Pekin: Çin merkezli 3 şirketin New York Borsası’ndan çıkarılması hamlesine karşı önlem alacağız

New York Borsası (Reuters)
New York Borsası (Reuters)
TT

Pekin: Çin merkezli 3 şirketin New York Borsası’ndan çıkarılması hamlesine karşı önlem alacağız

New York Borsası (Reuters)
New York Borsası (Reuters)

Çin Ticaret Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, New York Borsası'nın Washington'un askeri bağları olduğunu söylediği üç Çinli telekomünikasyon şirketinin borsadan çıkarılması kararı sonrasında şirketlerinin çıkarlarını korumak için "gerekli tedbirleri" alacağını söyledi.
Perşembe günü New York Borsası, Çin ordusuyla ilişkisi olduğu belirlenen Çin merkezli şirketlere yönelik ABD yaptırımları kapsamında üç şirketi borsadan çıkaracağını açıkladı.
Söz konusu açıklamada, “China Mobile Ltd., China Telecom Corp Ltd. ve China Unicom Hong Kong Ltd. şirketlerinin hisselerine yönelik işlemler önümüzdeki hafta askıya alınacak” denildi.
Reuters’ın haberine göre Çin Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, "Ulusal güvenliği ve devlet gücünü Çin şirketlerini baskı altına almak için kötüye kullanılması piyasa kurallarına uymuyor ve mantığı ihlal ediyor” denildi.
Açıklamada, "Bu sadece Çin şirketlerinin meşru haklarına zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda ABD dahil diğer ülkelerdeki yatırımcıların çıkarlarına da zarar verir” ifadeleri yer aldı.
Bakanlık, Çinli şirketleri korumak için önlemler alacağını açıklarken, ABD'yi Çin ile uzlaşmaya ve ikili ticari ilişkileri yeniden rayına oturtmaya çağırdı.
ABD Başkanı Donald Trump, Çin merkezli şirketlerin, denetim standartlarına uymamaları halinde ABD borsalarından çıkartılmasını öngören kararnameyi 18 Aralık’ta imzaladı.
Söz konusu kararname kapsamında, ABD’li şirket ve kişilerin Çin ordusuna destek sağlayan Çin merkezli şirketlerden doğrudan ya da fonlar yoluyla hisse sahibi olması engelleniyor.



Tokat'ta 5,6'lık depremin ardından üç deprem daha meydana geldi

Fotoğraf: Ekber Türkoğlu - AA
Fotoğraf: Ekber Türkoğlu - AA
TT

Tokat'ta 5,6'lık depremin ardından üç deprem daha meydana geldi

Fotoğraf: Ekber Türkoğlu - AA
Fotoğraf: Ekber Türkoğlu - AA

AFAD, Tokat'ın Sulusaray ilçesinde saat 18.11'de 5,6, saat 21.43'te 4 büyüklüğünde, saat 22.31'de 4,4 büyüklüğünde ve saat 00.09'da 4,1 büyüklüğünde dört depremin meydana geldiğini bildirdi. Depremler çevre illerde de hissedildi.
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde 5,6 ve 4 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi.

Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgiye göre, saat 18.11'de merkez üssü Sulusaray ilçesi olan 5,6 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi.

Tokat'taki deprem Yozgat'ın Kadışehri ilçesindeki bir markette raflardaki ürünlerin düşmesine neden oldu

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki deprem çevre illerden de hissedildi https://t.co/OMPgwNZNLi pic.twitter.com/NmsDBTBu8Q

— Anadolu Ajansı (@anadoluajansi) April 18, 2024

 

Sarsıntının 5,99 kilometre derinlikte olduğu belirlendi.
AFAD, saat 21.43'te yine merkez üssü Sulusaray ilçesi olan 4 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildiğini açıkladı. Sarsıntının 7 kilometre derinlikte olduğu belirlendi.

Saat 22.31'de de merkez üssü Sulusaray ilçesi olan 4,4 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildiğini bildiren AFAD, sarsıntının 5,89 kilometre derinlikte olduğunu açıkladı.

Yine merkez üssü Sulusaray ilçesinde 19 Nisan Cuma günü saat 00.09'da merkez üssü Sulusaray ilçesi olan 4,1 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi. Sarsıntının 12,43 kilometre derinlikte olduğu belirlendi. Deprem çevre illerden de hissedildi.
AFAD, depreme ilişkin gelişmeleri takip ettiklerini bildirdi.

AFAD: Toplam 231 ihbar gelmiştir. Can kaybı bulunmamaktadır
AFAD'dan yapılan açıklamada, saat 18.11'de Tokat'ın Sulusaray ilçesinde 5,6 büyüklüğünde deprem meydana geldiği anımsatıldı.

Tokat ve Yozgat'ta il AFAD, jandarma, emniyet ve diğer görevli personelle saha taramaları yapıldığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Yozgat ve Tokat'taki 112 Acil Çağrı Merkezleri'ne toplam 231 ihbar gelmiştir. Can kaybı bulunmamaktadır. Tokat ilimizde; 2 konut, 5 ahır ve 2 minare hasar almıştır. Sivas, Samsun, Erzurum, Çorum ve Amasya AFAD ekipleri sevk edilmiştir. Yozgat ilimizde; 2 katlı bir bina yıkılmış, 8 köyde küçük çaplı hasarlar meydana gelmiştir. Ankara, Çankırı, Kayseri, Amasya, Nevşehir ve Kırıkkale AFAD ekipleri sevk edilmiştir."

❝İlk gelen haberlere göre can kaybının olmaması bizim için en büyük teselli kaynağı❞

❝Eğitim kurumlarımızda eğitime bir gün ara veriyoruz❞

Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, meydana gelen depremle ilgili açıklamalarda bulundu https://t.co/OMPgwNZNLi pic.twitter.com/9sbNZqv8GM

— Anadolu Ajansı (@anadoluajansi) April 18, 2024

 

Yozgat ve Tokat'a, Emniyet Genel Müdürlüğünden 1 helikopter, Jandarma Genel Komutanlığından ise 1 İHA sevk edildiği bildirilen açıklamada, gelişmelerin takip edildiği ifade edildi.

Depremden etkilenen Yozgat'ın Yelten köyünde çok sayıda evin duvarında çatlaklar ve hasar oluştu
AFAD Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgiye göre, saat 18.11'de merkez üssü Sulusaray ilçesi olan 5,6 büyüklüğünde sarsıntı Yozgat'ta da hissedildi.

sd
Fotoğraf: AA

Özellikle Kadışehri ilçesinde ve köylerinde hissedilen deprem nedeniyle vatandaşlar panik yaşadı.
Yozgat Valiliğinden yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"İlimizde de kuvvetli şekilde hissedilen 5,6 büyüklüğündeki deprem neticesinde saha ekiplerimizce yapılan ilk tespitlere göre, Kadışehri ilçemizde ve köylerinde bazı yapıların zarar gördüğü ancak çok şükür şu ana kadar ulaşılan bilgilerde can kaybı ve yaralı vatandaşımızın bulunmadığı anlaşılmıştır. AFAD ve ilgili kurumlarımızın tüm ekipleri saha taramalarına devam etmektedir. Depremden etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Allah ülkemizi ve milletimizi afetlerden korusun."

yj7

Saha ekiplerince şu ana kadar yapılan tespitlerin paylaşıldığı açıklamada da "Bir kısım ahırlarda mahsur kalan hayvanlar görevli ekiplerimizce kurtarılmıştır. Vatandaşlarımızın hasarlı yapılara girmemeleri önem arz etmektedir. Tüm ekiplerimizin saha çalışmaları devam etmektedir." denildi.

Öte yandan Kadışehri ilçesine bağlı bir köyde 2 katlı atıl bir evin yıkıldığı, bazı köylerde ev ve ahırlarda hasar oluştuğu yönünde ekiplere ihbar geldiği öğrenildi.

dervgrf

Yelten köyünde de deprem nedeniyle çok sayıda evin duvarında çatlaklar ve hasar oluştuğu görüldü.

Kadışehri ilçesinde bir marketteki güvenlik kamerasına, raflardaki ürünlerin etrafa saçılması yansıdı.
Kadışehri'nde deprem nedeniyle evlerinden çıkan vatandaşlar, sokaklarda ateş yaktı 
Özellikle Kadışehri ilçesinde ve köylerinde hissedilen deprem nedeniyle vatandaşlar büyük panik yaşadı.

Sokaklara çıkan vatandaşlar, evlerinin bahçelerinde ve uygun arazilerde ateş yaktı. Ateşin başında ısınmaya çalışan vatandaşlar, geceyi dışarıda geçireceklerini belirtti.

Vali Mehmet Ali Özkan, Elmalıçifliği köyünde geceyi evlerinin bahçesinde geçirmeye hazırlanan vatandaşları ziyaret ederek, geçmiş olsun dileklerini iletti.

Vatandaşlardan Nazlı Doğan, AA muhabirine, "Önce bir gürültü geldi. Daha sonra sallanmaya başladı. Çocuklarımı yanıma aldım ama dışarı çıkamadım. Ayaklarımın bağı çözüldü. Sonra küçük oğlumu alıp dışarı çıkabildim. Şok oldum, çok şiddetliydi. Evimiz küçük bir hasar aldı, ahırımızda hasar var, hayvanlarımız dışarıda." diye konuştu.

Hacı Ahmet Gün de "Evimizde hasar var. Tavanlar kırıldı. Deprem olduğunda ben balkondaydım. Sallantı başladı. Tavanlar düşmeye başladı." dedi.

Tokat'taki depremin ardından TAMP kapsamında ilgili bütün kurumlar teyakkuza geçirildi
Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığı, Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki deprem sonrası Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) kapsamında ilgili bütün kurumların teyakkuz haline geçirildiğini bildirdi.

AFAD'dan yapılan açıklamada, Tokat'ın Sulusaray ilçesinde saat 18.11'de meydana gelen deprem sonrası TAMP kapsamında ilgili bütün kurumların teyakkuz haline geçirildiği belirtilerek, Tokat'a, Sivas, Erzurum, Samsun, Çorum ve Amasya, Yozgat'a da Ankara, Çankırı, Kayseri, Amasya, Nevşehir ve Kırıkkale'deki AFAD ekiplerinin sevk edildiği aktarıldı.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"AFAD Başkanımız Okay Memiş, AFAD Müdahale Hizmetleri Genel Müdürü ve Arama Kurtarma Daire Başkanı deprem bölgesine intikal etmektedir. Ekiplerimizin saha tarama çalışmaları aralıksız devam etmektedir. Gelişmeleri takip ediyoruz."

Vali Hatipoğlu: Şu ana kadar herhangi bir can kaybı ya da yaralanma bilgisi gelmedi
Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, AA muhabirine, ekiplerin sahada olduğunu söyledi.

dffdbg

İlk gelen bilgilere göre can kaybının olmayışının en büyük tesellileri olduğunu vurgulayan Hatipoğlu, "Vatandaşlarımıza geçmiş olsun. Devlet olarak İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya'nın talimatları doğrultusunda tüm vatandaşlarımızın barınma ve iaşe sorununun halledilmesiyle ilgili gerekli tüm tedbirleri alıyoruz. Tüm hemşehrilerimize ve milletimize geçmiş olsun." dedi.

Sulusaray ilçe merkezinde bir caminin minaresinde hasar oluştu.

Deprem, ilçeye bağlı Malum Seyit Tekke köyünde iki cami ile bazı evlerde hasara neden oldu. Bir cami minaresinin ise külah bölümü yıkıldı.

Artova ilçesinde de hissedilen deprem nedeniyle vatandaşlar sokağa çıktı. Bazı vatandaşlar ağlarken, bazıları da fenalaştı.

Artova Kaymakamı Erkan Atam ve Belediye Başkanı Ali Güner vatandaşları sakinleştirmeye çalıştı.

Zile ilçesinde de sarsıntı nedeniyle bazı metruk yapılarda hasar meydana geldi.

Belediye ekipleri, hasar gören evlerin tehlikeye neden olmaması için çalışma başlattı.

Öte yandan Samsun AFAD İl Müdürlüğünden 3 araç ve 20 personelle canlı arama köpeğinin Tokat'a görevlendirildiği belirtildi.

Samsun'un Atakum ilçesinde de hissedilen deprem anında evinde bir kişi, cep telefonu kamerasıyla avizenin sallanışını kaydetti.

"Devletimiz yanımızda"
Sulusaray ilçesinde sokakta bekleyişini sürdüren vatandaşlardan İbrahim Yıldızlı, AA muhabirine, güvenli olduğu için açık alanda beklediklerini belirterek, "Acayip bir sarsıntı ile geldi ilk anda. Fatih Camisi'nin yanındaydık. Minare uçtu, briketler falan düştü. Halk ister istemez panik yaşadı. Sakinleştirmeye çalıştık ortalığı. Diğer mahallelere gittiğimizde ufak tefek sıkıntılar vardı, onlara da yardım ettik. Açık alan olduğu için, güvenli alan olduğu için burada bekliyoruz. Çok şükür can kaybımız yok, bir sıkıntı yok. Devletimiz yanımızda. Valimiz, Belediye Başkanımız, Kaymakamımız elinden geleni yapıyor. Köylerde sıkıntı olmuş herhalde ama gidemedik." dedi.

Deprem anı Tokat'ta iş yerlerinin güvenlik kameralarına yansıdı.

Görüntülerde, Zile ilçesindeki bir marketin raflarındaki ürünlerin yere düştüğü, vatandaşların ise hızla marketten çıkmaya çalıştığı, bir başka güvenlik kamerası görüntüsünde ise Almus ilçesindeki bir restoranda bulunan kişilerin, sarsıntıyı hissettikleri anda restoranın dışına yöneldiği yer alıyor.

"Bölgeye sağlıklı su getirilmesi için planlamayı gerçekleştirdik, kamyonlarımız yolda"
Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, deprem bölgesindeki vatandaşları şebeke suyunu içmemeleri konusunda uyardı.

Hatipoğlu, Sulusaray ilçesinde depremlerin ardından oluşturulan kriz merkezinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölgede artçı depremlerin devam ettiğini söyledi.

Vatandaşlar için gerekli çalışmaların koordine edildiğini dile getiren Hatipoğlu, "Şu an itibariyle gerek mobil mutfak gerekse diğer hazırlıklarımız devam ediyor. Yine misafirhanelerimizde 440'ın üzerinde kapasitemiz hazır. Buralara geçmek isteyen vatandaşlarımızın nakliyle ilgili çalışmaları gerçekleştirdik. Şu an itibariyle kaymakamlarımız hazırlık çalışmasını gerçekleştiriyor. Jandarmamız tahliye için gerekli hazırlıklar içinde." dedi.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile sürekli irtibat halinde olduklarını vurgulayan Hatipoğlu, "Bakan Yardımcımız Münir Karaloğlu yolda. Koordinasyona devam ediyoruz. İlçe merkezlerimizde mobil mutfaklar faaliyete geçmeye başladı. Planladığımız kumanyaları dağıtmaya başlıyoruz birazdan. Vatandaşlarımız için el birliği ile devlet kurumlarımızın imkanları ile seferberiz." diye konuştu

İçme suyu konusunda uyarıda bulunan Hatipoğlu, "Sularımızın büyük kısmı yer altı veya yüzey sularının toplanması ile oluşuyor. Bölgede hareketlilik devam ettiği için vatandaşlarımızın suyu, kullanma suyu olarak kullanmaları, içme suyu olarak tüketmemelerini istiyoruz. Bölgeye sağlıklı su getirilmesi için planlamayı gerçekleştirdik, kamyonlarımız yolda." ifadelerini kullandı.

Tokat'ta deprem nedeniyle eğitime 1 gün ara verildi
Vali Numan Hatipoğlu, yaptığı açıklamada, depremden sonra hızlıca harekete geçtiklerini belirtti.

Yaptıkları değerlendirme sonrası okulları tatil etme kararı aldıklarını bildiren Hatipoğlu, "Yarın itibariyle il genelinde okullarımızı tatil ediyoruz." dedi.

Evlerinde kalmak istemeyen vatandaşlara spor salonları ve yurtları açacaklarına işaret eden Vali Hatipoğlu, "Yine aldığımız tedbirler kapsamında Tokat'ta bulunan yurtlarımızda, kapalı spor salonlarımızda hazırlıklarımızı yapmaya başladık. Evlerinde kalmak istemeyecek vatandaşlarımızı kapalı spor salonlarında yine Yeşilyurt'ta bulunan, Sulusaray'da bulunan spor salonlarında gerekli tedbirleri alarak misafir edeceğiz. Tekrar geçmiş olsun diyorum." diye konuştu.

Depremden etkilenen Yozgat'ın üç ilçesinde eğitime 1 gün ara verildi
Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, depremden etkilenen Kadışehri, Çekerek ve Aydıncık ilçelerinde eğitime yarın ara verildiğini bildirdi.

Özkan, Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki deprem nedeniyle bazı yapılarda hasar oluşan Yozgat'ın Kadışehri ilçesine bağlı Gümüşsu köyünde incelemede bulundu.

İncelemenin ardından gazetecilere açıklama yapan Özkan, deprem nedeniyle bazı ilçelerdeki yapılarda hasar meydana geldiğini, Sulusaray sınırı yakınlarındaki ilçelerde yaralı ya da can kaybı yaşanmadığını söyledi.

Depremden en çok etkilenen ilçenin Kadışehri olduğunu aktaran Özkan, şunları kaydetti:

"Arkadaşlarımız ilk andan itibaren AFAD'ımız, jandarmamız, sağlık ekiplerimiz ve diğer birimlerimiz, il özel idaremiz tamamen sahadalar ve saha tespitlerini yapıyorlar. Öncelikle yaralımızın, vefat eden insanımızın olmaması bizler için en önemli husus. Birkaç köyümüzde ahırlarda mahsur kalan hayvanlar, buna benzer durumlar oluştu. Onlara da il özel idaresi ekiplerimiz derhal müdahale etti. Onları ahırlardan çıkardılar. Tabii bunun yanı sıra hasar olduğunu düşündüğümüz, hasar olduğunu gördüğümüz, hasar ihbarını aldığımız her köyde jandarmamız, AFAD ekiplerimiz tedbirlerini ilk andan beri aldılar. Bizler de köylerimizdeki durumu hem yerinde görmek hem de insanımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletmek üzere köylerimizi dolaşıyoruz. Vatandaşımızdan, insanımızdan öncelikli olan isteğimiz hasar gören evlerde oturmasınlar. Vatandaşlarımızdan hasar riski, hasarlı olan yahut da riskli olan evlere girmemelerini istiyoruz. Kısa zamanda zaten devletimiz bu konuda şu ana kadar birçok yarayı çok hızlı bir şekilde sardı. İnşallah burada da kısa zamanda hasar tespitleriyle birlikte daha net, detaylı hasar tespitleriyle birlikte sahadaki hizmet çalışmalarımıza başlayacağız."

Bir gazetecinin, "Şu an tespit edilen köyde en son durum nedir? Ağır hasarlı bina var mı?" sorusu üzerine Vali Özkan, "Şu an için ön tespitler doğrultusunda 'bu ağır hasarlıydı' veyahut da 'bu çok az hasarlıydı' demek doğru olmaz. Gün ışığıyla birlikte yeniden yapacağımız tespitlerle tam bir rakama, sayıya ulaşacağız. Ama sizlerin de gördüğü üzere köylerimizde, şu ana kadar geldiğimiz Gümüşsu köyü de dahil kimi köyümüzde 5, kimi köyümüzde 15, kimi köyümüzde 35 hasarlı bina var ama tabii bu hasar durumları arkadaşlarımızın gün ışığıyla birlikte yapacağı detaylı tespitlerle daha net ortaya çıkacak. Buradan da Tokat Sulusaray sınırımızdaki Elma Çiftliği köyümüze geçeceğiz. Köylerimizde elektrik, su, buna benzer altyapıda bir sorunumuz, bir sıkıntımız gözükmüyor. Tabii bunlar yarın sabah gün ışığıyla birlikte yapılacak detaylı tespitlerle netleşecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Depremden etkilenen yerlerde eğitime ara verilip verilmeyeceğinin sorulması üzerine Vali Özkan, şöyle konuştu:

"Deprem nedeniyle çok şükür herhangi bir can kaybımız, vefatımız olmasa bile çocuklarımızın da ailelerinin yanlarında olmalarını istiyoruz. Bu vesileyle Kadışehri, Çekerek ve Aydıncık'ta cuma günü okulları tatil ediyoruz. Çocuklarımız ailelerinin yanında olsunlar. Hiç olmazsa ailelerimiz merakta bulunmasınlar. Az önce Sayın İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya ile konuştuk. Sağ olsun, bütün AFAD ekipleri, devletimizin imkanlarıyla birlikte sahadayız. Bize bu yönde ihtiyaçlarımızın olup olmadığını sorarken vatandaşlarımıza da geçmiş olsun dileklerini ilettiler. Sayın Bakanımıza ve depremin ilk anından bu tarafa destek olan bütün devlet teşkilatımıza şükranlarımı sunuyorum."

Vali Özkan, telefonda Bakan Yerlikaya ile konuşmasında, "Hasar tespitlerini sabah daha da netleştireceğiz. Ben iki ilçede okulları tatil etmiştim. Aydıncık’ta da iki yerde çatlak, iki ahırda da duvar yatması var, başka bir problem yok ama öğrencilerimiz de aileleri ile birlikte olsun diye bir günlüğüne müsaadenizle tatil edelim. Durumumuz bundan ibaret. Hemşehrilerimizin de sizlere selam ve saygıları var." ifadelerini kullandı.

Deprem Kayseri ve Sivas'ta da hissedildi
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki deprem, Kayseri ve Sivas'ta da hissedildi.

Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgiye göre, saat 18.11'de merkez üssü Sulusaray ilçesi olan 5,6 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi.

Sarsıntının 5,99 kilometre derinlikte olduğu belirlendi.

Deprem Kayseri ve Sivas'ta da hissedildi
Depremi hisseden bazı vatandaşlar, bulundukları bina ve iş yerlerinden uzaklaşarak sarsıntıların sona ermesini bekledi.

Sivas AFAD Müdürlüğü 2 araç ve 11 personel, UMKE ise 2 araç ve 10 personel ile Tokat’ın Sulusaray ilçesine hareket etti.
Sivas'ın Şarkışla Kaymakamlığından yapılan yazılı açıklamada, depremin ilçede de hissedildiği, şu ana kadar kaymakamlığa ulaşan herhangi bir olumsuzluğa rastlanılmadığı aktarıldı.

Yapılan incelemelerde Muhsin Yazıcıoğlu Cami önündeki bazı dükkanların üstünde yer alan mermer bloklardan birkaçının sarsıntının etkisiyle yere düştüğü belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Ancak cami yapısında ve eklentilerinde herhangi bir hasar oluşmamıştır. Caminin hasar gördüğüne ilişkin duyumlar gerçeği yansıtmamaktadır. Depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. "

Kayseri ve Sivas valiliklerinden açıklama
Öte yandan Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "İlimizde hissedilen deprem nedeniyle ekiplerimiz saha taramasına başlamış, şu ana kadar herhangi bir olumsuz duruma rastlanmamıştır." ifadelerini kullandı.

Sivas Valiliğince sosyal medyadan yapılan paylaşımda da il merkezi ve ilçe merkezinde saha taramalarının devam ettiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"Depremden etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. İlimizde hissedilen depremde il merkezimiz ve ilçelerimizde saha taramalarımız devam etmektedir. Allah ülkemizi ve şehrimizi her türlü felaketlerden korusun."

Deprem nedeniyle Kayseri'de bir evde hasar oluştu
Merkez Kocasinan ilçesi Mevlana Mahallesi'nde ikamet eden Ferdi Yakupoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ikamet ettiği evin duvarlarında depremin ardından çatlaklar oluştuğunu söyledi.

Ailesinin hemen dışarı kaçtığını öğrendiğini belirten Yakupoğlu, eşinin depremin ardından evin duvarlarında oluşan çatlakların fotoğraflarını kendisine attığını dile getirdi.

Hasar gören evine hızlı şekilde geldiğini anlatan Yakupoğlu, "Bugünkü depremde evim bayağı hasar gördü. Evim şu an oturulacak bir halde değil, 5 çocuğum var. Şu an risk altındayız." ifadelerini kullandı.

Yakupoğlu, AFAD'ı arayarak bilgi verdiğini de sözlerine ekledi.

Sağlık Bakanı Koca: Depremde Tokat'ın Yeşilyurt ilçesinde 1 kişi etkilendi
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Tokat'ın Sulusaray ilçesinde 5,6 büyüklüğünde meydana gelen depremde, Sulusaray'da bir ev ve bir cami minaresinin yıkıldığını, depremden etkilenen kimsenin olmadığını belirterek, şu bilgileri verdi:

"5,6 büyüklüğünde meydana gelen depremde Tokat'ın Yeşilyurt ilçesinde 1 kişi etkilenmiştir. Tokat'ın Artova ilçesinde bir cami minaresi yıkılmış olup, etkilenen olmamıştır. Yozgat'ın Gümüşsuyu köyünde bir ev, Yelken köyünde bir ev, Elmalıçiftliği köyünde bir ev yıkılmış olup etkilenen olmamıştır."

Bölgeye Tokat'tan 15 ambulans, 3 UMKE ve 1 UMKE acil müdahale aracı, Yozgat'tan 5 ambulans, 1 UMKE ve 1 UMKE acil müdahale aracı, Sivas'tan 1 UMKE ve 1 UMKE acil müdahale aracının görevlendirildiğini aktaran Koca, depremi hisseden vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti.

Bakan Özhaseki: Sahada çalışmaları anlık olarak dikkatle takip ediyoruz
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Tokat Sulusaray'da meydana gelen ve çevre illerden de hissedilen deprem nedeniyle vatandaşlara "geçmiş olsun" dileklerini iletti. Bakan Özhaseki, "İl müdürlüğü ekiplerimizi ve ilgili birimlerimizi bölgeye yönlendirdik, sahada çalışmaları anlık olarak dikkatle takip ediyoruz." ifadelerini kullandı.

İçişleri Bakanı Yerlikaya'dan açıklama
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:

"Tokat ili Sulusaray ilçesinde 5,6 büyüklüğünde meydana gelen depremde Tokat Valimiz, AFAD ve ilgili kurumlarımızın tüm ekipleri saha taramalarına başlamıştır. Gelişmeleri takip ediyoruz. Depremden etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Allah ülkemizi ve milletimizi afetlerden korusun."

Bakan Yerlikaya'nın paylaşımında yer alan grafiğe göre deprem Samsun, Yozgat, Çankırı ve Çorum'da yoğun hissedildi.

Yerlikaya, TGRT Haber'e de telefonla canlı bağlanarak, deprem sonrası yapılan çalışmalara ilişkin bilgi verdi.

Depremden etkilenen vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileten Yerlikaya, saat 18.11'de meydana gelen depremin ardından Valiliğin koordinasyonunda AFAD, Jandarma ve belediyeler ile devletin tüm birimlerinin saha taramasıyla ilgili çalıştıklarını belirtti.

Sulusaray, Artova ve Yeşilyurt'un depremi en fazla hisseden bölgeler olduğunu, Yozgat Kadışehri'nde iki katlı kullanımda olmayan bir evin yıkıldığı görüntülerinin ekrana yansıdığını belirten Yerlikaya, "112 Acil Çağrı Merkezi'ne gelen 236 civarında çağrı var. Bu çağrıların hiçbirinde arama kurtarma talebi olmadığını sevinerek öğrendik. Can kaybının olmadığını, yaralanan bir vatandaşımızın olmadığını ifade etmek istiyorum." dedi.

Metruk çok az sayıda ev ve birkaç ahırın yıkıldığını aktaran Bakan Yerlikaya, netleşmiş rakamları vermek için zamana ihtiyacın olduğunu söyledi.

Yerlikaya, yarın Tokat genelinde eğitime bir günlük ara verildiğini belirterek, bu gece endişe duyan vatandaşları misafir etmekle ilgili devlet olarak tedbirleri aldıklarını dile getirdi.

Bakan Uraloğlu: Deprem bölgesindeki köprü ve yollarda olumsuz bir duruma rastlanmadı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki depremin ardından, bölgedeki köprü ve yolların durumuna ilişkin açıklama yaptı.

Bölge halkına geçmiş olsun dileklerini ileten Uraloğlu, "Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki deprem bölgesine yakın kesimlerdeki 16. Bölge Müdürlüğümüz sorumluluk alanlarındaki (200-19 ve 200-20 Sivas-Ankara Devlet Yolu ile 58-81 Şeyhhalil il yolu ve 850-03 ve 850-04 Sivas-Tokat Devlet Yolu) köprü ve yollarımızda yapılan ilk incelemelerde olumsuz bir duruma rastlanmamıştır." değerlendirmesinde bulundu.

TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan Tokat'taki deprem nedeniyle "geçmiş olsun" mesajı
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, sosyal medya hesabından yayımladığı mesajda, "Tokat'ta meydana gelen depremden etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Devletimizin ilgili tüm kurumları görevleri başında, halkımızın yanındadır. Rabbim, ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten muhafaza etsin." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'dan "geçmiş olsun" mesajı
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen ve çevre illerden de hissedilen 5,6 büyüklüğündeki depremden etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. İlgili kurumlarımız saha tarama çalışmalarını sürdürüyor. Rabb'im ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten korusun." ifadelerini kullandı.


ABD, Filistin'in BM'ye tam üyeliği talep edilen karar tasarısını veto etti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

ABD, Filistin'in BM'ye tam üyeliği talep edilen karar tasarısını veto etti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD, BM Güvenlik Konseyi'nde Filistin'in BM'ye tam üyeliği talep edilen karar tasarısını veto etti.

Geçici üye Cezayir, “Filistin’in yaptığı tam üyelik kabul başvurusunun inceledikten sonra, BM Genel Kurulu’na Filistin Devleti'nin tam üye olarak kabulünün tavsiye edilmesini’’ isteyen bir karar tasarısını Güvenlik Konseyi’ne sundu.

BM, Güvenlik Konseyi’nin yeni üyelerin kabulüyle ilgili toplantısında BM Genel Sekreteri’nin Güvenlik Konseyi Başkanı’na hitaben yazdığı 3 Nisan 2024 tarihli mektubun değerlendirildi.

Filistin yönetimi, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e ilettiği dilekçede, 23 Eylül 2011'de yaptığı bir önceki tam üyelik talebinin Nisan ayında yeniden değerlendirilmesi talebinde bulunmuştu.

Filistin’in kendisine sunduğu başvuruyu Güvenlik Konseyi’ne sevk eden Guterres, “Filistin liderliğinin talimatıyla yapılan bu başvurunun, Güvenlik Konseyi’nce Nisan’da yeniden değerlendirilmesini talep etmekten onur duyuyorum" diye açıklama yapmıştı.


İsrail savaş uçakları Lübnan'ın doğusundaki Hizbullah altyapısını vurdu

İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan (AFP)
İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan (AFP)
TT

İsrail savaş uçakları Lübnan'ın doğusundaki Hizbullah altyapısını vurdu

İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan (AFP)
İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan (AFP)

İsrail Hava Kuvvetleri dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmaların daha da yoğunlaşabileceği endişesiyle, savaş uçaklarının Lübnan'ın doğusundaki Baalbek'in kuzeyinde Hizbullah'a ait bir altyapıyı vurduğunu duyurdu.

