ABD: Tigray bölgesindeki Eritreli askeri güçlerin varlığı tehlikeli bir gelişme

Etiyopya güçleri Tigray sınırına yakın Amhara’da bir göreve gitmeye hazırlanıyor (Reuters)
Etiyopya güçleri Tigray sınırına yakın Amhara’da bir göreve gitmeye hazırlanıyor (Reuters)
TT

ABD: Tigray bölgesindeki Eritreli askeri güçlerin varlığı tehlikeli bir gelişme

Etiyopya güçleri Tigray sınırına yakın Amhara’da bir göreve gitmeye hazırlanıyor (Reuters)
Etiyopya güçleri Tigray sınırına yakın Amhara’da bir göreve gitmeye hazırlanıyor (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin Etiyopya’daki Tigray bölgesinde Eritreli güçlerin varlığı hakkında çıkan güvenilir haberlere inandığını açıkladı.
Reuters’a göre Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, “Tigray’da Eritreli askeri varlıkların olduğuna ilişkin güvenilir haberleri takip ediyor ve bunu tehlikeli bir gelişme olarak görüyoruz. Bu tür kuvvetlerin derhal geri çekilmesini istiyoruz” denildi.
Reuters, Eritreli askerlerin sınırdan Etiyopya topraklarına geçtiğine ilişkin ABD değerlendirmesini geçtiğimiz Salı günü ilk duyuran basın organı olmuştu.
Eritreli askerlerin, Etiyopya Başbakan Abiy Ahmed’in ülkenin kuzeyindeki Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) ile savaşmasına yardımcı olduğu öne sürüldü.
 



Çin, Soğuk Savaş'tan kalma uçağını yeniledi: Nükleer başlık taşıyabiliyor

Modernize edilmiş H-6'nın Amerikan üslerine doğrudan saldırı düzenleyebileceği belirtiliyor (Reuters)
Modernize edilmiş H-6'nın Amerikan üslerine doğrudan saldırı düzenleyebileceği belirtiliyor (Reuters)
TT

Çin, Soğuk Savaş'tan kalma uçağını yeniledi: Nükleer başlık taşıyabiliyor

Modernize edilmiş H-6'nın Amerikan üslerine doğrudan saldırı düzenleyebileceği belirtiliyor (Reuters)
Modernize edilmiş H-6'nın Amerikan üslerine doğrudan saldırı düzenleyebileceği belirtiliyor (Reuters)

Çin ordusu, Soğuk Savaş'tan kalma bombardıman uçağını, nükleer başlıklı balistik füzeler taşıyacak şekilde yeniledi. 

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, Çin Hava Kuvvetleri'nin stratejik bombardıman uçağı Şian H-6'yı yenileyerek daha güçlü hale getirdiğini yazıyor. 

Savunma analistleri ve Pentagon'un raporlarına göre, yenilenmiş H-6 bombardıman uçaklarından bazıları nükleer başlıklı balistik füze taşıyabiliyor. Aynı modelin diğer versiyonlarıysa birden fazla uzun menzilli gemisavar ve kara saldırı füzesi taşıma kapasitesine sahip. 

Bombardıman uçaklarının havada yakıt ikmali yapabildiği, bu sayede Çin anakarasından havalanıp, ABD'nin Batı Pasifik'teki Guam ve diğer büyük üslerinde yer alan hedefleri vurabileceği belirtiliyor. 

ABD, II. Dünya Savaşı'nda kullandığı ünlü bombardıman uçağı B-52'nin yapımını 1962'de durdurmuştu. Çin ise 1959'da Sovyet yapımı Tupolev Tu-16'nın lisanslı üretim versiyonu olarak hizmete sunduğu H-6'yı üretmeyi sürdürüyor. ABD Donanması'ndan emekli denizaltı subayı Thomas Shugart, Çin Hava Kuvvetleri'nin elinde yaklaşık 230 adet H-6 bombardıman uçağı olduğunu savunuyor.  

Amerikan ve Tayvanlı askeri analistlere göre savaşta bu bombardıman uçakları, özellikle gemiler ve karadaki hedefler için ciddi tehlike oluşturabilir. Shugart, Çin'in muhtemel Tayvan işgalinde karargahları, iletişim tesislerini ve lojistik merkezleri hedef alacağını belirterek şunları söylüyor: 

H-6'ların bu ve benzer operasyonların hepsinde kullanılacağını düşünüyorum.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Mitchell Havacılık ve Uzay Araştırmaları Enstitüsü'nden emekli ABD Hava Kuvvetleri Korgenerali David Deptula, ABD'nin olası savaş durumunda H-6'ları havalanmadan yok etmesi gerektiğini söylüyor ve ekliyor: 

Mantıklı bir savaş planında bu uçaklar, havalanmadan önce hedef alınmalı.

Çin'in H-6 bombardıman uçaklarını 14 Kasım'da Tayvan çevresinde düzenlediği tatbikatta havalandırdığı da bildirilmişti. Tayvan Savunma Bakanlığı, Çin'in "Müşterek Kılıç-2024B" adlı tatbikatı kapsamında ada çevresinde 153 savaş uçağı, 14 savaş gemisi tespit edildiğini, bunlardan üçünün H-6 bombardıman uçağı olduğunu savunmuştu.

Reuters, Çin Savunma Bakanlığı'nın görüş taleplerine yanıt vermediğini aktarıyor.  

Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Independent Türkçe, Reuters, Global Times