Yemen İnsan Hakları Koalisyonu: Taiz’de 73 Husi ihlalini tespit ettihttps://turkish.aawsat.com/home/article/2722676/yemen-i%CC%87nsan-haklar%C4%B1-koalisyonu-taiz%E2%80%99de-73-husi-ihlalini-tespit-etti
Yemen İnsan Hakları Koalisyonu: Taiz’de 73 Husi ihlalini tespit etti
Husi milisler, Yemenli çocukları zorla savaştırıyor (Reuters)
Aden/Şarku’l Avsat
TT
TT
Yemen İnsan Hakları Koalisyonu: Taiz’de 73 Husi ihlalini tespit etti
Husi milisler, Yemenli çocukları zorla savaştırıyor (Reuters)
Yemen İnsan Hakları İhlallerini İzleme Koalisyonu (YCMHRV), Husi milislerinin Taiz vilayetinin üç bölgesinde sivillere, kamu mülklerine ve kurumlara yönelik 73 ihlal ve insanlık suçu işlediğini, 7 hafta içinde belgelediklerini bildirdi.
Kasım ayının başından 19 Aralık’a kadar devam eden İran yanlısı darbeci grubun öldürme, yaralama, kamu mallarına ve 25 kuruma zarar verme noktasında gerçekleştirdiği ihlaller, Salh, el-Kahire ve el-Muzaffer ilçelerini de kapsamakta.
Koalisyon, aralarında 3 yetişkin erkek, 6 çocuk ve 2 yaşlı adamın bulunduğu toplam 11 sivilin öldürüldüğünü tespit ettiğini bildirirken, 10 yetişin erkek, 21 çocuk, 4 kadın ve 2 yaşlı sivilin de yaralandığını belirtti.
Söz konusu olay, Husi milislerinin Taiz şehrinin kuzeyinde ve doğusunda başlattığı ve birçok yerleşim yeri ve hayati kurumu hedef alan bombalı saldırılarının bir sonucu olarak meydana geldi.
İstatistikler -insan hakları raporuna göre- Husi bombardımanından etkilenen 25 çocuğun, toplam ölü sayısının yüzde 55’ini oluşturduğu, toplam yaralı sayısının ise yüzde 57’sini oluşturduğunu gösterdi.
İzleme Koalisyonu’na göre bu durum, “Taiz’de çocukluğa karşı işlenen suçun ciddiyetini gösteren ve Husi milisleri tarafından maruz kalınan soykırımı ortaya çıkaran tehlikeli bir gösterge.” olarak değerlendirildi.
Koalisyondan bir ekip, Taiz mahallelerine yapılan söz konusu saldırılarda, bir tanesi tamamen yıkılmış, 11 tanesi ise kısmi olarak zarar görmüş yapılar tespit etti. Koalisyon tarafından yapılan açıklamada, Husi milislerinin, toplamda 20 kurum ve özel mülkte ağır hasarlara neden olduklarını bildirildi.
Ayrıca vatandaşlara ait 5 dükkan ve 3 aracın zarar gördüğü belirtildi. Öte yandan, iki sağlık tesisi, iki cami ve bir spor salonu olmak üzere beş kamu kurumu saldırılar sonucu hasar aldı.
İzleme Koalisyonu Direktörü Mathar el-Bezici, Şarku’l Avsat’a, Koalisyon’un “Taiz’de bombalar durmuyor.” başlıklı raporunu açıkladı. Söz konusu raporda, Husi milislerin yoğun nüfuslu Taiz kentinde sivil halka ve kamu mülklerine yönelik gerçekleştirdiği ağır ihlalleri, 7 hafta içinde tespit ettiği yer almakta.
El-Bezici’ye göre rapor, şehrin kuzeyinde ve doğusunda bombalı saldırılara maruz kalan Taiz’deki beş yerleşim bölgesini, çalışma yapmak üzere ziyaret etmeyi hedefleyen ve İzleme Koalisyonu’na bağlı ekipler tarafından yürütülen bir araştırma ve izleme sürecine dayanmakta.
El-Bezici, Taiz şehrinin, Husi milislerin 6 yıldır devam eden bombalı saldırılarından ve kuşatmalarından muzdarip olduklarını bildirdi. İşlenen bu suçların zaman aşımına uğramaması gerektiğini belirten Bezici, faillerin er ya da geç yargılanması ve adalete teslim edilmesini gerektiğini vurguladı.
