Rabat - Tel Aviv hattında görüşmeler sürüyor

İsrail ve Fas bayraklarının yansıtıldığı bir duvarın önünde selfie çekilenler. (AP)
İsrail ve Fas bayraklarının yansıtıldığı bir duvarın önünde selfie çekilenler. (AP)
TT

Rabat - Tel Aviv hattında görüşmeler sürüyor

İsrail ve Fas bayraklarının yansıtıldığı bir duvarın önünde selfie çekilenler. (AP)
İsrail ve Fas bayraklarının yansıtıldığı bir duvarın önünde selfie çekilenler. (AP)

29 Aralık’ta İsrail’e giden bir Fas heyeti, 2000 yılından önce İrtibat Bürosu’nun bulunduğu binayı ziyaret etti. İsrail’de Fas’ı temsil eden bir diplomatik ofisi yeniden kullanma olasılığını gözden geçirdi.
Diğer yandan Fas Sanayi, Ticaret, Yeşil ve Dijital Ekonomi Bakanı Moulay Hafid el-Alami, Tel Aviv ile ortaklığa uygun sanayi sektörlerini belirlemek amacıyla geçen pazartesi akşamı İsrailli mevkidaşı ile online görüşmelerde bulundu.
Temas, ‘Fas ile İsrail arasındaki uçuşların, iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğinin yeniden başlatıldığını ve 2000 yılında kapatılan Rabat ve Tel Aviv’deki irtibat bürolarının yeniden açıldığını’ belirten ortak bildirgenin Fas, ABD ve İsrail tarafından imzalanması sonrasında geldi. Fas Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yaptığı açıklamada, görüşmelerin tekstil ve tarım endüstrileri, sanayi sektöründe araştırma ve geliştirme, yeşil teknoloji ve yenilenebilir enerjileri kapsadığını belirtti.
İki bakan arasında bir kısmı Youtube üzerinden yayınlanan görüşmelerde, Fas kökenli İsrailli bakan Amir Peretz’in Faslı mevkidaşı ile Fas lehçesiyle konuştuğu görüldü. Bakan, “Sayın Alami, ben oldukça mutluyum. Zira ben Fas’ın Boujad şehrinin oğluyum” dedi. Anne ve babasının 64 yıl önce, kendisi dört yaşındayken İsrail’e gitmek üzere Fas'tan ayrıldığı söyleyen Peretz, Ekonomi ve Sanayi Bakanı olmadan önce İsrail Savunma Bakanı olarak görev yaptığını kaydetti.
Moulay Hafid el-Alami de Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, İsrailli mevkidaşı ile gerçekleştirdiği görüşmelerin ‘ikili endüstriyel iş birliği beklentileri’ ile ilgili olduğu bilgini paylaştı. Alami, ‘tekstil, gıda, endüstride uygulamalı araştırma, yeşil teknoloji ve yenilenebilir enerji endüstrisi’ olmak üzere ortaklık için önemli olan bir grup sektörün belirlendiğini belirtti.
Fas Sanayi Bakanı’nın açıklamalarına göre iki taraf, belirli sektörlerde eylem planı hazırlamak için bir ‘ortak çalışma grubu’ kurmaya karar verdi. Bakan, görüşmelerde iki ülkenin ekonomik başarılarına dayalı, önceliklerine ve kalkınma stratejilerine yanıt veren ‘verimli iş birliği’ umutlarının üzerinde durulduğunu vurguladı.
Diğer yandan 29 Aralık’ta İsrail’i ziyaret eden Fas heyeti, 2000 yılından önce İrtibat Bürosu’nun bulunduğu binayı yeniden açarak İsrail’de Fas’ı temsil eden bir diplomatik ofisin yeniden kullanılması olasılığını gözden geçirdi. Diplomatik kaynaklar, büronun iyi durumda olduğunu ve iki hafta içinde yeniden kullanılır hale getirilebileceğini aktardılar. Tel Aviv’deki bina Fas tarafından, İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasındaki Oslo Anlaşması’nın imzalanmasının ardından, 1995 yılında satın alındı. Söz konusu dönemde İsrail Başbakanı olan İzak Rabin, Washington’daki imza töreninin ardından ülkesine Rabat üzerinden dönmüştü. Rabin, Rabat’ta Kral 2. Hasan ile görüşmüş, iki ülke arasında resmi ilişkiler kurulması, Rabat ve Tel Aviv’de irtibat büroları açılması kararlaştırılmıştı. Ancak durum, Ehud Barak liderliğindeki İsrail hükümetinin muhalefet lideri Ariel Şaron’un Mescid-i Aksa’nın avlusuna baskın düzenleme izni vermesi nedeniyle 2000 yılında değişmişti.
Fas heyeti, irtibat bürosunun resmen yeniden açılması amacıyla gelecek ay üst düzey bir resmi heyetin gelişine hazırlık için İsrail Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık Ofisi’ndeki yetkililerle görüşmeler gerçekleştiriyor. İki ülkenin Tel Aviv ve Rabat arasında doğrudan uçuşları yeniden başlatmayı kabul ettiği biliniyor.
Fas Kralı 6. Muhammed, 25 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Fas Kralı görüşme sırasında ‘Fas asıllı Yahudi toplumu ile Fas Krallığı arasındaki güçlü ve özel bağlara’ dikkati çekerek ‘Fas Krallığı ve İsrail Devleti arasındaki iş birliği mekanizmalarının yeniden faaliyete geçmesi’ ve ‘barışçıl ve dostane diplomatik ilişkiler çerçevesinde temasların düzenli olarak yeniden başlatılması’ yönündeki umutlarını dile getirdi.



Sadece ticaretle sınırlı değil… Kanada'nın Trump'a duyduğu öfkenin nedeni ne?

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, ABD korumacılığının yaklaşmakta olan tehdidinin ortasında iş dünyası ve işçi liderleriyle yatırım, ticaret ve uluslararası piyasalar hakkında konuştu. (Reuters)
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, ABD korumacılığının yaklaşmakta olan tehdidinin ortasında iş dünyası ve işçi liderleriyle yatırım, ticaret ve uluslararası piyasalar hakkında konuştu. (Reuters)
TT

Sadece ticaretle sınırlı değil… Kanada'nın Trump'a duyduğu öfkenin nedeni ne?

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, ABD korumacılığının yaklaşmakta olan tehdidinin ortasında iş dünyası ve işçi liderleriyle yatırım, ticaret ve uluslararası piyasalar hakkında konuştu. (Reuters)
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, ABD korumacılığının yaklaşmakta olan tehdidinin ortasında iş dünyası ve işçi liderleriyle yatırım, ticaret ve uluslararası piyasalar hakkında konuştu. (Reuters)

Bloomberg'in haberine göre Kanada'nın ABD Başkanı Donald Trump'a duyduğu öfke sadece ticaretle ilgili değil.

Ticaret ve gümrük vergileri konusunda ne olursa olsun, özellikle Trump'ın ısrarcı olması halinde, hasar bir asır boyunca sürebilir.

Siyasi tiyatro

Kanada siyaseti alt üst oldu. Justin Trudeau'nun yerine başbakan olma yarışı artık ‘Trump'ın işini en iyi kimin yapabileceği’ sorusu etrafında dönüyor. Liberal Parti'nin iki ana adayı yarışıyor: Eski merkez bankası başkanı Mark Carney ve eski maliye bakanı Chrystia Freeland, Trump'ı kınamak için daha keskin bir dil kullanıyor ve Kanada'nın egemenliğini koruyacak bir strateji vaat ediyor.

Hırçın ve sosyal medya meraklısı Muhafazakâr Pierre Poilievre, Trudeau kaldığı sürece Liberallere karşı kolay bir zafer kazanma yolunda görünüyor. Nisan ayı gibi erken bir tarihte yapılabilecek ulusal seçimleri kazanmak için favori olmaya devam ediyor, ancak son zamanlarda yapılan bazı anketler ona karşı bir hareket olduğunu gösteriyor.

