Lübnan'daki kutlamalarda açılan rasgele ateş can aldı

Güvenlik güçlerinin Twitter üzerinden başlattığı kampanyanın afişi
Güvenlik güçlerinin Twitter üzerinden başlattığı kampanyanın afişi
TT

Lübnan'daki kutlamalarda açılan rasgele ateş can aldı

Güvenlik güçlerinin Twitter üzerinden başlattığı kampanyanın afişi
Güvenlik güçlerinin Twitter üzerinden başlattığı kampanyanın afişi

Lübnan’da yeni yılın başlangıcını kutlamak için rasgele atılan kurşunlar Baalbek yakınlarındaki Taybe Kampı'ndaki Suriyeli bir mülteci kadının yaşamını yitirmesine neden oldu. Ayrıca ülkenin kuzeyindeki Trablus'ta bir kişi ve Cebel-i Lübnan bölgesinde de bir çocuk yaralandı. Bu durum, Lübnan’da her kutlamada vatandaşların hayatını tehdit eden serseri kurşunların yeniden gündeme gelmesine neden oldu.
Middle East Airlines Genel Müdürü Muhammed el-Hut, yılbaşı gecesi havaya açılan ateş sonucu üç uçağa kurşun isabet ettiğini duyurdu. Hut, yaptığı basın açıklamasında “Bu, serseri kurşunların uçaklara ilk isabet etmesi değil. Geçtiğimiz yıllarda da çok sayıda uçak zarar gördü” ifadelerini kullandı.
Lübnan Ulusal Medya Ajansı, yorgun mermilerden birinin Middle East Airlines şirketinin havaalanındaki uçaklarından birine isabet ettiğini, mühendislerinin dün sabah kalkıştan önce uçakların güvenliğini sağladığını bildirdi.
Ayrıca başkent Beyrut'ta, güneyde banliyölerde, kuzeyde Trablus, Baalbek ve Hermel vilayetleri ile Lübnan'ın doğusundaki konutların çatılarında söz konusu kurşunların izleri bulundu. Reşidiye, Burc eş-Şimali ve el- Buss gibi Filistinlilerin ikamet ettiği kamplarda da yoğun miktarda silah sesi duyuldu.
Bir güvenlik kaynağı, Lübnan hükümetinin konuyla ilgili olarak harekete geçtiğini ve ilgili kurumların, yılbaşı gecesi ateş açtıkları belirlenen birçok kişi hakkında soruşturmalar yürüttüğünü aktardı. Kaynak Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, çeşitli sebeplerle ateş açma olgusunu ortadan kaldırmanın en önemli etkeninin toplumsal farkındalık olduğunu, bu nedenle güvenlik güçlerinin bu konuda sıklıkla bilinçlendirme kampanyaları yürüttüğünü söyledi.
İç Güvenlik Kuvvetleri Genel Müdürlüğü, yılbaşı kutlamalarında ateş açılmaması uyarısı yaparak vatandaşları her türlü ihlali bildirmeye çağırdı. Ayrıca ateş açmanın tehlikeleri, ortaya çıkabilecek olası yaralanmalar ve ölümler konusunda uyarı ve farkındalık yaratma kampanyası kapsamında, yılbaşı gecesinden birkaç gün önce sosyal medyada ‘Rastgele ama isabet ediyor’ etiketi ile afişler yayımlandı.
Lübnanlı birçok milletvekili de havaya rasgele ateş açılmasını kınadı. Milletvekili Rola Tabsh, ‘havaya ateş açmanın sevinç gösterisine dönüşmüş bir hayati tehdit’ olduğunu söyledi. Bunun ne ‘erkeklik’ ne de ‘kahramanlık’ olduğunun altını çizdi. Aksine bunun geri kalmışlık göstergesi, ayrıca can ve mal kaybı göz önüne alındığında suç teşkil eden bir olay olduğunu vurguladı.
Tabsh, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda güvenlik ve yargı kurumlarına sert tedbirler alma çağrısında bulundu. “Çünkü hepimizin bazı kanun kaçakları ve ahlak yoksunlarının elinde rehin olmamıza izin verilemez” dedi.
Milletvekili Hagop Terzian da serseri kurşunlar atan ‘sorumsuzların’, ‘azami cezayı’ alması gerektiğini belirterek ilgili tüm tarafları bu konuyu takip etmeye çağırdı. Ayrıca ‘insanların ve toplumun güvenliğini bozan ve bunun için arabuluculuk yapmaya veya lehine müdahalede bulunmaya çalışanlara’ karşı da sert önlemler alınmasını talep etti.
Terzian açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Sanki halkın dertleri yetmiyormuş gibi her yıl yeni yıl öncesinde geri kalmış zihinleriyle insanların hayatlarını tehlikeye atan zibidilerin magandalıklarına maruz kalıyorlar. Kutlamanın suç teşkil eden bu yöntemi, ülkenin ulaştığı çöküşün yansımasından başka bir şey değil.”
Vatandaşlar, sosyal medya hesaplarında yılbaşı gecesi yoğun bir şekilde havaya ateş açıldığını belgeleyen fotoğraflar ve videolar paylaştı. Bazıları, Lübnan'ın içinde bulunduğu ekonomik kriz ve bir merminin bedelinin iki dolar olduğu göz önüne alındığında çok sayıda vatandaşın havaya ateş açabiliyor olması karşısında duyduğu hayreti ifade etti.
Lübnan'da, başta özel günler olmak üzere gelişigüzel ateş açma bir fenomen olarak kabul ediliyor. Futbolcu Muhammed Atvi de 21 Ağustos'ta başına isabet eden bir serseri kurşunun ardından yaşama döndürülmeye çalışılmış ancak eylül ayında yaşamını yitirmişti.
Lübnan yasaları yaklaşık dört yıl önce, silahın ruhsatlı olup olmamasına bakılmaksızın havaya ateş açmayı suç haline getirdi. Yasa kapsamında, kullanılan silaha el koyuluyor ve failin ömür boyu silah ruhsatı alması engelleniyor. Ayrıca altı aydan üç yıla kadar ceza hapis (verilen zarara göre değişiyor) ve resmi asgari ücretin sekiz ila on katı para cezası veriliyor.



Hizbullah ateşkes sonrası döneme siyasi olarak hazırlanıyor

Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, 20 Kasım 2024 (Reuters)
Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, 20 Kasım 2024 (Reuters)
TT

Hizbullah ateşkes sonrası döneme siyasi olarak hazırlanıyor

Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, 20 Kasım 2024 (Reuters)
Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, 20 Kasım 2024 (Reuters)

Her türden siyasi güç, Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım'ın kendisini bir kez daha Taif Anlaşması şemsiyesi altında konumlandırdığını yinelemesiyle uğraşıyor. Çünkü Kasım, 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararının uygulanmasına hazırlık olarak İsrail'in girdiği bölgelerden çekilmesiyle birlikte Güney Lübnan'a sükunetin geri dönmesinden sonraki aşamaya yaklaşımında yol haritasının ana başlıklarını tanımlayarak ABD'nin ateşkese ulaşma vaatlerinin önüne geçmek istedi.

Siyasi kaynakların Şarku’l Avsat'a aktardığına göre Kasım'ın ateşkes sonrası sahneye yaklaşımında tanımladığı maddeler, Hizbullah'ın yönelimlerine Lübnanlılığı siyasi faaliyette bulunma noktasına kadar ekleme arzusuna işaret ediyor. Buna karşılık, Lübnanlılar arasında bölünmeye neden olan tek taraflı Gazze Şeridi'ni destekleme kararının yol açtığı tepkilere ilişkin değerlendirmeleri ışığında bölgede olup bitenlerle ilgilenme düzeyi azalıyor.

Kaynaklar, Hizbullah'ın Gazze Şeridi'ni destekleme kararının dayattığı gerçekleri görmezden gelemeyeceğine inanıyor. Bunların başında direniş eksenindeki müttefiklerinin desteğinden yoksun olması geliyor. Bu çatışmada Hizbullah neredeyse tek başınaydı. Hizbullah'ın Meclis Başkanı Nebih Berri'ye Amerikalı arabulucu Amos Hochstein ile müzakere yetkisi vermesi ve güneyi sükûnete kavuşturacak bir taslak üzerinde anlaşmaya varmaları, kaçınılmaz olarak Gazze Şeridi ve Güney Lübnan cephelerini birbirine bağlayacak ve Hamas'ı destekleyecek bir taslağa yer olmadığı anlamına geliyor.

Hizbullah'ın geri çekilişi

Aynı kaynaklar Hizbullah'ın taslağa itiraz etmemesinin, Litani'nin güneyindeki konuşlanma alanını boşaltmayı ve geri çekilmeyi zımnen kabul ettiği anlamına geldiğine işaret ediyor. Buna ek olarak, Ağustos 2006'da 1701 sayılı kararın kabul edilmesinden bu yana yürürlükte olan angajman kuralları ve bu kuralların uygulanmasını kontrol altında tutan terör dengesi de iptal edilmiş oldu.

Aynı kaynaklar Hizbullah'ın içe çekilmekten başka çaresi olmadığını ve şu ana kadar elde edilenlerin ABD'nin vaatlerine bağlı bir ateşkese varmakla sınırlı kaldığını söylüyor. Lübnan-Suriye sınırı, ordunun Refik Hariri Uluslararası Havaalanı'nda uyguladığı modele uygun olarak kontrol edilmesine ve Lübnan'a ve Lübnan'dan her türlü kaçakçılığın önlenmesine karar verilmesinin ardından artık Hizbullah'a silah sevkiyatına açık değil. Diğer yandan Suriye rejimi, uluslararası toplumla ilişkilerini düzeltmek ve ABD'nin Sezar Yasası kapsamında kendisine uyguladığı yaptırımların kaldırılmasını sağlamak amacıyla bu eksenden çekildiği için direniş ekseni aktif bir varlık gösteremedi.

Laricani

Bu bağlamda kaynaklar, İran Dini Lideri’nin kıdemli danışmanı Ali Laricani'nin Beyrut ziyareti sırasında kendisiyle görüşen direniş ekseninden bir heyete söyledikleri üzerinde duruyor: “İran Lübnan'a yardım ulaştırmak istiyor, ancak kara, deniz ve havadan bize uygulanan abluka yardım göndermemizi engelliyor. Yeniden inşada ortak olduğumuzu vurgulamaktan başka çaremiz yok.”

Hizbullah'ın Lübnan'ı güvenli bir liman haline getiren Taif Anlaşması'na katılmasının, direniş ekseninin yanında yer alması nedeniyle bozulan Lübnan-Arap ilişkilerinin düzeltilmesi ve Lübnan'ın bölgede yaşanan çatışmalardan uzak tutulması yerine mesajların verildiği bir platform haline getirilmesi bağlamında eleştirel bir gözden geçirme olup olmadığı soruluyor. İsrail geniş alanları tahrip etmeye devam ederken ateşkesi kabul etmekteki isteksizliğine rağmen ateşkese varmaktan başka çaresi olmadığına mı ikna oldu? Bu da Amerikan vaatlerinin akıbeti sorusuna kapı açıyor. Peki savaşın sona erdiğini ilan etmek için doğru zamanı seçmek Tel Aviv'in mi elinde?

Taif Anlaşması çatısı altında konumlanma

Kaynaklar, Berri'nin Hizbullah’a, içe dönmesi ve kendisini Taif Anlaşması çatısı altında konumlandırması tavsiyesinde bulunma rolünü de göz ardı etmedi. Özellikle de uluslararası toplum tüm bileşenleriyle muhalefete Lübnan'ın birikmiş krizlerinden kurtulması için iş birliği yapması yönünde el uzatmasını tavsiye ederken…

Hizbullah'ın Gazze Şeridi'ne verdiği destekle aynı döneme denk gelen gelişmelere karşı temkinli olduğunu söyleyen kaynaklar, Hizbullah’ın İran'ın müdahalesine oynadığı bahsin yanlış olduğu gerçeği ışığında hesaplarını yeniden gözden geçirmeye karar verip vermediğini soruyor. İran, bölgedeki konumunun zayıflaması ihtimalini göz önünde bulundurarak rejimi korumak ve muhafaza etmekle ilgileniyor.

Dolayısıyla Hizbullah'ın Taif Anlaşması’nı restore etme kararı, kaynaklara göre sahip olduğu artı gücün siyasi denklemde harcanmayacağını anladıktan sonra Lübnan'ı kurtarmak için çözüm arayışında siyasi harekete katılmaya istekli olduğu anlamına geliyor. Ateşkes sağlanır sağlanmaz ülkenin yeni bir siyasi aşamaya girmeye hazır olmasıyla birlikte, 1701 sayılı kararın uygulanması için üzerinde anlaşmaya varılanları hayata geçirmeyi üstlenecek cumhurbaşkanının seçilmesine öncelik verecek şekilde, başta muhalefet olmak üzere ülkedeki ortaklarıyla iletişime geçecek kanalların aranmasına ihtiyaç var.

Bu nedenle, Kasım'ın Hizbullah'ı yeni bir siyasi aşamaya taşımaya hazırlanırken çizdiği yol haritasına muhalefetten ya da merkezcilerden gelebilecek tepkilere yer açmak için sabırlı olmak gerekiyor. Bunun için de muhaliflerine kabadayılık taslamaması, cumhurbaşkanının seçimini durgunluktan çıkarmak ve Taif Anlaşması’nın uygulanmasını tamamlamak için açık, esnek ve gerçekçi olması gerekiyor. Bunun karşılığında da kendisine aynı şekilde davranılmalı ve Gazze Şeridi'ni destekleme tekelinden önceki gücünün artık geçmişteki gibi olmadığı bahanesiyle ülkenin kurumlarını restore etme konusunda kendisini zayıflatmak istediklerini düşündürecek şekilde hareket edilmemelidir. Öyle ki İran'ın etkisinin azalması, direniş ekseninin vurucu gücünü oluşturan ve bölgedeki en güçlü kolu olduğu için Hizbullah'a destek sağlamada mütevazı sınırlarda bile olsa bir rol oynamayan arenaların birliğinin etkisizliği ile bağlantılı olarak ortaya çıktı. Dolayısıyla, devlet projesine yeniden kazandırmak için İran'ı kucaklamaya ihtiyaç var.