Koronavirüs aşı tekonolojisi 30 hastalığın tedavisi için kapı aralıyor

Fransa'nın Mulhouse şehrindeki hastanede bir hasta ile ilgilenen sağlık ekibi (Reuters-Arşiv)
Fransa'nın Mulhouse şehrindeki hastanede bir hasta ile ilgilenen sağlık ekibi (Reuters-Arşiv)
TT

Koronavirüs aşı tekonolojisi 30 hastalığın tedavisi için kapı aralıyor

Fransa'nın Mulhouse şehrindeki hastanede bir hasta ile ilgilenen sağlık ekibi (Reuters-Arşiv)
Fransa'nın Mulhouse şehrindeki hastanede bir hasta ile ilgilenen sağlık ekibi (Reuters-Arşiv)

ABD’li İmmünolog Drew Weissman, Pfizer aşısının ilk dozunu aldıktan sonra, sol kolunda ağrı hissettiğini, bir saatten kısa bir süre sonra ağrının tamamen yok olduğunu açıkladı. Weissman “Karım ve kızım bu aşının klinik denemelerine katılmaya gönüllü oldu, onlar da birkaç gün boyunca biraz ağrı hissettiler ve grip benzeri semptomlar gösterdiler. Tabi bu aşının istenmeyen etkilerinden biri ancak bağışıklık sisteminin tepki vermesi aşının etkili olduğunu doğrular” ifadelerini kullandı.
Pensilvanya Üniversitesi’nde kıdemli bir araştırmacı olan Weissman ve Philadelphia Üniversitesi’nde çalışan Macar araştırmacılar Katalin Kariko ve Norbert Pardi RNA'nın sol koldaki kas hücrelerine ve oradan bağışıklık sistemine ulaşmasını sağlayan membranın geliştirilmesinin arkasındaki kişilerdi. 
Hücre membranı, DNA'yı hücrelere nakleden, bağışıklık sisteminin virüsü tanımasını ve onu ortadan kaldırmaya hazırlanmasını sağlayan talimatlar taşıyan yuvarlak, yağlı moleküllerdir.
Weissman’ın denetlediği araştırma ekibi laboratuvar hayvanları üzerinde araştırmalar yürütmüştü. Araştırmalarda bu aşının, virüsü aylar, yıllar ve belki on yıllar sonra tanımamızı sağlayan bir hafıza taşıyan antikor ve hücreler üreterek influenzaya karşı oldukça etkili bir bağışıklık tepkisi oluşturduğu saptanmıştı.
Weissman ve Pardi’nin yönettiği araştırma laboratuvarı şu anda yaklaşık 30 farklı bulaşıcı hastalığa karşı RNA'ya dayalı yeni aşılar geliştiriyor. Bu aşılardan 5’i klinik deneme aşamasına ulaşmış bulunuyor: 2’si AIDS’e, biri mevsimsel gribe, biri her türlü gribe ve diğer ise Herpes’e karşı geliştirildi.
Weissman denetimindeki deneylerin gelişimini yakından takip eden Dünya Sağlık Örgütü (WHO) uzmanları, bu teknolojinin büyük potansiyele sahip olduğunu ve araştırmacıların yıllardır aradığı, hücrelere DNA için mesajlar ve kesin talimatlar taşıyan bu küresel yağ partiküllerinin geliştirilmesinden sonra aşı dünyasında ve birçok bulaşıcı hastalığın tedavisinde büyük bir sıçrama yaşanabileceğini söylüyorlar.
Bu çalışma, Macaristan’da Budapeşte’nin 100 km uzaklığındaki Pardi’nin büyük babasının Kariko’nın babasının kasap dükkanında çalıştığı Kisújszállás kasabasında doğan iki araştırmacı sayesinde gelişti.
Pardi, “2000 yılında Katalin ile tanıştık. 10 yıl boyunca Katalin yaz tatilinin geçirmek için kasabaya geldiğinde buluşurduk. Onun ABD’de yaptığı bilim ve araştırmalar hakkında ve benim üniversitedeki biyokimya laboratuvarında yaptıklarım hakkında sohbet ediyorduk. 2011 yılında ABD’de, bir tedavi veya aşı olarak kullanılmak üzere zayıf enflamatuar özelliklere sahip RNA üretmek için bir yöntem geliştirmeye çalışan ekibine katıldım” dedi.
RNA'nın moleküler düzeyde neredeyse tüm hayati görevleri yerine getirdiği belirtilmelidir. RNA, insanın hayatta kalması için gerekli talimatları taşıyan 3000 milyon karakterlik bir dizi içeren DNA'yı okumak için hücrelerin çekirdeğine girmekle görevlidir. RNA bu bilgileri okuduktan sonra hücrelerden çıkar ve kişinin görmesini, düşünmesini, yürümesini ve nefes almasını sağlayan proteinler üretme süreci başlar. Weissman ve Kariko 2005 yılında, DNA'nın genetik zincirindeki bir harfi değiştirmenin, değiştirilmemiş asit proteinlerinin aksine, enfeksiyon yaratmada fazla gücü olmayan daha fazla protein üretilmesini sağladığını belirtti. 
İnsan hayatına ilişkin bu keşif dünya genelinde çok büyük yankı uyandırdı. Çünkü araştırmacıların DNA'da gerçekleştirdikleri değişiklik, vücut hücrelerinde doğal olarak sıklıkla meydana gelenlerin bir taklididir.
Bu neredeyse doğal olan değişiklik bağışıklık sisteminin ritmini kontrol etmeye ve aşırı reaksiyon vermesini önlemeye yardımcı olur. “Biontech” ve “Moderna” tarafından “Kovid-19”a karşı aşı üretmek için geliştirilen teknolojinin dayandığı şeyde budur.
WHO uzmanları RNA'nın birçok mikrop ve patojene saldırma yeteneği taşıdığını, bunun dünyadaki en pahalı ilaçların maliyetlerini de düşürebileceğini söylüyor.



