Mısır’ın Libya sahnesindeki adımlarının perde arkasında ne var?

Bölgesel pazarlık ve anlaşma yapma arayışındaki Türkiye’yi Trablus’ta zorlu bir sınav bekliyor

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Yunan ve Fransız mevkidaşları ile Libya krizindeki gelişmelerin ele alındığı bir görüşmenin ardından ortak bir basın toplantı düzenledi (AFP)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Yunan ve Fransız mevkidaşları ile Libya krizindeki gelişmelerin ele alındığı bir görüşmenin ardından ortak bir basın toplantı düzenledi (AFP)
TT

Mısır’ın Libya sahnesindeki adımlarının perde arkasında ne var?

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Yunan ve Fransız mevkidaşları ile Libya krizindeki gelişmelerin ele alındığı bir görüşmenin ardından ortak bir basın toplantı düzenledi (AFP)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Yunan ve Fransız mevkidaşları ile Libya krizindeki gelişmelerin ele alındığı bir görüşmenin ardından ortak bir basın toplantı düzenledi (AFP)

Tarık Fehmi
Mısırlı güvenlik birimlerinden bazı yetkililerin ve siyasi isimlerin yer aldığı bir heyetin Libya’nın batısına yaptığı ziyaret pek de sürpriz sayılmazdı. Zira Mısır’ın son dönemde Libya'daki tüm adımlarının hâlihazırda Türkiye için önceliklerini yeniden düzenlemesini ve genel önlemlerden siyasi ve güvenlik önlemlerine geçmesini gerektiren bir endişe kaynağı olmasından dolayı bazılarının düşündüğü gibi beklenmedik bir ziyaret değildi. Mısır'ın, boyutları herkes tarafından anlaşılan mevcut siyasi ve stratejik dengeye zarar vermeden Cufra hattına ve ticaret dosyasında belirttiği ilkelere bağlı kalması, Türkiye’nin genel önlemlerden siyasi ve güvenlik önlemlerine olmak üzere önceliklerini gözden geçmesine neden oldu. Mısırlı heyetin Trablus ziyareti, Mısır'ın Libya'daki gelişmelere yönelik politikasında büyük bir değişikliği değil, daha ziyade siyasi ve stratejik konumunu netleştirmek için verilen bir mesajı temsil ediyor. Mısır verdiği bu mesajlarla, Trablus'la konuşabileceğini, bunun için imkanları olduğunu ve mevcut durumu kalıcı olarak kabul etmediğini belirtmiş oldu.

Çok yönlü hamleler
Mısır’ın doğrudan müdahalesi, ülkede askeri seçeneğin mevcut sorunu çözmeyeceğinin dillendirilmesinin yanı sıra, Libya Ulusal Ordusu’nun (LUO) sorunu askeri olarak çözememesi ve Türkiye'nin müdahalesi ile Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) verdiği desteğin askeri bir başarı elde edememesi çerçevesinde Libya’nın batısındaki arabulucular aracılığıyla değil, Libya denkleminin yeniden dengelenmesiyle sonuçlanacaktır. Bununla birlikte Türk tarafı doğrudan bir yüzleşme istemiyor ve halen paralı askerlere bağımlı durumda. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) 18 ay boyunca Libya’da kalması ve faaliyet göstermesi için çıkarılan tezkerenin yenilenmesi ise Türk tarafının Libya’dan hiç ayrılmayacağı ve stratejik konumlanma arayışında olduğunu teyit ediyor.
Mareşal Hafter’in açıklamaları, Türkiye’nin Libya’daki askeri varlığını vurmaya yönelik tehditleri ve ‘işgalci Türkiye’yi ülkeden çıkarmak’ için yeniden silahlanma fikrini ortaya atması son dönemde tahmin edilenden ve bilinenden farklı bir durum olduğunu ortaya koymaktadır. Hafter, Libya'nın 69. Bağımsızlık Günü yıldönümü vesilesiyle yaptığı konuşmada, “Bugün tüm dünyaya, sömürgecinin gölgesinde barış olmadığını ve Libya topraklarındaki varlığına karşı sağlam bir duruş sergilediğimizi hatırlatıyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Ardından Türkiye’nin Hafter’e yanıtı gecikmedi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, TSK’nın en üst rütbeli komutanlarıyla birlikte Libya’yı ziyaret etti. Bununla birlikte, özellikle Kahire'nin ana taraf olması, BAE'nin bu bağlamdaki doğrudan tutuma sahip olmasından ve daha önce LUO’nun hedefinin özellikle oyunun kurallarını değiştirmek ve BM’nin ateşkese dayalı diyalog ve taahhütler yürütmeye yönelik devam eden girişimleri ışığında yeni kurallar oluşturmak için çalışmak şeklindeki yaklaşımları ile ilgili askeri ve siyasi görüşlerini ifade ettiklerinden kendi kapsamında kalıyor. Fakat muhtemelen 5+5 Libya Ortak Askeri Komite görüşmeleri bu meselenin dışında kalacaktır.
Kahire, yalnızca İçişleri Bakanı Fethi Başağa ve onun yakın çevresi düzeyinde olmayan algılara, vizyonlara ve ilan edilmemiş temaslara değil, aynı zamanda Libya’nın batısındaki tüm taraflarla temaslara sahiptir. Tıpkı daha önce Hurgada toplantıları öncesi ve sonrasında bazı unsurlarla iletişime geçtiğinde olduğu gibi. Bu durum, Mısır'ın özellikle çatışan tarafların daha önce Kahire’de bir araya gelmelerinde doğrudan arabuluculuk rolünü üstlendiğinden iki tarafla da ilişkilerinde gerçek bir itibara sahip olduğunu göstermektedir. Mısır’a göre Libya, Doğu Akdeniz'deki müzakereler, temaslar ve planların yanı sıra Türkiye’nin önemli bölgesel pazarlıklar, anlaşmalar ve düzenlemelerin sonuçlandırılması konusundaki çabaları ve son dönemde Türk siyaset sahnesinde ve basınında Mısır ile müzakereler için adeta lütuf ister bir dille ifade edilen ekonomik çıkarların güvence altına alınması koşuluyla Akdeniz Gaz Forumu'na etkili bir taraf olarak girme arayışı açısından bir bütünün parçasıdır. Mısır da bu duruma iyi planlanmış bir siyasi ve askeri strateji çerçevesinde ihtiyatla yaklaşmaktadır ve LUO’nun Libya'nın batısına yönelik saldırısına ilişkin bazı çekincelerini belirtmiştir.  Kahire'nin geride durmasının ve üslerinden, hamlelerinden ve askerlerinden yaklaşık bin kilometre uzakta olan askeri operasyonun başarısı konusunda şüphelerinin olmasının Türk tarafının Trablus'a girmesi için bir gerekçe oluşturduğu da açıktı.
Mısır’ın Libya’nın batısı ile teması, en nihayetinde Genel İstihbarat (GID) Şefi Tümgeneral Abbas Kamil'in ziyaretinin ve ardından Mısır heyetinin ziyareti, Libya’nın doğusu ve hatta Güney Libya ile devam eden siyasi ve stratejik iletişim bağlamında yeni senaryoları ortaya çıkaracaktır. Mısır, Libya sorununun çözüm yolları, uluslararası eylemler ve Rusya ile Fransa’nın dolaylı varlığı çerçevesinde tüm taraflara askeri değil siyasi seçeneğe hizmet eden, siyasi ve stratejik bir yol inşa edilmesi gerektiğine dair açık ve net bir mesaj gönderiyor. Öte yandan Cezayir ve Tunus olup biteni yakından takip ederken özellikle de Mısır adımının yeniden yaklaşarak ve Mısır'ın Batı Libya ile ilişkisini yönlendirerek komşu ülkelere bölgesel mesajlar iletmesini umuyorlar. Çünkü son aylarda sayıları artan öneriler engellenebilir veya bazı girişimler sona erdirilebilir. Bu da Mısır’ın katılımını etkileyebilir.
Türk tarafının askeri bir politika benimseme ve Libya’nın batısında askeri vesayeti dayatma konusundaki girişimi ile aralarında Müslüman Kardeşlerle ilişkili güçler içinden olanların dahi bulunduğu Libya’nın batısındaki bazı liderlerin ifade ettiği birtakım çekinceleri, olup bitenlerin kurallarını ve düzenlemelerini değiştirebilir. Her iki tarafın mahkûm ve unsur takasında bulunmalarının yanı sıra Petrol Hilali Bölgesi anlaşması ve uluslararası varlığın yeniden gözden geçirilmesi bunun kanıtları olarak görülebilir.
Kahire'nin geçtiğimiz Eylül ayında, UMH’yi destekleyen Libya’nın batı bölgesine yaklaşık iki yıllık aranın ardından ziyaretlerinin yeniden başlaması da dikkat çekicidir.
Kahire, Türkiye’nin baskı kurabileceği kartlar arayan ve temel planı Kahire ile olan biteni paylaşmak için gerçek bir diyalog noktasına ulaşmak olan veya en azından Türk tarafının çıkarlarını koruyan mevcut bir ortam yaratmaya çalışan hamleleri çerçevesinde gelişmeleri takip ediyor ve stratejisini de sakin bir şekilde belirliyor. Özellikle Türkiye-Libya arasında imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası, ortaklık anlaşmalarının sınırlarının çizilmesi ile askeri mevkilerde stratejik yoğunlaşma ve konuşlanma noktalarının belirlenmesi, askeri varlığını teyit etmeyi değil, temelde yerleşik bir üssün olmasını gerektirmeyen kalıcı bir askeri varlık arayışını amaçlamaktadır. Bu da biraz zaman alacaktır. Vatiyye Askeri Üssü’ndeki gelişmeler de buna işaret ediyor. Türk tarafının hareketlerinin sınırlarının gerçekten de kısıtlı ve açık olmadığını anlamasıyla birlikte aslında Kahire'nin Libya'da askeri bir müdahaleye hazır olması ve Temsilciler Meclisi’nin UMH güçlerinin ilerleyişi devam ederse müdahale için Libyalı aşiretlerden alınan yetkiyle yurtdışında silahlı kuvvetlerin konuşlandırılmasına onay vermesinin gösterdiği üzere, Mısır’ın caydırıcı adımı nedeniyle gerçek ve etkili sorunlarla karşılaşacaktır.
Bu aynı zamanda, Mısır'ın dolaylı olarak temas hatlarında Türkiye’nin istediği gibi hareket etmesini engelleyen çizgiler çizmesinden ve özellikle Türkiye’nin Mısır heyetinin ziyaretine verdiği tepkiler iyi olmadığından Kahire'nin girişimi ve Libya denkleminin iki tarafı arasındaki genişletilmiş etkileşimin yönünü yeniden ele geçireceğine dair endişelerinden ötürü Ankara’nın tahminlerini gözden geçireceği düşünülüyor. Bu da Türkiye’nin Libya'daki nüfuzuna ilişkin gerçek sonuçlara yol açacaktır. Bu nedenle üst düzey Libyalı yetkililer, her iki tarafın da mevcut çıkarları ışığında ortak bir zeminde uzlaşı, diyalog ve görüşme yapılması ihtiyacı ile birlikte Mısır’a açık siyasi mesajlar gönderiyorlar.

Son gelişmeler
Tüm bu gelişmelerle doğal olarak Libya dosyasında iş yapma kurallarını değiştirecek ve Mısırlılar, medya kampanyalarından ve Türkiye’nin renkli söylemlerinden uzakta Libyalılarla iletişim için gerçek yollar çizecektir. Aslında Kahire, Libya'nın batısında artık çok sayıda ve doğrudan seçenekler belirliyor. Bu sadece bir ziyaretin yapılması ve siyasi-güvenlik konularının ele alınması ile sona ermeyecektir. Bu nedenle Mısır’ın planı son zamanlarda görüldüğü üzere kapsamlı ve eksiksiz olacaktır. Mısır’ın Trablus Büyükelçiliği yeniden açılacak ve Mısır’ın Tunus Büyükelçiliğine aktarılan çalışmalarına yeniden başlayacak. Mısır'ın Libya topraklarının birliğini savunmaya yönelik her zaman ifade ettiği taahhütleri ve Libya’nın doğusu ile batısı arasındaki mevcut bölünmenin sürmesinin yanı sıra mevcut çatışma durumu, bölgesel çekişmeler, Avrupa ve Rusya’nın Libya ve Doğu Akdeniz hesapları çerçevesinde tüm sahneyi tüm ayrıntılarıyla birlikte Libya’nın doğusuna aktarırken, Mareşal Hafter ve LUO güçleriyle iyi yapılandırılmış Mısır anlaşmalarına yansıtacaktır.
Ateşkesi istikrara kavuşturmaya yönelik düzenlemeler henüz uygulanmadığı, yabancı güçler Libya'yı terk etmediği ve tüm ana yollar açılmadığı için Libya sahnesinde bir sonraki zorluklar bunlar olacaktır. Libya ordusunun yeniden yapılandırılacağına dair hiçbir işaret bulunmuyor. Aralık 2021'de yapılması planlanan seçimlere eşlik edecek olası Başkanlık Konseyi, Başbakan ve geçiş hükümeti üyelerinin adı da henüz açıklanmadı.



İsrail, Refah'a girmeye hazırlanıyor: "Topçular ve zırhlı araçlar konuşlandırıldı"

İsrail ordusunun dün Refah'a düzenlediği bombardımanda büyük bir krater oluştu (AFP)
İsrail ordusunun dün Refah'a düzenlediği bombardımanda büyük bir krater oluştu (AFP)
TT

İsrail, Refah'a girmeye hazırlanıyor: "Topçular ve zırhlı araçlar konuşlandırıldı"

İsrail ordusunun dün Refah'a düzenlediği bombardımanda büyük bir krater oluştu (AFP)
İsrail ordusunun dün Refah'a düzenlediği bombardımanda büyük bir krater oluştu (AFP)

İsrail'in Refah'a operasyon hazırlığı olarak Gazze Şeridi çevresine ilave birlik konuşlandırdığı bildirildi.

İsrailli Ma'ariv gazetesinin dünkü haberinde, İsrail ordusunun Gazze çevresine topçu birlikleri ve zırhlı personel taşıyıcıları yerleştirdiği yazıldı.

Haberde, birliklerin alarm durumuna geçirildiği, Refah operasyonun temel planının Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ve Savunma Bakanı Yoav Gallant tarafından onaylandığı da öne sürüldü.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), iddialarla ilgili yorum yapmayı reddetti. 

IDF'den salı günü yapılan açıklamada, İsrail bombardımanları nedeniyle Gazze'nin kuzeyinden kaçıp Mısır sınırındaki Refah şehrine sığınan sivillerin tahliyesi için 40 bin çadır satın alındığı bildirilmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD başta olmak üzere Batılı müttefiklerin itirazlarına rağmen Refah'a kara harekatı düzenleyeceklerini birçok kez söylemişti. 

ABD Dışişleri Bakanlığı ise İsrail'in kara harekatıyla ilgili henüz kendileriyle bilgi paylaşmadığını aktardı.

Diğer yandan Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman es Sani, dünkü açıklamasında İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes görüşmelerinin tıkandığını söyledi.

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı'nın ardından Katar, ABD ve Mısır ateşkes için arabuluculuk rolünü üstlenmişti.

24 Kasım'da sağlanan ve bir hafta süren ateşkeste 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakılmıştı. IDF'nin verilerine göre Hamas'ın elinde halen yaklaşık 130 rehine var. İsrail ordusu, bunlardan 34'ünün öldüğünü doğrulamıştı.

Ancak ikinci tur ateşkes müzakerelerinden henüz sonuç çıkmadı. Katar lideri, başkent Doha'da yaptığı açıklamada, oynadıkları arabulucu rolünü gözden geçirdiklerini belirterek şu ifadeleri kullandı: 

Ne yazık ki bu arabuluculuğun kötüye kullanıldığını ve dar siyasi çıkarlar uğruna istismar edildiğini gördük. Bu da Katar devletinin, bu rolü kapsamlı şekilde tekrar değerlendireceği anlamına geliyor. Oynadığımız rolü yeniden gözden geçirme ve tarafların bu arabuluculuk faaliyetlerine nasıl katıldığını değerlendirme aşamasındayız.

Es Sani, konuşmasında herhangi bir politikacının adını kullanmadı. Fakat Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC, son dönemde özellikle ABD Kongresi'ndeki bazı isimlerin "ateşkes için Katar'ın Hamas'a yeterli baskıyı uygulamadığını öne sürdüğüne" dikkat çekti. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian, BBC


İsrail savaş uçakları Lübnan'ın doğusundaki Hizbullah altyapısını vurdu

İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan (AFP)
İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan (AFP)
TT

İsrail savaş uçakları Lübnan'ın doğusundaki Hizbullah altyapısını vurdu

İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan (AFP)
İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan (AFP)

İsrail Hava Kuvvetleri dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmaların daha da yoğunlaşabileceği endişesiyle, savaş uçaklarının Lübnan'ın doğusundaki Baalbek'in kuzeyinde Hizbullah'a ait bir altyapıyı vurduğunu duyurdu.

İsrail Hava Kuvvetleri tarafından yapılan açıklamada, “Bu akşam erken saatlerde İsrail savaş uçakları Baalbek'in kuzeyinde, terör örgütünün hava savunma sistemi tarafından kullanılan önemli bir Hizbullah altyapısını vurdu” denildi.

İsrail ordusu dün erken saatlerde, İsrail’in kuzeyinde Hizbullah tarafından üstlenilen ve bir askeri komuta merkezini hedef aldığını söylediği roket ve insansız hava aracı (İHA) saldırısında, altısı ağır olmak üzere 14 askerinin yaralandığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Son saatlerde, Lübnan topraklarından İsrail'in kuzeyindeki Arab el-Aramşe köyüne doğru sınırı geçen bir dizi tanksavar füzesi ve İHA tespit edildi. Altı asker ağır yaralanırken, iki asker orta derecede yaralandı ve geri kalan yaralanmalar hafif olarak tanımlandı.”

Hizbullah dün, salı günü Lübnan'ın güneyindeki iki kasabayı hedef alan İsrail saldırılarında üç savaşçısının öldürülmesine ‘yanıt olarak’ İsrail'in kuzeyindeki bir askeri karargâhı roket ve İHA’larla bombaladığını duyurdu. İsrail Celile Tıp Merkezi saldırıda 18 kişinin yaralandığını bildirdi.


Darfur'da daha geniş çaplı savaşlara hazırlık

Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif şehrinde dün (Çarşamba) bir çuval tahıl taşıyan bir Sudanlı (AFP)
Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif şehrinde dün (Çarşamba) bir çuval tahıl taşıyan bir Sudanlı (AFP)
TT

Darfur'da daha geniş çaplı savaşlara hazırlık

Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif şehrinde dün (Çarşamba) bir çuval tahıl taşıyan bir Sudanlı (AFP)
Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif şehrinde dün (Çarşamba) bir çuval tahıl taşıyan bir Sudanlı (AFP)

Görgü tanıklarına göre Sudan'ın batısındaki Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir kenti çevresinde ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların şiddetlenmesinden endişe ediliyor.

Görgü tanıkları, ordunun el-Faşir'deki askeri üsse silah ve mühimmat sevkiyatı için havadan indirme yaptığını, burada HDK ile çatışmaların yaşandığını ve HDK hesaplarından kara hareketliliğini ve bazı askeri araçların Kuzey Darfur'a hareketini gösteren videolar yayınlandığını bildirdi.

Özellikle el-Faşir kenti uzun süredir Sudan'daki savaştan etkilenmediği ve yardımların dağıtıldığı merkez olduğu için savaş nedeniyle Darfur bölgesindeki eyaletlerde kötüleşen insani krizlere ve açlığın yayılmasına ilişkin uluslararası uyarılar artıyor.

El-Faşir sakinleri salı günü öğleden sonra orduya ait savaş uçaklarının, Mühendisler Birliği'nden teknisyenler olması muhtemel güçlerle birlikte, şehrin yakınlarına ‘kutular taşıyan paraşütler’ bıraktığını bildirdi. Adının açıklanmasını istemeyen bir kent sakini, “Orduya ait savaş uçakları, bazıları paraşütçü, bazıları da askeri teçhizat taşıyan yaklaşık 150 paraşüt indirdi” dedi.

Geçtiğimiz birkaç gün boyunca Sudan ordusu ile el-Faşir'in kuzeyindeki Mellit kentinde tam kontrolü sağladığını duyuran HDK arasında şiddetli çatışmalar yaşandı.

HDK'ye bağlı platformlar, askeri komutanlarından birinin el-Faşir'e yaklaşık 50 kilometre uzaklıktaki Mellit'te bir yönetim kurulduğunu duyurduğu ve hükümet ile silahlı hareketlere bağlı tüm komitelerin feshedilmesi, ana pazarın açılması ve kasaba sakinlerinin güvenliğinin sağlanması yönünde kararlar aldığı bir video yayınladı.


Hizbullah, İsrail-İran gerilimine ayak uyduruyor

Arash insansız hava aracını taşıyan bir İran askeri kamyonu, dün (Çarşamba) Tahran'da düzenlenen Ordu Günü geçit töreni sırasında, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve subayların önünden geçti. (AFP)
Arash insansız hava aracını taşıyan bir İran askeri kamyonu, dün (Çarşamba) Tahran'da düzenlenen Ordu Günü geçit töreni sırasında, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve subayların önünden geçti. (AFP)
TT

Hizbullah, İsrail-İran gerilimine ayak uyduruyor

Arash insansız hava aracını taşıyan bir İran askeri kamyonu, dün (Çarşamba) Tahran'da düzenlenen Ordu Günü geçit töreni sırasında, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve subayların önünden geçti. (AFP)
Arash insansız hava aracını taşıyan bir İran askeri kamyonu, dün (Çarşamba) Tahran'da düzenlenen Ordu Günü geçit töreni sırasında, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve subayların önünden geçti. (AFP)

Hizbullah, İsrail-İran gerilimine, Lübnan'ın güneyinden niteliksel ve benzeri görülmemiş bir askeri hamleyle karşılık verdi. Dün (Çarşamba) sınırın her iki tarafında da askeri operasyonların hızı artarken, İsrail ordusuna göre Hizbullah'ın İsrail'in liderlerine yönelik suikastlarına verdiği karşılık, iki patlayıcı yüklü insansız hava aracı (SİHA) ve iki tanksavar füzesinin Lübnan sınırındaki Arab el-Aramşe köyünde bir ordu karakolu ve bir aracı hedef alması sonucu 18 İsraillinin yaralanmasına yol açtı.

Bu, Hizbullah'ın Lübnan'ın güneyinden ‘Gazze Şeridi’ndeki direnişi desteklemek için’ başlattığı savaştan bu yana İsrail'de bir günde meydana gelen en yüksek yaralanma vakası.

İsrail Hizbullah’a, Baalbek kenti çevresi de dâhil olmak üzere güneydeki birçok kasabayı hedef alan yoğun bombardımanla karşılık verdi.

Yerel medya organları, Lübnan'ın doğusundaki Baalbek şehrinin batısında yer alan İyat Ovası'nı hedef alan üç hava saldırısı düzenlendiğini, ancak herhangi bir can kaybı yaşanmadığını duyurdu.

Şarku!l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İsrail İran'ın son saldırısına karşılık verme kararı alırken, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi dün Ordu Günü münasebetiyle düzenlenen askerî geçit töreninde yaptığı açıklamada “Siyonist rejimin topraklarımıza yönelik herhangi bir saldırısı sert bir karşılıkla cevaplanacaktır” dedi.

Diğer yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İngiliz ve Alman dışişleri bakanlarına, İsrail'in ‘kendini koruma hakkını saklı tuttuğu’ güvencesini verdi.

İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron ise İsrail'in bunu, gerilimi en aza indirecek şekilde yapacağını umduğunu söyledi.

ABD, Avrupa Birliği (AB) ve G7 ülkeleri dün İran'a yönelik yaptırımları sıkılaştırma niyetlerini açıklayarak, İsrail'i sakinleştirmeyi ve İran'ın geçtiğimiz cumartesi günü gerçekleştirdiği saldırılara vereceği tepkiyi frenlemeyi amaçladılar.


ABD, Filistin'in BM'ye tam üyeliği talep edilen karar tasarısını veto etti

ABD, Filistin'in BM'ye tam üyeliği talep edilen karar tasarısını veto etti
TT

ABD, Filistin'in BM'ye tam üyeliği talep edilen karar tasarısını veto etti

ABD, Filistin'in BM'ye tam üyeliği talep edilen karar tasarısını veto etti

ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) Filistin'in BM'ye tam üyeliği istenilen karar tasarısını veto etti.

15 üyeli BMGK'de Cezayir tarafından Filistin'in BM'ye tam üyeliğini talep eden karar tasarısı oylamaya sunuldu.

ABD'nin "hayır" oyu kullandığı tasarı, 12 "evet" ve 2 "çekimser" oy aldı.

İngiltere ve İsviçre "çekimser" kalırken, Rusya, Çin, Fransa, Cezayir, Malta, Ekvator, Guyana, Slovenya, Sierra Leone, Mozambik, Güney Kore ve Japonya "evet" oyu verdi.

Karar tasarısının geçmesi için 5 daimi üyeden hiçbirinin "hayır" oyu kullanmaması ve toplamda 9 "evet" oyu alması gerekiyordu.

Karar tasarısı metninde, "BM Genel Kuruluna Filistin'in tam üye olarak kabul edilmesi tavsiye edilir." ifadesi yer alıyordu.

- Filistin'in üyelik başvurusu

Filistin, 2011'de de BM'ye tam üyelik başvurusu yapmış ancak BMGK'de gereken desteği alamamıştı. Filistin 2012 yılında BM "daimi gözlemci statüsü"ne kavuştu.

Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, 2 Nisan'da yaptığı açıklamada, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e bir mektup göndererek, üyelik başvurularının yeniden ele alınması talebinde bulunmuştu.

Guterres de 3 Nisan'da BMGK'ye mektup yazarak, Filistin'in talebinin gündeme alınması çağrısı yapmıştı.

BMGK ise 8 Nisan'da Filistin'in talebini "Yeni Üyelerin Kabulü Komitesi'ne" iletmişti.

BMGK'ye üyelikle ilgili dönüş yapması gereken Komite, iki toplantının ardından mutabakata varamadığını duyurmuştu.

Bunun ardından Cezayir, Filistin'in üyeliği için karar tasarısını müzakerelere açmıştı.

ABD, BM Güvenlik Konseyi'nde Filistin'in BM'ye tam üyeliği talep edilen karar tasarısını veto etti.


UNICEF: Gazze'de her 10 dakikada bir çocuk ölüyor ya da yaralanıyor

Filistinli bir kadın ve çocuğu, İsrail'in Refah'ta bir evi bombalaması sonucu oluşan yıkımın ortasında duruyor. (Reuters)
Filistinli bir kadın ve çocuğu, İsrail'in Refah'ta bir evi bombalaması sonucu oluşan yıkımın ortasında duruyor. (Reuters)
TT

UNICEF: Gazze'de her 10 dakikada bir çocuk ölüyor ya da yaralanıyor

Filistinli bir kadın ve çocuğu, İsrail'in Refah'ta bir evi bombalaması sonucu oluşan yıkımın ortasında duruyor. (Reuters)
Filistinli bir kadın ve çocuğu, İsrail'in Refah'ta bir evi bombalaması sonucu oluşan yıkımın ortasında duruyor. (Reuters)

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) İcra Direktörü Catherine Russell dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Hamas ile İsrail arasında 7 Ekim'de başlayan savaştan bu yana Gazze Şeridi'nde 13 bin 800'den fazla çocuğun öldürüldüğünü duyurdu.

UNICEF’ten yapılan açıklamaya göre Russell New York'ta yaptığı basın toplantısında, “Binlerce kişi yaralandı ve binlercesi de açlığın eşiğinde” dedi.

Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi (UN Women) de yaptığı ayrı bir açıklamada Gazze'de ‘her 10 dakikada bir çocuğun yaralandığını ya da öldüğünü’ bildirdi.

Açıklamada, savaşın başlamasından bu yana Gazze'de 10 binden fazla kadının öldürüldüğü ve bunlardan altı bininin geride 19 bin yetim çocuk bıraktığı belirtildi.

Kısa bir süre önce Gazze'yi ziyaret eden UNICEF Sözcüsü Tess Ingram, Salı günü Cenevre'de düzenlediği basın toplantısında gördüğü ‘yaralı çocuk sayısı’ karşısında hayrete düştüğünü söyledi.

Ingram, “Sadece hastanelerde değil, sokaklarda, derme çatma barınaklarda, sürekli değişen hayatlarını yaşıyorlar” dedi.


BM Libya Özel Temsilcisi’nin istifasının ardından Libya'daki çatışmanın çözümü ufukta görünmüyor

Libya siyasi sahnesinde çatışma halen sürüyor. (Libya Parlamentosu)
Libya siyasi sahnesinde çatışma halen sürüyor. (Libya Parlamentosu)
TT

BM Libya Özel Temsilcisi’nin istifasının ardından Libya'daki çatışmanın çözümü ufukta görünmüyor

Libya siyasi sahnesinde çatışma halen sürüyor. (Libya Parlamentosu)
Libya siyasi sahnesinde çatışma halen sürüyor. (Libya Parlamentosu)

Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy’nin ani istifası, kendi çıkarlarına hizmet etmek için ülkenin bölünmüşlüğünü sürdürmekle suçladığı rakip taraflar arasındaki uzlaşma çabalarının başarısızlığını yansıtıyor.

18 aydır BM Libya Destek Misyonu’na (UNSMIL) başkanlık eden Senegalli diplomat, Salı günü BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e istifasını sundu.

Bathiliy, 2011 yılında Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinden bu yana kaos, bölünme ve şiddetle boğuşan ülkedeki ana tarafları eleştirdi.

Son aylarda durumun ‘kötüleştiğine’ değinen Bathiliy, ‘mevcut çıkmazdan memnun olan Libyalı liderlerin siyasi irade ve iyi niyet eksikliğini’ eleştirdi.

Kaddafi rejiminin devrilmesinden bu yana kaos içindeki Libya, biri Trablus'ta (batıda) Abdulhamid Dibeybe tarafından yönetilen ve BM tarafından tanınan, diğeri ise doğuda Usame Hammad tarafından yönetilen ve Bingazi'deki kalesi ile Mareşal Halife Hafter tarafından desteklenen iki rakip yürütme otoritesi tarafından yönetiliyor.

cvdfbrt
Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy (AFP)

Libya’da Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin Aralık 2021'de yapılması planlanmıştı, ancak rakip taraflar arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle seçimler süresiz olarak ertelendi. Dolayısıyla ülkedeki siyasi istikrarsızlık süreci uzadı.

“Mevcut liderlerin Libya halkının zararına olacak şekilde hareket etme ve oyalama taktikleriyle statükoyu korumaya yönelik bencilce kararlarına son verilmelidir” diyen Bathiliy, her iki rakip tarafın yabancı destekçilerinin isimlerini vermeden suçlayıcı bir tavır sergiledi.

Büyük Britanya Kraliyet Enstitüsü'nde yardımcı araştırmacı olan Celal Harşavi, Bathiliy'nin ayrılışının şaşırtıcı olmadığını, çünkü birkaç aydır yönettiği sürecin ‘zaten tamamen tükenmiş’ olduğunu söyledi.

Atlantik Konseyi uzmanlarından İmad Badi, Bathiliy'nin görevden ayrılışının ‘Libya'da son yıllarda hâkim olan istikrar görüntüsünün ortadan kalktığı inkâr edilemez bir dönüm noktasında’ gerçekleştiğini söyledi.

Mart ayında Bathiliy’nin siyasi işlerden sorumlu yardımcısı olarak atanan Amerikalı Stephanie Koury geçici olarak onun görevlerini üstlenecek.

Harşavi, Koury'nin ‘geçici bir özel temsilci olarak ortaya çıkmasının muhtemel’ olduğunu ve bunun ‘ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nde Rus vetosuyla karşılaşmadan UNSMIL'i yönetmesine olanak sağlayacak bir düzenleme’ olacağını belirtti.

Badi, Koury'nin pozisyonunun bir özel temsilcinin yokluğunda geçici bir süre için görev yapmasına izin vereceğini, ancak ‘başarabileceklerinin sınırlı olacağını’ söyledi.


İsrail ordusunun Refah'a yönelik saldırısında çoğu kadın ve çocuk 8 Filistinli öldü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail ordusunun Refah'a yönelik saldırısında çoğu kadın ve çocuk 8 Filistinli öldü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine yönelik saldırısında 5'i çocuk, 2'si kadın 8 Filistinli hayatını kaybetti.

Sağlık yetkilileri, AA muhabirine, İsrail ordusunun Refah'ın güneyinde bulunan es-Selam Mahallesi'ndeki tarım arazisi üzerindeki bir barakayı hedef aldığını söyledi.

Yetkililer, İsrail ordusunun saldırısında, Gazze kentinden yerinde edilerek Refah'a gelen Iyad ailesinden 5'i çocuk, 2'si kadın 8 Filistinlinin hayatını kaybettiğini aktardı.

İsrail ordusunun, Refah kentinde bulunan Doğu Mezarlığı çevresindeki el-Behabisa ailesine ait bir evi bombalaması sonucu da çok sayıda Filistinli yaralandı.

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 14 bin 500’ü çocuk, 9 bin 560'ı kadın olmak üzere 33 bin 899 Filistinli öldürüldü, 76 bin 664 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

- Gazze'de yerinden edilen Filistinlilerin son sığınağı Refah

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana sürdürdüğü saldırıları nedeniyle yaklaşık 2,3 milyon nüfuslu Gazze Şeridi'nde 1,9 milyon kişi, yerinden edildi. Bu Filistinlilerin çoğu, İsrail'in daha önce "güvenli bölge" olduğunu iddia ettiği Refah kentine sığındı.

Gazze Şeridi'nin en güneyinde, Mısır sınırında yer alan Refah'ın İsrail saldırılarından önce 280 bin olan nüfusu, halihazırda 5 katından fazla artarak neredeyse 1,5 milyona ulaştı.

İsrail saldırılarından kaçarak, yeterli kalacak yerin bulunmadığı ve altyapının yetersiz kaldığı Refah'a sığınan Filistinlilerin büyük bölümü, derme çatma çadırlardan oluşan kamplarda yaşam mücadelesi veriyor.

İsrail ordusunun sık sık hava saldırıları düzenlediği Refah'a kara saldırısı başlatması halinde sivillerin Gazze Şeridi'nde sığınacak yerinin kalmayacağından endişe ediliyor.


Sudan Dışişleri Bakan Vekili Sadık, görevden alındı

Sudan Kabine İşleri Bakanı ve Başbakan Vekili Osman Hüseyin, Dışişleri Bakan Vekili Büyükelçi Ali es-Sadık (AFP)
Sudan Kabine İşleri Bakanı ve Başbakan Vekili Osman Hüseyin, Dışişleri Bakan Vekili Büyükelçi Ali es-Sadık (AFP)
TT

Sudan Dışişleri Bakan Vekili Sadık, görevden alındı

Sudan Kabine İşleri Bakanı ve Başbakan Vekili Osman Hüseyin, Dışişleri Bakan Vekili Büyükelçi Ali es-Sadık (AFP)
Sudan Kabine İşleri Bakanı ve Başbakan Vekili Osman Hüseyin, Dışişleri Bakan Vekili Büyükelçi Ali es-Sadık (AFP)

Sudan Kabine İşleri Bakanı ve Başbakan Vekili Osman Hüseyin, Dışişleri Bakan Vekili Büyükelçi Ali es-Sadık'ı görevden aldı.

Devlet televizyonundan yapılan açıklamada, Dışişleri Bakanı Vekili Ali es-Sadık'ın görevine son verildiği aktarıldı.

Sadık'ın yerine Bakanlık Müsteşarı Hüseyin Avad getirildi.

Sadık, 21 Ocak 2022'de Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ın 25 Ekim 2021'de sivil hükümetin feshedilmesi dahil aldığı istisnai kararlar sonrası bu göreve getirilmişti.

Aralık 2023'te Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı olarak atanan yeni Bakan Vekili Avad ise Sudan'ın Zambiya ve Uganda büyükelçiliği görevlerini yürütmüştü.

- Sudan'daki savaş

Sudan'da 30 yıl süren Ömer el Beşir iktidarının halk ayaklanmasıyla devrilmesi sonrası, sivillerin katılımıyla oluşturulan hükümete karşı ortak darbe yapan ordu ve HDK arasındaki güç mücadelesi 1 yıldır sürüyor.

Nisan 2023'ün ortasında başlayan ve Sudan'ın 18 eyaletinden 10'unda devam eden savaşta ordu, kuzey ve doğudaki eyaletleri kontrol ederken, HDK, batı ve güney eyaletlerini ele geçirmeyi başarmıştı.

Savaşın bitirilmesi için başlatılan Suudi Arabistan ve ABD arabuluculuğundaki Cidde görüşmeleri, Mısır'ın öncülük ettiği Sudan'a komşu ülkeler barış girişimi, Doğu Afrika'da Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesinin çabaları ve Bahreyn'in başkenti Manama'da yapılan görüşmeler sonuçsuz kalmıştı.

BM'ye göre, dünyanın en büyük yerinden edilme ve açlık krizinin yaşandığı Sudan'daki çatışmalar sonucu 15 binden fazla kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 8,5 milyon kişi yerinden edildi ve 25 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç durumda.


İsrail'in Refah'ın doğusuna yönelik bombardımanında biri kadın, üçü çocuk yedi kişi öldü

İsrail'in Refah'ta bombaladığı yerin yakınındaki Filistinliler (Reuters)
İsrail'in Refah'ta bombaladığı yerin yakınındaki Filistinliler (Reuters)
TT

İsrail'in Refah'ın doğusuna yönelik bombardımanında biri kadın, üçü çocuk yedi kişi öldü

İsrail'in Refah'ta bombaladığı yerin yakınındaki Filistinliler (Reuters)
İsrail'in Refah'ta bombaladığı yerin yakınındaki Filistinliler (Reuters)

Filistin Haber ve Enformasyon Ajansı (WAFA) dün (Çarşamba), İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyinde bulunan Refah'ın doğusundaki bir arazi ve konutu hedef alan bombardımanı sonucu biri kadın, üçü çocuk olmak üzere yedi kişinin öldürüldüğünü bildirdi. Ajans, konutta yerinden edilmiş kişileri barındırdığını belirtti.

Gazze Şeridi Sağlık Bakanlığı ise yaptığı açıklamada, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'nde yürüttüğü savaş sonucu ölen Filistinli sayısının 33 bin 899'a, yaralananların sayısının ise 76 bin 664'e yükseldiğini duyurdu.