Filistin’de adli suçlardan ölümler 2020’de artış gösterdi

Filistin’de adli suçlardan ölümler 2020’de artış gösterdi
TT

Filistin’de adli suçlardan ölümler 2020’de artış gösterdi

Filistin’de adli suçlardan ölümler 2020’de artış gösterdi

2021 yılı Filistin kamuoyunda tartışmalarla başladı. 2020 yılında çok sayıda Filistinli adi suçlar sebebiyle öldürüldü ya da yaralandı. Bu durum halk arasında endişeye ve öfkeye neden oldu. Birçok vatandaş toplumsal suç işleyen liderlerin, ölüm olaylarında ve diğer saldırılarda İsrail işgaliyle yarış halinde olup olmadıkları konusunu sorguladı.
2020 yılı içerisinde Gazze ve Batı Şeria dışında yaşayan toplam 111 İsrail vatandaşı Filistinli öldürüldü. 2019 yılına göre ölüm sayısında 21 kişilik bir artış gözlemlendi.
Yeni yılın ilk günlerinde ise Filistin’in et-Tire kentinde bir bıçaklanma vakası sonucu Fevaz Daas (56) ile, Cudeydetu’l-Mekr bölgesinde silahlı bir saldırıda Visam Me’mun Rubah (21) olmak üzere, iki kişi hayatını kaybetti.
Ayrıca, Nasıra, Ein Mahil, Tamra, Arraba ve Negev’in Rahat kentinde, yapılan silahlı saldırılar sonucu, ağır ve orta şiddetli olmak üzere 8 kişi yaralandı.
Tüm bu yaralanma olayları, silahların ve bıçakların kullanıldığı iç çatışma ve kavgalarda meydana geldi.
Batı Şeria’daki bazı bölgelerde, özellikle, el-Halil, Beyt Ummar, Bir Nabala kasabası, Battir köyü ve Tulkarim’de, kimisinde silahların kullanıldığı şiddetli çatışmalar yaşandı. Öte yandan Nablus’ta bir polis bıçaklandı. Ancak meydana gelen en tehlikeli olay, Doğu Kudüs’ün bir parçası olarak kabul edilen Kafr Akab’da yaşandı. Söz konusu olayda, aile içi bir tartışma sırasında silahların ateşlenmesi sonucu aynı aileden üç kişi yaşamını yitirdi. Olay sonucu, diş hekimi Dr. İssam Musa el-Recebi, kardeşi Heysem ve yeğeni Adnan Velid el-Recebi hayatını kaybetti. Görgü tanıkları, doktorun tarafları ayırmak ve olayı yatıştırmak için geldiğini, ancak olayın kurbanı olduğunu bildirdi.
Siyasi çevreler, bu tür çatışmaların son elli yıl içinde Batı Şeria’da çok nadir yaşandığını belirterek, bu durumun nasıl yayıldığının belirsiz olduğunu ifade etti.
İnsan Hakları ve Demokrasi Medya Merkezi ŞEMS (Human Rights and Democracy Media Centers SHAMS), cinayet ve şiddet olaylarındaki artış ile iç barışın sağlanması noktasındaki büyük artışın, silahların yaygın olarak kullanılması, şiddet kültürünü besleyen ve onu insanların bilincine yerleştiren aşiretçiliğin artması, caydırıcı yasaların olmaması, hukukun prestij kaybetmesi ve farklı yerlerde suç cephelerinin büyümesine izin veren siyasi bölünmeler sonucu, beklenen bir durum olduğunu söyledi.
Ayrıca bu durumun, ulusal bir stratejinin olmamasının yanı sıra, sosyal, ekonomik ve kültürel çözümler noktasında da bir çalışma yapılmadan, ülke politikasının çözümler ve güvenlik müdahaleleri konularıyla sınırlandırılması sonucu gerçekleştiği belirtildi.
Öte yandan iç barışın bozulması ve sarsıntılı devam eden süreç noktasında yaşananları, sektörler arası kapsamlı ve ulusal planı başlatma noktasında sivil tavsiyelerini göz ardı eden resmi siyasetin başarısızlığı olarak değerlendirdi. 
Şems Merkezi, Batı Şeria’nın tüm bölgelerinde Filistin Güvenlik Kuvvetlerinin erişimini engelleyen siyasi bölünmelerin yeniden gözden geçirilmesi tavsiyesinde bulundu. Özel ve kamusal alanlarda caydırıcılığı sağlama noktasında, bir Filistin ceza kanunu çıkararak yasama sisteminin geliştirilmesi, adalet ve ceza kavramlarının iyice araştırılması gerektiğini belirtti. Başta yargı olmak üzere, güvenlik güçleri ve adalet sektöründeki kolluk kuvvetlerinin suç ve silah takibinde önemli rol oynadığını bildirdi Ayrıca, silah kullanımı, kaçakçılığı ve imalatı ile alakalı suçlar noktasında, daha ağır cezalar verilmesi konusunda önerilerde bulundu.
Ayrıca Merkez, cezasızlık kültürünü pekiştiren ve suçlara kayıtsız kalan aşiretçiliğin çözümlenmesine son verilmesi ve işlenen suçların kanuna tabi tutulması noktasında çağrıda bulundu.
Öte yandan, başta üniversiteler olmak üzere, yüksek okullar, enstitüler ve sosyal eğitim kurumlarının barışı sağlama, toplumsal uyumu yakalama, vatandaşlık, diyalog ve hoşgörü değerlerini yayma ve güçlendirme konusuna vurgu yaptı. Diğer taraftan Merkez, nefretle mücadele eden ve şiddeti reddeden Filistin medyasının söylemini inşa etmede etkinliklerinin artırılması gerekliliğine değindi.