Netflix'ten gerilim dolu yeni dizi: Homeland'in ödüllü yıldızı başrolde

Emmy ve Altın Küre ödüllü Claire Danes, Homeland, Romeo ve Juliet (Romeo + Juliet) ve Saatler (The Hours) gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Netflix)
Emmy ve Altın Küre ödüllü Claire Danes, Homeland, Romeo ve Juliet (Romeo + Juliet) ve Saatler (The Hours) gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Netflix)
TT

Netflix'ten gerilim dolu yeni dizi: Homeland'in ödüllü yıldızı başrolde

Emmy ve Altın Küre ödüllü Claire Danes, Homeland, Romeo ve Juliet (Romeo + Juliet) ve Saatler (The Hours) gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Netflix)
Emmy ve Altın Küre ödüllü Claire Danes, Homeland, Romeo ve Juliet (Romeo + Juliet) ve Saatler (The Hours) gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Netflix)

Netflix, Claire Danes ve Matthew Rhys'in başrollerini paylaştığı mini dizi The Beast in Me'nin ilk fragmanını yayımladı.

Gergin bir müziğin tüm fragmana eşlik ettiği etkileyici açılışta şu sözler duyuluyor:

Biz... Hepimiz... Canavarlara çekiliriz. Gerçekten hayatta olduğumuzu kanıtlamak için ölümle flört ederiz. Ve eğer duramazsak, yaktığımız o küçük ateş bir gün bütün evi yakabilir... Hem de biz içindeyken.

The Beast in Me, küçük oğlunun trajik ölümünden sonra inzivaya çekilen, yazamaz hale gelmiş ünlü yazar Aggie Wiggs'in hikayesini anlatıyor. Aggie, komşu eve taşınan ünlü ve acımasız emlak kralı Nile Jarvis'in geçmişte karısının ortadan kaybolmasında baş şüpheli olduğunu öğrenince yeni kitabı için beklenmedik bir ilham buluyor.

Hem dehşete kapılan hem de büyülenen Aggie, kendini gerçeğin peşine takıntılı biçimde düşerken buluyor. Ancak bu kedi-fare oyunu, sonunda ölümcül bir kovalamacaya dönüşebilir.

