Ürdün’de yeni koronavirüs türüne yakalanan iki vaka tespit edildihttps://turkish.aawsat.com/home/article/2707961/%C3%BCrd%C3%BCn%E2%80%99de-yeni-koronavir%C3%BCs-t%C3%BCr%C3%BCne-yakalanan-iki-vaka-tespit-edildi
Ürdün’de yeni koronavirüs türüne yakalanan iki vaka tespit edildi
Fotoğraf: Reuters
Amman / Şarku’l Avsat
TT
TT
Ürdün’de yeni koronavirüs türüne yakalanan iki vaka tespit edildi
Fotoğraf: Reuters
Ürdün resmi haber ajansı Petra’nın aktardığına göre, Ürdün Sağlık Bakanı Dr. Nezir Ubeydat dün (Pazar) İngiltere’den gelen iki Ürdünlü’de mutasyona uğramış yeni koronavirüs türünün tespit edildiğini duyurdu.
Bakan “İngiltere’den gelen kişilerin sayılması, takip edilmesi ve koronavirüs testlerinin yapılmasının ardından iki vakanın” tespit edildiğini belirtti. Ubeydat “Vakaların karı koca olduğunu, 19 Aralık cumartesi günü İngiltere’den birlikte geldiklerini ve sağlık durumlarının çok iyi olduğunu” açıkladı. Sağlık Bakanı’nın açıkladığına göre, “Vakalar karantinaya alındı, protokollere göre test ekipleri tarafından takip ediliyorlar ve evde karantina süreleri bitene kadar başkaları ile temas kurmalarına izin verilmiyor.”
Ürdün hükümeti, İngiltere'nin bazı bölgelerinde mutasyona uğramış yeni bir koronavirüs türünün ortaya çıkmasının ardından İngiltere'den gelen uçuşları geçen hafta pazartesi gününden 3 Ocak’a kadar iki haftalık bir süre için durdurma kararı aldı. Almanya, Lübnan ve Danimarka'nın benzer vakaların tespit edildiğini duyurmasının ardından Fransa, İspanya, Japonya, İsveç ve İtalya dahil olmak üzere birçok ülkede bu yeni virüs türü ile enfekte olan vakalar tespit edildi.
Ürdün’de şu ana kadar 286 bin 356 vaka ve virüse bağlı 3 bin 729 can kaybı kaydedildi. Hastanelerde tedavi gören vaka sayısı 932’ye yükselirken, bu vakalardan 135’i solunum cihazı bağlı olarak tedavi görüyor.
Ürdün birkaç ay önce ülkede koronavirüs salgının yayılmasının önlemek için bir dizi önlem almıştı. Bu önlemler kapsamında ülke genelinde saat 22.00’den 06.00’ya kadar gece sokağa çıkma yasağının uygulanmasının yanı sıra cuma günleri de sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Ülkede okullar ve üniversiteler kapalı kalmaya devam ederken düğünler ve taziye törenleri yasaklandı. Aynı şekilde, eğlence yerleri, çocuk alan alanları, yüzme havuzları, sinemalar da virüsün yayılmasının önlenmesine yönelik kısıtlamalar kapsamında kapatıldı.
Bağdat'taki durum: Irak’ın başkenti daha güvenli hale geldi mi?https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5153200-ba%C4%9Fdattaki-durum-irak%E2%80%99%C4%B1n-ba%C5%9Fkenti-daha-g%C3%BCvenli-hale-geldi-mi
Bağdat'taki durum: Irak’ın başkenti daha güvenli hale geldi mi?
Bağdat iyileşme yolunda ilerlerken, umutlar devletin ve toplumun bu başarıyı koruma becerisine bağlı kalmaya devam ediyor (Independent Arabia)
Cabbar Zeydan
Medeniyetlerin buluştuğu ve zorlukların çekiştiği Irak'ın kalbinde, Bağdat bugün önceki nesillerin alıştıklarından neredeyse tamamen farklı, yeni bir sahneyle karşı karşıya. Yakın zamana kadar günlük yaşanan patlamalar ve sürekli kaygılarla boğuşan Irak’ın başkenti, sakinleri ve ziyaretçileri tarafından gözlemlenildiği üzere, güvenlik durumunda somut bir değişime sahne oluyor. Bağdat sakinlerinin birçoğu yıllar öncesine göre alışılmadık olan bir güven duygusundan bahsediyor. Patlama sesleri artık her gün şehrin her yerinde yankılanmıyor ve güvenlik kontrol noktaları eskisi kadar çok değil. Başkentin birçok bölgesine ticari faaliyet geri döndü, kafeler ve restoranlar gece geç saatlere kadar müşterilerle dolu. Bir zamanlar güvenlik açısından “sıcak noktalar” olarak bilinen bölgeler, sakinlerinin ifadelerine göre artık daha istikrarlı.
Güncel durum
Karrada bölgesindeki bir dükkan sahibi, “eskiden bombalı saldırılar korkusuyla dükkanlarımızı gün batımından önce kapatırdık. Şimdi gece yarısına kadar, dahası özel günlerde ve bayramlarda bazen sabahın erken saatlerine kadar açık kalıyoruz. Bir zamanlar şüpheli görülen köşelerde bile kendimizi güvende hissediyoruz” diyor.
Sadr bölgesinde yaşayan bir kadın, “Çocuklarım pazara veya okula gittiklerinde artık endişelenmiyorum. Her gün hissettiğimiz gerçek bir değişim var” diye ekliyor.
Bu güvenlik hissi sadece bölge sakinleriyle sınırlı değil; ziyaretçiler de bunun farkında. Mutenebbi Caddesi'nde dolaşan, müzeleri ve kültür kafelerini ziyaret eden Arap ve yabancı turistler görüntüsü artık alışıldık. Oysa birkaç yıl öncesine kadar ender görülen bir şeydi.
Güvenlik araştırmacıları, Bağdat'taki iyileşen güvenlik durumunun, iç içe geçmiş faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığına inanıyorlar. Faktörlerin en önemlisi, yıllarca başkentin güvenliği için sürekli bir tehdit oluşturan radikal silahlı grupların faaliyetlerindeki gerileme.
Bağdat artık güvenli mi?
Güvenlik uzmanı Tarık Abdulvahid, “Bağdat, radikal gruplar için sembolik ve stratejik bir hedefti. Ancak, bu gruplara batı ve kuzey Irak'ta indirilen yoğun darbelerden sonra, başkentte yüksek profilli saldırılar gerçekleştirme güçleri azaldı” diyor ve ekliyor: “Bugün, istihbarat koordinasyonunun ve entegre saha çalışmalarının gelişmesi sayesinde Bağdat, önceki dönemlerde olduğu gibi terörist faaliyetler için bir kuluçka makinesi veya uygun ortam değil.” Abdulvahid ayrıca, güvenlik tehditleriyle başa çıkma yöntemlerinde niteliksel bir değişime de işaret ediyor. Bu yöntemler artık yalnızca askeri müdahaleye dayanmıyor, bunun yerine çeşitli güvenlik kurumları arasındaki koordinasyonun yanı sıra önleyici eylemler ve elektronik gözetimi de içerecek şekilde genişledi.
Militarizasyondan sivil istikrara
Gözlemcilere göre, Bağdat'ın tanık olduğu en dikkat çekici dönüşümlerden biri, şehir içinde militarizasyonun kademeli olarak azalması. Sokaklarda artık sabit güvenlik kontrol noktaları yok ve silahlar ile silahlıların görüntüleri artık son on yılda olduğu kadar yaygın değil. Güvenlik araştırmacısı Ali el-Hüseyni, “Bağdat'taki güvenlik durumu, kalıcı bir olağanüstü halden göreceli istikrar haline geçişe tanık oluyor. Normal yaşamı yeniden tesis etme ve yerleşim bölgelerindeki gereksiz askeri varlığı azaltma çabaları var. Bu, güvenlikten vazgeçme anlamına gelmiyor, daha ziyade onu rasyonel bir şekilde organize etmek anlamına geliyor” diyor. Şarku'l Avsat'ın Indepenedent Arabia'dan çevirdiği analize göre Hüseyni, “bu değişimin birdenbire ortaya çıkmadığını, daha ziyade güvenlik çabalarını birleştirmeye ve devlet çerçevesi dışındaki silahlı grupların etkisini azaltmaya yardımcı olan sistematik çalışma ve göreceli siyasi istikrarın bir sonucu olduğunu” düşünüyor.
Geride kalan meydan okumalar
Olumlu göstergelere rağmen, Bağdat güvenlik konusunda bomba yüklü araçlar veya bombalı saldırılarla ilgili olmayan, daha çok denetimsiz silah, aşiretler arası çekişmeler ve organize suç gibi sorunlarla ilgili farklı türde meydan okumalarla yüzleşmeye devam ediyor. Güvenlik analisti Nasır el-Kenani, “genel bir güvenlik duygusuna tamamen teslim olmaya” karşı uyarıyor ve “günlük sahneden kanlı şiddet belirtilerinin kaybolmasına rağmen, devlet kontrolü dışındaki yaygın silahlar, bazı silahlı gruplar üzerindeki kontrol eksikliği gibi diğer meydan okumalar varlığını sürdürüyor. Bu, ciddi bir şekilde ele alınmazsa her an güvenlik durumunun istikrarsızlaşmasına yol açabilir” diye açıklıyor. “Güvenliğin ölçüsü yalnızca patlamaların gerçekleşmemesine değil, aynı zamanda vatandaşların gasp edilmekten veya hukuktan daha üstün ve etkili gruplar veya bireyler tarafından haklarının ihlal edilmesinden korkmamalarına, kendilerini ne kadar güvende hissettiklerine bağlıdır” diye ifade ediyor.
Toplumun güvenliği sağlamadaki rolü
Bağdat'taki güvenlik sahnesinde netleşmeye başlayan önemli yönlerden biri, yerel toplumun kendi güvenliğine katkıda bulunma ve güvenlik servisleriyle iş birliğini teşvik etme rolüdür. Sivil aktivist Mustafa Fazıl, “İnsanlar güvenliğin sadece devletin değil, herkesin sorumluluğu olduğunu fark etmeye başladı. Gençler arasında onları sokaklarını korumaya, şiddet döneminde hakim olandan tamamen farklı bir ortam yaratan kültürel ve sportif etkinlikler düzenleyerek, istikrar ortamını teşvik etmeye iten yeni bir bilinç var.”
Güven durumu devam edecek mi?
Gözlemciler, Bağdat'ta güvenliğin devam etmesinin birkaç faktöre bağlı olduğuna inanıyor. Bunların en başında siyasi istikrar, güvenlik servislerini teknoloji ve eğitimler ile sürekli desteklemek ve silahın sadece devletin elinde olması geliyor. Bu konular hâlâ güçlü bir irade ve titiz bir takip gerektiriyor. Tarık Abdulvahid, “Bağdat güvenlik konusunda iyileşme yolunda uzun bir yol kat etti, ancak bu yol hâlâ tehlikelerle dolu. Umut verici işaretler var, ancak asıl zorluk bunları sürdürmek ve siyasi çekişmeler veya silahlı çatışmalar nedeniyle kaosun geri dönmesini önlemek” diyor. Ayrıca, “gerçek barışın yalnızca şiddetin yokluğuyla değil, aynı zamanda herkesi kapsayan yasaların ve bunları adalet ve şeffaflıkla uygulayabilen kurumların varlığıyla sağlanacağını” vurguluyor.
Korkudan umuda
Bağdat değişti ve belki de onlarca yıldır ilk kez, şehirden yansıyan görüntü daha parlak. Irak başkentinde güvenlik ideal durumda ve meydan okumalardan uzak değil, ancak yalnızca vaatler veya siyasi söylemlerden ibaret kalmayıp, elle tutulur bir gerçeklik haline geldi.
Şehir iyileşme yolunda ilerlerken, umutlar devletin ve toplumun bu kazanımı koruma ve daha istikrarlı ve müreffeh bir gelecek için geliştirme becerisine bağlı kalmaya devam ediyor. Sonuç olarak, Bağdat'ın güvenliği sadece Irak'ta barışın anahtarı değil, aynı zamanda ülkenin tüm evlatlarını kucaklayan, haklarını ve hayallerini koruyan güçlü bir devlet olarak geri dönüşünün de temel taşıdır.