İsrail Hava Kuvvetleri tarafından yapılan açıklamada, “Bu akşam erken saatlerde İsrail savaş uçakları Baalbek'in kuzeyinde, terör örgütünün hava savunma sistemi tarafından kullanılan önemli bir Hizbullah altyapısını vurdu” denildi.

İsrail ordusu dün erken saatlerde, İsrail’in kuzeyinde Hizbullah tarafından üstlenilen ve bir askeri komuta merkezini hedef aldığını söylediği roket ve insansız hava aracı (İHA) saldırısında, altısı ağır olmak üzere 14 askerinin yaralandığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Son saatlerde, Lübnan topraklarından İsrail'in kuzeyindeki Arab el-Aramşe köyüne doğru sınırı geçen bir dizi tanksavar füzesi ve İHA tespit edildi. Altı asker ağır yaralanırken, iki asker orta derecede yaralandı ve geri kalan yaralanmalar hafif olarak tanımlandı.”

Hizbullah dün, salı günü Lübnan'ın güneyindeki iki kasabayı hedef alan İsrail saldırılarında üç savaşçısının öldürülmesine ‘yanıt olarak’ İsrail'in kuzeyindeki bir askeri karargâhı roket ve İHA’larla bombaladığını duyurdu. İsrail Celile Tıp Merkezi saldırıda 18 kişinin yaralandığını bildirdi.


Ateşkes görüşmeleri ‘tıkanırken’ İsrail Refah'ı işgale hazırlanıyor

Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, BM Güvenlik Konseyi’nin Nisan ayındaki Dönem Başkanı Maltalı delege Vanessa Frazier ile el sıkışıyor. (BM)
Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, BM Güvenlik Konseyi’nin Nisan ayındaki Dönem Başkanı Maltalı delege Vanessa Frazier ile el sıkışıyor. (BM)
TT

Ateşkes görüşmeleri ‘tıkanırken’ İsrail Refah'ı işgale hazırlanıyor

Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, BM Güvenlik Konseyi’nin Nisan ayındaki Dönem Başkanı Maltalı delege Vanessa Frazier ile el sıkışıyor. (BM)
Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, BM Güvenlik Konseyi’nin Nisan ayındaki Dönem Başkanı Maltalı delege Vanessa Frazier ile el sıkışıyor. (BM)

İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes görüşmelerinin ‘tıkandığı’ iddialarının ortasında İsrail ordusu, Mısır sınırındaki Refah'a yönelecek daha geniş bir planın parçası olarak, Gazze'nin orta kesimindeki saldırılarını genişletti.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin merkezindeki en-Nuseyrat Mülteci Kampı’ndan Deyr el-Balah'a kadar olan bölgede yedi gün süren kara operasyonunu derinleştirirken, kuzeydeki Beyt Hanun'dan da çekildi.

Gazze Şeridi'nin merkezine yönelik yoğunlaştırılmış saldırıdan önce Refah kentine bir saldırı düzenlenmesi beklenirken, İsrail ordusu saldırı hazırlığı için alarm seviyesini yükseltti. İsrail medyası ana operasyon fikrinin Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından onaylandığını ve Savaş Kabinesi'ne sunulduğunu doğruladı.

Diğer yandan Hamas kaynakları Şarku’l Avsat'a Gazze'deki ateşkes görüşmelerinin ‘çökmediğini, ancak son boşluklar ve gelişmeler nedeniyle neredeyse askıya alındığını’ bildirdi. Bu açıklama, Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'nin ateşkes ve esirlerin serbest bırakılması görüşmelerinin hassas bir aşamada olduğunu ve bazı engellerle karşılaştıklarını söylediği esnada geldi. Al Sani, “Engelleri aşmak için mümkün olduğunca çok girişimde bulunuluyor” dedi.

Bu arada ABD, Filistin'e Birleşmiş Milletler'de (BM) tam üyelik verilmesine şiddetle karşı olduğunu yineleyerek, Cezayir'in BM Güvenlik Konseyi'nde bu adımın oylanması talebinde sonuna kadar gitmesi halinde, bugün (Perşembe) ya da yarın (Cuma) vetoya başvurabileceğini ima etti. İngiltere'nin çekimser kalmasıyla birlikte, en az 11 ülkenin karar lehinde oy kullanması beklenen BM Güvenlik Konseyi'nde çoğunluk onaya meyilli görünüyor. Japonya ve Güney Kore'nin tutumu ise belirsizliğini koruyor.


İran, İsrail'in misilleme yapması korkusuyla Hizbullah ve DMO komutanlarını Suriye'den tahliye ediyor

 Suriye'deki İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) mensupları (arşiv)
Suriye'deki İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) mensupları (arşiv)
TT

İran, İsrail'in misilleme yapması korkusuyla Hizbullah ve DMO komutanlarını Suriye'den tahliye ediyor

 Suriye'deki İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) mensupları (arşiv)
Suriye'deki İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) mensupları (arşiv)

İsrail'e düzenlediği füze saldırısının ardından İsrail'in kendi topraklarına ve vekil güçlerine yönelik olası misillemesine karşı hazırlık yapıyor.

İsrail gazetesi The Jerusalem Post’ta bugün (Perşembe) yer alan bir haberde, İran'ın üst düzey Hizbullah ve Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) komutanlarını Suriye'den tahliye ettiği iddia edildi.

Bu gelişme, Tahran'ın hafta sonu İsrail topraklarına yönelik roket ve insansız hava aracı (İHA) saldırısının ardından, ABD ve Avrupa'nın İsrail'e gerilimin daha da artmasını önleyecek şekilde karşılık vermesi için baskı yaptığı bir dönemde gerçekleşti. İranlı yetkililere dayandırılan haberlerde, İran'ın hava kuvvetlerini olası saldırılar için hazırladığı ve donanmasının Kızıldeniz'deki İran ticaret gemilerine eşlik etmeye başladığı belirtildi.

Suriyeli ve İranlı yetkililere göre Tahran, Suriye'de DMO'nun yoğun olarak bulunduğu yerlerdeki personelini tahliye etmeye başladı.

Wall Street Journal'ın Suriyeli güvenlik yetkililerine dayandırdığı haberine göre İran, orta düzey DMO ve Hizbullah subaylarını Suriye'deki asıl mevkilerinden çeşitli yerlere taşıyor.

Hizbullah, İran'ın hafta sonu İsrail'e yönelik saldırısı sırasında, İsrail'in kendi mevzilerini hedef alan olası bir misillemesine karşı yüksek alarm durumuna geçmişti. Ancak Hizbullah, İran'ın İsrail'e saldırısına karşılık olarak İsrail'in kendisini vurma ihtimalinin düşük olduğunu düşünerek tehdit seviyesini düşürdü. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İran bunun yerine Hizbullah'a, İsrail'in DMO üslerini, depolarını ve Hizbullah mevzilerini hedef alabileceği Suriye'de tedbirler almasını tavsiye etti.

İsrail ise İran'ın saldırısına karşılık vereceğini doğruladı ancak bunun ‘nasıl olacağının kararlaştırılmadığını’ belirtti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, karşı saldırı fikrine değinerek “İsrail'in kendini savunma hakkı var” ifadelerini kullandı.


Füzeler ve İHA’lar çağında iki tehlikeli oyuncu: İsrail ve İran

İsrail ordu sözcüsü ve bazı askerler İran balistik füzesinin yanında (AFP)
İsrail ordu sözcüsü ve bazı askerler İran balistik füzesinin yanında (AFP)
TT

Füzeler ve İHA’lar çağında iki tehlikeli oyuncu: İsrail ve İran

İsrail ordu sözcüsü ve bazı askerler İran balistik füzesinin yanında (AFP)
İsrail ordu sözcüsü ve bazı askerler İran balistik füzesinin yanında (AFP)

Refik Huri

Ortadoğu'da hiç kimse başarısız olduğunu, kaybettiğini veya yanlış değerlendirmede bulunduğunu kabul etmez. Herkes muhteşem ve mahirdir, muzafferdir ve herkesin kendi zafer yorumu vardır. Ancak gerçekler doğrudan ölçüdür ve zaman nihai yargıçtır. Dolayısıyla İran'ın İsrail'e saldırısı yalnızca İsrail'in İran toprağı olan Şam'daki konsolosluğunu vurmasına, Devrim Muhafızlarına bağlı Kudüs Gücü’nün bir grup lider ve kurmayının öldürülmesine yanıt verme hakkının kullanılması değildir. Aynı şekilde alışılagelmiş abartılı söylemlere göre başlı başına yeni Ortadoğu'ya giden yolda bir durak da değildir.

Bu, kesinlikle Tahran'ın "stratejik sabır" aşamasından "caydırıcılık" aşamasına geçiş anlamına geldiğini kendisine telkin ettiği stratejik bir değişimdir. Buna yanıt da bir “bölgesel savunma sistemi”nin ortaya çıkışına odaklanan ve bir tür bölgesel-uluslararası ittifaka atıfta bulunan stratejik bir değişim oldu. Çünkü İran, Romalılar döneminde kullanılan ve geri dönülemez kararı simgeleyen bir deyim haline gelen “Rubicon Nehri'ni geçti.” İsrail ile doğrudan çatışmaya girme konusunda ihtiyatlı olup, vekiller aracılığıyla çatışmak ile yetinmekten vazgeçti.

Netanyahu, İran’ın kendi topraklarından İbrani devletine misillemede bulunmasını sağlayıp, ABD'nin dahil olacağı ve böylece İsrail'in de rahatlayacağı geniş çaplı bir savaşa yol açmayı umarak, Mollalar Cumhuriyetini kışkırtma ve kendisine meydan okumada çok ileri gitti. Ancak Biden yönetimi onun sıcak başına soğuk su döktü.

Buna rağmen ve İsrail’in tehlikeli bir açığının ortaya çıkmasına karşılık Netanyahu üç kazanım elde etti. Birincisi, Gazze savaşındaki vahşeti nedeniyle destek kaybeden İsrail'e yönelik Batılı ve uluslararası sempatiyi geri kazandı. İkincisi, ABD, İngiltere ve Fransa İran saldırısını püskürtmek için hemen harekete geçtiler ve böylece İsrail'i ortadan kaldırmayı düşünen herhangi bir kuvvet için gökte bir "kırmızı çizgi" çizdiler. Üçüncüsü, İsrail geniş çaplı bir füze ve İHA saldırısı dalgasına aynı anda karşı koymaya hazır olduğunu gösterdi. Buna karşılık ödenen yüksek bedel ise İsrail'in kendisini koruyacak birine ihtiyaç duyduğunun ortaya çıkmasıdır.

İran’a gelince, İsrail'e doğrudan saldırmak konusunda tedbirli olma eşiğini aştı. Ayrıca füze ve İHA’larını sahada test etti. Bunun karşılığında ödediği bede ise İsrail'in bir füze saldırısına maruz kalma korkusunun sona ermesi, İran’ın Dini Lider'in bir emri ile İsrail'i dakikalar içinde ortadan kaldırma gücü ile ilgili söylem ve abartıların sonunun gelmesi.

Ancak Ortadoğu kimsenin istemediği geniş çaplı bir savaşın eşiğine geldi. Misilleme ve karşı misillemelerin sonsuz tekrarıyla bu savaşın içine kaymasını durdurmak kolay değil. Buradaki iki tehlikeli oyuncu: İsrail ve İran'dır. Tahran benzeri görülmemiş bir şey yaptı; Devrim Muhafızları'na bağlı, misyonu İran Cumhuriyetini korumak ve Yemen, Irak, Suriye, Lübnan ile diğer ülkelerdeki bölgesel projesinin başarısı için çalışmak olan ideolojik milis gruplar kurdu. Misyonun başlığı da İsrail'e karşı “direniş ekseni” idi. Bunun ardından savaşa doğrudan katılım geldi.

İran'ın füze ve İHA operasyonunun sadece meşru müdafaa olduğunu, başka hiçbir şeyin “gündemde” olmadığını ifade eden söylemini kabul etmek zor. Zira kibirli aşırılık yanlıları tarafından yönetilen tehlikeli bir Siyonist oluşumla oynanan bu tür tehlikeli oyunların sonu yoktur.

Bundan daha önemlisi, füze ve İHA çağının stratejik dengelerde ve hesaplamalarda köklü bir değişimi beraberinde getirmesidir. Bugün kimsenin yerinden kıpırdamadan, sadece tuşlara basarak yürütebileceği savaşların içindeyiz. Yemen'deki Husi milislerinin bile Amerikan ve Avrupalı filoların varlığına rağmen, Kızıldeniz'deki uluslararası seyrüseferi aksatmasına, Iraklı milislerin Amerikan üslerini hedef almasına olanak tanıyan da budur.

Bu İran'ın, bazıları 2 bin kilometre menzilli füze ve İHA’lardan oluşan bir cephanelik inşa etmek için çok fazla para ve çaba harcadığı bir dönem. Ondan önce, daha önceki bir dönemde doğan İsrail, savaşlarla bölgeye hâkim olmuştu ama bugün yeni bir çağda, yeni bir oyuncuyla karşı karşıya. Bu nedenle artık ABD’nin korumasına ihtiyaç duyuyor. Aynı İsrail geçmişte, hareket özgürlüğünü kaybetmemek ve istediği zaman savaş ilan etmek için ABD ile savunma anlaşması yapmayı reddediyordu.

Olaylar gelişiyor ve hızla ilerliyor. İsrail hava saldırısına yanıt olan İran saldırısının sadece ilk okuması üzerinde durmak bir hatadır. Hızlı kararlarda birden fazla okuma yapmak gerekir.


İran, Washington'a İsrail ile gerilimi artırmak istemediği konusunda güvence verdi

 İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan (Reuters)
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan (Reuters)
TT

İran, Washington'a İsrail ile gerilimi artırmak istemediği konusunda güvence verdi

 İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan (Reuters)
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan (Reuters)

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan bugün (perşembe) yaptığı açıklamada ABD'ye, İran'ın İsrail ile Ortadoğu'da gerilimi artırmak istemediğini yineleyen birkaç mesaj gönderdiğini söyledi.

Abdullahiyan dün (çarşamba) Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi toplantısına katılmak üzere New York'a vardığında yaptığı açıklamada, “Bölgede gerilimi arttırabilecek olan şey Siyonist rejimin davranışlarıdır” dedi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre İsrail dün yaptığı açıklamada, cumartesi gecesi İran'ın insansız hava araçları (İHA) ve füzelerle gerçekleştirdiği saldırının ardından İran'a karşı kendini koruma hakkını saklı tuttuğunu söyledi.

Abdullahiyan, özellikle Tahran'daki İsviçre Büyükelçiliği (ABD ile İran arasında diplomatik ilişkiler bulunmadığından İran'daki ABD çıkarlarını İsviçre temsil ediyor.) aracılığıyla ABD'ye operasyondan önce ve sonra mesajlar gönderildiğini vurguladı.

Abdullahiyan, “İsrail'in 1 Nisan'da Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği saldırının ardından İsrail rejimine karşılık verme kararının nihai olduğunu ABD’lilere açıkça bildirdik. Bu mesajlarda ABD'ye bölgedeki gerilimi arttırmak istemediğimizi açıkça belirtmeye çalıştık” ifadelerini kullandı.

Abdullahiyan’ın New York'ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve diğer dışişleri bakanlarıyla BM Güvenlik Konseyi toplantısı çerçevesinde bir araya gelerek Filistin Yönetimi'nin BM’ye tam üyelik talebini görüşmesi bekleniyor.


Axios: Abbas, Filistin'in BM'ye tam üyeliği için yapılacak oylamadan geri adım atmayı reddediyor

BM Güvenlik Konseyi'nin bugün Filistin'e BM'de tam üyelik hakkı tanıyacak bir karar tasarısını oylaması bekleniyor. (Reuters)
BM Güvenlik Konseyi'nin bugün Filistin'e BM'de tam üyelik hakkı tanıyacak bir karar tasarısını oylaması bekleniyor. (Reuters)
TT

Axios: Abbas, Filistin'in BM'ye tam üyeliği için yapılacak oylamadan geri adım atmayı reddediyor

BM Güvenlik Konseyi'nin bugün Filistin'e BM'de tam üyelik hakkı tanıyacak bir karar tasarısını oylaması bekleniyor. (Reuters)
BM Güvenlik Konseyi'nin bugün Filistin'e BM'de tam üyelik hakkı tanıyacak bir karar tasarısını oylaması bekleniyor. (Reuters)

Axios haber sitesinin Filistinli, Amerikalı ve İsrailli yetkililere dayandırdığı haberine göre Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Filistin'e Birleşmiş Milletler'de (BM) tam üyelik verilmesine ilişkin BM Güvenlik Konseyi oylamasına gidilmemesi yönündeki talebini reddetti.

Site, Biden yönetiminin Filistin’in BM Güvenlik Konseyi'nde tam üyelik kararını geçirmek için yeterli oyu almasını engellemeye çalıştığını ve böylece veto etmek zorunda kalmamak istediğini bildirdi.

BM Güvenlik Konseyi'nin bugün (Perşembe) ilerleyen saatlerde Filistin'e BM'deki mevcut gözlemci statüsü yerine tam üyelik hakkı tanıyacak bir karar tasarısını oylaması bekleniyor.

Şarku’l Avsat’ın Axios’tan aktardığı habere göre Filistin Yönetimi ile ABD arasında son üç yıldır gerilim giderek artıyor. Abbas, ABD yönetiminin Filistin-İsrail çatışmasında iki devletli bir çözüm için bastırmadığına inanıyor.

İsmi açıklanmayan İsrailli bir yetkiliye atıfta bulunan Axios, Filistin’in aralarında Rusya, Çin ve Cezayir'in de bulunduğu sekiz BM Güvenlik Konseyi üyesinin desteğine sahip olduğunu ve kararı geçirmek için dokuz oya ihtiyaç duyduğunu belirtti.

İsrailli yetkili, İngiltere'nin Filistin'in BM üyeliğini öngören karar tasarısına çekimser oy vermesini beklerken, ABD ve İsrail'in Fransa, İsviçre, Japonya, Güney Kore ve Ekvador'a Filistinlileri yeterli çoğunluktan mahrum bırakmak için karar tasarısına karşı oy kullanmaları ya da çekimser kalmaları yönünde baskı yaptığını da sözlerine ekledi.

BM'deki Arap Grubu dün (çarşamba), BM Güvenlik Konseyi üyesi ülkelere Filistin'in tam üyelik başvurusunu engellememeleri çağrısında bulunarak konseyin ‘uluslararası toplumun çağrısına kulak vermesini’ ve gecikmeksizin söz konusu kararı onaylamasını istedi.

Arap Grubu yaptığı açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'nin Filistin'in üyeliğini kabul etmemesi halinde, BM tüzüğü ve uluslararası hukuk ilkelerini uygulama sorumluluğundan kaçmış olacağını vurguladı.


İsrail Gazze’deki tüp bebek merkezini vurdu: 5 bin embriyo yok oldu

Çocuk sahibi olmak için tedavi masraflarını mücevherlerini ve mallarını satarak ödeyen çiftler vardı (Reuters)
Çocuk sahibi olmak için tedavi masraflarını mücevherlerini ve mallarını satarak ödeyen çiftler vardı (Reuters)
TT

İsrail Gazze’deki tüp bebek merkezini vurdu: 5 bin embriyo yok oldu

Çocuk sahibi olmak için tedavi masraflarını mücevherlerini ve mallarını satarak ödeyen çiftler vardı (Reuters)
Çocuk sahibi olmak için tedavi masraflarını mücevherlerini ve mallarını satarak ödeyen çiftler vardı (Reuters)

Kapakları açık haldeki sıvı nitrojen tanklarından birinin dibinde, yok edilen embriyoların olduğu küçük ve renkli cam tüplerle dolu bir sepet vardı.

İsrail, 2023 aralığında Gazze Şeridi’nin en büyük embriyo merkezi olan Al Basma IVF isimli doğum merkezini vurduğunda, şiddetli patlama sonucu embriyo ünitesinin bir köşesinde bulunan ve sıvı nitrojen içeren beş tankın kapakları yerinden söküldü.

Nitrojenin buharlaşmasıyla dolapların içindeki sıcaklık arttı ve 4 binden fazla embriyo ile henüz döllenmemiş bin sperm ve yumurta örneği yok oldu.

Tek seferlik bir patlamaydı, ancak çok büyük bir tahribata yok açtı. İsrail'in yaklaşık 2,3 milyon insanın yaşadığı Gazze Şeridi'ne yönelik altı ayı aşkın bir süredir devam eden askeri operasyonunun görünmeyen bedellerinden sadece biriydi.

5 bin can

Nitrojen tanklarındaki bu embriyolar, çocuk sahibi olmakta sorun yaşayan yüzlerce Filistinli çiftin son umuduydu.

Cambridge mezunu jinekolog ve kadın doğum uzmanı Bahaddin Galayini (73), Al Basma Tüp Bebek Merkezi’ni 1997 yılında kurmuştu. Dr. Galayini, kurucusu olduğu Al Basma Tüp Bebek Merkezi’ni vurulmasıyla ilgili olarak “Bu 5 bin canın ne anlama geldiğini ve ebeveynleri için geçmişte ve gelecekte ne demek olduklarını çok iyi biliyoruz” ifadelerini kullandı.

5th5y
Tek seferlik bir patlamaydı, ancak çok büyük bir tahribata yok açtı ve savaşın görünmeyen bedellerinden sadece biriydi (Reuters)

Merkeze başvuran çiftlerin en az yarısının, artık döllenebilir sperm ya da yumurta üretmeyecek durumda olmalarından dolayı çocuk sahibi olmak için başka bir şansları olmayacağını vurgulayan Dr. Galayini, “Kalbim milyonlarca parçaya bölündü” dedi.

İsrail ordusunun basın ofisi dün Reuters'ın olayla ilgili sorusu üzerine haberlerin araştırıldığı yanıtını verdi.

Tel Aviv, Gazze’de sivil altyapıyı kasıtlı olarak hedef aldığı iddialarını reddederken Gazze’deki tıbbi tesislerde Hamas üyelerini faaliyet gösterdiğini iddia ediyor.

Dayanılmaz

Saba Caferavi için üç yıl süren tüp bebek tedavisi aynı zamanda zorlu bir psikolojik sınavdı. Yumurtalıklarından örnek alma süreci acı vericiydi ve hormon iğnelerinin güçlü yan etkileri olmuştu. İki kez tekrarlanan başarısız gebe kalma girişiminin neden olduğu keder ise dayanılmazdı.

Saba (32) ve eşi, doğal yollardan çocuk sahibi olamadıkları için Gazze Şeridi'nde yaygın olarak başvurulan tüp bebek tedavisini denemeye karar verdiler.

Filistin Merkezi İstatistik Bürosu'nun (PCBS) verilerine göre Gazze'de genellikle büyük aileler bulunuyor ve nüfusun neredeyse yarısını 18 yaşın altındakiler oluşturuyor. Aynı veriler, Gazze’deki doğurganlık oranının kadın başına 3,38 gibi yüksek bir seviyede olduğunu gösterirken, İngiltere'de bu oran 1,63’tür.

Gazze Şeridi'ndeki yoksulluğa ve tüm imkansızlıklara rağmen gebe kalmakta zorlanan çiftlerin tüp bebek tedavisine başvurduklarını söyleyen Dr. Galayini, çiftlerin çocuk sahibi olabilmek için televizyon gibi ev eşyalarını ya da mücevherlerini satarak tedavi masraflarını karşıladıklarını belirtti.

Gazze Şeridi'nde en az dokuz klinikte, tüp bebek (IVF) tedavisi uygulanıyor. Kadından alınan yumurtalar ve erkekten alınan spermler bu merkezlerde döllendirilerek kadınların doğuma uygun hale gelecekleri zamana kadar donduruluyorlar. Gazze'deki dondurulmuş embriyoların çoğu Al Basma Tip Bebek Merkezi'nde saklanıyordu.

Sevincim kursağımda kaldı

Geçtiğimiz yıl eylül ayında ilk başarılı tüp bebek denemesinde gebeliği başlayan Saba, “7 Ekim saldırısında duyduğum haberlere inanamadım” dedi.

Hamas, Saba’nın ilk ultrasonundan iki gün önce İsrail’e karşı Aksa Tufanı Operasyonu’nu gerçekleştirdi ve İsrail istatistiklerine göre saldırı sonucunda bin 200 kişi öldü, 253 kişi rehin alındı.

Hamas'ı yok etmeye ant içen İsrail'in Gazze'ye başlattığı geniş çaplı saldırıda ise Gazze'deki sağlık yetkililerine göre 33 binden fazla Filistinli öldürüldü.

Saba endişeliydi ve hamileliğine ve bebeğine bir şey olmasından korkuyordu.

sdergth
İsrail ordusunun basın ofisi olayla ilgili soruya haberlerin araştırıldığı yanıtını verdi (Reuters)

Saba, ultrasona giremezken Dr. Galayini, Saba için beş embriyonun daha saklandığı kliniğini kapatmak zorunda kaldı.

İsrail saldırıları yoğunlaştıkça, merkezdeki uzmanlardan Muhammed Acur, bu beş embriyonun saklandığı tanktaki sıvı nitrojen seviyeleri konusunda endişelenmeye başladı. Her bir tanktaki sıcaklığı eksi 180 santigrat derecenin altında tutmak için tankların her ay yeniden nitrojenle doldurulması gerekiyor. Bununla birlikte tanklar elektriksiz çalışıyor.

Dinlenmesi gerekiyordu, ama..

Fakat savaşın patlak vermesinin ardından Acur, sadece bir parti sıvı nitrojen satın alabildi. Çünkü İsrail, Gazze'ye sağlanan elektriği ve giren yakıtı kesti. Tedarikçilerin çoğu iflas etti.

İsrail tankları geçtiğimiz ekim ayı sonlarında Gazze'ye girdiğinde, askerler tüp bebek merkezinin çevresindeki sokakları kapattı. Bu yüzden Acur, embriyoların saklandığı tankları incelemeye gitmesi tehlikeli bir hal aldı.

fergth
Çocuk sahibi olmakta zorlanan çiftler, Gazze’deki yoksulluğa ve imkansızlıklara rağmen tüp bebek tedavisine başvuruyorlar (Reuters)

Saba son derece hassas olan gebeliğini koruyabilmek için dinlenmesi gerektiğini biliyordu ama güvenli hiçbir yer yoktu. Bir binanın altıncı katında olan evine çıkmak için merdivenleri kullanması gerekiyordu, çünkü elektrik kesintisi nedeniyle asansör çalışmıyordu. Yandaki binayı yerle bir eden bir bombanın patlaması sonucu dairesinin camlarını kırılan Saba, yiyecek ve su bulmakta da zorlanıyordu.

Saba’nın dinlenmesi gerekiyordu, ama o kadar endişeli ve korkmuş hissediyordu ki bebeğini kaybedeceğine dair belirtiler görülmeye başladı.

Eşiyle birlikte evlerini terk edip güneye, Han Yunus’a gitmek zorunda kalan Saba'nın küçük bir kanama geçirdi, fakat korkulan olmadı.

Ardından eşiyle birlikte 12 Kasım'da Mısır'a geçen Saba, başkent Kahire'deki bir tıp merkezinde ultrasona girdi. Çift burada ikiz bebekleri olacağını öğrendi. Ancak birkaç gün sonra Saba, sancılandı. Ardından kanaması olan Saba, karnında ani bir kayma hissiyle hastaneye gitti. Ne yazık ki düşük çoktan başlamıştı. Saba, “Şu an bile hastanedeki çığlıklarımın ve ağlamalarımın sesi kulaklarımda. Bebeklerimin acısı dinmedi” ifadelerini kullandı.

Saba, savaşın tüm hızıyla devam ettiği Gazze’ye dönmek, dondurulmuş embriyolarını almak ve tekrar tüp bebek tedavisini denemek istiyordu, ama artık çok geçti.

Bir İsrail füzesinin hedef aldığı merkezin zemin kattaki embriyo laboratuvarının havaya uçtuğunu söyleyen Dr. Galayini, laboratuvarın kasıtlı olarak hedef alınıp alınmadığı bilinmediğini, ancak merkezdeki tüm embriyoların kaybedildiğini belirterek “Tek bir füzeyle 5 bin cana kıyıldı” dedi.

Bölgeden haber yapan bir Reuters muhabiri, tüp bebek merkezinin halen enkaz halinde ve İsrail saldırısı sonucu tahrip olmuş laboratuvar malzemeleriyle dolu olduğunu, molozlar arasında kapakları açık halde sıvı nitrojen tankları gördüğünü aktardı. Muhabir, tanklardan birinin dibinde, yok edilen embriyoların olduğu küçük ve renkli cam tüplerle dolu bir sepetin olduğunu da sözlerine ekledi.


Estonya Başbakanı İsrail'e yardım konusunda şu soruyu sordu: Batı Ukrayna'yı neden desteklemedi?

Estonya Başbakanı Kaja Kallas (EPA)
Estonya Başbakanı Kaja Kallas (EPA)
TT

Estonya Başbakanı İsrail'e yardım konusunda şu soruyu sordu: Batı Ukrayna'yı neden desteklemedi?

Estonya Başbakanı Kaja Kallas (EPA)
Estonya Başbakanı Kaja Kallas (EPA)

Estonya Başbakanı Kaja Kallas dün (Çarşamba) Avrupa Birliği (AB) liderlerinin katıldığı bir toplantıda, Batılı güçlerin İran'ın insansız hava araçları (İHA) ve füzelerle gerçekleştirdiği saldırıyı püskürtmek için İsrail'e yardım ederken Ukrayna'ya neden yardım etmediklerini sordu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre Brüksel'de düzenlenen Avrupalı liderler zirvesinin açılışından önce gazetecilere konuşan Kallas, Ortadoğu'da geçen hafta sonu yaşanan gelişmelerle AB'nin yanı başındaki iki yıllık çatışma arasında bir paralellik kurdu.

Kiev'in savaş çabalarına Avrupa'nın desteğini arttırmak için bir kampanyaya öncülük eden ve Kremlin'in açık sözlü bir eleştirmeni olan Kallas, “İran'ın İsrail'e saldırısını püskürtmek için farklı ülkeler arasındaki iş birliğine baktığımızda, bu daha fazlasını yapabileceğimizi gösteriyor” dedi.

Kallas, “Saldırıları önleyebilmesi için Ukrayna'ya benzer şekilde hava savunması sağlayabiliriz” ifadesini kullandı.

Tahran, 1 Nisan'da Şam'daki konsolosluğuna yapılan saldırıya karşılık olarak İsrail’e 300'den fazla İHA ve füze fırlattı.

İran saldırısı, ABD, İngiltere, Fransa ve Ürdün güçleri tarafından desteklenen İsrail hava savunma sistemleri tarafından engellenmesinin ardından çok sınırlı hasar ve kayıpla sonuçlandı.

Saldırının ardından Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy müttefiklerine İsrail için gösterdikleri ‘birlikteliği’ Ukrayna için de göstermeleri çağrısında bulundu. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba ise Kiev'in hava saldırılarına karşı aynı korumadan yararlanmasını önerdi.

Rus güçlerinin Ukrayna'ya karşı kullandığı İran yapımı Şahid İHA’lara atıfta bulunan Kallas, “İsrail’e fırlatılan İHA’lar, gece gündüz Ukrayna'ya saldıran İHA’ların aynısı. Eğer aynı müttefikler onları İsrail’de yok edebiliyorsa, Ukrayna'da da yok edebilir. Bu, iş birliği yapabileceğimizi ve bunu başarabileceğimizi gösteriyor” ifadelerini kullandı.