Dizinin ismi, efsanevi müzisyen Johnny Cash'in meşhur şarkısından geliyor. Ancak yapımcı Howard Gordon'a göre seçimin ardında daha derin bir anlam var. "Bu, hepimizin suç ortaklığıyla ilgili" diyor Gordon: 

İster Monica Lewinsky, ister Amanda Knox, ister Nile Jarvis... Bazen hızlıca varsayımlarda bulunuyoruz. Ama olaya başka bir açıdan bakmaya zorlandığımızda, anlatıyı değiştirmek için alçakgönüllülüğe ve şefkate sahip miyiz?

Oyuncu kadrosunda Brittany Snow ve Natalie Morales'in yanı sıra Jonathan Banks, David Lyons ve Tim Guinee gibi konuk yıldızlar da yer alıyor.

46 yaşındaki Claire Danes aynı zamanda dizinin yürütücü yapımcılarından biri. Gizem türündeki yapım, The X-Files'la tanınan Gabe Rotter tarafından yaratıldı ve yazıldı. 

Homeland'le tanınan Howard Gordon ise dizi sorumlusu, yazar ve yürütücü yapımcı koltuğunda oturuyor. Ekibin diğer yapımcıları arasında Jodie Foster, Conan O'Brien ve Severance'tan Caroline Baron da var. 

The Staircase'le tanınan Antonio Campos ise dizinin yönetmenliğini üstlenirken aynı zamanda yapımcı ekibinde de yer alıyor.

The Beast in Me, 13 Kasım Perşembe günü Netflix'te izleyiciyle buluşacak.

Independent Türkçe, Deadline, ScreenRant


X-Men yıldızı, Avengers: Doomsday'i övgüye boğdu

51 yaşındaki Amerikalı aktör James Marsden, Westworld, Manhattan'da Sihir (Enchanted), Benimle Evlenir Misin? (27 Dresses) ve Hairspray gibi yapımlarla tanınıyor (20th Century Studios)
51 yaşındaki Amerikalı aktör James Marsden, Westworld, Manhattan'da Sihir (Enchanted), Benimle Evlenir Misin? (27 Dresses) ve Hairspray gibi yapımlarla tanınıyor (20th Century Studios)
TT

X-Men yıldızı, Avengers: Doomsday'i övgüye boğdu

51 yaşındaki Amerikalı aktör James Marsden, Westworld, Manhattan'da Sihir (Enchanted), Benimle Evlenir Misin? (27 Dresses) ve Hairspray gibi yapımlarla tanınıyor (20th Century Studios)
51 yaşındaki Amerikalı aktör James Marsden, Westworld, Manhattan'da Sihir (Enchanted), Benimle Evlenir Misin? (27 Dresses) ve Hairspray gibi yapımlarla tanınıyor (20th Century Studios)

X-Men yıldızı James Marsden, Avengers: Doomsday hakkında ipuçları verdi. Cyclops rolüyle tanınan oyuncu, filmin "gerçekten özel bir yapım" gibi hissettirdiğini belirtti.

Marsden, bu yılki Emmy Ödülleri'nin kırmızı halısında Variety'ye yaptığı açıklamada, "Çok heyecan verici. Bunun özel bir şey olduğunu hissedebiliyorsunuz. Dünya bu filme ve bu dünyaların çarpışmasına hazır" dedi.

Marsden, 2006 yapımı X-Men: Son Direniş'ten (X-Men: The Last Stand) bu yana ilk kez Scott Summers yani Cyclops rolüne geri dönüyor. 

Oyuncuya, Avengers: Doomsday'de X-Men serisinden eski rol arkadaşları Patrick Stewart, Ian McKellen, Alan Cumming, Kelsey Grammer ve Rebecca Romijn eşlik edecek. Böylece bu mutantlar Marvel Sinematik Evreni'ne ilk kez adım atmış olacak.

Filmin dev kadrosunda ayrıca Robert Downey Jr., Chris Hemsworth, Anthony Mackie, Paul Rudd, Pedro Pascal, Vanessa Kirby, Joseph Quinn, Ebon Moss-Bachrach, Letitia Wright, Channing Tatum, Sebastian Stan, Florence Pugh, Lewis Pullman ve David Harbour gibi isimler yer alıyor. Avengers: Sonsuzluk Savaşı (Infinity War) ve Endgame'i yöneten Russo kardeşler bir kez daha yönetmen koltuğunda.

Deadpool & Wolverine'de Gambit rolünde izleyicinin karşısına çıkan Channing Tatum ise geçen hafta Variety'ye röportajda film için şunları söylemişti:

Devasa bir film demek bile yetersiz kalıyor. Daha büyük bir kelime bulamıyorum. Bu filmin ne kadar büyük olacağını anlatmaya kelimelerim yetmiyor. İnsanların aklını başından alacak.

Avengers: Doomsday, 18 Aralık 2026'da vizyona girecek.

Independent Türkçe, GamesRadar, Variety


Bilim insanları 4 yaygın gıdanın alerjen listesine eklenmesini talep ediyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları 4 yaygın gıdanın alerjen listesine eklenmesini talep ediyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Fıstık, şiddetli alerjik reaksiyonlara yol açmasıyla en çok bilinen gıda ancak bilim insanları, yeni bir sorunlu gıda dalgasına karşı uyarıyor.

Birleşik Krallık ve AB'deki gıda ambalajlarında, insanların dikkat etmesi gereken en yaygın 14 alerjen halihazırda listeleniyor. Bunlar arasında fıstık, kabuklu deniz ürünleri, soya fasulyesi, süt ve yumurta da var.

Öte yandan Allergy Vigilance Network'ün baş araştırmacısı Dominique Sabouraud-Leclerc ve Fransa'daki Reims Üniversite Hastanesi'ndeki meslektaşlarının yaptığı bir araştırmaya göre, zorunlu risk listesine en az 4 gıda daha eklenmesi gerekiyor. 

Hakemli dergi Clinical & Experimental Allergy'de yayımlanan bulgular, keçi ve koyun sütü, karabuğday, bezelye-mercimek ve çam fıstığının risk listesine eklenmesi gerektiğini öne sürüyor.

Diğer endişe verici yiyecekler arasında kivi, elma ve bal, yenilebilir polen ve arı sütü gibi arı ürünleri yer alıyor.

2002'yle 2023 arasında Avrupa'daki Allergy Vigilance Network'e gıda kaynaklı 3 bin anafilaksi ( ciddi ve hayatı tehdit eden reaksiyon) vakası bildirildi. Bu vakaların 413'ü ve iki ölüm, araştırmacıların belirttiği 8 yeni gıda alerjisinden birinin neden olduğu reaksiyonlardan kaynaklanıyordu.

Çalışmanın yazarları şöyle diyor:

Bunların sıklığı, ciddiyeti, tekrarlanma olasılığı ve gizli maruz kalma potansiyeli göz önüne alındığında, keçi ve koyun sütü, karabuğday, bezelye-mercimek ve çam fıstığı olmak üzere 4 gıdanın listeye dahil edilmesini öneriyoruz.

Araştırmacılar bu yeni gıdalarda anafilaksinin artmasının, son 10 yılda beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikten kaynaklanabileceğini, daha fazla kişinin çeşitli kuruyemişler, tohumlar ve meyveler içeren bitkisel beslenme biçimlerini tercih etmesiyle tüketicilerin yeni alerji risklerine maruz kalabileceğini açıklıyor.

Örneğin bezelye halihazırda yasalarca listelenmesi gereken 14 alerjenden biri olmasa da bezelye proteini giderek daha fazla türden gıdaya ekleniyor.

Allergy UK CEO'su Simone Miles, araştırmanın "daha az bilinen alerjenlerin bile ciddi reaksiyonlara ve hayatı tehdit eden anafilaksiye neden olabileceğini gösterdiğini" söylüyor.

Allergy UK, Birleşik Krallık'taki alerjisi olan 21 milyon kişiye dikkatli davranma ve her zaman etiketi kontrol etme çağrısı yapıyor.

Miles birçok kişinin "net olmayan" gıda etiketleri ve "muğlak 'içerebilir' uyarıları"yla mücadele ettiğini ve bu durumun, gıdayı tüketmenin güvenli olup olmadığını anlamayı zorlaştırdığını ekliyor.

Gıda alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin bir gıdaya aşırı tepki verip onu zararlı olarak algılamasıyla ortaya çıkıyor. Bu durum histamin üretimini tetiklerken bu kimyasal, deride kaşınma, dudakların şişmesi ve ciddi durumlarda anafilaksi ve nefes almada zorluk gibi semptomlara yol açıyor.

Independent Türkçe