Kazimi bu hafta Türkiye'yi ziyaret edecek

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi. (Reuters)
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi. (Reuters)
TT

Kazimi bu hafta Türkiye'yi ziyaret edecek

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi. (Reuters)
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi. (Reuters)

Irak hükümet kaynakları, Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi’nin önümüzdeki hafta güvenlik, su ve ekonomi konularını görüşmek üzere kapsamlı bir bakanlık heyeti başkanlığında Türkiye'ye geleceğini doğruladı. Konuyla ilgili açıklamada “Ziyaret, Irak ile Türkiye arasında su dosyasının yanı sıra ekonomik ve ticari ilişkiler hakkındaki görüşmelerin devamı niteliğinde” ifadeleri kullanıldı.
Irak'ın Ankara Büyükelçisi Hasan Janabi dün yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bu ayın 17'sinde gerçekleştirilecek olan ziyaret kapsamında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de görüşülecek. Kazimi’nin ziyareti öncesinde de Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin; güvenlik, siyasi ve ekonomik dosyalar gibi ikili ilişkilerle ilgili her türlü hususla ilgili anlaşmaya hazırlık amacıyla ziyarette bulunacak.”
Gözlemciler; suyla ilgili dosyalar, Türk kuvvetlerinin Irak’taki varlığının artırılması ve iki ülkenin de Irak topraklarında faaliyet gösteren PKK ile mücadele çabaları başlıklarının Ankara ile Bağdat arasındaki görüşmelerin öncelikli konuları arasında yer alacağı görüşündeler.
PKK ile mücadele kapsamında Ninova ilindeki Başika kasabasında sabit askeri gücü bulunan Ankara’ya bağlı kuvvetler, Irak'ın Kürdistan bölgesinde iki ülke arasındaki sınır şeridinin en az 20 kilometre derinliğinde yer alıyor.
Türk hava kuvvetlerinin operasyonları iki ülke arasında siyasi krizlere neden olmuştu.
Irak Su Kaynakları Bakanlığı dün, ülkenin Dicle ve Fırat sularındaki payını belirlemek için gelecek yılın başlarında Türkiye ile görüşmeler yapılmasını önerdi. Su Kaynakları Bakanlığı Sözcüsü Avn Ziyab, Irak haber ajansı INA’ya yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Irak, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla birkaç farklı not sundu. Bu, Türk tarafı ile görüşmelerin devamına ilişkin bir tarih belirlemek amacıyla Türkiye'deki Irak Büyükelçiliği’ne gönderildi. Ancak şimdiye kadar bir sonraki toplantıya karar verilmedi. Suyun sabit payını belirlemek için muhtemelen önümüzdeki yılın başında görüşmeler gerçekleştirilecek.”
Irak; Türk ve İran makamlarının Irak'ın su arzını engellediğini, bunun bilhassa Türkiye'nin Dicle Nehri üzerine inşa ettiği ve 2018’de açılan Ilısu Barajı gibi barajların yapılmasının ardından su payını olumsuz etkilediğini öne sürüyor.
Su Kaynakları Bakanlığı Sözcüsü Ziyab konuya dair şunları söyledi:
“Tanklardaki mevcut stok iyi durumda. Ancak bu konudaki sorunların çözülmesi için Türk tarafı ile görüşülmeli. Irak’ın Ankara ile yürüttüğü girişimler devam ediyor. İran'la mevcut görüşmeler ise koronavirüs salgını nedeniyle gerçekleştirilmedi. Bakanlık bu konuda müzakereleri sürdürüyor.”



ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Şera’ya politikasını gözden geçirmesi çağrısında bulundu

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (Reuters)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (Reuters)
TT

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Şera’ya politikasını gözden geçirmesi çağrısında bulundu

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (Reuters)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (Reuters)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, geçen hafta yaşanan kanlı mezhep çatışmalarının ardından Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera’ya politikalarını gözden geçirmesi ve daha kapsayıcı bir yaklaşım benimsemesi çağrısında bulundu. Aksi takdirde uluslararası desteği kaybetme ve ülkenin parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını söyledi.

Barrack, özel görüşmelerde eş-Şera’ya savaş öncesi ordunun yapısını yeniden gözden geçirmesini, İslamcıların etkisini azaltmasını ve bölgesel güvenlik yardımı talep etmesini tavsiye ettiğini belirtti.

