış yaklaşık 300 Rus askerinin mevcudiyetiyle, nükleer gemiler de dahil olmak üzere Rus Donanması’na ait 4 gemisinin kalıcı olarak bulunmasına izin veriyor.
Rusya, gemilerine girmeden 12 saat önce ve karasularından ayrılmadan 3 saat önce Sudan tarafını bilgilendirmek zorunda.
Belgede, üssün amacının ‘bölgede barış ve istikrarı desteklemek’ olacağı belirtiliyor.
Anlaşma ayrıca, Rusya’nın Sudan limanları ve havaalanları üzerinden üssü işletmek için gerekli ‘silah, cephane ve teçhizatı’ nakletme hakkına sahip olduğunu da içeriyor. Sudan ile yapılan anlaşma, başlangıçta lojistik bakım merkezi olarak kabul edilen ve son yıllarda ise ülke dışındaki en büyük Rus deniz üssüne dönüşen, Suriye’deki Tartus üssünü akıllara getirdi.
Diğer taraftan Şarku’l Avsat Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı haberinde Rusya’nın, Afrika’daki son hamlesi olarak, Sudan ile ülkenin Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü inşa etmek için bir anlaşma imzaladığını resmen duyurduğunu bildirdi.
Geçen salı günü Rus hükümetinin internet sitesinde yayınlanan anlaşmada, Moskova’nın Port Sudan’da ‘onarım ve ikmal yapılacak şekilde’ bir ‘lojistik destek merkezi’ kurduğu belirtiliyor.
1 Aralık’ta imzalanan metin, taraflardan herhangi biri feshini önceden talep etmemiş olması halinde, 10 yıl sonra otomatik olarak yenilenmenin ardından anlaşmanın, 25 yıl boyunca geçerli olacağı ifadelerini içeriyor. Belgede, üssün amacının, ‘bölgede barış ve istikrarı desteklemek’ olacağı belirtiliyor. Anlaşma, Rus Donanması’nın, nükleer enerjili gemiler de dahil olmak üzere üste aynı anda 4 gemi bulundurmasına izin verileceğini içeriyor. Üs, maksimum 300 askeri ve sivil çalışan kabul edebilir. AFP’ye göre anlaşma, Rusya’nın Sudan limanları ve havaalanları üzerinden bu deniz üssünü işletmek için gerekli ‘silah, cephane ve teçhizatı’ nakletme hakkına sahip olduğunu da kapsıyor.
Son yıllarda Afrika’ta jeopolitik bir dönüş başlatan Rusya, sivil nükleer alandaki projeleri de dahil, askeri alanda Sudan’a yanaştı. Mayıs 2019’dan bu yana iki ülke yedi yıllık bir askeri iş birliği anlaşmasıyla birbirine bağlandı.
Ocak 2019’un sonlarında Sudan’daki bir siyasi kriz ortasında Kremlin, Rus eğitmenlerin, ‘bir süredir’ Sudan hükümet güçlerinin yanında bulunduğunu itiraf etti. Sudan’ın devrik lideri Ömer el-Beşir, 2017 sonlarında Rusya’ya yaptığı ziyarette Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den Sudan’ı ABD’den korumasını istedi. Beşir ayrıca, ‘silahlı kuvvetlerini yeniden donatmak’ amacıyla Moskova ile askeri iş birliğinin güçlendirilmesi çağrısında bulundu.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.