Yıl sonu dolar kuru beklentisi düştü

​Türk lirası ve ABD doları (Reuters)
​Türk lirası ve ABD doları (Reuters)
TT

Yıl sonu dolar kuru beklentisi düştü

​Türk lirası ve ABD doları (Reuters)
​Türk lirası ve ABD doları (Reuters)

Yıl sonu dolar kuru beklentisi, 7,89 lira iken, bu anket döneminde 7,77 liraya düştü.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2020 yılı Aralık ayı Beklenti Anketi İstatistiklerini paylaştı. Buna göre, cari yıl sonu döviz kuru (doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 7,89 TL iken, bu anket döneminde 7,77 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 8,41 TL iken, bu anket döneminde 8,37 TL olarak gerçekleşti.

Yıllık enflasyon beklentileri
Cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 12,47 iken, bu anket döneminde yüzde 14,18 olmuştur.12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 10,77 iken, bu anket döneminde yüzde 10,84 olmuştur. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 9,20 ve yüzde 9,24 olarak gerçekleşti.

12 Ay sonrası enflasyon beklentileri
2020 yılı Aralık ayı anket döneminde, katılımcıların 12 ay sonrasına ilişkin ihtimal tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE'nin ortalama olarak yüzde 14,30 ihtimalle yüzde 9,00 - 9,99 aralığında, yüzde 32,14 ihtimalle yüzde 10,00 - 10,99 aralığında, yüzde 32,95 ihtimalle ise yüzde 11,00 - 11,99 aralığında artış göstereceği öngörüldü.
Aynı anket döneminde nokta tahminler esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre ise, katılımcıların yüzde 14,55'inin beklentilerinin yüzde 9,00 - 9,99 aralığında, yüzde 34,55'inin beklentilerinin yüzde 10,00 - 10,99 aralığında, yüzde 32,73'ünün beklentilerinin ise yüzde 11,00 - 11,99 aralığında olduğu gözlendi.

24 ay sonrası enflasyon beklentileri
2020 yılı Aralık ayı anket döneminde, katılımcıların 24 ay sonrasına ilişkin ihtimal tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE'nin ortalama olarak yüzde 29,24 ihtimalle yüzde 8,00 - 8,99 aralığında, yüzde 36,07 ihtimalle yüzde 9,00 - 9,99 aralığında, yüzde 12,39 ihtimalle ise yüzde 10,00 - 10,99 aralığında artış göstereceği öngörüldü.
Aynı anket döneminde nokta tahminler esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre, 24 ay sonrası TÜFE enflasyonu beklentileri değerlendirildiğinde, katılımcıların yüzde 21,15'inin beklentilerinin yüzde 8,00 - 8,99 aralığında, yüzde 42,31'inin beklentilerinin yüzde 9,00 - 9,99 aralığında, yüzde 19,23'ünün beklentilerinin ise yüzde 10,00 - 10,99 aralığında olduğu gözlendi.

Faiz Beklentileri
BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 14,84 iken, bu anket döneminde yüzde 16,09 olarak gerçekleşmiştir. TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti cari ay sonu beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 14,74 iken bu anket döneminde yüzde 16,07 oldu. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 14,49 ve yüzde 16,18 olarak gerçekleşti.
Vadesine beş yıl ya da beş yıla yakın süre kalan DİBS'lerin 12 ay sonrası ikincil piyasa yıllık bileşik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 12,71 iken, bu anket döneminde yüzde 12,87'ye yükseldi. Vadesine on yıl ya da on yıla yakın süre kalan DİBS'lerin 12 ay sonrası ikincil piyasa yıllık bileşik faiz oranı beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 12,65 ve yüzde 12,49 olarak gerçekleşti.

Döviz kuru beklentileri
Cari yıl sonu döviz kuru (doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 7,89 TL iken, bu anket döneminde 7,77 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 8,41 TL iken, bu anket döneminde 8,37 TL olarak gerçekleşti.

GSYH büyüme beklentileri
GSYH 2020 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde eksi 0,6 iken bu anket döneminde yüzde 0,5 olarak gerçekleşti. GSYH 2021 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 4,0 iken, bu anket döneminde yüzde 3,8 olarak gerçekleşti.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe