Jüpiter ve Satürn'ün 400 yıldır beklenen 'Büyük Kavuşum'u gerçekleşti

Jüpiter ve Satürn'ün ikisi de gaz devi gezegen (NASA)
Jüpiter ve Satürn'ün ikisi de gaz devi gezegen (NASA)
TT

Jüpiter ve Satürn'ün 400 yıldır beklenen 'Büyük Kavuşum'u gerçekleşti

Jüpiter ve Satürn'ün ikisi de gaz devi gezegen (NASA)
Jüpiter ve Satürn'ün ikisi de gaz devi gezegen (NASA)

Jüpiter ve Satürn, 21 Aralık akşamında Büyük Kavuşum'u gerçekleştirdi. Güneş Sistemi’nin en büyük iki gezegeni, aralarında yaklaşık 750 milyon kilometre fark bulunsa da Dünya’dan bakınca çift bir gezegen gibi gözüktü.
Birbirlerinden 0,1 derece kadar ufacık bir farkla ayrı gözükmelerini sağlayan bu olayın sebebiyse Jüpiter’in yörüngesi. Zira bu sayede Jüpiter, Dünya'yla Satürn arasında konumlandı. Büyük Kavuşum her 20 yılda bir gerçekleşse de bu denli yakın gözükmeleri epey nadir yaşanıyor.
Aynı yakınlıktaki Büyük Kavuşum 1623 tarihinde yaşanmasına rağmen o dönemki hava şartları dolayısıyla sadece ekvator ve çevresinde görülebilirdi. Bu yüzden ikiliyi birbirine bu kadar yakın görmek isteyenlerin daha önce 4 Mart 1226’ya gitmesi gerekiyordu.

Bundan sonraki hizalanmaysa 15 Mart 2080’de meydana gelecek. Gökbilimci Bob Berman, bir sonraki Büyük Kavuşum’un daha iyi olacağını düşünüyor. Ondan sonra bu uzay olayını yaşamak isteyenler, 2400’e kadar beklemek zorunda kalacak.
Bununla birlikte kayıtlar, Büyük Kavuşum'a ilginin 8. yüzyıl Bağdat’ına kadar uzandığını gösteriyor. Astrologlar Büyük Kavuşum’un birçok etkisi olduğunu iddia etse de Exeter Üniversitesi’nden Teorik Astrofizik Profesörü Matthew Bate, “Büyük Kavuşum'ların bilimsel olarak dünya üzerinde hiçbir etkisi yok” ifadelerini kullandı.
Uzmanlar, Hristiyan anlatılarında yer alan ve iki bin yıl önce gökyüzünde görüldüğü söylenen Beytüllahim Yıldızı’nın söz konusu hizalanma olabileceğini söylüyor. İki bin yıl önce yaşayanların gece gökyüzündeki olayları takip ettiğini belirten Cambridge Üniversitesi Gökbilim Enstitüsü’nden Dr. Carolin Crawford, şöyle konuştu:
Bu yüzden, Beytüllahim Yıldızı’nın bunun gibi bir gezegen hizalanması olması imkansız değil.
Dünyanın dört bir yanından gözlemevleri ve amatör gözlemciler bu nadir olayı heyecanla takip ederken birçok kişi, 21 Aralık’ta gerçekleşen kavuşumu internetten canlı yayınladı. Bu yayınların birinde Astrofizikçi Gianluca Masi, Jüpiter’in solunda ve sağında uydularının da görülebildiğini aktardı.
 
Independent Türkçe, The Guardian, Space.com, CNN International, BBC



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy