Sudan teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarıldı

Kongre, Trump'ın yürütme emrine itiraz etmedi; Pompeo ise sivil liderliğindeki geçiş otoritesine tebriklerini sundu

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral el-Burhan (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral el-Burhan (AFP)
TT

Sudan teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarıldı

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral el-Burhan (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral el-Burhan (AFP)

ABD Dışişleri Bakanlığı, teröre destek veren ülkeler listesine 27 yıl önce dahil ettiği Sudan'ın listeden çıkarıldığını açıkladı. Bu adımı ‘tarihi’ olarak nitelendiren Hartum'daki geçiş otoritesi ise uluslararası izolasyon ve küresel ablukanın sona erdiğini, Sudan’ın uluslararası toplumdaki ‘her zamanki yerine’ geri döndüğünü ifade etti.
ABD’nin söz konusu kararı, ABD Başkanı Donald Trump tarafından yayınlanan bir yürütme emri kapsamında, Kongre’nin 45 günlük tebligat süresinin dolması sonrasında geldi. ABD Dışişleri Bakanı, Sudan’ın teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarılmasının 14 Aralık itibariyle yürürlüğe gireceğini belirtti.
İki ülke arasındaki ilişkilerde köklü bir değişikliği temsil eden sözünü tutarak dün Sudan'ın teröre destek veren ülkeler listesinden resmi olarak çıkarıldığını bildiren ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Sudan'daki demokratik değişim sürecini desteklediğine de dikkat çekti. Pompeo, bu başarının devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir rejimi mirasından uzakta yeni bir rota çizen Sudan sivil geçiş hükümeti çabaları sayesinde elde edildiğini söyledi. Nitekim Sudan vatandaşlarının arzularını gerçekleştirme yönünde çalışma cesaretinden dolayı sivil liderliğindeki geçiş otoritesine tebriklerini sundu.
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, Sudan’ın söz konusu listeden çıkarılması yönünde tarihi bir karar almaları dolayısıyla ABD yönetimine takdirlerini, bu konuda Sudan’a destek veren tüm bölgesel ve uluslararası ortaklara ise teşekkürlerini sundu. Twitter hesabından yaptığı açıklamada bu münasebet ile Sudan halkını selamlayan Burhan, “Bu yüce adım, Sudan halkının ve resmi kesimin çabaları sonucunda gerçekleşmiştir” ifadelerine başvurdu.
Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) da “ABD yönetimi ve tüm dünya halkları ile ilişkilerimizin seviyesini yükselterek bu adımı sağlamlaştırmak için çalışacağız. Sudan ekonomisi ve dış ilişkilerine zarar veren, uluslararası kuruluşlardan yararlanılmasını engelleyen bu listeden 27 yıl sonra çıkılması dolayısıyla halkımızı tebrik ediyoruz” ifadelerine başvurdu.
Diğer yandan Abdullah Hamduk ise “Bugün 20 yıldan fazla bir sürenin ardından sevgili ülkemizin adının teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarıldığını ve devrik rejim davranışlarının bizi maruz bıraktığı uluslararası ve küresel ablukadan kurtulduğumuzu halkımıza duyuruyorum. Bugün tüm tarihimiz, halkımızın medeniyeti, ülkemizin büyüklüğü ve devrimimizin canlılığı ile uluslararası topluma geri dönüyoruz. Barışsever bir ülke, bölgesel ve uluslararası istikrarı destekleyen bir güç olarak geri döndük” açıklamalarında bulundu. Aynı zamanda, geçiş hükümetinin ilk günden beri uğruna çalıştığı bu başarının ekonomide reforma gidilmesi, yurtdışındaki vatandaşlardan resmi kanallar aracılığıyla yatırım ve dövizlerin çekilmesi, gençlere yeni iş fırsatları yaratılması gibi birçok olumlu katkısı olacağını da vurguladı.
Sudan Dışişleri Bakanlığı ise ülkenin Beşir rejimi karşıtı Aralık Devrimi’nin ikinci yıl dönümü ve Sudan bağımsızlığı yıl dönümünü kutlamaya hazırlandığı bir dönemde söz konusu listeden çıkarılma sürecinin nihayete erişini memnuniyetle karşıladı. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, söz konusu adımın geçiş hükümetinin Ağustos 2019'da anayasa belgesinin imzalanışı sonrasında demokratik değişim yönünde yürüttüğü çaba ve reformlar sonucunda geldiği belirtildi. Aynı zamanda bu adımın, Sudan'ın uluslararası topluma dönüşüne, küresel finans ve bankacılık sistemine yeniden entegrasyonuna kapı açtığı, Sudan’ın 60 milyar doları aşan borçlardan muaf tutulmaya hak kazanmasına olanak sağladığı, yatırımlara geniş bir alan açtığı, resmi finans ve bankacılık kurumları aracılığıyla Sudan'a yönelik para transferlerine izin verdiği vurgulandı.
