Deniz yolları tehdidi, Suudi Arabistan'ı bölgedeki ittifakları güçlendirmeye itiyor

Krallığa ait uzun kıyı şeritleri, yüksek kabiliyetli bir askeri güce sahip olmayı önemli kılıyor

Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri komutanı, geçen yıl Saravat projesinin ilk korvetini yüzdürmüştü (SPA)
Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri komutanı, geçen yıl Saravat projesinin ilk korvetini yüzdürmüştü (SPA)
TT

Deniz yolları tehdidi, Suudi Arabistan'ı bölgedeki ittifakları güçlendirmeye itiyor

Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri komutanı, geçen yıl Saravat projesinin ilk korvetini yüzdürmüştü (SPA)
Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri komutanı, geçen yıl Saravat projesinin ilk korvetini yüzdürmüştü (SPA)

Arap bölgesinde küresel ekonomi ile bağlantılı jeopolitik bir öneme sahip olan su koridorlarına yönelik tehditlerin artması ile, özellikle de kıyı geçişlerinde ülkeler arası koordinasyon temposunun yükseltilmesi, buralardaki güvenliği artırmak için ittifakların kurulması ve donanma hazırlığının yükseltilmesi ihtiyacı da arttı.
Bu durum, iki önemli deniz koridoru Arap Körfezi ve Kızıldeniz'de bulunan, bin 300 ada ve 3 bin 400 kilometre uzunluğundaki kıyılara sahip Suudi Arabistan'ı, Savunma Bakanlığı stratejisinde bölgesel zorluk ve tehditleri karşılamak için yüksek muharebe kabiliyetine sahip askeri kuvvetlerini güçlendirmeye itti.
Gemi ve uçak anlaşmalarında bulunmak, çeşitli ülkelerle tatbikat düzenleme, deniz seyrüseferini himaye etmek için siyasi ve askeri ittifaklar kurmak gibi adımlar atarak deniz askeri yeteneklerini artıran Suudi Arabistan, aynı zamanda 2030 yılına kadar toplam askeri harcamalarının yüzde 50'sini yerelleştirmeyi hedefliyor. 2030 vizyonları arasında özellikle de güvenlik ve savunma sektörlerinde en çok harcama yapan ilk beş ülke arasında bulunmak yer alıyor.

İran’ın vekiller aracılığıyla tehditleri
Körfez bölgesi ve su koridorunun sık sık maruz kaldığı saldırıların çoğunun ardından İran bulunuyor. Vekili Husi grubu ise gemiciliğe yönelik tehdit oluşturacak terör saldırıları gerçekleştirerek Kızıldeniz'de İran adına hizmet ediyor; aynı zamanda bu koridorları hedef aldığını gizlemiyor. Yemen'deki meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu ise bu milisler tarafından sonuncusu Pazar günü yerleştirilen ve İran yapımı olduğu anlaşılan deniz mayınlarının keşfedilip imha edildiğini doğruluyor. Nitekim Koalisyon tarafından Pazar günü yapılan açıklamada, Kızıldeniz'in güneyinde ‘sedef’ tipi 5 deniz mayınının daha imha edildiğini, böylece milislerin rastgele serpiştirdiği deniz mayınlarının 160’ı aştığını duyurmuştu. Bu, açıklama, Kızıldeniz'deki ticari gemilerin ve sivil tesislerin bombalı tekne ve drone kullanılarak hedeflenmesi ile aynı zamana denk geliyor.
Suudi Arabistan Kraliyet Deniz Kuvvetleri Donanma Komutanı Koramiral Fahd el-Gufeyli, geçtiğimiz günlerde Riyad'da uluslararası askeri liderleri bir araya getiren bir münasebette yaptığı açıklamada bölgede gerçekleştirilen saldırılara değinmişti. Bu saldırılar arasında Emcad, Merzuka, Andre Victoria ve Michel petrol tankerlerinin Fuceyre limanında, Front Altair ve Kokuka Courageous petrol tankerlerinin ise Umman Körfezi’nde uğradığı saldırılar bulunuyor. Diğer yandan, Sultan 2 ticari gemisi Babu'l Mendeb’in kuzeyinde tekne saldırısına, Abkayk- Ersan ticari gemisi ise Kızıldeniz’in güneyinde saldırıya uğramıştı. Diğer yandan, Utad , Mekke, Abha ve Manife ticaret gemileri de Hürmüz Boğazı’nda saldırıya uğramış, İngiliz ticaret gemisi Stena Impero gemisi ise boğazı geçtiği sırada gözaltına maruz kalmıştı.
Yazar ve siyasi araştırmacı Abdullah el-Cuneyd, öncelikle seyrüsefer güvenliğine yönelik tehdidin kaynaklarının araştırılması, ikinci olarak ise Asya ve Afrika kıyıları ile Hint Okyanusu boyunca jeostratejik etki için yarışan güçler tarafından İran, Türkiye, Hizbullah, Husi milisleri, Eş-Şebab Örgütü gibi bölgede Basra Körfezi, Kızıldeniz ve Umman Denizi gibi sulardaki bazı aktörlere sağlanan siyasi örtüyü anlamak gerektiğini söylüyor. Ortak çıkarlara dayalı seyrüseferi güvence altına almak ve enerji piyasalarını istikrara kavuşturmak için kurulan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Deniz Komutanlığının da Hürmüz Boğazı'nda seyrüsefer sağlama yönündeki ittifaklar gibi bölgesel örneklerden biri olduğunu söyleyen Cuneyd, Peninsula Shield Force (Yarımada Kalkan Gücü) ve gelecekteki zorluklara daha uygun bir perspektiften bakma ihtiyacına da değindi.

Siyasi ve askeri ittifaklar
2020 yılı başlarında, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Sudan, Cibuti, Yemen, Somali ve Eritre'nin imzacı ülkeler olduğu, Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ni çevreleyen, aynı zamanda Riyad merkezli Arap ve Afrika Devletleri Konseyi kurulmuştu. Suudi Arabistan bundan öncesinde ise, Birleşik Devletler, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, İngiltere, Avustralya ve Arnavutluk ülkelerinden oluşan ve Kasım 2019’da Körfez seyrüseferini koruma yönündeki resmi görevine başlayan Sentinel adlı askeri deniz ittifakı dahil olmak üzere ABD liderliğindeki ittifaklara dahil olmuştu. ABD’li bir askeri yetkili ise bu ittifakların tek bir tehditle değil, tehditlerle yüzleşmek için kurulduğunu belirtmişti.

Nitelikli savaş yetenekleri
Temmuz 2018’de, Suudi Arabistan Askeri Endüstrileri Şirketi (SAMI) aracılığıyla, Avanti 2200 gemileri için İspanyol şirketi Navantia ile 5 savaş gemisi inşa etme yönündeki ticari ortaklığını duyuran Suudi Arabistan, şimdiye kadar bu gemilerden iki tanesini teslim aldı. Diğerleri ise 2022 yılına kadar teslim edilecek. Ülkede aynı zamanda montaj ve entegrasyon dahil savaş gemileri sistemleri harcamalarının en az yüzde 60’ını yerelleştirmek yönünde ortak girişimler de mevcut.
Suudi Arabistan, askeri endüstrileri yerelleştirme planı kapsamında, bazıları Fransa'da, diğer kısmı Suudi Arabistan'da üretilen 39 sürat teknesi de dahil olmak üzere bir dizi HSI32 hızlı devriye botu (son teknoloji savunma tekneleri) üretim ve tedarikinde Suudi-Fransız ortak iş birliğini açıkladı.
Ekim 2020'de yerel olarak üretilen ilk HSI32 hızlı devriye botunu ve ilk yüzer havuzu piyasaya süren Suudi Arabistan, Eylül 2020'de Fransa’dan HSI32 hızlı devriye botunun ikinci ve üçüncü partisini teslim alma töreni düzenlemişti.
Geçen hafta ise ABD merkezli Lockheed Martin şirketi bünyesindeki Sykorsky Aircraft firması tarafından üretilen dünyanın en gelişmiş helikopteri MH-60R helikopteri de Suudi donanma filosuna katıldı.
Emekli Kurmaytuğgeneral ve Silahlı Kuvvetler Komuta ve Kurmay Akademisi Komutanı Dr. Şami ez-Zahiri, Suudi donanmasının ‘karadan karaya’, ‘karadan havaya’ ve sualtında ‘denizaltı ve mayın’ operasyonları olmak üzere üç farklı operasyon ekseni üzerinde çalıştığını söylüyor. Suudi donanmasının su yüzeyindeki gemi ve diğerlerinin darbe alması ve sürpriz tehlikeler barındırması sebebiyle yeteneklerini sualtı operasyonları düzeyinde geliştirmeye çalıştığına da değiniyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan Zahiri, başta Kraliyet Donanması olmak üzere Suudi Silahlı Kuvvetleri stratejisinin, liderlik ve teknisyenler dahil olmak üzere insan yeteneklerini eğitmeye, gerekli lojistik ihtiyaçları donatmaya odaklandığını söylüyor. Aynı zamanda ortak tatbikat ve operasyonlara da değiniyor.

Ortak tatbikatlar
Suudi donanması, Kasım 2019'da Suudi ve Çin deniz özel kuvvetleri arasında düzenlenen "Mavi Kılıç 2019" tatbikatı, aynı zamanda 2020 yılı başlarında Suudi Donanması ile ABD Donanması arasında düzenlenen ‘Medafiul Bahri’ ortak deniz tatbikatı ve Mısır ile düzenlenen Mercan-16 tatbikatı da dahil olmak üzere, birçok ülke ile askeri iş birliğini ve savaş tecrübesi alışverişini geliştiren birçok ortak deniz tatbikatı gerçekleştirdi.



Suudi Arabistan BRICS zirvesinde Gazze'deki acıların sona erdirilmesi çağrısı yaptı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, fırsatlarla dolu bir gelecek ve ortak kalkınma için ülkesinin çok taraflı platformlar aracılığıyla verimli bir işbirliği kurma arzusunu dile getirdi (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, fırsatlarla dolu bir gelecek ve ortak kalkınma için ülkesinin çok taraflı platformlar aracılığıyla verimli bir işbirliği kurma arzusunu dile getirdi (SPA)
TT

Suudi Arabistan BRICS zirvesinde Gazze'deki acıların sona erdirilmesi çağrısı yaptı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, fırsatlarla dolu bir gelecek ve ortak kalkınma için ülkesinin çok taraflı platformlar aracılığıyla verimli bir işbirliği kurma arzusunu dile getirdi (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, fırsatlarla dolu bir gelecek ve ortak kalkınma için ülkesinin çok taraflı platformlar aracılığıyla verimli bir işbirliği kurma arzusunu dile getirdi (SPA)

Suudi Arabistan, 17. BRICS 2025 Zirvesi'nin ikinci gününün ilk oturumunda Gazze'de yaşanan insani acıların göz ardı edilemeyeceğini ve uluslararası toplumun bu krizi sona erdirmek ve uluslararası hukuka uygun olarak iki devletli çözüme dayalı herkes için kalıcı ve kapsamlı bir barışa ulaşmak için ciddi bir şekilde çalışması gerektiğini vurguladı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Prens Muhammed bin Selman adına Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan Pazartesi günü Brezilya'nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenen ve Suudi Arabistan'ın davetli ülke olarak katıldığı zirvenin ikinci gününün ilk oturumuna katıldı. Prens Faysal, BM İklim Değişikliği Sözleşmesi Taraflar Konferansı (COP30) ve Küresel Sağlık konferansı kapsamında gerçekleştirilen toplantıların Çevre oturumunda konuştu.

dsfrgthy
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı iklim ve sağlık alanlarında işbirliğinin güçlendirilmesinin önemini vurguladı (SPA)

Oturum sırasında bir konuşma yapan Prens Faysal bin Ferhan, dünyanın tanık olduğu vahim krizlerin herkese ortak sorumlulukları ve güvenliği korumak ve çatışmaların yayılmasını önlemek için gerilimi tırmandırmaktan kaçınma ihtiyacını hatırlattığını vurgulayarak, Gazze'deki feci duruma atıfta bulundu.  İsrail'in sağlık altyapısına yönelik saldırılarının ve sivilleri hedef almasının uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlali ve kanun ve normlara dayalı uluslararası sisteme doğrudan bir meydan okuma olduğunu vurgulayan Prens Faysal, uluslararası toplumu insani erişimin sağlanması ve sivillerin korunması için sorumluluklarını üstlenmeye çağırdı ve insanların çektiği acıların göz ardı edilemeyeceğini belirtti.

Suudi Dışişleri Bakanı konuşmasının başında BRICS zirvesine ev sahipliği yaptığı ve bu yıl grubun başkanlığını üstlendiği için Brezilya'ya ülkesinin memnuniyetini ifade ederek, Suudi Arabistan'ın daha fazla fırsat ve ortak kalkınmayla dolu bir gelecek için çok taraflı platformlar aracılığıyla verimli bir işbirliği inşa etme arzusunu dile getirdi.

Suudi Arabistan'ın Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Paris Anlaşması'na olan bağlılığını vurgulayarak iklim ve sağlık alanlarında işbirliğinin geliştirilmesinin önemine vurgu yapan Suudi Diş işleri farklı ülkelerin farklı koşullarını dikkate alan pratik ve dengeli bir yaklaşım çağrısında bulundu.

Bu bağlamda, COP30 ev sahipliği yapacak olan Brezilya'ya Krallığın tebriklerini ileterek, Suudi Arabistan'ın iklim değişikliği sorunlarının ele alınmasında somut sonuçlar elde edilmesinde başarı dileklerini ifade etti.

dfvghty
BRICS 2025 Zirvesi'nin ikinci gününün ilk oturumunun bir bölümü (SPA)

Prens Faysal bin Ferhan, su kıtlığı çeken bir ülke olarak Suudi Arabistan'ın çevresel zorlukları ve su kaynaklarını yönetmek için ileri yöntemler ve teknolojiler geliştirdiğini ve Dünya Su Örgütü'nün kurulmasına yol açan çabalara öncülük ettiğini açıkladı Bu hayati kaynağa eşit erişim sağlamayı amaçlamaktadır.

Sağlık sektörüyle ilgili olarak da Krallığın 2030 Vizyonunun önleme ve entegre bakıma odaklanan kapsamlı reformlar içerdiğini açıklayarak Suudi Arabistan'ın Hac ve Umre gibi büyük organizasyonları yönetme konusundaki deneyimini ve uluslararası standartlara uygun olarak sağlık acil durumlarına hazırlık ve müdahale konusunda bölgesel bir merkez olma konumunu güçlendiren planlama ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesini vurguladı.

Oturuma Suudi Arabistan'ın Brezilya Büyükelçisi Faysal Gulam, Bakanlık Ofisi Genel Müdürü Velid Al- Semail, Bakan Danışmanı Muhammed Al-Yahya ve Uluslararası Örgütler Genel Müdürü Şaher Al-Kahanini katıldı.