NASA'yla çalışan inşaat firması, Ay'da üs kurmak için sıradışı bir yöntem izliyor

Avrupa Uzay Ajansı’nın paylaştığı kubbe şeklindeki beyaz yapıların görüntüsü, Ay’da yaşayacak ilk astronotların evlerinin nasıl görüneceğine dair fikir veriyor (ESA)
Avrupa Uzay Ajansı’nın paylaştığı kubbe şeklindeki beyaz yapıların görüntüsü, Ay’da yaşayacak ilk astronotların evlerinin nasıl görüneceğine dair fikir veriyor (ESA)
TT

NASA'yla çalışan inşaat firması, Ay'da üs kurmak için sıradışı bir yöntem izliyor

Avrupa Uzay Ajansı’nın paylaştığı kubbe şeklindeki beyaz yapıların görüntüsü, Ay’da yaşayacak ilk astronotların evlerinin nasıl görüneceğine dair fikir veriyor (ESA)
Avrupa Uzay Ajansı’nın paylaştığı kubbe şeklindeki beyaz yapıların görüntüsü, Ay’da yaşayacak ilk astronotların evlerinin nasıl görüneceğine dair fikir veriyor (ESA)

İnsanın Ay’a ayak bastığı son tarih 1972’ydi. 48 yıl sonra Ay, NASA’nın gündeminde yeniden yer buldu. Ancak ajans bu kez uyduyu sadece ziyaret etmeyi değil, orada kalmayı da planlıyor.
Önümüzdeki yıl başlayacak Artemis görevleriyle NASA, 2024'te astronotların Ay'a göndermeyi hedefliyor ve 10 yıllık bir sürecin sonunda kalıcı bir Ay üssü kurmayı olanlıyor. Bu, Dünya dışı bir yüzeyde inşa edilen ilk “ev” olacak ve bilim insanları eşi benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya.
Zira Ay’a büyük miktarda inşaat malzemesi göndermek, hem zamansal hem de finansal açıdan çok maliyetli. Ancak Teksas merkezli girişim ICON, bilimkurgu filmlerini aratmayan bir çözüm sunuyor: 3 boyutlu yazıcıyla Ay tozundan üs yaratmak.
Girişimin kurucusu ve CEO’su Jason Ballard, ICON'un Ay tozunu beton benzeri bir malzemeye dönüştürebilecek bir teknoloji geliştirmek için NASA’yla birlikte çalıştığını söylüyor.
Ay regoliti diye de bilinen Ay tozu, uydunun yüzeyini kaplayan, göktaşlarının milyonlarca yıl boyunca yüzeye çarpmasıyla meydana gelen minik cam parçalarından ve minerallerden oluşan kum benzeri bir malzeme. Ayrıca, keskin, aşındırıcı ve son derece yapışkan. Öyle ki Apollo astronotları, uzay kıyafetleri de dahil olmak üzere her şeye yapıştığını tespit etmişti. Bol miktarda bulunduğu için ICON’un başarılı olduğu durumda önemli hammadde kaynağı olabilir.

Olympus Projesi
Girişim, söz konusu projeye Güneş Sistemi’ndeki bilinen en büyük yanardağın, yani Mars’ta yer alan Olympus Mons’un ismini verdi. Olympus Projesi’nin ismi, ekibin karşılaştığı dağ gibi zorlukları iyi yansıtıyor. Ancak Ballard’ın hedefi  Ay’la sınırlı değil. Girişimci bir ay habitatı yaratarak, Dünya üzerindeki inşaat faaliyetlerini de daha temiz, daha hızlı ve ucuz hale getirmeyi umuyor.
ICON, 2018'den beri Meksika ve Teksas’ta inşa etttiği konutlarda 3D baskı teknolojisini kullanıyor.  Ancak Ballard, ayın "tamamen farklı bir yer" olduğunu söylüyor. Uydu ilk bakışta Dünya'dan daha sakin, pürüzsüz, gümüş bir küre gibi görünüyor ancak yüksek düzeyde radyasyona, şiddetli sarsıntılara, aşırı sıcaklık dalgalanmalarına ve ince atmosfere giren minik göktaşlarının yoğun darbelerine maruz kalıyor.
Ay tozunu yapı malzemesine dönüştürmek de bir diğer büyük zorluk. Ballard’ın aktardığına göre araştırma ekibi, laboratuvarda Ay tozu örnekleri üzerinde deneyler yapıyor. Ve tozun durumunu, "çok az katkı maddesi kullanarak veya hiç madde kullanmadan" mikrodalgalar, lazerler ve kızılötesi ışıkla değiştirmenin yollarını arıyor.

