İki kol arasındaki farklı tansiyon ölçümleri kalp sorunlarına işaret ediyor olabilir

Kollar arasında ölçülen farklı tansiyonların kötü sağlığın göstergesi olabileceği bildirildi. (BBC)
Kollar arasında ölçülen farklı tansiyonların kötü sağlığın göstergesi olabileceği bildirildi. (BBC)
TT

İki kol arasındaki farklı tansiyon ölçümleri kalp sorunlarına işaret ediyor olabilir

Kollar arasında ölçülen farklı tansiyonların kötü sağlığın göstergesi olabileceği bildirildi. (BBC)
Kollar arasında ölçülen farklı tansiyonların kötü sağlığın göstergesi olabileceği bildirildi. (BBC)

Son bilimsel çalışmalara göre iki kolda yapılan tansiyon ölçümlerindeki fark, gelecekte kalp krizi veya felç geçirme olasılığının uyarısı olabilir. Çalışma, Journal of Human Hypertension bilim dergisinde yayınlandı.
Şarku’l Avsat’ın BBC’den aktardığına göre Birleşik Krallık’taki Exeter Üniversitesi’nden araştırmacılar, kollar arasındaki farklı tansiyon sonuçlarının etkisi hakkında yürütülen 24 uluslararası çalışmanın sonuçlarını analiz etti.
Araştırmada kişinin kolları arasındaki ölçüm farkı 10 mm Hg’den yüksekse on yıl içerisinde kalp krizi, kalp sıkışması veya felç geçirme olasılığının yüzde 1 oranında arttığı bulundu.
Tansiyon milimetre civa adı verilen bir birimle ölçülüyor ve ölçüm iki sayıdan oluşuyor. Sistolik, yani büyük tansiyon kalp damarlarındaki tansiyonu ölçüyor ve değerinin 120 mm olması bekleniyor. Diyastolik yani küçük tansiyon ise kalp kası dinlendiği zamanki kan damarlarını ölçüyor ve normal değerinin 80 mm olması gerekiyor.
Exeter Üniversitesi Tıp fakültesinde görevli ve çalışmanın baş yazarı Dr. Clark konuya dair yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“İnsanlar tansiyonlarını her iki koldan da ölçmelidir. Kollar arasındaki tansiyon farkının kötü sağlık sonuçları ile ilişkili olduğunu uzun zamandır biliyoruz. Bu çalışma kollar arasındaki ölçümde kan basıncı farkı ne kadar büyükse kardiyovasküler hastalıklarının riskinin de aynı oranda fazla olduğunu gösteriyor.”
 



Düğmeye basıldı: Araştırmacılar hayvanlarla iletişim kurmanın yollarını arıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Düğmeye basıldı: Araştırmacılar hayvanlarla iletişim kurmanın yollarını arıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Hayvanların bilincini araştırmaya odaklanan ilk bilimsel kurum kurulurken, yapay zeka araştırmacıları insanların evcil hayvanlarıyla nasıl "konuşabileceğini" keşfetmeye hazırlanıyor.

Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu'ndaki (LSE) 4 milyon sterlinlik (yaklaşık 218 milyon TL) Jeremy Coller Hayvan Duyarlılığı Merkezi, insan dışı hayvanları çeşitli disiplinlerden uzmanlarla araştıran çalışmalarını 30 Eylül'de başlatacak.

Merkezin projeleri arasında, yapay zekanın insanların evcil hayvanlarıyla nasıl "konuşmasını" sağlayabileceğini incelemenin yanı sıra sürecin neresinde sorunlar çıkabileceğini ve potansiyel tehlikelerden nasıl kaçınılacağını araştıracak bir çalışma da yer alıyor.

Merkezin ilk direktörü Profesör Jonathan Birch, Guardian'a konuştu:

Evcil hayvanlarımızın insani özellikler göstermesini çok seviyoruz ve yapay zekanın ortaya çıkmasıyla, evcil hayvanınızın sizinle konuşabileceği yollar yepyeni bir seviyeye taşınacak. Ancak yapay zeka genellikle nesnel gerçekliğe dayanmak yerine kullanıcıyı memnun eden uydurma yanıtlar üretir. Bu, evcil hayvanların refahına uygulanırsa felaket olabilir. Hayvanlarla ilgili sorumlu ve etik yapay zeka kullanımını yöneten düzenlemelere acilen ihtiyacımız var. Bu alanda tam bir düzenleme eksikliği var. Merkez, dünya çapında kabul görecek etik kurallar geliştirmek istiyor.

Merkez, daha sonra küresel lobi faaliyetlerinde kullanılabilecek rehberlik ve araştırmalar geliştirmek amacıyla sivil toplum örgütleriyle çalışacak.

New York Üniversitesi Çevre ve Hayvanları Koruma Merkezi Direktörü Jeff Sebo gazeteye, hayvan sezgisi ve refahı, yapay zekanın hayvanlar üzerindeki etkisi ve kamuoyunun hayvanlara yönelik tutumu gibi konuların "toplumca karşı karşıya olduğumuz en önemli, zor ve ihmal edilmiş konular arasında yer aldığını" söyledi.

"İnsanlar dünyayı milyonlarca tür ve kentilyonlarca bireysel hayvanla paylaşıyor ve hoşumuza gitse de gitmese de dünyanın her yerindeki hayvanları etkiliyoruz" diye ekledi.

Yeni merkezin mütevelli heyeti üyelerinden Profesör Kristin Andrews, yeni projenin bilimdeki en büyük soru olarak gördüğü insan bilinci ve bunun ne olduğu sorusuna bile yanıt verebileceğine inandığını söyledi.

İnsanları bilinçli yapan şeyin ne olduğunu ya da birinin neden bilinç kazandığını veya bilincini neden kaybettiğini hâlâ anlayabilmiş değiliz. Ancak cevaplara ulaşmanın yolunun önce basit sistemleri incelemekten geçtiğini biliyoruz: Bilim, genomik ve tıp alanlarındaki büyük ilerlemeleri basit organizmaları inceleyerek elde etti.

Independent Türkçe