Fazla su tüketimi şekersiz diyabet habercisi olabilir

Fazla su tüketimi şekersiz diyabet habercisi olabilir
TT

Fazla su tüketimi şekersiz diyabet habercisi olabilir

Fazla su tüketimi şekersiz diyabet habercisi olabilir

Şekersiz diyabetin kan şekeri ile bir ilgisi olmadığını belirten Doç. Dr. Mahmut Muzaffer İlhan, “Çok idrara çıkıp çok su içiyorsanız dikkat edin, şekersiz diyabet hastası olabilirsiniz. Bu hastalık Antidiüretik hormonun eksikliği veya etkisini gösterememesinden kaynaklanır” dedi.
Çamlıca Medipol Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümünden Doç. Dr. Mahmut Muzaffer İlhan, halk arasındaki adıyla şekersiz diyabet olarak bilinen diyabetes insipidus'a dikkat çekti. Doç. Dr. İlhan, günlük idrar miktarının 3 litreye kadar normal kabul edilebildiğini belirterek, "Ancak 3 litrenin üzeri aşırı idrara çıkma, poliüri olarak değerlendirilir. Bu noktada sık ve az idrara çıkma ile idrar hacminin artması sıklıkla karıştırılır. Poliüri dediğimiz idrar hacminin artmasının başlıca sebepleri şeker hastalığı (diyabetes mellitus), şekersiz diyabet (diyabetes insipidus), psikolojik aşırı su içme olarak sayılabilir. Nadiren bazı genetik hastalıklar ve çeşitli ilaçlarda idrar hacminin artmasına sebep olabilir” diye konuştu.

"Bilinç bozukluğu ve komaya kadar götürebilir"
Aşırı idrara çıkmakla birlikte görülen fazla çok su tüketiminin aslında vücudun susuz kalmamak için kendini koruma refleksi olduğunun altını çizen Doç. Dr. İlhan, "Aşırı idrara çıkmanın en sık sebebi şeker hastalığı olduğu için öncelikle şeker hastalığı açısından doktoruna başvurmalıdır. Eğer şeker hastalığı saptanmazsa ve hastanın günlük 3 litreden fazla idrar çıkışı varsa şekersiz şeker hastalığı akla gelmelidir. Eğer su içilerek kaybedilen su yerine konulmazsa bilinç bozukluğu ve komaya kadar ilerleyebilir. Şekersiz şeker hastalığında idrar ile aşırı kaybedilen sıvı, çok su içerek yerine konulduğu sürece her şey yolunda görünebilir. Ama herhangi bir sebeple su alınamazsa aşırı sıvı kaybına bağlı kan tuzunda fazla yükselme, bilinç bozukluğu ve komaya kadar ilerleyebilir. Öte yandan şekersiz diyabet hastalığında kanda şeker normaldir ve kan şekeri ile bir ilgisi yoktur. Beynimizde bulunan hipofiz bezi diğer hormonal bezlerimizi yönetir ve onların çalışmasını düzenleyen hormonal sinyaller gönderir. Hipofiz bezinden salgılanan hormonlardan biri de Antidiüretik hormondur (ADH). Şekersiz diyabet dediğimiz hastalık Antidiüretik hormonun eksikliği veya etkisini gösterememesinden kaynaklanır. Sonuç olarak bu hormon eksikliğinde vücutta su tutulamaz, aşırı idrarla atılır ve susamayla birlikte çok su içme oluşur. Şekersiz diyabetin tedavisi hastalığın sebebine bağlı olarak değişir. ADH hormonu eksikliğinde bu hormon burundan sprey ve ağızdan hap şeklinde yerine konur ve hastanın şikayetleri tamamen düzelir. Hormonun düzeyi normal ama etki etmesinde sorun varsa çeşitli ilaçlar verilerek hormonun etkinliğini arttırma amaçlanır" açıklamalarında bulundu.



Suda kalan parmakların hep aynı şekilde buruştuğu bulundu

Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
TT

Suda kalan parmakların hep aynı şekilde buruştuğu bulundu

Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)

Suda uzun süre kalınca parmaklarda oluşan buruşmanın hep aynı desene sahip olduğu tespit edildi. 

Banyo yapınca veya bir süre yüzünce el ve ayak parmakları buruşmaya başlıyor. Bunun nedeni ilk başta parmakların suyla dolması gibi gelebilir ancak durum öyle değil.

Koldan ele doğru uzanan medyan sinirinde hasar olan kişilerin parmaklarının buruşmadığını 1935'te fark eden bilim insanları, sürecin sinir sistemiyle alakalı olduğu sonucuna varmıştı. 

Uzmanlar derinin altındaki damarların büzüşmesi sonucu parmaklardaki kırışıklıkların oluştuğunu söylüyor.

Binghamton Üniversitesi'nden Guy German, 2023'te The Conversation'da kaleme aldığı yazıda "El ve ayaklar birkaç dakikadan daha uzun süre suyla temas ettiğinde, ciltteki ter kanalları açılarak suyun cilt dokusuna akmasına izin verir. Eklenen bu su, cildin içindeki tuz oranını azaltır. Sinir lifleri beyne daha düşük tuz seviyeleri hakkında bir mesaj gönderir ve otonom sinir sistemi kan damarlarını daraltarak yanıt verir" diye süreci açıklamıştı.

Yazısının ardından çeşitli yorum ve sorularla karşılaşan German'a bir öğrenci "Peki kırışıklıklar hep aynı şekilde mi oluşuyor" diye sormuş. German ve ekip arkadaşları bunu yanıtlamak adına bir deney yürüttü. 

Bulguları hakemli dergi Journal of the Mechanical Behavior of Biomedical Materials'ta yayımlanan çalışmada bir grup katılımcının elleri 30 dakika boyunca suda tutuldu ve ardından fotoğrafları çekildi.

24 saat sonra aynı işlemi tekrarlayan araştırmacılar görüntüleri karşılaştırınca parmaklarda aynı desenlerin oluştuğunu gördü. 

German "Kan damarları pozisyonlarını çok fazla değiştirmez. Biraz hareket ederler ancak diğer kan damarlarına göre son derece sabittirler" diyerek ekliyor: 

Bu da kırışıklıkların aynı şekilde oluşması gerektiği anlamına geliyor ve biz de öyle olduğunu kanıtladık.

Araştırmacılar yeni çalışmanın adli tıpa katkı sağlayabileceğini ve uzun süre suda kalan cesetlerin kimliğini tespit etmede kullanılabileceğini düşünüyor.

German ayrıca derinin suda kalmasıyla ilgili daha fazla soruya cevap aramayı umduğunu da belirtiyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Popular Science, Conversation, Journal of the Mechanical Behavior of Biomedical Materials