Trump sonrası ABD-Mısır ilişkilerini nasıl bir gelecek bekliyor?

Kahire'nin Moskova ve Pekin ile ilişkilerinin gelişmesi ve Washington'un Ortadoğu'daki hamlelerine cevap vermedeki başarısızlığı ABD’nin rahatsızlığına neden oluyor (AFP)
Kahire'nin Moskova ve Pekin ile ilişkilerinin gelişmesi ve Washington'un Ortadoğu'daki hamlelerine cevap vermedeki başarısızlığı ABD’nin rahatsızlığına neden oluyor (AFP)
TT

Trump sonrası ABD-Mısır ilişkilerini nasıl bir gelecek bekliyor?

Kahire'nin Moskova ve Pekin ile ilişkilerinin gelişmesi ve Washington'un Ortadoğu'daki hamlelerine cevap vermedeki başarısızlığı ABD’nin rahatsızlığına neden oluyor (AFP)
Kahire'nin Moskova ve Pekin ile ilişkilerinin gelişmesi ve Washington'un Ortadoğu'daki hamlelerine cevap vermedeki başarısızlığı ABD’nin rahatsızlığına neden oluyor (AFP)

Tarık Fehmi
ABD Başkanı Donald Trump, yönetiminin son günlerinde resmi Twitter hesabından yaptığı bir açıklamada, Mısır’a bir takım suçlamalarda bulundu. Trump’ın tweetinde göre Mısır, İsrail ile barış antlaşmasının imzalanmasından bu yana kendisine sağlanan yardım parası ile Rus yapımı silah almakla suçlandı.   
Trump tweetini yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını yardımının onaylanması üzerine Kongre’ye yönelttiği eleştirinin bir parçası olarak yazmıştı. Trump, söz konusu paylaşımda “Kongre üyeleri Kamboçya’ya 85,5 milyon, Myanmar’a 124 milyon ve Mısır’a 1,3 milyar dolarlık yardımlar içeren tasarının metnini dahi okumadılar. Oysa sonuncusu askeri teçhizatını neredeyse sadece Rusya’dan satın alıyor” ifadelerini kullandı.
Salgının ABD halkının üzerindeki etkileri nedeniyle yardımcı olacak olan 892 milyar dolarlık bir yasa tasarısını imzalamamakla tehdit etti. Kongre tarafından onaylanan tasarıda da düzenleme yapılması için çağrıda bulundu.

Sağlam veriler
Mısır, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı tarafından sağlanan 815 milyonu ekonomik ve 1,3 milyar askeri olmak üzere 2,1 milyar dolarlık yardımı alıyor. Kahire'nin 1979 yılında İsrail ile Camp David Barış Anlaşmasını imzalamasından bu yana Mısır'a her yıl yardım akmakta.
Yardımın harcama konusunda eğitim, görev, uzman gönderme ve ABD'den silah yedek parçaları ithal etme gibi belirli yolları olduğu için Kahire doğrudan Washington'dan para almıyor. ABD’de bulunmaması durumunda üçüncü bir ülkeden silah satın alınmasına fikir birliği ve rıza ile belki de dolaylı olarak izin veriliyor. Bu durum, ABD tarafıyla hiçbir ilgisi olmayan saf Mısır standartlarına göre bunu yapmasını sağladı.
Mısır, üzerinde anlaşmaya varılan harcama talimatlarına uydu. Ayrıca, Rusya'dan silah alımı yeni değil ve yıllar önce gerçekleşti. ABD yönetimleri iki ülke arasındaki genişletilmiş stratejik ortaklık nedeniyle rezerv yapmadı. Mısır silah anlaşmaları yardımla finanse edilmiyor.
Geçtiğimiz günlerde Kongre, önümüzdeki yıl için hükümetin harcama bütçe yasası içerisinde Mısır'a yaklaşık 1,3 milyar dolar tutarında olağan askeri yardımı geçirdi. Ancak, 300 milyon dolardan fazla fonun verilmesi siyasi gerekçeler ve insan hakları, dini azınlıklardan tutuklularının serbest bırakılmasındaki ilerleme ile ilişkilendirdi.
Yasadaki bir hüküm, ABD Dışişleri Bakanı'nın Mısır'ın mahkûmların serbest bırakılması alanında kaydettiği ilerlemeyi milletvekillerine bildirmek için bir rapor sunana kadar 75 milyonun dondurulacağını öngörüyor. Bir başka hüküm ise 225 milyon hibenin serbest bırakılmasını hukukun üstünlüğü ilkesinin güçlendirilmesi ve dini azınlıkların korunması da dahil olmak üzere demokratik kurumlar ve insan haklarının desteklenmesine bağladı.

