Sudan’da koronavirüsten ölen doktorların sayısı artmaya devam ediyor

Mutasyona uğramış virüs vakaları ve buna yönelik endişeler giderek artıyor

TT

Sudan’da koronavirüsten ölen doktorların sayısı artmaya devam ediyor

Sudan’da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını birçok doktor ve siyasetçi ölümüne neden olurken, Sağlık Bakanlığı son verilere göre son iki günde 326 yeni vaka ve 18 ölü kaydedildiğini duyurdu. Son veriler ile toplam vaka sayısı 23 bin 316’ya yükselirken toplam can kaybı ise bin 468’e yükseldi.
Sağlık sektörü yetkilileri ülkede mutasyona uğramış virüs türü ile enfekte olan vakaların tespit edilmesi durumunda, vaka ve ölü sayılarının yükselmesinden endişe duyuyorlar.
Geçen hafta içerisinde, epidemiyoloji uzmanı bir doktor ve ünlü bir tiyatrocu koronavirüs sebebiyle hayatlarını kaybetti. Ülkede sosyal medya platformları “Cenaze törenlerinin ardından taziyelerin” yapıldığına ilişkin haberler ile doldu. Yas tutan kişilere taziye törenlerinde toplanılmaması çağrısı yapıldı.
Salgının ortaya çıkışından bu yana hayatını kaybeden doktorların sayısı 16’ya yükseldi. Tropikal Tıp Uzmanı Abdulgaffar Abdulrahim ve Epidemiyoloji ve Halk Sağlığı Uzmanı Fatih Zeynalabidin es-Semani virüs sebebiyle hayatını kaybeden son doktorlar olurken, Enformasyon Bakanlığı Sudan tiyatrosunun önde isimlerinden bir olan Abdulhakim el-Tahir’in hayatını kaybettiğini duyurdu.
Eski Başbakan ve siyasi parti lideri Sadık el-Mehdi de virüse yakalandıktan sonra geçtiğimiz günlerde hayatını kaybetmişti.
Sağlık yetkilileri, 30 yıl önceki rejimin sağlık sistemini ihmal etmesinin ardından sistemin zayıflaması sebebiyle, salgınla mücadele için gerekli malzemeleri temin etmekte büyük zorluklarla karşılaşıyorlar. Vakaların çoğu yoğun bakım ünitelerinde yer bulamıyor hatta, sosyal medya platformlarında, kabul edecekleri bir hastane ararken arabalarda hayatlarını kaybeden kişilerin fotoğrafları dolaşıyor.
Sağlık yetkililerinin uyguladığı katı kısıtlamalara rağmen birçok vatandaş sosyal mesafenin kurallarına riayet etmiyor. Yetkililer, halka açık parkların kapatılmasına ve yıl başında düzenlenen konserlerinin yasaklanmasına rağmen vatandaşların Bağımsızlık Günü'nü ve yeni yılı kutlamasına da engel olamadı.
Eğitim ve öğretim yetkilileri ve Sağlık Bakanlığı okulların, özellikle de ilköğretim ve ortaöğretimin son yarıyılda müfredatın ve derslerin tamamlanması için kısmen açılmasını tavsiye ettiler. Karar hala görüşme aşamasında, diğer yandan çoğu devlet ve özel üniversiteleri hala kapalı tutuluyor.
Acil Sağlık Yüksek Komitesi son toplantısında, salgının ikinci dalgasında vaka sayılarının giderek artmasından bu yana yapılan uyarılara rağmen, başkent Hartum'u tamamen veya kısmen kapatma niyeti olduğunu yalanladı. Hartum Havalimanı yetkilileri de hava trafiğinin durdurulacağına yönelik raporları yalandı. Havalimanı sadece, yolculuğa çıkacak kişilerin ve ülkeye gelen kişilerin virüs taşımadığı gösteren tıbbi belgelerinin olmasını zorunlu tutmak ile yetindi.
Vaka sayılarının çoğunluğu Hartum’da yoğunlaşmış olsa da, Sudan'ın merkezindeki el-Cezire eyaleti ve Vad Medeni şehri de ikinci dalgada önemli bir yayılma ile karşı karşıya kaldı. Bu durum, Devlet Güvenlik Komitesi’nin, Eyalet Acil Sağlık Yüksek Komitesi tavsiyesi ile söz konusu şehirlerdeki pazarların ve dükkanların kapatılmasına yönelik karar almasına neden oldu.



Salih Müslim: Dünya Türkiye’nin operasyonlarına için yeşil ışık yakmayacak

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim (Şarku’l Avsat)
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim (Şarku’l Avsat)
TT

Salih Müslim: Dünya Türkiye’nin operasyonlarına için yeşil ışık yakmayacak

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim (Şarku’l Avsat)
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim (Şarku’l Avsat)

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim, Türkiye'nin İsveç'in NATO'ya üyeliğini kabul etmesi karşılığında Kürtlere yönelik operasyonlarının desteklenmesinin de aralarında bulunduğu şartlarını, Kürtlerin bekasına yönelik bir savaş ilanı olarak değerlendirdi. Müslim, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Türkiye, tarafların tarafsızlık politikasını reddetmelerinden ötürü Kürt halkının çektiği sıkıntıları anlayan uluslararası güçlere her türlü baskıyı uyguluyor. Öyle ki Ankara, Kürtlerin bekasına karşı yürüttüğü savaşta, başta NATO olmak üzere tüm güçleri kendi tarafına çekmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.

PYD ile başta İsveç olmak üzere Avrupa ülkeleri arasında herhangi bir düşmanlık olmadığını vurgulayan Müslim, Ankara'nın, Suriye'nin kuzeydoğusunda Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve PYD liderliğindeki askeri güçlerin kontrolü altındaki bölgelere yönelik operasyonlarına yeşil ışık yakılması ihtimalini dışladı.

Müslim, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye'nin Kürtlere yönelik saldırılarının karşılığında müzakerelerden bir şey kazanabileceğini düşünmüyorum. Çünkü Erdoğan, tüm dünyanın onun bombardımanlarına razı olacağına inanıyor, ama beklediğini alamayacak.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg arasında 11 Temmuz’da Litvanya'nın Vilnius kentinde gerçekleşen üçlü görüşme sırasında, Türkiye’nin İsveç'in NATO'ya katılımını onayladığını duyurdu. Müslim, bu kararın Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerine ilişkin beklenen sonuçları hakkında yaptığı değerlendirmede, Özerk Yönetim tecrübesi ve bu bölgelerin 10 yıl önce Suriye yönetiminin kontrolü dışında örgütlenmesi sayesinde Rojava'da (Suriye Kürdistanı) başarılı bir model oluşturduklarını belirterek, “Güçlerimizin disiplini sonucunda, ABD ve Uluslararası Koalisyon güçlerini bizimle askeri ortaklık yapmaya iten halkımızın kazanımlarını savunacağız” dedi.

Kürt halkını hedef alan saldırılara karşı Kürtlerin ulusal birliğinin sağlanmasını isteyen ve tüm Kürt tarafları, Kürt birliğinin önündeki en büyük engel olan partizanlık ve tek taraflı çıkarlardan uzak durmaya çağıran Müslim, “Ulusal birliği sağlamak isteyen Kürt partileri çıkarlarını bir kenara bırakmalı” şeklinde konuştu. Suriyeli siyasetçi, ulusal birliği sağlamaya ve muhalefetteki Kürt Ulusal Konseyi de dahil olmak üzere tüm Kürt taraflarla diyalog kurmaya hazır olduğunu da sözlerine ekledi.

Müslim, Özerk Yönetimin ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki bölgeleri yönetmek için Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile birlikte çalışmak istediklerini, ancak ENKS’nin Türkiye destekli Suriyeli muhalefet koalisyonundaki varlığının buna engel olduğunu söyledi. Müslim, diyalog kapısının bir şeyler yapmak ve bu cesareti göstermek isteyen tüm siyasi güçlere açık olduğunun da altını çizdi.

Türk siyasetine ve Kürtlerle savaş politikasına karşı uyarıda bulunan PYD Eş Başkanı, “Türkiye, Türkiye'deki Kürt şehirlerini ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) topraklarındaki Kürt şehirlerini yakıp yıkıyor. Bunun DEAŞ'ın Rojava bölgelerine yaptıklarından hiçbir farkı yok. Bu politikalar, bir iç ekonomik krizin yansımasıdır” şeklinde konuştu.

PYD’nin resmi internet sitesi üzerinden pazar günü konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Suriye sorununun çözümüne yönelik arabuluculuk çalışmalarında önemli rol oynayan İsveç halkına ve kurumlarına saygı ve takdir ifade edildi. Açıklamada, “Partimiz (PYD), İsveç'in ve halkının çıkarlarına zarar verecek herhangi bir eylemde bulunmamıştır. Türkiye'nin, İsveç'in tüm dünyada demokrasiye destek veren insani duruşunu etkilemek için uyguladığı baskıyı kınıyoruz” denildi.

Türkiye’nin artan operasyonları

Türkiye, geçtiğimiz haziran ayı başlarından bu yana DEAŞ'e karşı savaşında ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon güçleri tarafından desteklenen Özerk Yönetim ve Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki bölgeleri hedef alan hava saldırılarını artırdı.

Geçtiğimiz haziran ayının sonlarında silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile Özerk Yönetimin önde gelen isimlerinin bulunduğu bir araç hedef alındı. Araçta Kamışlı Kantonu Eş Başkanı Yusra Derviş ile yardımcısı Liman Şiveş ve aracı kullanan Fırat Tuma öldü, Kamışlı Kanton Eş Başkanı Gabi Şamun ise ağır yaralandı.