Dışişleri Bakanlığı, ABD yönetimini Sudan'ın söz konusu listeden çıkarılmasına yönlendirmek için kayda değer çabalar gösteren kardeş ve dost ülkelerin, uluslararası ortakların, bölgesel ve uluslararası kuruluşların desteğine övgüde bulundu. Bununla birlikte, Sudan'ın ABD ile ilişkilerini geliştirme arzusu ve karşılıklı güven çerçevesinde Sudan'ın egemen dokunulmazlığını mümkün olan en kısa sürede yeniden tesis etme çabalarının süreceğine olan güvenini de dile getirdi.
Sudan Merkez Bankası, Sudan'ın terörizm listesinden çıkarılmasının ülkenin bölgesel ve uluslararası ekonomik sisteme entegre olmasına, dış borçlar ile başa çıkılmasına, ayrıcalıklı finansman ve hibelerin akışına olanak sağladığını, aynı zamanda bankalar aracılığıyla tahvil akışına, ihracat gelirlerini geri alım süreçlerine ve yabancı yatırımların girişine katkıda bulunduğunu belirtti.
ABD Dışişleri Bakanlığı, hükümetin El Kaide lideri Usame bin Ladin'i ve bir dizi terör örgütünü Hartum'da barındırması sebebiyle Sudan’ı 1993 yılında terörizme destek veren ülkeler listesine dahil etmişti. Hartum, 1998 yılında Tanzanya ve Kenya’daki ABD elçiliklerinin bombalanması ve 2000 yılında USS Cole destroyerine düzenlenen saldırıda kurban gidenler için 335 milyon dolar tazminat ödemişti.
ABC News, Trump yönetiminin Sudan aleyhinde Demokrat Senatörler New Jersey'den Bob Menendez ve New York’tan Chuck Schumer tarafından desteklenen davaları geri çekmek için 11 Eylül 2001 saldırıları kurbanlarına 700 milyon dolar ödeme teklifinde bulunduğunu ortaya çıkardı. Nitekim ikili, Sudan’ın El Kaide’ye kucak açması dolayısıyla 11 Eylül saldırıları kurbanları ailelerine tazminat ödemesi gerektiğini iddia etti. Sudanlı yetkililer ise söz konusu kanlı saldırılarla herhangi bir bağlantısı olmadığını vurguladı.
Konuyla ilgili bilgisi olan iki farklı kaynağa atıfta bulunan ABC News, daha önce bildirilmeyen ve geçen hafta Cuma günü erken saatlerine kadar devam eden görüşmelerin Trump yönetiminin ABD ve İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesi için Sudan'la olan anlaşmasını kurtarma ve teröre kurban giden başka bir ABD’li gruba tazminat ödenmesi yönündeki kararlılığını gösterdiğine değindi.
Sudan'ı söz konusu listeden çıkarmayı kabul eden Başkan Trump, bunu 26 Ekim'de Kongre’ye bildirmişti. Yasa ise Kongre'nin başkanlık kararını durdurabileceği 45 günlük bir tebligat süresi öngörmüştü. Nitekim söz konusu mühletin son haftasında herhangi bir engel bulunmadığı için, karar geçerli kabul edildi.
Sudan, geçtiğimiz haftalarda, Kongre'den gelecekteki herhangi bir kovuşturmadan egemen dokunulmazlık alma talebinde bulunmuştu. Ancak talepler ve taraflar arasındaki müzakereler, engellerle karşılaşmaya devam ediyor. Milletvekillerinin Dışişleri Bakanlığından gelen mevcut yasal teklifini reddetmesini talep eden 11 Eylül Aileleri Derneği ise bunun onları Sudan’ın geçmişteki El Kaide destekçisi rolü dolayısıyla yargılanması haklarından mahrum ettiğini öne sürdü.
Sudan ise teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarılmadığı ve dokunulmazlık almadığı sürece, şu anda dondurulmuş bir garanti hesabında bulunan 335 milyon doları serbest bırakmayı reddetti.
Şarku’l Avsat’ın Sudanlı diplomatik kaynaklardan edindiği bilgiye göre, Sudan’ın Başkan Trump'ın vereceği bir kararla söz konusu listeden çıkarılması sözü veren ABD yönetimi, karara Kongre'den herhangi bir itiraz gelmeyeceğini öngörüyordu. Sudan’ın kovuşturulmaması yönünde Kongre’de masaya yatırılan konu ise bugüne kadar hep zorluklarla karşılaştı. Sudanlı kaynaklar, Nairobi ve Darusselam'daki saldırılarda kurban gidenler için maddi tazminat verildiğini, Sudan’ın bunun için önceden borç aldığını, bu konuda ortak banka hesabının oluşturulduğunu belirtiyor. Aynı zamanda “Bu mesele neredeyse çözülmüş durumda. Nitekim Sudan hükümeti, kurbanların ailelerine tazminat ödemek için borç aldı, aynı zamanda 320 milyon doları aşan ortak bir hesap oluşturuldu” ifadelerine başvuruyor.
ABD’li diplomatik kaynaklardan alınan bilgilere göre, ABD, Sudan'da Abdullah Hamduk liderliğindeki mevcut geçiş hükümeti ile birlikte, söz konusu saldırılar dolayısıyla verilecek tazminatların detayları da dahil olmak üzere, Sudan’ı terörizme sponsorluk yapan eyaletler listesinden çıkarma yönündeki ayrıntılar üzerine çalıştı. Ancak 11 Eylül saldırılarının kurbanlarından bahsedilmedi. Nitekim Sudan, bu saldırılarla herhangi bir ilişkisi bulunmadığını vurguluyor.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.