Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü: Koronavirüs salgını bizi onlarca yıl öncesine götürüyor

İtalya Fiumicino Havalimanı'nda Kovid-19 testinden geçmek için sırasını bekleyen yolcular (AFP)
İtalya Fiumicino Havalimanı'nda Kovid-19 testinden geçmek için sırasını bekleyen yolcular (AFP)
TT

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü: Koronavirüs salgını bizi onlarca yıl öncesine götürüyor

İtalya Fiumicino Havalimanı'nda Kovid-19 testinden geçmek için sırasını bekleyen yolcular (AFP)
İtalya Fiumicino Havalimanı'nda Kovid-19 testinden geçmek için sırasını bekleyen yolcular (AFP)

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO), koronavirüs salgınıyla ilgili kısıtlamalar nedeniyle küresel olarak havayolu yolcu sayısının 2020 yılında yüzde 70'den fazla azalacağını tahmin etti; bu durum turizm ve seyahat sayılarını 1990 yılı seviyesine geri getiriyor.
DPA’nın haberine göre, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, uluslararası yolcu sayısının 2020 yılının tamamında yüzde 70 ila 75 oranında düşüş beklediğini, Ocak-Ekim döneminde 2019'un aynı dönemine oranla uluslararası turist sayısında 900 milyon azalma gösterdiğini söyledi.
UNWTO’ya göre böyle bir sonuç, dünya nüfusunun şu anki seviyesinin iki milyardan az olduğu küresel turizmin 30 yıl önceki seviyelerine geri döneceği anlamına geldiğini ve seyahat sektörünün çöküşünün uluslararası turizm gelirlerinde yaklaşık 1,1 trilyon dolarlık bir kayıp anlamına gelebileceğini ortaya koydu.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü Genel Sekreteri Zurab Pololikashvili, "Turizmin bu benzeri görülmemiş krizden en çok etkilenen sektörlerden biri olduğu için kriz, eskisinden daha belirgin hale geldi" dedi.
Asya ve Pasifik bölgesi ise, söz konusu dönemde uluslararası yolcu sayısının 2019 yılının aynı dönemine göre yüzde 82 düşüşle küresel açıdan krizden en çok etkilenen iki bölge oldu.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe