Bağdat'taki Şii ibadethanesi Hüseyniye'de inşa edilen altın minber tartışma yarattı

Sosyal medyada fotoğrafları paylaşılan tartışmalı altın minber
Sosyal medyada fotoğrafları paylaşılan tartışmalı altın minber
TT

Bağdat'taki Şii ibadethanesi Hüseyniye'de inşa edilen altın minber tartışma yarattı

Sosyal medyada fotoğrafları paylaşılan tartışmalı altın minber
Sosyal medyada fotoğrafları paylaşılan tartışmalı altın minber

Irak'ın başkenti Bağdat'ta, Kazımiye semtinde bulunan Şii ibadethanesi Hüseyniye'de mollaların vaaz vermesi için altın minber konuldu. Maliyeti ile ilgili söylentiler nedeniyle altın minberin inşasından sorumlu yetkililere yönelik dile getirilen eleştiriler iki gündür dinmek bilmiyor. Irak medyasında minberin 800 bin dolara (bir milyar Irak dinarından fazla) mal edildiği bilgisi yer aldı.
Minberin fotoğraflarının web sitelerinde ve sosyal medya platformlarında paylaşılmasının ardından büyük bir öfke dalgası oluştu. Ancak kimse minberin ne maliyetini ne de saf altından mı yapıldığını yoksa sadece altın su ile mi kaplandığını tespit edemedi. Ayrıca ibadethaneden sorumlu yetkililer, meblağ hakkında herhangi bir yalanlama veya teyit açıklamasında bulunmadı. Ancak Haydar Ebu es-Suyuf'un antika ve kılıç yapımıyla ilgili Facebook sayfası, “minber saf altın yaldızlı, değerli taşlar ve renkli emaye işlemeli. Kazımiye mahallesindeki Kasr Zehra Hüseyniyesi en mütevazi çalışmalarımızdan biri” açıklamasında bulundu.
Altın minbere yönelik eleştirilerde bulunanlar; minberin dindarlık, ibadet ve İslam geleneğinde var olan tevazu ile uyuşmadığını ifade ettiler. Bu eleştirmenlerin çoğunluğunu aktivist, entelektüel ve din adamları oluşturuyor. Özellikle de resmi istatistiklere göre nüfusunun yaklaşık yüzde 30'unun yoksulluk sınırının altında olduğu bir ülkede böyle bir minber inşa edilmesi eleştirileri beraberinde getirdi.
Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, altın minbere karşı çıkanlara katıldığını ve minberin Şiiliğe ve mezhebe karşı iğrenç bir suç olduğunu belirtti. Sadr, Twitter'dan yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Bu, Şiiliğe ve mezhebe karşı iğrenç bir suçtur, bu nedenle Hüseyniye halkı minberi yıkmalı ve parasını fakirlere dağıtmalıdır. Ayrıca Hüseyniye ibadethanesini önümüzdeki Ramazan ayına kadar, şahitlerin huzurunda ve büyük bir kalabalığın önünde kapatmalılar ve müminler de bu kararı desteklemeliler, aksi takdirde başka meşru yollara başvurulur. Altın minberde vaaz veren Ali Talukani bir yıl boyunca minberlere çıkıp vaaz vermemelidir.
Öte yandan, Sadr taraftarlarından oluşan bir grup, dün, söz konusu ibadethaneye giderek minberi yerinden söktüler ve ibadethaneyi bir sonraki Ramazan'a kadar kapattıklarını ilan ettiler.
Minberin abartılı maliyeti hakkındaki şüphelerin bulunmasına rağmen, pek çok kişi, tevazu ve sadeliğin vurgulanacağı vaazın yapılması için bu denli abartılı büyüklükte yapılan minber karşısında şaşkınlıklarını gizleyemediler. Bazıları ise konuyu bu denli gündeme getirmenin bazı dini gruplar arasındaki rekabetle ilgili olabileceğini düşünüyor. Hüseyniye ibadethanesi, ibadetlerini uygulama konusundaki "katılığı" ile bilinen Şirazi hareketinin kontrolünde bulunuyor.
Irak’ta çeşitli sosyal medya platformlarında, Es-Sabah gazetesinin eski editörü Falah el-Meşal'in Facebook üzerinden altın minbere yönelik yaptığı sert yorum ve eleştiriler arasında yer aldı. Meşal, “Tarihsel, kültürel ve manevi olgular olarak dinlerin işlevi; ruhu geliştirmek ve ruhu kötülük, kibir ve zorbalığa karşı korumaktır.”
Mukteda es-Sadr'a yakın isimlerden biri olan Salih el-Iraki'nin, dün, geç saatlerde ibadethanenin kapatıldığını ve altın minberin söküldüğünü açıklamasından sonra tablo tersine döndü. Bu sefer de ibadethanenin yapımında rol alan isimlere destek çıkanlar oldu. Irak yasalarına göre vatandaşların kendi paralarını bazı sosyal veya dini standartlara uygun olup olmadığına bakmaksızın, istedikleri gibi harcamakta özgür olduğunu savundular. Pek çok kişi, minberin Mukteda es-Sadr taraftarlarınca sökülmesini ve Hüseyniye'nin kapatılmasını yetkisiz bir taraftan gelen bir saldırı ve özgürlüklerin kısıtlanması olarak değerlendiriyor. Medeni hukuk veya şeriat kanunlarınca suç sayılmayan bir eylemden insanları sorumlu tutma hakkına kimsenin sahip olmadığını düşünüyor.
 



Sidney Liman Köprüsü üzerinde Gazze'yle dayanışma yürüyüşü düzenlendi

Melbourne'deki Victoria Eyalet Kütüphanesi önünde düzenlenen ‘Özgür Filistin’ yürüyüşüne katılan göstericiler (DPA)
Melbourne'deki Victoria Eyalet Kütüphanesi önünde düzenlenen ‘Özgür Filistin’ yürüyüşüne katılan göstericiler (DPA)
TT

Sidney Liman Köprüsü üzerinde Gazze'yle dayanışma yürüyüşü düzenlendi

Melbourne'deki Victoria Eyalet Kütüphanesi önünde düzenlenen ‘Özgür Filistin’ yürüyüşüne katılan göstericiler (DPA)
Melbourne'deki Victoria Eyalet Kütüphanesi önünde düzenlenen ‘Özgür Filistin’ yürüyüşüne katılan göstericiler (DPA)

Binlerce protestocu bugün sağanak yağmur altında Avustralya'nın Sidney kentindeki ikonik Liman Köprüsü'nden geçerek, savaştan zarar gören ve insani krizin giderek kötüleştiği Gazze Şeridi'ne yardım talebiyle yürüdü.

Filistinli yetkililerin Gazze Şeridi'nde 60 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olduğunu söylediği savaşın üzerinden yaklaşık iki yıl geçerken, hükümetler ve insani yardım örgütleri gıda kıtlığının bölgede yaygın bir açlığa yol açtığını söylüyor.

Organizatörleri tarafından ‘İnsanlık Yürüyüşü’ olarak adlandırılan yürüyüşe katılanlardan bazıları açlığın sembolü olarak tencere taşıdı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange da yürüyüşe katıldı.

dsfgthy
Aralarında WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange'ın (soldan üçüncü) da bulunduğu protestocular, İsrail savaşına ve Gazze Şeridi'nde devam eden gıda kıtlığına karşı düzenlenen Filistin yanlısı gösteri sırasında Sidney Liman Köprüsü'nden geçiyor. (AFP)

Geçtiğimiz hafta Yeni Güney Galler eyalet polisi ve eyalet başbakanı, yürüyüşün şehrin önemli bir simgesi ve ana ulaşım güzergahı olan köprüden geçmesini engellemeye çalışmış, yoldan geçmenin güvenlik risklerine ve ulaşımın aksamasına neden olacağını savunmuştu. Eyalet Yüksek Mahkemesi dün (cumartesi) yürüyüşün yapılabileceğine karar verdi.

Yeni Güney Galler polisi yüzlerce memur görevlendirdiğini söyledi ve protestocuları barışçıl kalmaya çağırdı. Benzer bir protesto yürüyüşünün gerçekleştiği Melbourne'de de çok sayıda polis görevlendirildi.

vfe
Sidney Filistin Eylem Grubu'nun Sidney'de düzenlediği İnsanlık Yürüyüşü sırasında binlerce protestocu Sidney Liman Köprüsü'nden geçti. (DPA)

İsrail üzerindeki diplomatik baskı son haftalarda arttı. Fransa ve Kanada, Filistin devletini tanıyacaklarını açıklarken, Birleşik Krallık da İsrail'in insani krizi çözmemesi ve ateşkese varmaması halinde diğer ülkeleri takip edeceğini duyurdu.

İsrail bu planları Gazze Şeridi'ni yöneten ve Ekim 2023'te İsrail'e bir saldırı düzenleyen Hamas'ı ödüllendirmek olarak nitelendirdi.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese iki devletli çözümü desteklediğini belirterek, İsrail'in yardımları engellemesinin ve sivilleri öldürmesinin savunulamayacağını ya da görmezden gelinemeyeceğini ifade etti.