Fas Kralı, işbirliği mekanizmalarını yeniden etkinleştirme konusunda Netanyahu'ya güvence verdi

Rabat’ın Filistin meselesi yönündeki sağlam tutumunu yeniledi

Fas Kralı, işbirliği mekanizmalarını yeniden etkinleştirme konusunda Netanyahu'ya güvence verdi
TT

Fas Kralı, işbirliği mekanizmalarını yeniden etkinleştirme konusunda Netanyahu'ya güvence verdi

Fas Kralı, işbirliği mekanizmalarını yeniden etkinleştirme konusunda Netanyahu'ya güvence verdi

Fas Kralı 6. Muhammed, ülkesi ile İsrail arasında barışçıl ve dostane diplomatik ilişkiler çerçevesinde işbirliği mekanizmalarının yeniden faaliyete geçtiğini, temasların düzenli olarak yeniden başladığını vurguladı. Aynı zamanda Fas Krallığının Filistin meselesine ilişkin kararlı ve sabit tutumunu ve ülkesinin Ortadoğu'da barış ve istikrarı teşvik etmedeki öncü rolünü bir kez daha teyit etti.
Kraliyet Divanı’ndan yapılan açıklamaya göre, Fas Kralı 6. Muhammed İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Kral 6. Muhammed, görüşmede yaptığı konuşmada, Fas kökenli Yahudi topluluğunu Fas Krallığına bağlayan güçlü ve özel bağlardan bahsetti.
Filistin meselesini görmezden gelerek bu görüşmeye dair açıklama yapan Netanyahu ise verilen tüm taahhütlerin belirlenen zaman çizelgesine göre yerine getirileceği konusunda Fas Kralı’na güvence verdiğini bildirdi. Aynı zamanda Fas Kralı’nı İsrail’i ziyarete davet ettiğini de dile getirdi. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Sudan ile normalleşme anlaşmalarının aksine, ABD Başkanı Donald Trump, 6. Muhammed ile Netanyahu arasındaki telefon görüşmesine katılmadı.
Haaretz gazetesinin geçtiğimiz Salı günü yayınlanan haberine göre, son günlerde İsrail’e mektuplar gönderen Fas, İsrail'in BAE ve Bahreyn ile imzaladığı anlaşmalara benzer bir anlaşma imzalamak istemediğini, İsrail ile vardığı anlayışları İbrahim Anlaşmaları kapsamında görmediğini vurguladı.
İsrail-ABD ortak heyeti, El Al şirketinin Tel Aviv'den Rabat'a direkt uçuşunun ardından geçtiğimiz Salı günü Fas'ın başkenti Rabat'ta görüşmeler gerçekleştirmişti. Bu uçuşu “duvarları yıkmak” olarak nitelendiren Netanyahu, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesini hızlandıracağı umudunu dile getirdi. ABD heyetine başkanlık eden ABD Baş Danışmanı ve Trump’ın Damadı Jared Kushner ise “İsrail ile Fas arasındaki ilk direkt ticari uçuş vesilesi ile İbrahim Anlaşmalarını gururla ilerletiyoruz” ifadelerine başvurdu.
İsrail heyeti, diplomatik temsilciliklerin yeniden açılması için Fas'ta anlaşmalar imzaladı.
Netanyahu Fas'la yapılan anlaşmayı “tarihi bir barış anlaşması” olarak, İsrail Dışişleri Bakanı Gabi Aşkenazi ise İbrahim Anlaşmaları’nın bir parçası olarak nitelendirdi. Aşkenazi, söz konusu açıklamalarında “Aramızdaki ilişkilerin yeniden başlaması, İbrahim Anlaşmaları kapsamında güvence ve önem arz etmekte; iki halk arasındaki derin dostluğu yansıtmaktadır. Diğer ülkeleri de İbrahim Anlaşmaları dairesine katılmaya davet ediyorum” ifadelerinde bulundu.



Caca Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail'i korkutmuyor, aksine Hizbullah'ın silahları Lübnan'a zarar veriyor

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca
TT

Caca Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail'i korkutmuyor, aksine Hizbullah'ın silahları Lübnan'a zarar veriyor

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca

(Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LK) lideri Samir Caca, Hizbullah'ın silahlarının Lübnan'ı korumada artık bir fayda sağlamadığını, aksine ülkeye zarar ve yıkım getirdiğini belirtti. Caca, bu silahların artık İsrail'i korkutmadığını da sözlerine ekledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Caca, ‘sağa sola sallanmaya’ devam etmekten ve bu silah sorununu çözmemekten sakınılması gerektiğini söyledi. Lübnan'ın iki seçeneği olduğunu belirten Caca, bunlardan ilkinin hükümetin silahlı örgütleri feshetme kararı alması, ikincisinin ise sıcak bir yaz ya da en iyi ihtimalle kötü bir yazla karşı karşıya kalmak olduğunu söyledi.

Caca, şunları söyledi:

“Şimdi tüm dünya İsrail'e Gazze'deki savaşı durdurması için baskı uygularken, Lübnan'da yaptıklarına dair tek kelime bile duymuyoruz. İsrail'e karşı güçlenmek için güçlü yanlarımızı bir araya getirmeliyiz. Başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleriyle ve başta ABD olmak üzere Batı ülkeleri, dış ilişkilerimizden başlayarak birçok güçlü yanımız var. Bu ülkeler aracılığıyla İsrail'in saldırılarını durdurabilir, İsrail'i topraklarımızdan çıkarabilir ve Lübnan'da normale dönebiliriz.”