45 yaşındaki Poilievre, 2015'te Trudeau tarafından devralınmadan önce neredeyse on yıl boyunca iktidarda kalan Stephen Harper'dan beri Muhafazakâr Parti'nin en tutarlı siyasetçisi. Politikadan anlıyor, insanların önemsediği ekonomik konular hakkında konuşuyor ve zor soruları en sevdiği konuşma noktalarına dönüştürme konusunda yetenekli.

Şarku’l Avsat’ın Bloomberg'ten aktardığına göre Nova Scotia (Yeni İskoçya), Halifax'taki Dalhousie Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde Profesör Lori Turnbull yaptığı açıklamada, “Seçim artık Trudeau ile ya da karbon vergisi ile ilgili değil. Bu daha büyük bir varoluşsal soruyla, Kanada için en iyisinin ne olduğu ve bunu kimin en iyi şekilde yapabileceğiyle ilgili” değerlendirmesinde bulundu.

Bunların bir kısmı sadece siyasi tiyatro. Trudeau ve her ekonomist, Kanada'nın en büyük ticaret ortağıyla gireceği bir ticaret savaşında ne kadar savunmasız olduğunu biliyor. Kanada ihracatının dörtte üçü ABD'ye gidiyor ve en büyük ürünlerden bazıları Trump'ın çok nefret ettiği Ontario'da üretilen petrol, gaz, otomobil parçaları ve araçlar. Ontario'nun otomobil sektörünü vuracak bir ticaret savaşı için en kötü senaryosu 500 bin iş kaybı. Bu da eyaletteki her 16 işçiden 1'ine denk geliyor.

Bir zamanlar dünyanın en değerli akıllı telefon şirketi olan BlackBerry'nin eski eş CEO'su Jim Balsillie Bloomberg'e verdiği demeçte, “Kanada serbestleştirilmiş küresel ticaretin erdemlerini yüceltmekle ve emtia üretimini artırmaya çalışmakla meşgulken, ABD fikri mülkiyete sahip olmaya, verileri kontrol etmeye ve serbest ticareti ‘daha az serbest’ hale getirmek için kuralları değiştirmeye odaklanmıştı” dedi.

Balsillie sözlerini şöyle sürdürdü: “Trump'ın 2020'de imzaladığı ABD-Meksika-Kanada Anlaşması gibi anlaşmalar, tarifesiz ticareti teşvik etmekten ziyade ABD hegemonyasını güçlendiren stratejik davranışlarda bulunmakla ilgilidir.”

Kanada kimliği

Kanada uyandı. ABD anlaşmalarına sadık kalmazsa, 41 milyondan fazla nüfusa sahip bu kuzey ülkesi, en azından 1980'lerden bu yana ekonomi ve güvenlik konusunda yaptığı tüm temel varsayımları yeniden düşünmek zorunda kalacak.

Trudeau'nun eski danışmanlarından Robert Asselin bu anı bir ‘Sputnik anı’ olarak tanımladı. İhracat teşviki sona erdi ve kendine güven çözüm haline geldi.

Asselin'e göre Kanada'nın, Sovyetler Birliği'nin 1950'lerin sonunda ilk uydusunu fırlatmasının ardından ABD Savunma Bakanlığı tarafından kurulan Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı'nın (DARPA) kendi versiyonuna ihtiyacı var. Bu da Kanada'nın sahip olduğu teknoloji, savunma, enerji ve yapay zekâ alanlarına daha fazla yatırım yapılması için hükümetin eşgüdümlü bir girişimde bulunması anlamına geliyor.

Şu anda Kanada İş Konseyi'nde politika danışmanı olan Asselin şunları söyledi: “Bir teknoloji stratejisine ihtiyacınız var. Diğer ülkeler bunu başardı ve bizim de bunu başarmak için sahip olmadığımız hiçbir bileşen yok.”