Doğrudan açıklamalar
Mısır'ın Trump yönetimiyle ilişkileri Beyaz Saray'a geldiğinden beri iyiydi. Tweeti yalnızca Kahire'yi hedef almayan belirli bir bağlamda geliyor. Ancak, Rusya ve Mısır'ın kendisinden silah alma eğiliminde olduğu Çin, Fransa ve Almanya gibi diğer ülkelerle ilişkilerin gelişmesine ilişkin ABD korku ve endişelerine işaret ediyor. Demokrat ve Cumhuriyetçi yönetimlerdeki mevcut ve eski yetkililerden gelen şikâyetlerin kaynağı da buydu.
Tüm bu endişeleri, önemli bir soruyla özetlemek mümkün: Mısır neden diğer ülkelerden silah alıyor? Neden stratejik ortaklığın sınırlarına bağlı kalmıyor? Kahire’nin silah temin kaynaklarının çeşitliliği ve Dabaa’da nükleer santraller inşa etmek için Rus tarafına yöneldiği göz önüne alındığında özellikle de Mısır-Çin ilişkilerinin Çin’den aşı ithal etmek de dahil olmak üzere çeşitli alanlarda büyük gelişmesiyle birlikte bu durum şüphelere neden oluyor.
Kahire, ABD'nin Ortadoğu'daki hamlelerine fiili olarak yanıt vermedi. Özellikle de Mısır'ın İsrail ile ticaret yollarının açılması konusunda çekinceleri olduğu için Sisi’nin mesafeli duruşu Trump'ın görev süresinin son yılında daha da belirginleşti. Bu mesafeli ilişki Sisi’yi medyada ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak bilinen Ortadoğu'da barış ve refah projesini başlatan Manama Ekonomi Çalıştayı’na katılmaya Mısır Maliye Bakan Yardımcısı'nı göndermeye sevk etti.
Bu, Kahire ile Washington arasında, Mısır'ın Trump'ın Nahda (Hedasi/Rönesans) Barajı'nı havaya uçurma ihtiyacı çağrısıyla etkileşime girmemesinde ortaya çıkan ve bunu iç kamuoyunun konumu da dahil olmak üzere her düzeyde Mısır meselesi olarak gören, konuşulmamış bir gerilim alanı olduğu anlamına geliyor.
İki taraf arasında çatışma olmamasına rağmen Kahire'nin siyasi ve stratejik olarak Amerikan sisteminin dışına çıkma hareketi, Başkan Trump'ın son pozisyonuyla ilgili olarak işaret ettiği şeyin bir nedeni olabilir. Görünüşe göre Mısır’ın, art arda Fransa, ardından da Doğu Akdeniz’de Yunanistan, Kıbrıs ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile tatbikatlar gerçekleştirmesi ABD’yi rahatsız etti. Ardından Sisi, Rusya’ya yöneldi. Karadeniz’de su yolları yakınında Mısır-Rus tatbikatları gerçekleştirildi. Kahire daha sonra geçtiğimiz günlerde Akdeniz Gaz Forumu'nda Abu Dabi'ye katıldı. ABD gözlemci olarak foruma katılma talebinde bulunmasına rağmen, Mısır Amerikan talebine yanıt vermedi.
Mısır aynı zamanda ABD'nin Körfez-Katar uzlaşısı dosyasındaki hamlesiyle, genel diplomatik çerçeve içinde etkileşime girdi. Dışişleri Bakanlığı, Arap dayanışmasının herhangi bir adımını memnuniyetle karşıladığını ve ortak Arap eylemini desteklediğini teyit eden bir bildiri yayınladı.  Ancak yakın zamanda ABD'nin rolüne atıfta bulunulmadı.
Fas ve Trump yönetiminin, Filistin ve İsrail tarafları arasında yaklaşmakta olan barış sürecinde gerçek bir rol oynaması için Rabat'a özel bir çerçeve çizme çabası göz önünde bulundurulduğunda buna, bazı Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki aceleci barış yollarıyla ilgili mevcut anlaşmaya ilişkin bazı Mısır tutumlarının ayrışması da ekleniyor. Bu, birikmiş tarihsel rolünün Filistin ile İsrail arasında Amerikan arabuluculuğuyla ve Mısır'ın kendisine gelecek olanlarda rol ayırma çabasıyla gerçekleşecek müzakereler çerçevesinde yaklaşmakta olan her adımda hareketinin sabitlerini tanıdığını düşünen Kahire'yi rahatsız edebilir.
Belki de Kahire’nin hamlesi ve Filistin ve Ürdün taraflarıyla görüşmenin yapılması bunu doğruluyor. Mısır’ın Filistin meselesinin dış politikasında öncelik verdiğine dair resmi gösterge, Mısır-Fas ilişkilerinde devam eden gerilimin ışığında bu durumu doğruluyor.

