James Cameron'ın klasik yapıtı Titanik'te Rose'un kolyesinin hikayede yarattığı boşluk ortaya çıktıhttps://turkish.aawsat.com/home/article/2708466/james-cameron%C4%B1n-klasik-yap%C4%B1t%C4%B1-titanikte-roseun-kolyesinin-hikayede-yaratt%C4%B1%C4%9F%C4%B1
James Cameron'ın klasik yapıtı Titanik'te Rose'un kolyesinin hikayede yarattığı boşluk ortaya çıktı
Kate Winslet ve Leonardo DiCaprio'nun başrollerinde oynadığı film yayımlandığı dönemde büyük bir yankı uyandırmıştı (20th Century Fox/Paramount Pictures)
İstanbul/Şarkul Avsat
TT
TT
James Cameron'ın klasik yapıtı Titanik'te Rose'un kolyesinin hikayede yarattığı boşluk ortaya çıktı
Kate Winslet ve Leonardo DiCaprio'nun başrollerinde oynadığı film yayımlandığı dönemde büyük bir yankı uyandırmıştı (20th Century Fox/Paramount Pictures)
James Cameron'ın Titanik'i kolye anlatısında küçük bir senaryo açığına sahip.
Titanik filminin ortasında yer alan bir porte kesiti, anlatıyı güçlendirirken Rose ve Jack'in gerçekten aşık oldukları anı da işaretliyor. Filmin ilk yarısı, Rose'un nişanlısı Cal Hockey'le (Billy Zane) olan zorlu ilişkisinin yanı sıra Rose ve Jack'in felakete yol alan gemideki dostluğunu irdeliyor.
Kolye daha sonra, filmin ikinci yarısında Cal, DiCaprio'nun karekterine karşı plan yapar ve elması bir komplo aracı olarak kullanırken önemli bir rol oynuyor. Titanik'in tartışmalı sonu, Rose'un "Okyanusun Kalbine" başından beri sahip olduğunu açığa çıkarırken, bu durum sadece bir kez taktığı iddiasına uygun görünüyor.
Rose nihayetinde Le Coeur de la Mer'i okyanusa atarak geçmişinden vazgeçiyor. Filmin kapanışı için dokunaklı bu an, anlatı boyunca sürekli güçlendirilen "asla bırakmayacağım" konseptiyle tematik bir bağ kuruyor. Eğer elmas kolye Jack'e dair olumlu ve kalıcı bir anıyı temsil ediyorsa, bu durumda Rose Cal'la herhangi bir olumsuz ilişkinin yolunu kapatmış olmalı.
Prostat kanseri teşhisinde çığır açabilecek bir idrar testi geliştirildi
Fotoğraf: Unsplash
Bilim insanları idrarda prostat kanserinin bir işaretini keşfetti. Bu ilerleme, ölümcül hastalığın teşhisinde daha basit ve iyi bir yönteme önayak olabilir.
Prostat kanseri, dünya genelinde erkekler arasında önde gelen ölüm nedenlerinden biri. Her yıl yüz binlerce kişi bu kötü huylu hastalığa yenik düşüyor ve yılda bir milyondan fazla yeni vaka teşhis ediliyor.
Bununla birlikte, vücutta erken aşamadaki tümörün spesifik belirtilerinin olmaması nedeniyle teşhisi hâlâ zor. Halihazırda, prostat bezi tarafından üretilen bir proteinin seviyesini ölçerek kanseri tespit etmek için PSA adı verilen kan testi kullanılıyor.
Prostat spesifik antijen (PSA) proteininin yüksek seviyeleri prostat kanserinin yanı sıra diğer kanser dışı durumlara da işaret edebiliyor.
PSA'ya dayalı tarama genellikle yanlış pozitif sonuçlara, gereksiz biyopsilere ve hatta bazen teşhisin atlanmasına yol açıyor.
Şimdiyse araştırmacılar, idrarda prostat kanserinin varlığını ve ciddiyetini yüksek hassasiyetle gösterebilecek bir dizi "son derece doğru" işaret tespit etti.
Prostat kanseri illüstrasyonu (Michigan Medicine)
Cancer Research adlı akademik dergide yayımlanan son çalışmaya göre, SPON2, AMACR ve TMEFF2 adlı molekülleri içeren bu işaretler, prostat kanserini tahmin etmede PSA'dan çok daha doğru ve spesifik.
Araştırmacılar, bu yöntemlerin kötü huylu hastalığın tedavisini kişiselleştirmek üzere ilaç hedeflerini belirlemek için de kullanılabileceğini belirtiyor.
İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarlarından Mikael Benson, "İdrarda biyolojik işaretleri ölçmenin pek çok avantajı var. İnvaziv değil, ağrısız, muhtemelen evde yapılabilir ve numune klinik laboratuvarlardaki rutin yöntemler kullanılarak analiz edilebilir" dedi.
Araştırmada bilim insanları prostat tümörlerinden alınan binlerce hücrede mRNA moleküllerinin aktivitesini analiz etti.
Araştırmacılar bu molekülleri ve faaliyetlerini, bu hücrelerin her birindeki kanserin yeri ve ciddiyetiyle eşleştirdi.
Daha sonra bilim insanları yapay zekayı kullanarak prostat kanseri için güvenilir işaretler olarak hizmet edebilecek molekülleri tanımladı.
Yaklaşık 2 bin hastadan alınan kan, prostat dokusu ve idrar örneklerini analiz ederek bulguları daha da doğruladılar.
Dr. Benson, "PSA'dan daha kesin yeni biyolojik işaretler, prostat kanseri olan erkekler için daha erken tanı ve daha iyi prognoz sağlayabilir. Dahası, sağlıklı erkeklerde gereksiz prostat biyopsilerinin sayısını azaltabilir” dedi.
Bilim insanları, bulguların prostat kanserini teşhis etmek için gen aktivite analizi ve yapay zeka gibi yöntemleri birleştirme potansiyelini gösterdiğini söylüyor.
Araştırmacılar, testi daha büyük, daha çeşitli popülasyonlarda doğrulamayı ve klinik uygulama için geliştirmeyi umuyor.