BM raporu Saddam Hafter'in Libya'da artan nüfuzunu ortaya koyduhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5109156-bm-raporu-saddam-hafterin-libyada-artan-n%C3%BCfuzunu-ortaya-koydu
BM raporu Saddam Hafter'in Libya'da artan nüfuzunu ortaya koydu
Birleşmiş Milletler (BM) raporu Saddam Hafter'in Libya'da artan nüfuzunu ortaya koydu. (AFP)
Libya'daki mevcut durumu siyasi, insan hakları, güvenlik ve ekonomik vb. açılardan inceleyen bir Birleşmiş Milletler (BM) raporu, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter'in oğlu Saddam'ın artan etkisini ortaya koydu. Ayrıca insan hakları ihlalleri ve insan kaçakçılığı operasyonlarının yanı sıra merhum Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'nin oğlu Mutasım'a ait Malta'daki dondurulmuş fonlara da atıfta bulundu.
Fethi Başağa, devlet kurumlarının ‘nüfuzlu hırsızlar tarafından paylaşılan ganimetlerden başka bir şey haline gelmediği’ konusunda uyarıda bulunduğunu söyledi. (Şarku’l Avsat)
Libya'nın doğusundaki hükümetin eski Başbakanı Fethi Başağa dün yaptığı açıklamada, BM raporuna tepki gösterdi ve daha önce ‘devlet kurumlarının, güçlerini dayatmak ve insan haklarını en iğrenç şekillerde ihlal etmek için şiddet ve gözdağı kullanan nüfuzlu hırsızlar ve silahlı gruplar tarafından paylaşılan ganimetlerden başka bir şey olmadığı’ konusunda uyarıda bulunduğunu söyledi.
Dün açıklanan raporda Saddam Hafter'in Libya'daki faaliyetlerine dikkat çekilerek, babası tarafından Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı olarak atanmasının, Hafter'in LUO güçleri üzerindeki kontrolünü ve dış ilişkiler de dahil olmak üzere Libya'nın doğusundaki bazı kilit yönetim işlevlerini güçlendirmede önemli bir adım olduğu belirtildi. Korgeneral rütbesine sahip olan Saddam, bölgedeki devlet başkanlarından oluşan seçkin bir grupla görüşmek üzere seyahat etti. BM raporunda onun için, “Kara kuvvetlerinin komutanı olarak, Libya'nın güneyinde bölgesel olarak üzerinde anlaşmaya varılan güvenlik düzenlemelerini uygulama konusunda tartışmasız bir kabiliyete sahip” denildi.
BM ekibi, Saddam'ın Niamey'deki hükümetle ilişkisinin Salvador üçgenindeki Arap Silahlı Kuvvetleri operasyonlarının yeniden yapılandırılmasına yol açtığını ve Ağustos 2024 başlarında Libya'nın güneybatısındaki Brak eş-Şati, Gat, Gatrun, Sebha ve Ubari'deki varlığının büyük bir zırhlı araç konvoyuyla takviye edildiğini bildirdi.
Birleşmiş Milletler (BM) raporuna göre Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO), kötüleşen güvenlik durumunu bölgesel nüfuzunu arttırmak için kullandı. (Reuters)
Rapor, LUO'nun güney sınırında kötüleşen güvenlik durumunu, özellikle Çad ve Nijer ile güvenlik iş birliği yoluyla bölgesel nüfuzunu arttırmak için kullandığını savunuyor. Rapor, Libya'daki güvenlik durumunun Sudan'daki çatışmadan doğrudan etkilendiğini belirtiyor. Raporda ayrıca, Libya'daki düzensiz göçmenlerin yerel ve uluslararası çeteler tarafından ticaretinin yapıldığı, cinsel istismara ve mali şantaja maruz kaldıkları belirtilerek, Libya'daki üç büyük kaçakçılık şebekesinin ‘yasadışı faaliyetlerinin finansmanını artırmak için operasyonlarını genişlettiği’ ifade ediliyor.
Uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları yasalarını sistematik olarak ihlal eden beş Libyalı silahlı grubun tespit edildiği raporda, “Libya'daki silahlı gruplar devlet kurumları üzerinde eşi benzeri görülmemiş bir etki düzeyine ulaşmıştır. Bu etki, Libya'nın batısındaki devlet kurumlarının görevlerini bu grupların çıkarları dışında yerine getirme kabiliyetlerini etkilemiştir” denildi.
Dün bir basın açıklaması yapan Başağa, BM raporunun ‘Libya'yı, etkili hesap verebilirlik mekanizmalarının yokluğu ve devlet kurumlarını yasadışı zenginleşme ve siyasi haydutluk araçlarına dönüştüren cezasızlık politikasının devam ettiği baskı ve zulüm dönemlerine geri döndürdüğünü’ söyledi.