Beklenen etkiler
Mısır, Türkiye değil. Bu nedenle Mısır-Amerikan anlaşmazlık alanlarının ABD-Türkiye ilişkilerine benzetilmesi yanlış. Ancak Türkiye, NATO'daki varlığı nedeniyle ABD için önemli bir ülke olduğu, Avrupa Birliği ve ABD ile ilişkilerinde stratejik dosyalara sahip olduğu için, içerik bakımından doğru olabilir.
Öte yandan, Mısır-Amerikan ilişkileri önemli ve ortaklık için bir model oluşturuyor. ABD hala çokuluslu güçler aracılığıyla Sina'daki güvenlik düzenlemelerinde arabulucu değil bir ortak. ‘Parlak Yıldız’ tatbikatları hala ilişkilerin doğası açısından bir örnek niteliğinde. Bölgedeki hiçbir ülke bunu taklit edemedi. Tel Aviv, Mısır ve İsrail arasındaki barış modeli herhangi bir Arap ülkesiyle tekrar edilebildiği için, Mısır-Amerikan denkleminde hala rol oynuyor.
Gelmekte olan en önemli şey nedir? Mesele, ortaya çıkması beklenen iç meselelerin tekrarlanması mümkün olduğu için Biden yönetimi ile Mısır- ABD ilişkilerine bir kriz ihraç etmiyor. Bununla birlikte, analiz için adil olmak gerekirse, iki tarafın ilişkileri kırk yıldır sürüyor. Kongre komitelerinde yaşananlara ve yaşanacak olanlara, Demokratların siyasal İslami grupla başa çıkma konusundaki fikirlerinin yeniden pazarlanmasına ayrıca demokrasi, insan hakları ve diğer konuları vurgulamalarına rağmen, ilişkiler sistemi, bazılarının öngördüğü şekilde çökmedi.
Kahire ve Washington'un önümüzdeki dönemde, ister dahili ister bölgesel olsun, çok sayıda geleneksel olmayan meseleyi içerebilecek gerçek bir stratejik diyalog kurma eğiliminde olacağı kesindir. Her hâlükârda Biden yönetimi ile ilişkilerin ilerleyebileceği iki seçenek var:
Sisi yönetimi ya Cumhuriyetçi politikalarla doğrudan yüzleşmeyecek ve özellikle de ABD'nin barış, İsrail’le normalleşme ve Körfez-İsrail-Amerikan sistemi konularında Biden’ın takınacağı tavırla uzlaşacak.
Aynı şekilde Mısır'ın Nahda Barajı konusundaki barışçıl çözüm siyasetinin sürmesi ve uluslararası aktörlerin çözümde rol almaya devam etmesi gerekiyor.
İkinci seçenek ise yeni ABD yönetiminin Sisi iktidarı ile medya önünde tartışmaya girmesi. Şayet bu gerçekleşirse ABD Mısır’a karşı pek çok gündem konusunda baskı kartına sahip olsa da bu durum diğer ülkeler için de geçerli olacak.

* Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan tercüme edilmiştir.



Sudan'ın kuşatma altındaki el-Faşir kentinde ilkel malzemeler ve şifalı bitkilerle ilk yardım

Sudanlı bir mülteci, Cidde Limanı’nda USNS Brunswick gemisinden inerken oğluna sarılıyor. (AP)
Sudanlı bir mülteci, Cidde Limanı’nda USNS Brunswick gemisinden inerken oğluna sarılıyor. (AP)
TT

Sudan'ın kuşatma altındaki el-Faşir kentinde ilkel malzemeler ve şifalı bitkilerle ilk yardım

Sudanlı bir mülteci, Cidde Limanı’nda USNS Brunswick gemisinden inerken oğluna sarılıyor. (AP)
Sudanlı bir mülteci, Cidde Limanı’nda USNS Brunswick gemisinden inerken oğluna sarılıyor. (AP)

Sudan'ın batısındaki el-Faşir kentinde yaşayan 8 yaşındaki Muhammed, kolu şarapnel parçalarıyla delik deşik olmasına rağmen tedavi edilebildiği için şanslı kişilerden biri. Diğer savaş yaralıları ise kentin kuşatılmış olması ve tıbbi ekipman eksikliği nedeniyle tedavisi zor olan daha ciddi yaralanmalardan mustarip.

