İran-ABD gerilimi arasında kalan Irak, Süleymani ve Mühendis’in ölüm yıldönümünde muhtemel zararları kestirmeye çalışıyor

Irak’ta İran destekli grupların destekçileri dün Bağdat’ta Süleymani ve Mühendis’in fotoğraflarını taşıyarak gösteri düzenledi (AFP)
Irak’ta İran destekli grupların destekçileri dün Bağdat’ta Süleymani ve Mühendis’in fotoğraflarını taşıyarak gösteri düzenledi (AFP)
TT

İran-ABD gerilimi arasında kalan Irak, Süleymani ve Mühendis’in ölüm yıldönümünde muhtemel zararları kestirmeye çalışıyor

Irak’ta İran destekli grupların destekçileri dün Bağdat’ta Süleymani ve Mühendis’in fotoğraflarını taşıyarak gösteri düzenledi (AFP)
Irak’ta İran destekli grupların destekçileri dün Bağdat’ta Süleymani ve Mühendis’in fotoğraflarını taşıyarak gösteri düzenledi (AFP)

Irak’ta güvenlik alanındaki karar alıcı merciler, geçtiğimiz saatlerde İranlı General Kasım Süleymani’nin birinci ölüm yıldönümünde yaşanacaklara ilişkin çok sayıda analiz ve bilgileri dolaşıma koydu. İran ve müttefikleri intikam alacak mı? Böyle bir senaryoda ABD nasıl bir misillemede bulunacak? Bununla ilgili tahminler ve işaretler halen eksik ama kesin olan bir şey var ki o da Irak’ın tüm olası ihtimallerin merkezinde yer almasıdır.
Üst düzey Iraklı bir güvenlik yetkilisi, hükümetin bu gerilim ortamında muhtemel senaryolar karşısında ne tür önlemler aldığı sorusuna verdiği yanıtta “Hükümetin planı şu: Plansızlık” itirafında bulundu. Yetkili, hükümetin bölgesel gerilimle ilgili hazırladığı acil raporların özetinin birbiriyle çelişen senaryolardan ibaret olduğunu söyledi.
ABD ve İran arasındaki gerilim, 2017’de DEAŞ savaşının bitmesinin ardından iki tarafın daha önceleri Irak konusunda yaptıkları ‘çatışmasızlık’ anlaşmasından jeopolitik sebeplerle geri adım atmaları ve 3 Ocak 2020’de Süleymani’nin ölümüyle birlikte bu anlaşmanın artık hükümsüz hale gelmesinin sonucu bugün zirve noktaya ulaşmış durumda. Iraklı uzmanlar bölgesel çatışmanın bu derece tehlikeli bir seviyeye ulaşmasının arkasında, Irak’taki siyasi sistemin olayların seyrini kontrol etmekte yetersiz kalması ve Ortadoğu’daki baş döndürücü gelişmelerin olduğuna inanıyor.
Iraklı makamların, Tahran ve Washington arasındaki tehditlerin doğasına ilişkin hazırladığı değerlendirme raporlarında kaos hakim. Perşembe gününden bu haberin yazıldığı saate kadar durumlar çok hızlı bir şekilde değişti. ABD bombardıman uçakları açıkça bir gövde gösterisi yaparak körfez bölgesinde durmaksızın uçuşlar gerçekleştirirken, ABD Savunma Bakanlığı’ndaki yetkililer, batı medyasına yaptığı açıklamada, Ortadoğu’daki tek uçak gemisini çekme kararından bahsetti. Karar bu haberin yazıldığı saate kadar resmi bir şekilde duyurulmadı. Bu kararın gündeme gelmesi, ABD’nin İran’ın tehdit düzeyi konusunda ikiye bölündüğüne işaret ediyor.
“Bağdat’ın elinde, yaşanacaklar hakkında kesin bir bilgi yok” diyen Bağdat’taki üst düzey yetkili kaynaklar, bunun sebebinin temkinli anlaşmaların büyük bir bölümünün Biden yönetimi ve Tahran arasındaki özel kanallar üzerinden gerçekleştiğini ve iki taraf arasındaki çatışmalardan en çok zarar gören Bağdat’ın ise bu süreçte devre dışı bırakıldığını belirtiyorlar.