‘Kanıtların ve reddedilemez gerçeklerin varlığına rağmen, gözetim makamlarının yolsuzluğu ortaya çıkarma ve yolsuzluğa karışanları caydırma rollerini yerine getirememelerini şiddetle kınadığını’ ifade eden Başağa sözlerini şöyle sürdürdü: “Adalet makamlarının devam eden sessizliği artık kabul edilebilir ya da haklı görülebilir değildir… Sessizlikteki suç ortaklığı sadece kaosu derinleştirecek ve yolsuzluk yapanların ellerini serbest bırakacaktır.”
Yurtdışında dondurulan fonlarla ilgili olarak BM ekibi, Mutasım Kaddafi'nin Malta'da dondurulan fonlarından bahsetti. Bu konuda raporda şu ifadeler yer aldı: “BM heyeti, Malta mahkemesinin 28 Haziran 2022'de, ilgili kararlarda bu prosedürden istisna veya muafiyet olmaması durumunda, dondurulmuş fonların Libya'ya iade edilmesine ilişkin kararında mal varlığının dondurulmasının ihlal edildiğini ve komiteye bildirimde bulunmaksızın dondurulmuş fonlardan yüksek bakiyeler için ücret kesilmesi durumunda mal varlığının dondurulmasına uyulduğunu tespit etmiştir.”
BM ekibi ayrıca, 10 ülke ve 16 finans kuruluşunun ‘Libya'ya ait varlıkların dondurulmasına uymadığını ve bazı uyumsuzluk vakalarının bu varlıkların erozyona uğramasına neden olduğunu’ bildirdi.
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH), Bank of Valletta'daki dondurulmuş banka mevduatlarından 95 milyon Euro'yu (100 milyon dolar) geri almaya çalıştı. (UBH)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH), Kaddafi ailesiyle bağlantılı olan Bank of Valletta'daki dondurulmuş banka mevduatlarından 95 milyon Euro'yu (100 milyon dolar) geri almaya çalıştı. Bu fonların Kaddafi'nin oğlu Mutasım'a ait olduğuna inanılıyor. Libyalı yetkililer 2012 yılından sonra bu fonların izini sürebildi ve Mutasım'ın bu fonları Malta'da kendi adına kayıtlı bir şirket adı altında tuttuğunu tespit etti.
Kaddafi'nin dördüncü oğlu olan Mutasım üst düzey bir ordu yetkilisiydi ve hükümet karşıtı protestocular tarafından Sirte Savaşı'nda öldürülmeden önce 2008'den 2011'e kadar Libya'nın ulusal güvenlik danışmanı olarak görev yaptı.
Libya'nın yurtdışında dondurulan tüm varlık ve fonlarının değerinin 67 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe daha önce Belçika'yı dondurulmuş fonları ele geçirmeye çalışmakla suçlamıştı.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Trablus yakınlarında Libyalı subayları eğitiyor. (Şarku’l Avsat)
Libya'daki yabancı güçlerle ilgili olarak BM raporu, Suriyeli savaşçıların Trablus çevresinde, UBH’ye bağlı güçlerin Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Hamza Kampı, el-Vetıyye Hava Üssü, Salahaddin Polis Okulu ve Suk el-Hamis bölgesi dahil olmak üzere çeşitli yerlerde yoğunlaştığını bildirdi.
Rapor, ‘paralı askerlerin’ bazı koşullarını izlemesine rağmen, Libya'nın artık ‘Suriyeli savaşçılar için arzu edilen bir yer’ olmadığını kaydetti ve 4 Nisan 2019'da başkent Trablus'taki savaşa katılan ‘bu unsurların maaşlarında önemli bir düşüşten’ bahsetti. Raporda, ‘Libyalı iki üst düzey askeri yetkilinin yardımıyla 13 Suriyeli savaşçının Libya'dan İtalya'ya geçtiği’ ifade edildi.
Raporda söz konusu iki subayın isimleri açıklanmadı, ancak insan kaçakçılığı ağlarını kullanan subayların varlığından söz edildi. Ayrıca, insan hakları kaynaklarının daha önce Şarku’l Avsat'a ‘güvenlik ve askeri yetkililerin düzensiz göçmen kaçakçılığına karıştığı ve bundan kazanç sağladıkları’ konusunda konuştuklarına dikkat çekildi.
Raporda ayrıca Rus paralı asker grubu Wagner’in doğu ve güney Libya'da LUO ile iş birliği yapan unsurlarına da değinildi. Suriyeli savaşçıların yanı sıra bu unsurların el-Hadim hava üssünde görüldüğü belirtildi.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة