Afrika, 2021’i iç savaş korkusu ve yayılan terörizm ile karşılıyor

Afrika, 2021’i iç savaş korkusu ve yayılan terörizm ile karşılıyor
TT

Afrika, 2021’i iç savaş korkusu ve yayılan terörizm ile karşılıyor

Afrika, 2021’i iç savaş korkusu ve yayılan terörizm ile karşılıyor

Afrika 2021’e silahlı çatışmalardan uzak, güvenli bir Kıta'ya ulaşma hayallerini yıkan geçen yılın acılarıyla giriyor. Öyle ki Kıta çabalarında, 2063 stratejik projeksiyonu olan, ‘2020’ye kadar silahların susturulması’ vizyonunun en önemli hedeflerine ulaşmada başarılı olamadı. Yakın zamanda Güney Afrika’daki Johannesburg şehrinde düzenlenen Afrika Birliği (AfB) devlet ve hükümet başkanlarının 14’üncü olağanüstü zirvesi, ‘silahları susturma’ girişimini 10 yıl daha uzatmaya karar verdi.
Gözlemcilerin ‘dünyanın en kanlı’ olarak nitelendirdiği terör gruplarına ve eylemlerine tanık olduğu 12 ayın ardından Kıta, terör gruplarının faaliyetlerini genişletme ve artırma beklentilerinin ortasında kalkınma ve güvenlik hayallerini engelleyen yeni bir siyasi ve güvenlik krizleri yılına giriyor. Söz konusu eylemlerin yeni yılda da devam edeceğini belirten gözlemcilere göre terör grupları, ‘varlıklarını artırmak ve Afrika'da daha fazla destekçiyi harekete geçirmek için’ birçok ülkedeki siyasi faaliyetlerin koşullarından, seçimler yapma ve hükümetleri değiştirme çabalarından yararlandılar. Aynı şekilde Afrika, onlarca yıldır yoksulluktan mustarip olan Kıta'ya daha fazla ekonomik ve sağlık yükü getiren Kovid-19 salgınıyla mücadeleyi de sürdürüyor. Bu durum, Afrika’daki ölüm ve vaka sayılarıyla ilgili açıklanan verilere ise yansıtılmıyor.
Kovid-19 salgını, Afrika’daki sıtma, ebola ve diğer salgın hastalıkların olduğu listede yeni bir isimden başka bir şey değil. Kahire Üniversitesi’nde Afrika Araştırma Merkezi Direktörü Dr. Eymen Şabane, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada belki de bu yüzden virüs bulaşanların sayısı açısından Kıta'nın daha iyi bir durumda olduğunu söyledi. Dr. Şabane, Afrika’nın salgın hastalıklarla mücadele etmeye adeta alıştığına dikkat çekti.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tahminlerine göre Afrika’da Kovid-19 ile enfekte olan kişi sayısı 2 milyona yakın. Uzmanlar ve gözlemciler bu sayının bir milyardan fazla insanın yaşadığı Kıta'da çok daha yüksek olduğu görüşündeler. Sahra Altı Afrika bölgeleri salgının etkileri nedeniyle 25 yıldır ilk kez ekonomik durgunluk yaşıyor. Dünya Bankası’na göre Sahra Altı Afrika’daki ekonomik büyümenin 2020’de yüzde 3,3 oranında düşmesi bekleniyor. Bu durum Kıta'da 115 milyar dolar olarak tahmin edilen kayıplara neden olacak. Yaklaşık 40 milyon insanı aşırı yoksulluğa itecek ve okulların kapatılması nedeniyle 253 milyon öğrencinin eğitimini sekteye uğrayacak.

Yeni seçimler
Afrika Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü tarafından yayınlanan ‘Güvenlik ve Barış Konseyi’ raporuna göre seçim yılı olarak nitelendirilen 2020’nin ardından Kıta'nın 2021 yılında dokuz başkanlık oylamasına sahne olması bekleniyor. 2020 yılında adaylara yönelik halk protestolarıyla eş zamanlı olarak bazı Afrika ülkelerinde parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleşti. Osman Gazal geçen mart ayında Komorlar’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde dördüncü dönemini kazanmayı başarırken Devlet Başkanı Paul Biya da Kamerun’da iktidara geri döndü. Aynı şekilde Alpha Conde, Gine’de üçüncü, Alassane Ouattara da Fildişi Sahili’nde üçüncü ve Roch Kabore de Burkina Faso’da ikinci dönemi kazanmayı başardı. Benin ve Burundi devletlerindeki seçimlerin yanı sıra Gana’nın mevcut Devlet Başkanı Nana Akufo Addo da ikinci bir dönem daha elde etti.
Adaylara yönelik halk protestolarının gücüne rağmen seçim sonuçları gösterileri yansıtmadı. Hatta bazı ülkeler, daha fazla kontrol sağlamak için Kovid-19 salgınından yararlandılar. (Dr. Hamdi Abdurrahman’ın ‘Qiraat African’ internet sitesinde yayınlanan araştırmasına göre) Seçim süreçleri, Afrika’daki salgının başlıca kurbanlarından biri haline geldiler. Araştırmada şu ifadelere yer verildi:
“Bazı ülkeler, siyasi hedeflere ulaşmak için karantina ve sağlık kapanmaları koşullarından yararlandılar. Bu bağlamda Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Ali seçimleri erteledi. Bu durum daha sonra Tigray bölgesinde devam eden çatışmalara yol açtı. Pandeminin yankılarına yanıt olarak alınan seçmen kaydı ve genel oy kullanma usullerini erteleme veya bunlara müdahale etme kararları, ‘seçimlerin güvenilirliği, siyasi açıdan güven inşa edilmesi ve Kıta genelinde başkanların ve milletvekillerinin zaman sınırlarına uyması’ üzerinde büyük bir etkiye sahip olacak. Seçimler hükümetler tarafından siyasallaştırıldıkça muhalefet grupları yönetimlerin tepkisini eleştirmek için komplo teorilerini kullanmaya devam edecekler.”