İki yıldır orduya karşı savaşan Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) geçtiğimiz hafta, sağlık sisteminin de çöktüğü Kuzey Darfur'un başkenti ve çevresinde kanlı bir saldırı başlattı. HDK'nin geniş Darfur bölgesinin başkentine yönelik tekrarlanan saldırıları sivillerin her türlü hareketini riskli hale getirdi. Ayrıca tüm sağlık tesisleri bombalandı ya da saldırıya uğradı.

cdfrgt
Hartum Uluslararası Havalimanı'nda hasarlı bir uçak (AFP)

Muhammed'in babası 27 yaşındaki İsa Said, bölgedeki iletişim tamamen kesildiği için Starlink aracılığıyla AFP'ye yaptığı açıklamada, “Eski bir hemşire olan komşumuzun yardımıyla kanamayı durdurduk, ancak Muhammed’in eli şişti ve ağrı nedeniyle geceleri uyuyamıyor” dedi.

Mayıs 2024'ten bu yana HDK tarafından kuşatma altında bulunan el-Faşir'in diğer sakinleri gibi İsa da oğlunu hiçbir hastanenin acil servisine götüremiyor. Bu hafta el-Faşir'e kaçan insani yardım koordinatörü Muhammed, yüzlerce yaralının şu anda şehirde mahsur kaldığını bildirdi.

Tedavi için şifalı bitkiler

Muhammed, HDK'nin el-Faşir'in 15 kilometre güneyindeki Zemzem Kampı’na düzenlediği ölümcül saldırı sırasında kalçasından vuruldu. Güvenlik nedeniyle tam adını açıklamaktan kaçınan Muhammed, “İnsanlar evlerinde özel olarak tedavi görüyor” dedi.

İnsani yardım kaynaklarına göre yüz binlerce insan Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kıtlık yaşandığı ilan edilen Zemzem Kampı’ndan kaçarak el-Faşir şehrine sığındı.

El-Faşir'de insanlar, ilkel malzemeler ve şifalı bitkilerle, kurşun ve mermi parçalarından kaynaklanan yanık ve yaraları tedavi etmeye ve ilk yardım sağlamaya çalışıyor.

29 yaşındaki Muhammed Ebkar, bacağından vurulduğunda ailesi için su getirmeye çalıştığını anlattı. Ebkar, “Komşularım beni evin içine taşıdı. Yine komşularım, vücudumdaki kırıkları tedavi etmesi için tahta ve bez parçaları kullanarak atel tedavisi yapan diğer komşumuzu aradı. Sorun şu ki, kırık tedavi edilse bile kurşun halen bacağımda” ifadelerini kullandı.

Muhammed, şehirde tıbbi malzeme son derece sınırlı olsa da, parası olsaydı gazlı bez veya ağrı kesici almak için birini göndermenin mümkün olabileceğini, ancak genellikle malzeme bulunmadığını, bu nedenle tedavinin mevcut imkanlarla yapıldığını söyledi.

Dezenfektan olarak tuz

Birleşmiş Milletler (BM) pazartesi günü, HDK’nin el-Faşir ve çevresindeki göçmen kamplarına yönelik son saldırılarında 400'den fazla kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'na (UNICEF) göre en az 825 bin çocuk dünyadaki cehennemde sıkışıp kaldı. UNICEF, el-Faşir’i kuşatmış olan HDK tarafından gerçekleştirilecek geniş çaplı bir saldırının yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini kaydetti.

dfgrthy
El-Faşir'deki insani durum felaket boyutuna ulaştı. (Arşiv – Şarku’l Avsat)

11 ay süren kuşatma ve iki yıl süren savaşın ardından el-Faşir sakinlerinin çoğu, bombardımandan korunmak için genellikle aceleyle çukurlar kazıp üzerlerini kum torbalarıyla örterek doğaçlama barınaklar inşa etti.

Çarşamba günü Hana Hamad'ın evine isabet eden bir top mermisi kocasını karnından yaraladı. AFP'ye konuşan 34 yaşındaki kadın, “Komşumuzun yardımıyla kanamayı durdurmaya ve yarayı antiseptik olarak sofra tuzuyla tedavi etmeye çalıştık. Ama ertesi sabah kocam öldü” dedi.

Yatalak olan bir başka hasta ise ‘insanları kurtarabilecek herkesin acil müdahalede bulunması’ çağrısında bulundu.

Sınır Tanımayan Doktorlar, insani yardım çağrısında bulundu. Misyon Başkanı Rasmani Kabore, “El-Faşir'e giden yollar kapalı. Ne olursa olsun orada mahsur kalarak açlık çeken bir milyon insana gıda ve ilaç ulaştırmak için hava operasyonları başlatılmalıdır” şeklinde konuştu.