Beyrut'ta Reuters’a verdiği röportajda Barrack, hızlı bir değişiklik yapılmazsa eş-Şera'nın bir zamanlar onu iktidara taşıyan itici gücü kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Eş-Şera, 13 yıldan fazla süren iç savaşın ardından, komutasındaki silahlı grupların aralık ayında Beşşar Esed'i devirmesinden sonra iktidara geldi.

Eş-Şera, Suriye'deki çok sayıda dini azınlık üyesini korumaya söz verdi. Ancak bu söz, önce mart ayında Esed'in mensubu olduğu Alevi mezhebine mensup kişilerin toplu katliamlarıyla, şimdi de güneybatıda yaşanan son şiddet olaylarıyla sınanıyor.

Güneydeki Suveyda vilayetinde Dürzi militanlar, Sünni Bedevi aşiretleri ve eş-Şera'nın kendi güçleri arasında çıkan çatışmalarda yüzlerce kişinin öldüğü bildirildi.

Öte yandan İsrail, hükümet güçleri tarafından Dürzilerin toplu katliamına engel olmak için hava saldırıları düzenledi.

Hükümet güçleri Dürzilere karşı ihlallerde bulunmadı

Barrack, yeni hükümetin azınlıkların yönetim yapısına entegrasyonu konusunda ‘daha hızlı ve daha kapsayıcı’ olmayı düşünmesi gerektiğini söyledi.

Ancak Suriye güvenlik güçlerinin Dürzi sivillere karşı ihlallerde bulunduğuna dair haberleri de reddetti. DEAŞ militanlarının hükümet üniforması giymiş olabileceğini ve sosyal medyada yayınlanan videoların kolayca manipüle edilebileceğini, dolayısıyla güvenilir olmadığını belirtti.

Barrack, “Hükümet güçleri şehre girmedi. Yaşanan bu zulümler Suriye hükümet güçleri tarafından işlenmiyor. Onlar şehirde bile değiller. Çünkü İsrail ile şehre girmeme konusunda anlaştılar” ifadelerini kullandı.

Şera’nın varisi yok

ABD, geçen hafta ateşkesin sağlanmasına yardımcı oldu ve 13 Temmuz'da Bedevi aşiretleri ile Dürzi gruplar arasında çıkan çatışmalar sona erdi.

Barrack, Suriye'de yeni hükümet için bir halef veya alternatif planın olmaması nedeniyle risklerin çok yüksek olduğunu söyledi.

Barrack, “Suriye hükümetinde alternatif bir plan yok. Bu Suriye rejimi başarısız olursa, birileri başarısızlığa teşvik etmiştir. Ne amaçla? Ortada bir halef yok” dedi.

Libya'dan ‘daha kötü’

Suriye'nin Libya ve Afganistan'ın durumuna düşüp düşmeyeceği sorusuna yanıt olarak Barrack, “Evet, hatta dahada kötüsü” cevabını verdi.

ABD, İsrail'in Suriye'ye yönelik hava saldırılarını desteklemediğini açıkladı ve Barrack, saldırıların Suriye'deki kaosu artırdığını söyledi.

Şam'daki mevcut yetkilileri tehlikeli radikaller olarak nitelendiren İsrail, hükümet güçlerini Suriye'nin güneybatısından uzak tutmayı ve bölgedeki Dürzi azınlığı korumayı taahhüt ediyor. İsrail'deki Dürzi mezhebinin çağrıları da Netanyahu hükümetini bu yönde teşvik ediyor.

Barrack, İsrail'e mesajının Suriye'nin yeni lideriyle ilgili endişelerini gidermek için diyalog kurması olduğunu ve ABD'nin endişelerin giderilmesine yardımcı olmak için ‘tarafsız arabulucu’ rolünü üstlenebileceğini belirtti.

Barrack, eş-Şera'nın iktidarının başında İsrail'in düşmanı olmadığını ve zamanı geldiğinde İsrail ile ilişkileri normalleştirebileceğini ima ettiğini söyledi.

ABD'nin Suriye'nin nasıl bir siyasi yapıya sahip olması gerektiğini dayatmadığını, ancak istikrar, birlik, adalet ve kapsayıcılık özelliklerine sahip olması gerektiğini ifade eden Barrack, “Eğer sonuçta federal bir hükümet kurulursa, bu onların kararıdır” dedi.