Irak Cumhurbaşkanı Salih, 2003 sonrası kurulan yönetim sisteminin başarısızlığını kabul etti

Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih (Getty Images)
Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih (Getty Images)
TT

Irak Cumhurbaşkanı Salih, 2003 sonrası kurulan yönetim sisteminin başarısızlığını kabul etti

Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih (Getty Images)
Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih (Getty Images)

Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih, Irak’ı eksen siyaseti ve uluslararası handikaplardan uzaklaştırma çağrısında bulunarak, 2003 sonrası yönetim sisteminin başarısız olduğunu vurguladı. Bu açıklama, mevcut siyasi elitlerin ülke yönetimini üstlenmesinden 17 yıl sonra yönetimin en tepesinden gelen resmi bir kabul niteliği taşıyor.
İran Devrim Muhafızları eski Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Heyeti Başkan Yarımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’in birinci ölüm yıldönümü olan 3 Ocak 2021’in arifesinde Washington ve Tahran arasındaki gerginlik tırmanıyor. Salih, yeni yıl münasebetiyle yaptığı açıklamada, “Iraklılar, Allah’ın, uluslararası ve bölgesel çıkarların buluşma durağı ve ülkeler ile halklar arasında denge ve bağlantı noktası olmasına imkan sağlayan jeopolitik bir konum ve nimetler bahşettiği bir ülkede şu anda sahip olduklarından daha fazlasını hak ediyorlar. Irak, eksen siyaseti ve uluslararası handikaplardan uzaklaştırılmadan ve Irak bölgeye güvenlik ve barışın getirilmesinde aktif bir rol almadan bu gerçekleşmeyecek” dedi.
2003 sonrası ülkede kurulan yönetim sistemindeki çatlağı kabul eden Salih, “Ardı ardına gelen krizler, mevcut yönetim ve yönetim üslubundaki yapısal bozukluğun gerçekliğini ve boyutunu doğrulamaktadır. Tarihi ve ulusal sorumluluk, ülkemizi sarsan kriz döngüsünü bitirmek adına ciddi çalışma gerektiriyor. 2003 sonrası kurulan yönetim sisteminin büyük bir çatlağa maruz kaldığını ve en önemli yasal haklarından mahrum kalan vatandaşa hizmet edemeyeceğini kabul etmemiz gerekiyor” ifadesini kullandı.
,“Güçlü, muktedir ve tam egemenlik sahibi bir devlet inşa edecek yeni bir siyasi sözleşmeye acil ihtiyacımız var” diyen Salih, Irak’ın yaşadığı siyasi çatışmalara işaretle şunları kaydetti:
“Iraklı vatandaş, geçim kaynağına uzanan çatışmaların, siyasi başarısızlıkların ve yolsuzluğun yükünü kaldıramaz. Bu, vatandaşların siyasi çatışmalara dahil edilmemesi ilkesine dayanan şeffaflık üzerine inşa edilecek yeni referanslar ve reform kararları gerektirir. Zira Irak ve aynı şekilde Kürdistan Bölgesi’ndeki vatandaşların geçim kaynağı ve memurların maaşları siyasi çatışmalar ve yolsuzluk belasıyla ilişkilendirilemez. Etkili ve hızlı icraat paketi ile yolsuzluk ve yozlaşmışlara karşı savaşı sürdürerek yoksul kesimlerin desteklenmesi konusunda bir öncelik olmalı. Zira ülkenin egemenliği, hukuki yaptırım, devlet referansının güçlendirilmesi ve silahın devlet elinde toplanmasının aleyhine nezaket ve iltimasa yer yok.”
Hükümetin tartışmalı reform belgesine de değinen Salih, “Yeni yılda bizi hayati kazanımlar bekliyor. Bunlar, Iraklı seçmenin hile, manipülasyon, baskı ve oyların çalınmasından uzak bir şekilde seçim yapma hakkını garanti eden şeffaf ve adil seçimler yoluyla reform projesini tamamlamaktır” dedi.
Siyasi Düşünce Merkezi Başkanı İhsan eş-Şamarri, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Cumhurbaşkanı Salih’in hakkında konuştuğu şey, Irak’taki siyasi krizin doğasına ilişkin objektif ve yerinde bir okumadır. Siyasi krizin doğasında sistem krizi, siyasi elitler krizi ve halk ile siyasi elitler arasındaki kriz bulunuyor. Irak, karmaşa ve halkın siyasi elitlere karşı güvenmediği bir dönem yaşıyor. Zira bana göre siyasi süreç çöktü. Dolayısıyla yeni bir siyasi sözleşmeye yönelmek, reform adımlarının ilki niteliğinde olacaktır. Özellikle 17 yılda yaşanan birikmelerin doğası, reform uygulamak için taviz verilmesinin ve ayakları yere basan bir siyasi rejimi doğru temeller üzerine kuracak ve dışarıya bağımlı olmayacak yeni siyasi beyinlere ve yüzlere yönelmenin gerekliliğini gösteriyor. Cumhurbaşkanı Salih’in değindiği şey, 1 Ekim Devrimi’nin talepleriyle uyuşuyor. Bu talepler, Irak halkının talepleridir. Bana göre, yıkıma neden olan akıllar çözüm üretemez” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Salih’in Irak’ı eksen siyasetinden uzaklaştırma çağrısına değinen Şammari, “Bu çağrı, Irak’ın tasfiye hesaplarının görüldüğü bir saha olmaması projesini temsil ediyor. Dolayısıyla bu, içeriye ve dışarıya Irak’ın egemenliğine saygı için verilen bir mesaj. Özellikle ABD ve İran arasındaki gerginlik artık Irak’ın yükünü ağırlaştırıyor. Irak’ı bu çatışmanın bir parçası haline getirmeye çalışan ilgili güçler var” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Süleymani ve Mühendis’in ölüm yıldönümü dolayısıyla ABD ve İran arasında tırmanan gerginliğin arifesinde Fetih Koalisyonu lideri Hadi el-Amiri, yılın ilk haftalarında Bağdat Havalimanı yakınlarında meydana gelen olayın yıldönümünde gösteriler düzenleme çağrısında bulundu. Diyala’nın El-Mikdadiye ilçesinde Süleymani ve Mühendis’i anma törenine katılan Amiri, “Mühendis ve Süleymani’nin kanlarına bir vefa göstergesi olarak herkes, önümüzdeki 3 Ocak gösterilerine kapsamlı ve aktif katılım göstermeli. 1 Ekim 2019 olaylarından sonra Irak büyük bir krizden geçti. Bu kriz, Irak’ı büyük bir kaosa sürüklemeyi hedefliyordu ve amacı Irak’ı bölmekti. Bu kaosun planlayıcısı, bir Şii-Şii savaşı olmasını istedi. İslami Hareket’in evlatlarında ve İslami siyasi blok ve gruplarda tam bir bilinç vardı ve bu yöne savrulmadılar” diye konuştu. Irak Meclisi Güvenlik ve Savunma Komisyonu üyesi Abdulhalık el-Azzavi, 2019’un sonlarında ABD Büyükelçiliği’ne yapılan baskının bir daha tekrarlanmasının uzak bir ihtimal olduğunu söyledi. Azzavi, dün basına yaptığı açıklamada, “ABD Büyükelçiliği baskını senaryosunun tekrarlanması beklenmiyor. Çünkü mesele, ABD ve uluslararası topluma ulaşan bir mesajdır. Uluslararası protokoller, büyükelçiliklerin korunmasını Irak hükümetinin omuzlarına yüklüyor. Gruplar bu konuyu anlıyorlar” dedi.
Dikkat çekici bir gelişme olarak, İran destekli Şii grupların Süleymani ve Mühendis’in ölüm yıldönümünde intikam saldırısı düzenlemesinden duyulan endişenin bir göstergesi olarak, ABD Büyükelçiliği’nin bulunduğu Yeşil Bölge çevresinde yoğun güvenlik önlemlerinin alınırken, Bağdat Havalimanı’ndaki ABD Victoria askeri üssüne ise hava savunma sistemi konuşlandığı bildirildi. Iraklı bir güvenlik kaynağının aktardığına göre, üsse yerleştirilen hava savunma sistemi, Büyükelçilik’te yer alan sistemle benzer özellikler taşıyor. Washington, Büyükelçilik binasına ve ABD askerlerinin kaldığı Irak üslerine yapılan füzeli saldırılardan Iraklı silahlı grupları suçluyor.



Şarku’l Avsat kaynakları: Hamas Türkiye'den anlaşmayı Trump'a iletmesini istedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Şarku’l Avsat kaynakları: Hamas Türkiye'den anlaşmayı Trump'a iletmesini istedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Şarku’l Avsat’a konuşan iki kaynak, Hamas’ın Gazze Şeridi'nde yeni bir ateşkes için girişimde bulunmaya çalıştığını ve ateşkes önerisini ABD Başkanı Donald Trump yönetimine iletmek için Türkiye'den destek talep ettiğini söyledi.

Kimliklerinin gizli kalması koşuluyla ayrı ayrı konuşan iki kaynak, Hamas yönetiminin, Hamas Hareketi tarafından önerilen ‘kapsamlı anlaşma’ ya da diğer adıyla ‘paket anlaşmasının’ Türkiye ile ABD arasındaki ’iyi ilişkilerden’ dolayı Türk yetkililer tarafından Trump yönetimine iletilebileceğine inandığını söyledi.

Hamas'ın önerisi, üzerinde mutabık kalınan sayıda Filistinli mahkûmun salıverilmesi karşılığında tüm İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını, savaşın durdurulmasını ve İsrail'in Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinden çekilmesini öngörüyor.

Hamas Liderlik Konseyi Başkanı Muhammed Derviş başkanlığındaki heyet, pazar günü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştü. Derviş, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile de bir araya gelerek savaşın durdurulmasıyla ilgili görüşün yanı sıra, Filistin'in iç durumuna ve diğer konulara değindi.

Kaynaklardan biri Hamas'ın Türkiye'nin desteğini istemesiyle ilgili tutumunu, Hamas'ın tüm İsrailli rehineleri teslim etmesi halinde savaşın durmasını garanti edeceğini söyleyen ABD Rehine İşleri Özel Temsilcisi Adam Boehler’in açıklamalarına dayandırdığını, ancak İsrail'in bu girişimi reddettiğini açıkladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetindeki bazı bakanlar tarafından yapılan açıklamalar da bu tutumu teyit ediyor.

Kaynaklardan diğeri ise şunları söyledi:

“Türkiye'deki görüşmeler, Türk yetkililere, Hamas’ın vizyonunu Washington'a iletmek için mevcut ABD yönetimiyle olan iyi ilişkilerini kullanmaları gerektiği mesajını vermeyi amaçlıyordu.”

İki kaynak da ABD'nin bu öneriyi kabul etmesi için İsrail'e baskı yapılmasında daha büyük bir rol oynaması amacıyla, arabulucu Katar da dahil olmak üzere Donald Trump yönetimindeki yetkililere mesajın iletilmesi için şimdiye kadar başka araçların da kullanıldığı konusunda hemfikir.

Kaynakların aktardıklarına göre Hamas, Gazze'deki savaş devam ederken gerçekleşmesini istediği anlaşılan Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret öncesinde bir anlaşmaya varılması için ABD’nin tutumuna güveniyor. Kaynaklardan biri Trump'ın İran ile nükleer programı konusunda geçici de olsa bir çözüme ulaşmayı istediğini söyledi.

Hamas’tan kaynakların birkaç gün önce Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamaya göre Hamas’ın vizyonu ‘bölgesel ve uluslararası garantilerle beş yıl sürecek uzun bir ateşkese’ hazır ve açık olmasına dayanıyor.

Hamas, herhangi bir ateşkes anlaşmasının İsrail güçlerinin Gazze'den çekilmesini ve belirli bir insani protokol uyarınca insani yardımların Gazze Şeridi’ne girişini de kapsamasını istiyor. Hamas ayrıca Arap, Müslüman ve Avrupa ülkelerinin desteğini alan Mısır'ın önerisi doğrultusunda, Gazze'yi tam yetki ile yönetecek, bağımsız ve fraksiyona bağlı olmayan kişilerden oluşan bir Filistin komitesinin kurulmasını kabul ettiğini de açıkladı.