Tahran, Seul’den dondurulmuş 1 milyar dolarını talep ediyor

Tahran, Seul’den dondurulmuş 1 milyar dolarını talep ediyor
TT

Tahran, Seul’den dondurulmuş 1 milyar dolarını talep ediyor

Tahran, Seul’den dondurulmuş 1 milyar dolarını talep ediyor

Güney Koreli kaynaklar, İran’ın, Seul’deki dondurulmuş finansal varlıklarından 1 milyar doların serbest bırakılması talebinde bulunduğunu açıkladı. Öte yandan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, Hürmüz Boğazı’nda Kore bandıralı petrol tankerinin Devrim Muhafızları tarafından alıkonulması hususunda Güney Kore heyeti ile herhangi bir görüşme yapılmadığını belirtti.
Güney Kore Dışişleri Bakanlığı’nın Afrika ve Ortadoğu’dan sorumlu yetkilisi Koh Kyung-sok başkanlığındaki bir heyet, Basra Körfezi sularında pazartesi gününden bu yana 20 mürettebatıyla alıkonulan petrol tankerinin serbest bırakılmasını görüşmek üzere 7 Ocak’ta İran’a yöneldi.
Şarku’l Avsat’ın Fransız haber ajansı AFP’den aktardığı habere göre Kyung-sok, uçağa binmeden önce yaptığı açıklamada, “İran Dışişleri Bakanlığındaki mevkidaşımla görüşmek niyetindeyim. Eğer bu petrol tankerinin alıkonulması sorununa katkıda bulunursa, başka insanlarla da görüşeceğim” dedi.
Tahran’da ise Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, gelen heyetin, dondurulmuş İran fonları hususunda görüşmelerde bulunmak üzere gelecek pazar günü Tahran’ı ziyaret edecek olan Koreli heyetin bir parçası olduğunu açıkladı.
Hatibzade, heyetin ziyaretinin petrol tankerinin serbest bırakılmasıyla ilgili olacağı iddiasını yalanlarken, ziyaretin Devrim Muhafızları’nın söz konusu adımından önce planlandığını savundu.
Öte yandan Güney Koreli bir diplomatik kaynak, İran’ın Seul’den, ABD yaptırımlarının sonucu olarak dondurulmuş fonlardan 1 milyar doları, tıbbi ekipman satın almak için serbest bırakmasını istediğini duyurdu. Kaynak, İran’ın Güney Kore’deki ‘devasa’ fonları serbest bırakmaya çalıştığına dikkati çekti.
İsminin verilmesini istemeyen kaynak, Yonhap haber ajansına (YNA) yaptığı açıklamada, talebin, ‘Seul ve Tahran arasında toplam 7 milyar dolar olarak bilinen donmuş fonlar ve bu hafta Güney Kore bandıralı bir petrol tankerinin çevre kirliliği iddiasıyla alıkonulması’ nedeniyle yaşanan gerginliğin ortasında geldiğini söyledi. Kaynak, İran’ın, Dünya Sağlık Örgütü’ne bağlı ‘COVAX’ programından Kovid-19 aşıları satın almak için donmuş fonlarından 10 milyon doları veya daha fazlasını kullanmak istediği talebine dikkati çekti.
Donald Trumo’ın Mayıs 2018’de nükleer anlaşmadan geri çekilmesinin ardından, ABD yaptırımları uyarınca İran’ın fonları Güney Koreli bankacılar tarafından dondurulmuştu.
ABD’nin petrol yaptırımlarından bir yıllık muafiyet elde etmesi sonrasında Güney Kore ve İran, petrol ithalatına ve İran’a mal ihracatına devam etmek için Kore para birimine dayalı hesaplar kullandı.
Diplomatik kaynak, Kore petrol tankerinin alıkonulmasını ‘donmuş fonlar sorununa’ bağlamayı ‘aşırı bir yorum’ olarak nitelendirirken, İran’ın talebi hususunda iyi uygulamalar olmadan yaşanan ‘zaman kaybını’ eleştirdi.
YNA’ya göre ise üst düzey bir yetkili, 7 Ocak’ta Seul’un ‘Hankuk Chemi’ adlı tankerin acil olarak serbest bırakılması için çeşitli çabalar sarf edeceğini açıklarken, “En önemli durum, insanlarımızın güvenliğidir” dedi.
Öte yandan Güney Kore Dışişleri Bakanlığı, Kore’nin İran’daki büyükelçiliğindeki 3 diplomattan oluşan bir heyetin, Tahran’dan Hürmüz Boğazı açıklarındaki Bender Abbas limanına yöneldiğini ve tanker mürettebatından bir unsurlar görüştüğünü belirtti. Koreli diplomatların, 5 Güney Koreli denizci de dahil olmak üzere 20 denizcinin güvenliğini sağladığı ifade edildi.
Güney Kore’nin Ulusal Güvenlik Danışmanı Soh Hoon, tankerin alıkonulmasının ele alındığı bir Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısına başkanlık etti.
Başkanlık ofisi yaptığı açıklamada, Seul’un bu olayı ciddiye aldığına dikkati çekti. Güney Koreli yetkililer ise, alıkonulan tankerin ve mürettebatının, hızlı bir şekilde serbest bırakılması ve gemideki tüm Güney Koreli denizcilerin anavatanlarına güvenli bir şekilde dönmesi için hükümet düzeyinde kapsamlı çabaların yürütüldüğünü belirtti.