Şii siyasi gruplar: Savaş gerçekleşmeyecek
Irak’ta büyük Şii siyasi grupların siyasi danışmanları, “ABD bombardıman uçakları bir hafta boyunca aralıksız uçuş gerçekleştirse bile yine de açık bir savaş gerçekleşmeyeceğini” söylüyorlar. Bu danışmanlar, söz konusu çıkarımı, İran siyasi çevrelerinden gelen bilgilere dayandırdıklarını belirtiyorlar. Bu bilgilere göre, Tahran’daki rejim, seçimi kaybeden Başkan Donald Trump’ın hamlelerini izlemek ile Beyaz Saray’ı kazanan Joe Biden’a baskı yapmak arasında karmaşık hesaplarla karşı karşıya.
Hesapların yapıldığı bu ortamda, İran’ın nitelikli saldırılar düzenleyebilecek lojistik güce sahip olup olmadığı konusunda belirsizlik söz konusu ve özellikle İran, sahip olduğu stratejik konumların ABD güçleri tarafından bilindiğinin farkındayken. İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kaani, yaptığı açıklamada, Süleymani’nin intikamını “Evinizin içinde (ABD’nin içinde) alacağız” ifadesini kullandı. Bu açıklama
Tahran’ın böyle bir saldırı düzenleyebilecek lojistik güce sahip olup olmadığı sorusunu akıllara getirirken aynı zamanda bu misillemenin Irak sahasının dışında konvansiyonel operasyonlarla yapılabileceğine işaret ediyor.
Washington ve Tahran arasında açık bir savaş olacağı varsayımının dışarda bırakılması, iki taraf arasında konvansiyonel çatışmaların gerçekleşme ihtimalini artırıyor. Şii silahlı örgütlere bağlı gruplar yılbaşı gecesinden bu yana Bağdat sokaklarındalar. Bu grupların taşıdıkları pankart ve dövizler, Pazar günü yapılacak anma törenine hazırlık yaptıklarına işaret ediyor. Ancak güvenlik raporlarını okuyan Iraklı kaynaklar, bu kalabalığın başkentteki ABD varlığına karşı doğrudan bir intikam eyleminin hareket noktası olma ihtimaline dikkat çekiyor.
Tahran Üniversitesi’nin Cuma günü düzenlediği taziyede İran halkına hitap eden Haşdi Şabi Heyeti Başkanı Falih el-Feyyad, “Iraklılar, ihanete uğrayan misafirimiz Kasım Süleymani’nin taziyesinin sahibidir” dedi. Bu ifadenin sahadaki karşılığı, öfkeli ve yandaş topluluğu çekecek faaliyetlere işaret olabilir. Haşdi Şabi içindeki bir saha komutanı, Feyyad’ın ifadesinin “herhangi bir yoldan intikam alma isteğinin ve öfkesinin bir dışavurumu” olabileceğini belirtti.
Iraklı yetkililere göre gerçekleşme olasılığı en yüksek senaryo, tıpkı daha önce Bağdat’taki ABD Büyükelçiliği binasına yapılan baskında olduğu gibi intikam görevinin yandaş sivil topluluğa devredilmesidir. Ancak ABD’nin Büyükelçilik’teki diplomatları Irak’ın içinde ve dışında alternatif bölgelere sevk ettiği unutulmamalıdır.
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi, birkaç gün önce danışmanı Ebu Cihad el-Haşimi’yi Tahran’a gönderdi. Haşimi daha önce eski Başbakan Adil Abdulmehdi’nin danışmanlığını da yapan bir isim. Tahran, Haşimi’nin ziyaretini ve İranlı yetkililerle görüştüğünü kamuoyuna duyurdu. Kaynaklar, Haşimi’nin Asayib Ehlil Hak lideri Kays el-Hazeli ile yaptığı başka bir görüşmede ABD ile ateşkese geri dönmesini talep ettiğini aktardı.
Bu görüşmelerin detaylarına ilişkin teyitli bilgiler aktarılmadı. Fakat hükümetin bu görüşmeler üzerinden silahlı grupların liderlerini sahada dizginlemeye çalıştığı açıkça görülebiliyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre kaynaklar, Kazimi’nin Tahran ve Washington arasında çatışmaların patlak vermesini önlemek için iki planı bulunduğuna işaret ediyor. Birinci planda, silahlı grupların gerilimi tırmandırmaya son vermeleri için İranlılar ve bu gruplarla diyalog kanallarının açılması öngörülüyor. İkinci plan ise bu gruplara karşı güç kullanımına başvurmak. Iraklı yetkililer, çatışmanın taraflarını Irak sahasından uzaklaştırmak amacıyla ikinci plana kendilerini hazırladıkları izlenimi veriyorlar. Ancak şu ana kadar gelen veriler, böyle bir planın uygulanmasına ihtimal vermiyor.



Burhan'ı destekleyen hareketler, onun emrine girme kararını reddediyor

Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif'te orduyu destekleyen Sudan Halk Direnişi unsurları (AFP)
Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif'te orduyu destekleyen Sudan Halk Direnişi unsurları (AFP)
TT

Burhan'ı destekleyen hareketler, onun emrine girme kararını reddediyor

Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif'te orduyu destekleyen Sudan Halk Direnişi unsurları (AFP)
Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif'te orduyu destekleyen Sudan Halk Direnişi unsurları (AFP)

Cuba Barış Anlaşması'nı imzalayan silahlı hareketler, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın, savaşta kendisine destek veren güçleri silahlı kuvvetlerin emrine tabi kılma kararını uygulamakla ‘ilgilenmediklerini’ açıkladılar.

Bu hareketler, silahlı kuvvetlerin (ordunun) müttefikidir ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) karşı Kordofan ve Darfur bölgesinde ‘Ortak Kuvvetler’ adı altında savaşmaktadır. Bu güçler, Cibril İbrahim liderliğindeki Adalet ve Eşitlik Hareketi ve Darfur Bölgesi Valisi Mini Arko Minawi liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi’nden oluşmaktadır.

uı8o9
Darfur Bölgesi Valisi Mini Arko Minawi (Facebook)

Adalet ve Eşitlik Hareketi Sözcüsü Muhammed Zekeriya, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Silahlı mücadele hareketleri şu anda silahlı kuvvetlerin komutası altında isyancı milislere karşı savaşıyor. Ordu Komutanı Orgeneral Burhan'ın bu hareketleri 2007 tarihli Ordu Kanunu'na tabi tutma kararı, Cuba Barış Anlaşması'nı imzalayan hareketlere uygulanmaz. Anlaşma, bu hareketlerin belirli ve üzerinde anlaşmaya varılmış güvenlik düzenlemeleri kapsamında silahlı kuvvetlere entegre edilmesini açıkça belirtiyor” ifadelerini kullandı.

Zekeriya, 15 Nisan 2023'te ordu ile HDK arasında çıkan savaşın, güvenlik düzenlemeleriyle ilgili protokollerin uygulanmasını engellediğini açıkladı.

dfgth
Orduya bağlı Sudan Kalkanı Güçleri'nin komutanı Ebu Akile Kikel (Arşiv)

Zekeriya sözlerini şöyle sürdürdü: “Güvenlik düzenlemeleri, birleştirme ve terhis işlemlerinin ötesinde, güvenlik kurumlarının reformu, ordunun, polisin ve güvenlik güçlerinin komutanlığında tüm Sudanlıların adil temsilinin sağlanması ve uygulamanın takibi için ortak bir üst komite kurulmasını içeren kapsamlı bir süreçtir. Öncelik savaşta zafer kazanmak. Ardından birleşik ve profesyonel bir ulusal ordu kurma yolunda ilerleyeceğiz.”

Burhan, silahlı kuvvetlerin yanında çalışan tüm destek güçlerinin ordu kanunlarına tabi olmasını ve çeşitli bölgelerdeki silahlı kuvvetler komutanlarının emri altında olmasını öngören bir karar çıkarmıştı.

Burhan'ın kararı, ABD Başkanı'nın Ortadoğu ve Afrika Danışmanı Massad Boulos ile İsviçre'nin Zürih kentinde görüşmesinden birkaç gün sonra, Ordu Genelkurmay Başkanlığı'nda yaptığı geniş çaplı değişikliklerin ardından geldi.

Sudan Barış Anlaşması, silahlı hareketlerin orduda birleştirilmesini öngörüyordu, ancak anlaşmanın üzerinden yaklaşık 5 yıl geçmesine rağmen, bu hareketlerin liderlerinin egemenlik ve bakanlar kurullarında önemli pozisyonlar elde etmelerini sağlayan iktidar paylaşımı protokolü dışında hiçbir madde uygulanmadı ve güvenlik düzenlemeleri maddesi askıda kaldı.

sdfgth
Yaser Arman (sosyal medya)

Savaşın başlamasından bir yıl sonra, Darfur bölgesindeki Silahlı Mücadele Hareketleri Ortak Gücü tarafsızlık pozisyonundan ayrıldığını ve HDK’ye karşı orduyla birlikte savaşacağını açıkladı... Bu güçler, başkent Hartum ile el-Cezire ve Sennar eyaletlerini geri almak için savaşlara katıldı ve HDK’nin kontrolündeki Darfur bölgesini geri almak için Kordofan eyaletinde savaşmaya devam ediyor.

Ordunun saflarında savaşan diğer önemli gruplar arasında İslamcı harekete bağlı Bera bin Malik Tugayları ve General Ebu Akile Kikel komutasındaki Sudan Kalkanı Güçleri bulunuyor.

yu78ı
Sudan ordusu birlikleri el-Gadarif'te (AFP)

Sudan Halk Kurtuluş Hareketi - Devrimci Akım lideri Yaser Arman, “Diğer güçlerin ve milislerin silahlı kuvvetlere tabi olması kararı, güvenlik sektörü ile siyasi hayat arasında kesin bir ayrım sağlayan yeni düzenlemelerle savaşın sona erdirilmesini ve güvenlik sektörünün devlete tabi olmasını gerektirir” dedi.

Ordu komutanının bazı etkili İslamcı subayları etkileyen ve silahlı kuvvetlerin komuta yapısının yeniden düzenlenmesini öngören kararlarını ‘önemli’ olarak nitelendiren Arman şunları söyledi: “Ordudaki İslamcıların tasfiyesi, istikrar, demokrasi, kalkınma ve komşu ülkelerle ve uluslararası toplumla ilişkilerin düzeltilmesi için temel bir koşuldur. Silahlı kuvvetler hiçbir siyasi oluşumu bünyesinde barındırmamalıdır.”