Ay teknolojisini Dünya’da kullanmak
Ballard, teknolojinin Dünya'daki potansiyeline dair de iyimser konuşuyor. Girişimci, Olympus Projesi'nde elde edilecek bulguların küresel konut krizini çözebileceğine inanıyor.
Görece yeni bir teknoloji olduğu için 3D baskının inşaat sektöründeki avantajlarına dair çok az kesin veri mevcut. Ancak 2020’de yapılan incelemeler, inşaattaki israfı yüzde 30 ila 60, işçilik maliyetini yüzde 50 ila 80 ve inşaat süresini de yüzde 50 ila 70 azaltabileceğini gösteriyor. Bu da teknolojinin, konutları daha ucuz, daha hızlı ve daha sürdürülebilir hale getirebileceği anlamına geliyor.
Ballard ayrıca, "ham ve yerli malzemeler" kullanma olanağının 3D inşaat için daha fazla fırsat sunacağını düşünüyor. Bu da dünya üzerinde konut sıkıntısı çeken 1,6 milyar insan için önem teşkil ediyor.
Bu biraz komik bir düşünce. Ancak Dünya'daki sorunlarımızın çözümü Ay'da veya Mars'ta bulunabilir.
 
Independent Türkçe, CNN



Fırlatmaların daha çok izlenmesini isteyen NASA, Netflix'le ortaklık kurdu

Bu yaz Netflix, NASA+ canlı yayınlarını platformunda gösterecek (NASA)
Bu yaz Netflix, NASA+ canlı yayınlarını platformunda gösterecek (NASA)
TT

Fırlatmaların daha çok izlenmesini isteyen NASA, Netflix'le ortaklık kurdu

Bu yaz Netflix, NASA+ canlı yayınlarını platformunda gösterecek (NASA)
Bu yaz Netflix, NASA+ canlı yayınlarını platformunda gösterecek (NASA)

Netflix, bu yazdan itibaren platformunda roket fırlatmalarını canlı yayımlamak için NASA'yla işbirliği yaptı.

Pazartesi günü duyurulan yeni ortaklık, yayın devinin canlı etkinlik kapsamını genişletmek istediği bir dönemde geldi.

İzleyiciler roket fırlatmalarının yanı sıra astronotların uzay yürüyüşlerini, görev yayınlarını ve Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan Dünya'nın çarpıcı canlı görüntülerini de izleyebilecek.

Ajansın Washington'daki merkezinde NASA+ Genel Müdürü görevini üstlenen Rebecca Sirmons, "1958 tarihli Ulusal Havacılık ve Uzay Yasası bizi uzay keşfi hikayemizi mümkün olan en geniş kitleyle paylaşmaya çağırıyor" dedi.

Birlikte, ister koltuklarında ister avuçlarının içindeki telefonlarda olsun, yeni nesillere ilham verecek bir İnovasyon ve Keşif Altın Çağı yaratmaya kararlıyız.

Bu yeni ortaklıkla NASA, Netflix'in 700 milyondan fazla kişiden oluşan küresel kitlesinden yararlanmayı umuyor.

NASA'dan yapılan açıklamada, "Ajansın daha geniş kapsamlı çabaları arasında video, ses, sosyal medya ve canlı etkinlikler aracılığıyla mümkün olduğunca çok kişiyle bağlantı kurmak yer alıyor" dendi.

Amaç basit: Ajansın keşiflerinin, icatlarının ve uzay araştırmalarının heyecanını nerede olurlarsa olsunlar insanlara ulaştırmak.

Bu yayınların Netflix'e özel olmayacağını, NASA uygulaması ve NASA.gov üzerinden ücretsiz olarak izlenebileceğini belirtmekte fayda var.

NASA+ içeriğinin Netflix'te ne zaman yayımlanacağına dair kesin bir tarih henüz açıklanmadı ancak bu yaz başlayacak.

Aboneler NASA+ canlı yayınlarını hesaplarıyla entegre bir şekilde, en sevdikleri dizilerin hemen yanında bulabilecek.

Bu yeni girişim Netflix'in canlı yayın dünyasına ikinci büyük adımını oluşturuyor. Platformun ilk büyük spor etkinliğini, yani Jake Paul ve Mike Tyson arasında Kasım 2024'te gerçekleşen karşılaşmayı canlı yayımlamasından aylar sonra geliyor.

Maç Netflix'te rekor kırarak 108 milyon küresel izleyici çekerken, yayında teknik zorluklar ve donma sorunları yaşanması büyük bir öfkeye neden olmuştu. Daha sonra Floridalı bir adam, yayın sırasında sürekli yaşanan teknik sorunlardan etkilenen tüketiciler adına yayıncıya karşı dava açmıştı.

Bir sonraki ay ilk kez ABD Ulusal Futbol Ligi Noel Maçı'nı yayımlayan platform, Kansas City Chiefs-Pittsburgh Steelers ve Baltimore Ravens-Houston Texans maçlarını ekrana getirmişti. Bu canlı yayın etkinliği oldukça sorunsuz geçmiş ve izleyicilerden önemli bir şikayet gelmemişti.

Öte yandan şubatta, Netflix'in Formula 1'in Birleşik Devletler'deki canlı yayın haklarına göz diktiği bildirilmişti. ABD'de F1'in canlı yayın haklarını ESPN elinde bulunduruyor ancak kanalın F1 yöneticileriyle şartları görüşmek için münhasırlık süresi sona erdi. 2026 ve sonrasındaki sezonlar için teklif verme süreci bu yıl başlayacak.

Independent Türkçe