Körfez-ABD Zirvesi bölgede istikrarın yol haritasını çiziyor

Körfez-ABD Zirvesi bölgede istikrarın yol haritasını çiziyor
TT

Körfez-ABD Zirvesi bölgede istikrarın yol haritasını çiziyor

Körfez-ABD Zirvesi bölgede istikrarın yol haritasını çiziyor

ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan ziyaretinin ikinci ve son gününde, Kral Selman bin Abdulaziz'in daveti üzerine Riyad'da düzenlenen Körfez-ABD zirvesi bölgede istikrarın yol haritasını çizdi ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri ile ABD arasındaki stratejik ilişkilerin gücünü vurguladı.

Zirvede stratejik ortaklığın güçlendirilmesinin yanı sıra bölgesel güvenlik, ekonomi ve bölgesel meseleler ele alındı.

Zirveye başkanlık eden Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, ABD'nin KİK ülkeleri için kilit bir ticaret ortağı olduğunu ve 2024 yılında KİK ülkeleri ile ABD arasındaki ticaret hacminin 120 milyar dolara ulaştığını belirtti.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Filistin meselesine Arap Barış Girişimi ve uluslararası kararlar doğrultusunda bir çözüm bulunması gerektiğini vurguladı. “Yemen'de kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşılması için Yemenli taraflar arasında diyaloğu teşvik ediyoruz” diyen Muhammed bin Selman, Suriye'nin toprak bütünlüğünün önemini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'ye uygulanan yaptırımları kaldırma kararını övdü.

Diğer yandan ABD Başkanı Donald Trump, KİK-ABD Zirvesi sırasında yaptığı açıklamada, Körfez ülkelerinin gelişmiş ve müreffeh ülkelerin başında geldiğini ve dünyanın Körfez ülkelerindeki fırsatları takip ettiğini söyledi. Trump, Gazze'de ‘güvenli ve onurlu bir gelecek’ yaratılması gerektiğini vurguladı. İran konusuna da değinen Trump, İran'ın bölgedeki vekalet savaşlarını durdurması gerektiğini belirtti. Suriye konusunda ise Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile yaptığı istişarelerin ardından Suriye'ye yönelik tüm yaptırımların kaldırılması talimatını vereceğini bildirdi ve ülkesinin yeni Suriye hükümetiyle tüm ilişkileri normalleştirmek için çalışacağını kaydetti. Trump Lübnan'la ilgili olarak, Lübnan'ın yeni cumhurbaşkanı ve başbakanla birlikte bir fırsata sahip olduğunu ve Lübnan'da Hizbullah'tan arınmış gelecek için gerçek bir şans olduğunu kaydetti.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın daveti üzerine dün sabah Riyad'da Veliaht Prens, ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (telefonla katıldı) ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera arasında bir toplantı gerçekleşti.

Toplantıda Suriye'deki durumun geleceği ele alındı ve Suriye'nin istikrarı, egemenliği ve toprak bütünlüğü ile Suriye halkı için güvenlik ve refahın sağlanmasının önemi vurgulandı. Körfez liderleri ABD'nin Suriye'ye yönelik adımını övdü. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan düzenlediği basın toplantısında, “Suriye yalnız kalmayacak... Suudi Arabistan ve uluslararası ortaklar Suriye'nin yanında duracak” ifadelerini kullandı.