Avrupa’nın en büyük füze üreticisi, Gazze’de çocukların öldürülmesinden kâr elde ediyor

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)
TT

Avrupa’nın en büyük füze üreticisi, Gazze’de çocukların öldürülmesinden kâr elde ediyor

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)

Avrupa'nın en büyük füze üreticisi MBDA, Gazze’de çocukların ölümüne yol açan bombalarda kullanılan parçaları İsrail'e tedarik ediyor.

Guardian ve bağımsız gazetecilik kuruluşu Disclose’la Follow the Money’nin ortak araştırmasında, MBDA’nın ABD’deki fabrikası aracılığıyla İsrail’e GBU-39 bombaları için kanat sistemleri sağladığı tespit edildi. 

MBDA, ABD’nin Alabama eyaletindeki fabrikasında ürettiği “Diamond Back” isimli kanatları, Boeing yapımı GBU-39 bombalarına takılmak üzere temin ediyor. Bu bileşenler, İsrail’e ABD'nin askeri yardımı kapsamında gönderilen binlerce bombada kullanılıyor. 

Fransa merkezli firma, İtalyan Leonardo, Hollandalı Airbus ve Britanyalı BAE Systems’ın ortaklığından oluşuyor. Şirketin gelirleri, Birleşik Krallık’taki MBDA UK aracılığıyla Fransa’daki ana firmaya aktarılıyor. 2024’te MBDA grubu, hissedarlarına toplamda 350 milyon sterlin (yaklaşık 19 trilyon TL) temettü dağıttı.

Analize göre GBU-39 bombaları Gazze’de en az 24 saldırıda kullandı. Bu saldırılarda 100’den fazlası çocuk olmak üzere en az 500 kişi öldürüldü. Saldırıların 16’sında okullar hedef alınırken, diğerlerinde kamplar, evler ve camiler vuruldu. 

Avustralya merkezli Silahlanma Araştırma Hizmetleri’nden (ARES) Trevor Ball, GBU-39 bombalarının okul ve sığınak gibi yerleri vurmak için sıkça kullanıldığını söylüyor. Bunun kanat sistemleri üzerindeki yazılardan ve kuyruk parçalarından tespit edilebildiğini belirtiyor. 

Britanya merkezli Silah Ticaretine Karşı Kampanya (CAAT) grubundan Sam Perlo-Freeman da “MBDA, İsrail’in silahlandırılmasından kâr ediyor” diyor.

MBDA'nın Guardian’a gönderdiği açıklamada, şirketin ABD'deki faaliyetlerini veya İsrail'e satılan ekipmanlara parça tedarikini durdurma planına ilişkin bilgi verilmedi. Açıklamada, “şirketi yasadışı uygulamalara dahil edebilecek faaliyetler yasaktır” dendi.

BAE Systems ve Airbus, MBDA'nın yanıtına ekleme yapmadı. Leonardo, “askeri teçhizat ihracatıyla ilgili ulusal ve uluslararası düzenlemelere her zaman tam olarak uyulduğunu” savundu. Boeing, soruları ABD Dışişleri Bakanlığı’na yönlendirdi, bakanlığın açıklamasında Washington’ın İsrail'in kendini savunma hakkını desteklediği belirtildi. 

Independent Türkçe, Guardian, France 24