BTS, Çin-Güney Kore ilişkilerinde yumuşamanın göstergesi oldu

BTS, Grammy'ye aday gösterilen ilk K-pop grubu olma özelliğini taşıyor (Taeseong Kim)
BTS, Grammy'ye aday gösterilen ilk K-pop grubu olma özelliğini taşıyor (Taeseong Kim)
TT

BTS, Çin-Güney Kore ilişkilerinde yumuşamanın göstergesi oldu

BTS, Grammy'ye aday gösterilen ilk K-pop grubu olma özelliğini taşıyor (Taeseong Kim)
BTS, Grammy'ye aday gösterilen ilk K-pop grubu olma özelliğini taşıyor (Taeseong Kim)

Güney Kore ve Çin arasında 2016’da yaşanan anlaşmazlıktan sonra meydana gelen gerilimin, 21 Aralık’ta Çin’deki bir radyoda dünyaca ünlü K-pop grubu BTS’nin şarkısının çalınmasıyla azaltılması umut ediliyor.
Söz konusu tarihte Kuzey Kore tehditlerini gerekçe gösteren Güney Kore, ABD ordusuna ait Bölge Yüksek İrtifa Hava Savunması (Terminal High Altitude Area Defense) adlı savunma sistemini ülkesine konuşlandırmak istemişti. Bu duruma tepki gösteren Çin, ülkesinde Güney Kore kültürüne ait birçok bileşeni yasaklamıştı.
Ancak son dönemde, iki ülke arasında olumlu siyasi ve kültürel gelişmeler yaşanıyor. Zira geçen ay, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Güney Kore’yi ziyaret etmiş ve iki ülke arasında daha güçlü bağlara ihtiyaç olduğunu bildirmişti.
Bangkok Post’un aktardığına göre, bu gelişmeler kültür ihracatının da artmasına işaret ediyor. Bu adımların birinde, BTS’nin tamamen İngilizce olan ilk şarkısı "Dynamite", yıllar süren yasağın ardından Pekin'de yayın yapan Metro Radio adlı radyo kanalında çaldı.
İki devlet arasındaki bu çabalardan önce de Çin'deki birçok kişi Kore'ye duyduğu ilgiyi kaybetmemişti. Siçuan Üniversitesi’nden Yardımcı Doçent Areum Jeong da Siçuan eyaletinin başkenti Çengdu’da Hallyu adıyla da bilinen Kore Dalgası’nın popülaritesinin, iki ülke arasındaki gerilime rağmen kesintisiz devam ettiğini söyledi.
Şehirdeki mağazaların K-pop yıldızlarının yer aldığı reklamları yayımlamayı sürdürdüğünü ve Çinli birçok öğrencisinin Kore televizyon dizileriyle şovlarını takip ettiğini ifade eden Jeong, şu ifadeleri kullandı:
Radyoda 'Dynamite'in çalması, biraz umut verici duruyor. Fakat iyimser bir işaret olarak görülebilir mi? Bunu söylemek için muhtemelen çok erken.
Jeong, iki ülke arasındaki normalleşme girişimlerine temkinli yaklaşsa da kısmen Çin devletine ait teknoloji şirketi İFlyTek’in birçok K-pop yıldızının ajansı SM Entertainment’in kurucusu Lee Soo-man’le çalışmak istemesi ve Güney Kore’li Com2uS’un geliştirdiği bir oyunun Çin’de kısa süre önce lisans almasının pozitif işaretler olduğunu düşünüyor.
Dört yıl önceki yasağın, Korelilerin kültürlerini bütün dünyaya yaymasını sağlamış olabileceğini de belirten Jeong, yine de ilişkiler düzelirse bunun Kore eğlence ve turizmine yarar sağlayabileceğini söyledi.
 
Independent Türkçe, Bangkok Post



Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?
TT

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorların asteroit çarpmasından önce çöküşe geçtiği teorisinin doğru olmadığı öne sürüldü.

Milyonlarca yıl boyunca yeryüzüne hükmeden dinozorların soyu, 66 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan bir göktaşının etkisiyle tükenmişti. 

Bugüne kadar bulunan bazı fosiller, dinozorların bu olaydan önce sayı ve çeşitlilik açısından gerilediğine işaret ediyordu. Özellikle göktaşından önceki yıllarda fosil sayısının azalması bu teoriyi destekliyordu. Bazı bilim insanları, asteroit gezegene çarpmasa bile bu sürüngelerin yok olma sürecine girdiğine inanıyordu. 

University College London'dan paleontolog Chris Dean "Dinozorların asteroit çarpmadan önce de yok olmaya mahkum olup olmadığı 30 yılı aşkın süredir tartışılan bir konu" diyor.

Dean ve ekip arkadaşları bu soruya yanıt bulmak için 66 milyon ila 84 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış 4 dinozor türüne ait 8 binden fazla fosili inceledi. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (8 Nisan) yayımlanan çalışmada dinozor çeşitliliğinin yaklaşık 76 milyon yıl önce zirveye ulaştığı ve ardından kitlesel yok oluşa kadar azaldığı bulundu. Bu eğilim, dinozorların soyu tükenmeden önceki 6 milyon yılda daha belirgindi. 

Ancak araştırmacılar, paleontologların asteroit çarpmasından önceki yıllarda ne kadar araziye erişebildiğini ve bu bölgelerde kaç kazı çalışması yapıldığını hesaplayınca, bilim insanlarının elinde pek örnek olmadığını tespit etti. Ekip, bu döneme ait jeolojik kayıtların açığa çıkmadığını veya üstünün bitki örtüsüyle kaplı olduğunu buldu.

Ayrıca çevresel koşullar veya diğer faktörlerin bu düşüşü açıklayamadığını söylüyorlar. Geliştirdikleri modellere göre dinozorların sayısı, göktaşı çarpmasına kadar stabildi. 

Bilim insanlarına göre dinozorlar kitlesel yok oluştan önce muhtemelen çökmeye başlamamıştı. Bu izlenimin, döneme ait fosillerin iyi korunmamış ya da bulunmasının zor olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Alfio Alessandro Chiarenza, "Dinozorlar muhtemelen kaçınılmaz bir yok oluşa mahkum değildi" diyerek ekliyor: 

Eğer o asteroit olmasaydı, hâlâ bu gezegeni memeliler, kertenkeleler ve hayatta kalan torunları olan kuşlarla paylaşıyor olabilirlerdi.

Diğer yandan bazı bilim insanları yeni çalışmanın, dinozorların türlerinin azalmaya başladığı teorisini çürütmediğini savunuyor.

Reading Üniversitesi'nden Manabu Sakamoto'nun araştırmasına göre dinozorların yaşadığı 175 milyon yıl boyunca, yeni dinozor türlerinin ortaya çıkma hızı genel olarak yavaşlamıştı ve yeni türlerinin gelişmesinden çok daha fazla sayıda türün nesli tükeniyordu. 

Sakamoto, yeni araştırma mevcut fosillerde sapma olduğunu öne sürmesine karşın dinozor çeşitliliğindeki bu uzun vadeli düşüşün geçerliliğini koruduğunu söylüyor: 

Bu iki durum aynı anda geçerli olabilir.

Independent Türkçe, Live Science, New Scientist, Current Biology