Tigrayanlar ve iç savaş korkuları
Afrik terörizme, neden olduğu kurbanlara, yol açtığı güvenlik dengesizliğine ve kargaşaya ek olarak yeni yılda da bir dizi kronik iç silahlı çatışmayı miras aldı. Geçen yıl bazı çatışmaların yenilenmesine, özellikle de Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ile Debretsion Gebremichael başkanlığındaki Tigray bölgesi isyancıları arasında Etiyopya’nın Tigray bölgesindeki çatışmalara tanık olundu.
Gerçekte Etiyopya’nın istikrarını ve etnik grupların bir arada yaşam geleceğini tehdit eden Tigray’daki çatışma, Etiyopya'daki iktidarı kontrol etme arayışındaki tarihsel çatışma mirasının bir uzantısıdır. Öyle ki Etiyopya, en büyüğü yüzde 40 ile Oroma olmak üzere 85 farklı etnik gruptan oluşuyor. Tigrayan Kurtuluş Cephesi’nin de dahil olduğu silahlı hareketler koalisyonunun Mengistu Haile Mariam yönetimini devirme başarısı sonrasında Tigrayanlar, 1991'den 2018'e kadar uzun yıllar boyunca halkın yalnızca yüzde 6’sını oluştursalar da büyük avantajlar elde ettiler. İktidarda önemli pozisyonlar üstlendiler. Ancak Nisan 2018’da Oroma aşiretine mensup Abiy Ahmed’in iktidara gelmesiyle durum değişti. Bilindiği üzere Tigray’daki çatışma, Abiy Ahmed bölgenin kontrolünü ilan edip liderlerini en çok arananlar listesine koyana kadar üç haftadan fazla devam etti.
Bu çatışma bölgenin istikrarı tehdit ediyor. Aralarında müzakere edilen çözüm ve iç savaş da olmak üzere durumun çözümü için birkaç olası ‘senaryo’ mevcut. Ancak Dr. Şabane, Kızıldeniz rotasını kontrol eden Afrika Boynuzu’ndaki koşulların infilak etmesinin sonuçlarına tahammül göstermeyecek olan uluslararası toplumun müzakere senaryolarına öncelik verme olasılığına dikkat çekti. Aynı şekilde Dr. Abdurrahman da Afrika’nın Başkan Donald Trump yönetiminin öncelikleri listesine girmesi sonrasında başkan seçilen Joe Biden’in, ABD ve Afrika arasındaki ilişkileri yeniden canlandırmasını bekliyor.

Nadha Barajı meselesi
‘Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’ tarafından 2021 beklentilerine ilişkin yayınlanan bir araştırmaya göre Etiyopya’nın krizleri, içteki etnik çatışmalarla sınırlı değil. Nahda (Rönesans) Barajı konusundaki anlaşmazlık halen devam ediyor. Bu durum gelecekte Kıta'daki bölgesel gerginlikleri daha da şiddetlendirme tehdidi oluşturuyor. Araştırmada şu ifadeler kullanıldı:
“Nahda Barajı, hızlı bir çözüm için net bir ufuk olmadan müzakerelerin sürdüğü dönedme Etiyopya'nın inatçı bir yaklaşım benimsemeyi sürdürmesi ilişkiler açısından gerilim kaynağıdır.
Etiyopya, kalkınmayı sağlamak amacıyla Nil’in ana kolu üzerine baraj inşa etmeye devam ediyor. Mısır ise bu durumu tehdit olarak görürken barajın, tarım ve içme suyu başlıklarında yüzde 90 bağımlı olduğu Nil suyundaki payını yılda yaklaşık 55 milyarküp etkilemesinden endişe ediyor.
2020 yılı Etiyopya, Mısır ve Sudan’daki yetkililerin karşılıklı açıklamalarına ve suçlamalarına sahne oldu. Mısır, Etiyopya’yı ‘uzlaşmazlık’ ile suçlarken kriz geçen ekim ayında ABD Başkanı Trump’ın yaptığı açıklamanın ardından daha da şiddetlendi. Trump, “Bu çok tehlikeli bir durum. Çünkü Mısır bu şekilde yaşayamayacak. Sonunda barajı havaya uçuracaklar” açıklamasında bulunmuştu. Etiyopya, Trump’ın ifadelerini eleştirerek ABD Büyükelçisi'ni açıklama yapmaya çağırmıştı. 2021 yılında askeri çözümün ciddiyeti ve uygulanma zorluğu göz önüne alındığında, ilgili ülkelerin müzakere masasına geri dönmesi bekleniyor.

Terör hayaleti
Afrika meselelerinde uzman araştırmacı ve ‘Pharos Danışmanlık ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’ Genel Koordinatörü olan Dr. Nermin Tevfik’e göre 2021 yılında Afrika’nın istikrarını tehdit eden sıcak konular arasında ‘hükümetlerin Kovid-19 virüsüyle mücadele etme endişelerini’ sömürmesi ve faaliyetlerini artırması beklenen terör grupları meseleleri de yer alıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan Dr. Tevfik şu değerlendirmelerde bulundu:
“Beklentiler, 2020’nin başlarında Afrika’daki terör saldırılarının virüs nedeniyle azalabileceğine işaret ediyordu. Ancak gerçekler tersini kanıtladı. 2021 yılında da devam etmesi beklenildiği üzere terör grupları birden fazla yerde saldırı düzenlediler.”
ABD Maryland Üniversitesi Terör ve Aşırılıkla Mücadele Merkezi ile iş birliğiyle Avustralya’nın Sidney şehrindeki Ekonomi ve Barış Enstitüsü tarafından Kasım 2020’de yayınlanan 2020 Terörizm Endeksi raporuna göre terörizmden en çok Sahra Altı Afrika ülkeleri etkilenecekler. Bu bölgedeki ölümlerin yaklaşık yüzde 41’i terör örgütü DEAŞ’a atfedilen terör saldırılarında yaşandı. Yeni yılda da Afrika’nın genişleyen coğrafyasında terör faaliyetlerinde artış yaşanması bekleniyor. DEAŞ, iki yıl önce Kuzey Afrika’daki konuşlanmasının ardından Sahra Altı Afrika’da genişlemeye gitti. Bu çerçevede Dr. Tevfik “DEAŞ, Afrika’dan konuşlanmasından daha önce El-Kaide ile nüfuz mücadelesine girdi. Bu, devam etmesi beklenen ve terör saldırılarının gücünü etkileyebilecek bir çatışma olarak görülüyor” değerlendirmesinde bulundu.
Tevfik, “DEAŞ ve El-Kaide’nin yanı sıra Boko Haram da 2014’te DEAŞ’a bağlılığını ilan eden, Kıta'daki en etkili terörist harekettir” ifadelerini kullandı. Boko Haram hareketi, Nijerya’da hükümetle iletişim kurmakla suçladığı 43 çiftçinin katledildiği ‘yılın en acı” eylemi de dahil olmak üzere çok sayıda terör saldırısı gerçekleştirdi. Geçen mart ayında Kıta'nın kuzeydoğusundaki Mozambik, Cabo Delgado Bölgesi’ndeki Mocimboa da Praia şehrinin silahlı bir grup tarafından ele geçirilmesinin ardından yaklaşık 30 kişinin ölümüne yol açan bir terör olayına tanık oldu.
Kıta'da terörizmle mücadeleye yönelik uluslararası ve yerel çabalara rağmen terör, ister Kovid-19 ile mücadele isterse seçimler olsun siyasi ve ekonomik olaylardan yararlanarak genişliyor ve daha tehlikeli bir hale geliyor. Tevfik’e göre terör grupları, gençleri kendilerine çekmek için dışarıdaki siyasi olaylardan ve Filistin davasındaki gelişmelerden de faydalanıyor.
Somali ve Cibuti de ABD güçlerinin ülkeden çekilmesinin ve terörist Eş-Şebab Hareketi’nin devam eden eylemlerinin ardından, Somali’deki güvenlik açığı ile ilgili endişelerin ortasında yeni seçimlere hazırlanıyorlar.

‘Kırılgan’ siyasi anlaşmalar ve sınır dışı edilen krizler
Libya’da çatışan tarafları arasında geçen ağustos ayında ateşkes anlaşması duyuruldu. Libya Temsilciler Meclisi'nin ülkede yeni bir savaşın patlak verdiğine dair uyarıları ortasında ülke yeni yıla başladı.
Anlaşmanın çatışan taraflar arasında kapsamlı bir ulusal uzlaşı çağrısında bulunan ve ülkeyi gelecek mart ayına kadar cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri yapmaya hazırlayan bir ateşkes sağladığını belirtmekte fayda var.
Anlaşma, uluslararası toplum tarafından destekleniyor. Ancak Kahire Üniversitesi’nde Afrika Araştırma Merkezi Direktörü Dr. Eymen Şabane de dahil olmak üzere bir dizi gözlemci, anlaşmanın bozulmasını bekliyor. Şabane konuya dair şunları söyledi:
“Ateşkes ilan etmek; özellikle de silahsızlanmanın karşı karşıya olduğu ciddi zorluklarda geçici bir ateşkes sağlamayı, zaman kazanmayı, ittifakları pekiştirmeyi, silah biriktirmeyi ve savaşmaya devam etmeyi amaçlayan bir taktiktir.”
Anlaşmaya rağmen Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ve Temsilciler Meclisi arasında halen vizyon farklılıklarının mevcut olması, gelecekle ilgili endişeyi artırıyor. UMH, ateşkesi Sirte ve Sufra’daki silahsızlanma ile ilişkilendiriyor ve her iki taraftaki polis güçlerinin de kendi içlerindeki güvenlik düzenlemeleri konusunda uzlaşı sağladığını savunuyor. Diğer taraftan meclis ise Sirte’nin bir geçiş hükümetinin geçici başkenti olması gerektiğini savunurken çeşitli bölgelerden resmi bir polis gücünün durumu güvence altına alması gerektiğini belirtiyor.
Libya gibi Tunus da yeni yıla artan siyasi gerginlikler ve muhalefetin Tunus Parlamento Başkanı ve Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi’ye ‘bireysel bir yönetim empoze etme ve devlet kurumlarını ortadan kaldırma’ suçlamaları ortasında girdi. Muhalif partiler, hükümete kabine değişikliği yapılması için baskı uyguluyorlar
Tunus ve gelişmekte olan ülkelerin ‘yürütme otoritesini parlamento lehine zayıflatan bir parlamenter sistem hususunda henüz yetkin olmadığını’ göz önünde bulundurursak 2021 yılı, bazılarının başkanlık sisteminin ‘değiştirilmiş bir parlamenter sistem’ ile değiştirilmesi önerisi de dahil olmak üzere yönetimin geleceği konusunda daha fazla tartışmaya neden olabilir. Diğer yandan, gelecek aylarda ulusal ve İslami akımlar ile Habib Burgiba ve Zeynel Abidin bin Ali dönemleri yandaşları arasındaki mücadelenin yeni bir safhaya girmesi bekleniyor.

FOCAC-8 ve Afrika-Çin ilişkilerine bir bakış
2021 yılında, Senegal’in başkenti Dakar’da sekizinci ‘Çin-Afrika İşbirliği Forumu’ (FOCAC) düzenlenecek. FOCAC, üç yılda bir Çin ve Afrika ülkelerinden politikacıları bir araya getiren diplomatik bir konferans niteliğinde. Genel olarak Birleşmiş Milletler’in (BM) yıllık faaliyetlerinden daha fazla Afrikalı lideri kapsıyor.
Bu yıl forum yalnızca Afrika açısından değil, Kıta ülkelerinin ekonomilerine ve altyapısına on yıllar önce girmeyi başaran Çin’in küresel olarak artan rolü nedeniyle de özel bir önem taşıyor. Gözlemciler, Dakar’da düzenlenen sekizinci ‘FOCAC’ forumu sırasında listelenen konuların önceki forumdan farklı olacağı görüşündeler. Çin’in Afrika’daki faaliyetlerinin ABD Başkanı Donald Trump’ın başkanlığı döneminde Washington tarafından ağır eleştirilere maruz kaldığı biliniyor. Bunun yanı sıra ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da Pekin’i Afrika ülkelerine ‘boş vaatler vermekle’ suçladı. Bu nedenle Beyaz Saray’daki yönetim değişikliği ile forumda, yeni başkan olarak seçilen Joe Biden’in önceliklerinin Afrika ve Çin meselelerine nasıl yansıyacağı ele alınacak. Yeni Demokrat yönetimin kışkırtıcı ifadeler kullanmaktan kaçınması beklense de Çin’in Afrika’ya girmesinin ciddiyetinin de farkında olacağı biliniyor. Büyük olasılıkla Washington’ın gelecek politikaları ve tepkileri, Afrika ve Çin taraflarının Dakar’da müzakere edecekleri ana konular arasında yer alacak.



Musk'ın düzenlediği "Biden karşıtı" yemeğe pek çok önemli isim katılmış

Elon Musk nisanda Los Angeles'ta düzenlenen bir etkinliğe katılıyor. Ayrıca geçen ay şehirde "Biden karşıtı" bir yemekli davete ev sahipliği yaptığı bildirildi (AP)
Elon Musk nisanda Los Angeles'ta düzenlenen bir etkinliğe katılıyor. Ayrıca geçen ay şehirde "Biden karşıtı" bir yemekli davete ev sahipliği yaptığı bildirildi (AP)
TT

Musk'ın düzenlediği "Biden karşıtı" yemeğe pek çok önemli isim katılmış

Elon Musk nisanda Los Angeles'ta düzenlenen bir etkinliğe katılıyor. Ayrıca geçen ay şehirde "Biden karşıtı" bir yemekli davete ev sahipliği yaptığı bildirildi (AP)
Elon Musk nisanda Los Angeles'ta düzenlenen bir etkinliğe katılıyor. Ayrıca geçen ay şehirde "Biden karşıtı" bir yemekli davete ev sahipliği yaptığı bildirildi (AP)

Elon Musk geçen ay davet listesinde dünyanın en zengin ve en güçlülerinden bazılarının yer aldığı "Joe Biden karşıtı" bir yemekli davete ev sahipliği yaptı.

Bu yemeği ilk haberleştiren Puck'a göre girişimci ve yatırımcı David Sacks, nisanda ABD'nin Kaliforniya eyaletindeki Hollywood Hills'taki malikanesinde bu elit toplantıya ortak ev sahipliği yaptı. Bir kaynak, yemekli davetteki sohbetin büyük ölçüde Demokratları yenmek için nasıl para toplanacağı etrafında döndüğünü belirtti. 

Bu toplantı Puck tarafından "Biden karşıtı" diye nitelendirildi ancak özellikle eski Başkan ve Cumhuriyetçilerin muhtemel adayı Donald Trump'ı desteklemek amacıyla yapılmadı. Aslında Sacks, 2021 Ocak'ta yayımlanan bir podcast'te Trump'ın 6 Ocak'taki eylemlerinin kendisini "ulusal düzeyde yeniden aday olmaktan diskalifiye ettiğini" söylemişti.

Konuk listesinde Peter Thiel, Rupert Murdoch, Michael Milken ve Travis Kalanick'in yer aldığı bildirildi.

Puck'ın haberine göre göç, yemeğin gündem konusu oldu. 

Dünyadaki en zengin ikinci kişi Musk'ın son yıllarda siyasete ilgisi arttı ve sık sık dünya liderleriyle birlikte görüldü. Musk, eski adı Twitter olan sosyal medya platformu X'te bir dizi siyasi görüşünü kamuoyuyla paylaştı.

Musk, kasımdaki ABD başkanlık seçimi için henüz bir adayı desteklemedi. Milyarder, martta yaptığı açıklamada ne Biden ne de Trump'ın kampanyalarına bağış yapmayı planladığını söylemişti. 

Ancak SpaceX'in kurucusu 2020'de oyunu Biden'a verdiğini söylemişti. Ocak ayında sosyal medya ağı X'te şöyle yazmıştı:

Kendimi bu kez Biden'a oy verirken göremiyorum.

Musk, Biden'ın göç politikasını açıkça eleştirmiş ve İç Güvenlik Bakanı Alejandro Mayorkas'ın "yasaları kasten çiğnediği ve yasadışı göçü tüm tarihsel emsallerin ötesinde devasa ölçüde artırdığı için" görevden alınması çağrısında bulunmuştu.

Aynı zamanda X'te "ifade özgürlüğünü" açıkça savunan Musk, Başkan'ın eski baş tıbbi danışmanı Anthony Fauci'den duyduğu hoşnutsuzluğu şöyle dile getirmişti:

Zamirlerim Yargılansın/Fauci.

Musk ayrıca Trump'ı da eleştiriyor. Tesla milyarderi, ABD'nin Paris İklim Anlaşması'ndan çekilmesinin ardından Haziran 2017'de Trump'ın oluşturduğu danışma konseylerindeki görevlerinden istifa etmişti. 

Temmuz 2022'de Trump, milyarderi "saçmalıklarıyla ünlü biri" diye nitelendirerek yerden yere vurması üzerine Musk şöyle bir yanıt vermişti:

Adamdan nefret etmiyorum ama Trump'ın ununu eleyip eleğini asarak emekli olmasının zamanı geldi.

Yemeğe katılan diğer konuklar da eskiden Trump'a yakından bağlantılı isimlerdi.

Trump'ın affettiği finansçı Michael Milken, Trump yönetiminin hazine bakanı Steven Mnuchin'le birlikte yemeğe katıldı.

Fox News'un sahibi News Corp'un eski başkanı olan medya patronu Rupert Murdoch, Trump'ın ekonomik danışma konseyinin bir dönem üyesi olan eski Uber CEO'su Travis Kalanick, PayPal'ın kurucu ortağı ve 2016'da Trump'ı destekleyen Peter Thiel de davette yer aldı. 

The Independent; Musk, Sack, Thiel, Murdoch, Milken ve Kalanick'in temsilcileriyle temasa geçti ancak henüz yanıt alamadı. 
Independent Türkçe


ABD'nin Gazze'deki iskelesi bitse de yardım gecikebilir

Yardım limanı, ABD ordusu ve müttefiklerinin inşa ettiği karmaşık bir sistem (ABD Ordusu Merkez Komutanlığı)
Yardım limanı, ABD ordusu ve müttefiklerinin inşa ettiği karmaşık bir sistem (ABD Ordusu Merkez Komutanlığı)
TT

ABD'nin Gazze'deki iskelesi bitse de yardım gecikebilir

Yardım limanı, ABD ordusu ve müttefiklerinin inşa ettiği karmaşık bir sistem (ABD Ordusu Merkez Komutanlığı)
Yardım limanı, ABD ordusu ve müttefiklerinin inşa ettiği karmaşık bir sistem (ABD Ordusu Merkez Komutanlığı)

ABD'nin inşa ettiği geçici liman tesisi büyük ölçüde tamamlansa da insani yardımların Gazze'ye gidişi bölgedeki kötü hava koşulları nedeniyle gecikebilir .

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi İletişim Danışmanı John Kirby perşembe günü, yeni tesis üzerinden Gazze'ye yardım akışının ne zaman başlayabileceği sorulması üzerine gazetecilere, (ABD Savunma Bakanlığı'nın Kıyı Ötesi Ortak Lojistik Operasyonu adını verdiği operasyon kapsamında ABD askerlerinin kurduğu) yardım iskelesinin inşasının neredeyse bittiğini söyledi. Geçici liman Amerikan ordusu ve Ortadoğu'daki diğer müttefikleri için büyük bir proje.

Kirby limanla ilgili olumlu haberlerini bir uyarıyla dengeledi.

"Doğu Akdeniz'de insani yardım malzemelerini almaya başlayabileceğimiz tarihi etkileyebilecek, hava durumuna dair bazı endişeler var" dedi. Emekli bir ABD Deniz Kuvvetleri Tuğamirali olan Kirby, deneyimlerine dayanarak o bölgedeki hava durumunun "öngörülemez olabileceğini" de sözlerine ekledi.

"An itibarıyla hava durumunun diğer her şey kadar önemli bir faktör olduğunu anlıyorum" dedi.

Kirby'nin açıklamaları Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh'in gazetecilere "yüzer iskelenin tamamen inşa edildiğini ve kurulduğunu" söylemesinden sadece bir gün sonra geldi.

Singh, iskeleyi Gazze kıyısına bağlayan "geçidin inşasının devam ettiğini" de sözlerine eklemiş ancak ne zaman tamamen bitebileceğini ayrıntılı olarak belirtmekten kaçınmıştı.

"Teslim tarihinde en başından beri mayıs başında demiştik. Hâlâ bu hedefe ulaşma yolunda olduğumuza inanıyoruz ancak insani yardımın, o ilk kamyonların ne zaman Gazze'ye gireceğine dair kesin bir tarih veremiyorum. Ancak elimizde bir tarih olur olmaz elbette sizi bu konuda bilgilendireceğiz" demişti.

Denizde inşa edilen karmaşık bir sistem olan yüzer platform, İsrail güçlerinin yardım taşıyan kamyonlar için sahile demirlediği bir geçide sahip.

ABD Savunma Bakanlığı inşaatın 25 Nisan'da başladığını duyurmuştu. The Independent yardımların ulaştırılmasıyla ilgili tahminler hakkında daha fazla yorum için bakanlığa ulaştı ancak yanıt alamadı.

Biden, Demokrat Partililer ve partinin seçmenleri arasında ABD Başkanı'nın Netanyahu'nun Gazze'deki eylemlerine verdiği tepkiye yönelik memnuniyetsizliğin artmasının ardından marttaki Ulusa Sesleniş konuşması sırasında yardım iskelesinin inşasını duyurmuştu. Son birkaç günde Amerikan kampüslerinde düzenlenen Filistin yanlısı protestolar insani yardımın bölgeye ne zaman ulaşacağı sorularını daha da yoğunlaştırdı.

İsrail-Hamas savaşı, Hamas teröristlerinin geçen yıl 7 Ekim'de İsrail'i istila ederek çok sayıda kişiyi rehin almasının ardından başlamıştı. Bu rehinelerin bir kısmı iade edilirken, diğerleri hâlâ Filistin topraklarında. Bu hafta Hamas rehinelerden birinin videosunu yayımladı.

İsrail bombardımanı sonrasında Gazze'de çoğu kadın ve çocuk 30 binden fazla kişinin öldüğüne inanılıyor.

Independent Türkçe


Güneş koronasının tüylü yapısı gözler önüne serildi

Güneş koronasının tüylü yapısı gözler önüne serildi
TT

Güneş koronasının tüylü yapısı gözler önüne serildi

Güneş koronasının tüylü yapısı gözler önüne serildi

Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Güneş atmosferinin en dış katmanı koronanın detaylı görüntülerini paylaştı. ESA'yla NASA'nın işbirliğinde görevini sürdüren Solar Orbiter uzay aracının çektiği videoda bu son derece sıcak katmanın tüy benzeri şeylerle kaplı olduğu görülüyor.

ESA dün yaptığı açıklamada videonun Solar Orbiter'ın Ekstrem Ultraviyole Görüntüleme adlı aracıyla geçen yıl 27 Eylül'de çekildiğini belirtti. Görüntüleri kaydettiği sırada uzay aracının Güneş'le arasındaki mesafe, Dünya'nın yıldızıyla mesafesinin yaklaşık üçte biri kadardı. 

Videodaki parlak yerlerin sıcaklığının 1 milyon derece civarında olduğunu açıklayan uzay ajansı, radyasyonu emen soğuk maddelerin bu nedenle daha karanlık göründüğünü ifade etti. 

Şubat 2020'de başlatılan Solar Orbiter görevi kapsamında çekilen video ve fotoğraflar, bilim insanlarına Güneş'e dair yeni bakış açıları kazandırıyor. Son videosunda da koronal yosun denen tüy benzeri yapıların yanı sıra iğne ve koronal yağmurun yeni görüntülerini sundu. 

Yosuna benzediği için bu şekilde adlandırılan koronal yosun, plazmadan meydana geliyor. Bu yosunlar genellikle, Güneş atmosferinde yine plazmadan oluşan kemer benzeri yapıları ifade eden koronal döngülerin dibinde görülüyor. Yıldızın atmosferinin, kromosfer ve korona adlı iki katmanına yayılan koronal yosun, çok sıcak olduğundan pek çok alet tarafından saptanamıyor. 

Solar Orbiter ayrıca iğne veya spikül denen, uzun gaz kulelerini de kaydetti. Kromosfere kadar uzanan iğnelerin boyu 10 bin kilometreye varabiliyor. 

Videoda soğuk maddelerin yükselip daha sonra büyük ölçüde tekrar yere düştüğü "küçük bir patlama" da gözlemleniyor. Öte yandan ESA yaptığı açıklamada, bu küçük patlamanın Dünya'dan büyük olduğunun altını çizdi. 

Koronadaki sıcak plazmanın soğuyup yoğunlaştıktan sonra geri yağmasını ifade eden koronal yağmur da yeni videoda görülüyor. Kütleçekim etkisiyle meydana gelen "soğuk yağmur" 10 bin dereceden daha düşük bir sıcaklığa sahipken, arkasındaki daha parlak kısım olan koronal döngüler yaklaşık 1 milyon derece.

Solar Orbiter'ın yanı sıra NASA'nın Parker Solar Probe ve Solar Dynamics Observatory görevleri de Güneş'i izleyerek görüntüler topluyor. Parker Solar Probe geçen yıl ekimde yıldızın 7,26 milyon kilometre uzağından geçerek Güneş'e en çok yaklaşan araç olmuştu.

Independent Türkçe, Universe Today, ESA, Space


Pakistan'da meydana gelen otobüs kazası: En az 20 kişi öldü, 21 kişi yaralı

Yaralılar ambulansa taşınırken (AP_Arşiv)
Yaralılar ambulansa taşınırken (AP_Arşiv)
TT

Pakistan'da meydana gelen otobüs kazası: En az 20 kişi öldü, 21 kişi yaralı

Yaralılar ambulansa taşınırken (AP_Arşiv)
Yaralılar ambulansa taşınırken (AP_Arşiv)

Pakistan polisi bugün (Cuma) ülkenin kuzeyinde meydana gelen trafik kazasında en az 20 kişinin öldüğünü duyurdu.

Kaza yapan otobüs, başkent İslamabad ile yakınlarındaki Ravalpindi arasında sefer yapıyordu.

Kaza yerine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Chilas kasabasın polis yetkilisi Azmat Shah, "Kazada 20 kişinin öldüğünü, 21 kişinin de yaralandığını" söyledi.

Azmat Shah, AFP’ye yaptığı açıklamada, sürücünün virajda otobüsün kontrolünü kaybettiğini ve otobüsün İndus Nehri vadisine düştüğünü belirtti.

Polis yetkilisi, yaralılardan beşinin durumunun kritik olduğunu söyledi.

Pakistan, otoyolların kötü durumu, trafik kurallarına uyulmaması ve sürücülerin dikkatsiz nedeniyle meydana gelen trafik kazalarında yüksek ölüm oranları kaydediyor.

Ülkede otobüsler çoğunlukla maksimum kapasiteye kadar dolduruluyor ve emniyet kemeri takma kuralına uyulmuyor.


ABD Savunma Bakanı: Hamas'ın güçlerimize saldırmayı planladığına dair hiçbir belirti yok

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin (AFP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin (AFP)
TT

ABD Savunma Bakanı: Hamas'ın güçlerimize saldırmayı planladığına dair hiçbir belirti yok

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin (AFP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin (AFP)

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Perşembe günü yaptığı açıklamada, Filistin İslami Direniş Hareketi'nin (Hamas) Gazze'deki ABD kuvvetlerine herhangi bir saldırı planladığına dair herhangi bir belirti görmediğini ancak ordunun güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri alıdığını söyledi.

Austin basın toplantısında "Bu bilgiyi istihbaratla yetkilileri görüşüyorum. Ancak şu anda böyle bir niyetin olduğuna dair herhangi bir belirti göremiyorum. Ancak burası bir savaş bölgesi ve pek çok şey olabilir" dedi.

Beyaz Saray ulusal güvenlik sözcüsü John Kirby Perşembe günü yaptığı açıklamada, ABD ordusu tarafından Gazze'ye insani yardım akışını hızlandırmak amacıyla inşa edilen deniz iskelesinin, hazırlıkları engelleyen kötü hava koşullarına rağmen birkaç gün içinde faaliyete geçeceğini söyledi.

İsrailli yerleşimcilerin Ürdün'den gelen bir sevkiyata saldırmasının ardından ABD, hem İsrail'e hem de Hamas'a Gazze'deki sivillere yönelik yardımın kesintiye uğramamasını sağlama çağrısında bulundu.


İsrail'in Philadelphia Koridoru’nu işgal planı

Mısır'ı Gazze Şeridi'nden ayıran tampon bölge olan Philadelphia Koridoru'na paralel bir yolda devriye gezen askerler, 19 Mart 2007. (Arşiv - AFP)
Mısır'ı Gazze Şeridi'nden ayıran tampon bölge olan Philadelphia Koridoru'na paralel bir yolda devriye gezen askerler, 19 Mart 2007. (Arşiv - AFP)
TT

İsrail'in Philadelphia Koridoru’nu işgal planı

Mısır'ı Gazze Şeridi'nden ayıran tampon bölge olan Philadelphia Koridoru'na paralel bir yolda devriye gezen askerler, 19 Mart 2007. (Arşiv - AFP)
Mısır'ı Gazze Şeridi'nden ayıran tampon bölge olan Philadelphia Koridoru'na paralel bir yolda devriye gezen askerler, 19 Mart 2007. (Arşiv - AFP)

Ateşkes anlaşması ve esir değişimi konusunda ‘olumlu işaretlerin’ yayıldığı bir dönemde Tel Aviv'deki güvenlik çevreleri, İsrail ordusunun Refah'a yönelik geniş çaplı işgale alternatif olarak askeri operasyonlar üzerinde düşündüğünü bildirdi.

İsrail medyası güvenilir askeri kaynaklara dayanarak, 1,4 milyondan fazla yerinden edilmiş insana ev sahipliği yapan Refah'ın işgal edilmesine karşı ABD dahil uluslararası muhalefet ve uyarılar ışığında bir alternatif aranması gerektiğini belirtti. En iyi alternatif, Gazze Şeridi ile Mısır’ın Sina bölgesi arasındaki Philadelphia Koridoru ya da İsrail'in 2005'te bölgeden çekilmesinden önceki adıyla Selahaddin Koridoru olarak bilinen sınırın kontrol edilmesidir.

f8l9
Gazze-Mısır sınırındaki Philadelphia Koridoru nedir?

Söz konusu askeri kaynaklar, Mısır'ın kesin bir dille yalanlamasına rağmen aktif tünellerin varlığından emin oldukları için, bu hamlenin amacının Filistin Refah’ı ile Mısır Refah’ı arasındaki yer üstü ya da yer altı geçişlerini engellemek olduğunu vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Ordu Radyosu'ndan aktardığına göre Refah'ta halen düzenli ve organize bir şekilde faaliyet gösteren dört Hamas tugayı bulunuyor. Kuşkusuz bu tugayları dağıtmak aylar alacak. Çünkü İsrail ordusunun şehir içindeki tünel ve yeraltı sığınakları ağını yok etmek için uzun süre çalışması gerekecek.

İsrail Ordu Radyosu’nun raporuna göre, tünel ve yeraltı sığınaklarına önemli ölçüde zarar vermeden Hamas'ın Gazze Şeridi’ndeki komuta ve kontrol zincirini gerçek anlamda etkisiz hale getirmek mümkün değil. İsrail ordusunun kapsamlı ve şiddetli kara harekâtına rağmen, Hamas'ın komuta ve kontrol sistemi, askerlerin çekilmesinin ardından yükselmeye başladı.

Dolayısıyla rapora göre, ‘Refah'ın işgali Hamas'ın yenilgisine yol açmayacak, ancak ilk bakışta İsrail tüm Gazze Şeridi'nin işgalini tamamlamış olacak. Çünkü İsrail ordusu, yedi aylık savaşa rağmen Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerini aynı anda kontrol etmiyor. Ele geçirilen bölgelerde bile Hamas gerilla savaşını sürdürebilir.’

dsf brgt
Mısır ile Gazze Şeridi arasındaki Refah Sınır Kapısı’nda Mısır ordusu askerleri (DPA)

İsrail Ordu Radyosu, sınırın diğer tarafında henüz açıklanamayan bir Mısır hareketliliği olduğunu da bildirdi. İsrail askerleri, son iki hafta içinde Mısır ordusunun Gazze Şeridi sınırında alışılmadık bir şekilde konuşlandığını, zırhlı askerlerin, araçların ve savaş ekipmanlarının çok sayıda göründüğünü gözlemledi.

İsrail Ordu Radyosu’na göre bu, ‘Mısır'ın Refah'ta yerinden edilmiş insan kalabalığının sınıra doğru ilerlemesinden duyduğu korku ya da İsrail işgali ihtimalinden duyulan rahatsızlığın bir ifadesi’ olabilir.

df vbde
Gazze Şeridi'nin kuzeyinden göç eden insanlar geçtiğimiz Ocak ayında Mısır ile Gazze Şeridi arasındaki sınır duvarının yakınında (DPA)

Her iki durumda da Mısır ordu güçleri, 1979 yılında iki ülke arasında imzalanan Camp David Anlaşması’nın güvenlik eklerinde öngörüldüğü üzere, son yıllarda yalnızca Mısır polis güçlerinin bulunduğu bölgelerde konuşlandırılıyor.

İki ülke daha önce, Mısır Sina'da terör örgütleriyle, İsrail ise kaçakçılıkla (silah, uyuşturucu ve insan ticareti) mücadele ederken Camp David Anlaşması’nın ilkelerini karşılıklı mutabakatla ihlal etmişti.

sdcverbt
İsrail askerleri Refah yakınlarında, Gazze Şeridi ile güney sınırındaki bir karakolda askeri teçhizatı kontrol ediyor. (EPA)

İsrail Ordu Radyosu İsrailli subayların, 2012 yılında Filistinli savaşçıların Gazze Şeridi'nden Sina'ya çıktıkları, zırhlı bir aracı ele geçirdikleri ve İsrail'e saldırmak üzere sınırı geçtikleri silahlı operasyona benzer bir senaryo için hazırlık yapıldığını söylediklerini aktardı.

Diğer taraftan İsrail sağının, ordunun Refah'ı işgal etmek için gerçek ve ciddi bir plan hazırladığına inanmadığını ve Başbakan Binyamin Netanyahu'nun bu konuda orduyu takip ettiğini ve söyledikleri her şeyin sadece propaganda ve tehdit amaçlı olduğunu belirtmek gerekir.

efrgth
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Kerem Şalom Sınır Kapısı’nda İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Birleşmiş Milletler (BM) Gazze Kıdemli İnsani Yardım ve Yeniden Yapılanma Koordinatörü Sigrid Kaag ile birlikte yürüyor. (Reuters)

Geçtiğimiz çarşamba günü Gazze Şeridi’ni ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in ülkesinin Refah'a yönelik bir saldırı için henüz ikna edici bir askeri plan almadığını ve böyle bir operasyonun Hamas’ın elindeki esirlere zarar vereceğine inandığı için saldırıya karşı olduğunu açıklaması İsrail sağının kuşkularını pekiştirdi.

Sağcı gazete İsrael Hayom'un dünkü (Perşembe) haberine göre, İsrail'deki siyasi sesler Netanyahu’yu yeterince taviz vermemekle suçlasa da Blinken'ın açıklamaları, esirlerin serbest bırakılması için bir anlaşmaya varılamamasından Hamas'ın sorumlu olduğu konusunda hiçbir şüphe bırakmıyor.

Haberde ayrıca, hükümetin Refah'ı işgal etme ve kalan Hamas tugaylarını dağıtma konusunda tam meşruiyete sahip olduğu ima edildi.


ABD donanmasının Gazze'deki iskelesinin "birkaç gün içinde" açılması bekleniyor

John Kirby (AFP)
John Kirby (AFP)
TT

ABD donanmasının Gazze'deki iskelesinin "birkaç gün içinde" açılması bekleniyor

John Kirby (AFP)
John Kirby (AFP)

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik sözcüsü John Kirbydün (Perşembe) yaptığı açıklamada, ABD ordusunun Gazze'ye insani yardım akışını hızlandırmak amacıyla inşa ettiği deniz iskelesinin, hazırlıkları engelleyen kötü hava koşullarına rağmen birkaç gün içinde açılacağını söyledi.

Kirby bir basın toplantısında: "Hepimiz bunun birkaç gün içinde gerçekleşeceğini umuyoruz" ifadelerini kullandı.


Blinken, Netanyahu'ya yaptığı görüşmede rehineler konusunda anlaşmanın gerekliliğini vurguladı

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken (AP)
TT

Blinken, Netanyahu'ya yaptığı görüşmede rehineler konusunda anlaşmanın gerekliliğini vurguladı

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken (AP)

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, bu hafta başında Tel Aviv'de görüştüğü Başbakan Binyamin Netanyahu ve diğer İsrailli liderlere, rehinelerle ilgili bir anlaşmaya varılması gerektiğini söyledi.

Blinken, anlaşmaya varma ihtimalinin kapanmaya başladığını, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yapılacak büyük bir İsrail saldırısıyla bu ihtimalin muhtemelen tamamen ortadan kalkacağı konusunda uyarıda bulundu.


İsrail'in Şam çevresindeki bir bölgeyi hedef alan saldırısında 8 asker yaralandı

İsrail'in Suriye'ye önceki baskınları (arşivler - Reuters)
İsrail'in Suriye'ye önceki baskınları (arşivler - Reuters)
TT

İsrail'in Şam çevresindeki bir bölgeyi hedef alan saldırısında 8 asker yaralandı

İsrail'in Suriye'ye önceki baskınları (arşivler - Reuters)
İsrail'in Suriye'ye önceki baskınları (arşivler - Reuters)

Bugün Suriyeli bir askeri kaynak, Şam yakınlarındaki bir bölgeye "İsrail saldırısında" 8 askerin yaralandığını söyledi.

Suriye televizyonu dün (Perşembe) adı açıklanmayan bir askeri kaynağın, İsrail'in Golan yönünden hava saldırısı başlattığını ve bunun bazı maddi kayıplara yol açtığını söylediğini aktardı.

Suriye medyası ise İsrail bombardımanının, Suriye topraklarından bir dizi füze fırlatmasının ardından başkent Şam çevresini ve Kuneytra şehrini hedef aldığını bildirdi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), dün akşam (Perşembe) başkent Şam civarında patlamalar meydana geldiğini belirtirek,  patlamaların İsrail bombardımanından kaynaklandığını ileri sürdü.


Ben Gvir, İsrail Genelkurmay Başkanlığı'na yeni atamaların ardından Gallant'ın görevden alınması çağrısında bulundu

Itamar Ben Gvir, Başbakan Binyamin Netanyahu ile Knesset'teki bir oturumda (AP)
Itamar Ben Gvir, Başbakan Binyamin Netanyahu ile Knesset'teki bir oturumda (AP)
TT

Ben Gvir, İsrail Genelkurmay Başkanlığı'na yeni atamaların ardından Gallant'ın görevden alınması çağrısında bulundu

Itamar Ben Gvir, Başbakan Binyamin Netanyahu ile Knesset'teki bir oturumda (AP)
Itamar Ben Gvir, Başbakan Binyamin Netanyahu ile Knesset'teki bir oturumda (AP)

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir, ordu Gazze Şeridi'nde Hamas ve diğer Filistinli gruplara, Lübnan sınırında ise Hizbullah'a karşı savaş yürütürken, Genelkurmay Başkanlığı’na yeni atamaların açıklanmasının ardından Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın görevden alınması çağrısında bulundu.

İsrail Yayın Kurumu, Ben Gvir'in, Gallant'ın Genelkurmay Başkanı ile onayladığı atamaların "halkı tamamen görmezden geldiğini gösterdiğini" söylediğini aktardı.

Ben Gvir, Gallant'ı, Hamas'ın 7 Ekim'de Gazze Şeridi'ndeki mevcut savaşı ateşleyen İsrail yerleşimleri ve kamplarına yönelik saldırısına atıfta bulunarak, "ülkenin tarihindeki en büyük başarısızlığa" neden olmakla suçladı.

Ben Gvir, Gallant'ın "7 Ekim saldırısından sorumlu önde gelen yetkililerden biri" olduğunu, bu nedenle  “İsrail Genelkurmay Başkanlığına yeni atamaları onaylama yetkisi olmadığını” söyledi.