Borrell'den diriliş çağrısı: “Dezenformasyon belasıyla daha etkin bir şekilde mücadele etmeliyiz”

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell. (İHA)
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell. (İHA)
TT

Borrell'den diriliş çağrısı: “Dezenformasyon belasıyla daha etkin bir şekilde mücadele etmeliyiz”

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell. (İHA)
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell. (İHA)

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell, AB Dış Eylem Servisi’nin resmi internet sitesinden yayınlanan bir makaleyle ABD’de yaşanan olayların demokrasi yanlıları için bir diriliş çağrısı olması gerektiğini ifade etti.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell, AB Dış Eylem Servisi'nin resmi internet sitesinden bir makale yayınladı. Borrell makalede, ABD'de yaşanan olayların demokrasi yanlıları için bir diriliş çağrısı olması gerektiğini ifade etti.
Borrell ABD'nin başkenti Washington DC'deki olayları şok edici olarak nitelendirdiği yazısında yaşanan bu gelişmelerin demokrasiler için oldukça önemsenmesi gerektiğini, bu olayların dünyanın dört bir yanındaki demokrasi savunucuları için bir uyandırma çağrısı olması gerektiğini belirtti.
Olaylara ilişkin olarak ilginç ifadeler kullanan Borrell, “Çarşamba günkü şaşırtıcı olaylar, Amerikan toplumunun dört yıllık Trump yönetiminden sonra ne kadar zarar görmüş ve bölünmüş olduğunu gösteriyor" yazdı. Bu tavrıyla Biden yönetiminden yana tavır göstermiş olan Borrell'in yeni ABD yönetimine yakınlık göstermek amacıyla bu yazıyı yayınladığı yorumları yapıldı.
Demokrasiye destek verenlere demokratik değerlerin ve kurumların daha fazla aşınmasını önlemek için çağrı yaptığını belirten Borrell, "Demokratik kurumların bağımsızlığının her ihlaline, demagogların her kışkırtıcı ve nefret dolu konuşmasına, her yalan haber kampanyasına ve sahte haberlere derhal karşı koymalıyız" ifadelerini kullandı.

“Dezenformasyon belasıyla daha etkin bir şekilde mücadele etmeliyiz”
Borell, "Herhangi birinin şüphesi olması durumunda, Washington DC'deki olaylar dezenformasyonun demokrasiler için gerçek bir tehdit oluşturduğunu da gösteriyor. Bazı insanlar bir seçimin hileli olduğuna inanıyorsa, liderleri onlara bunu defalarca söylediği için buna göre davranacaklardır. Dezenformasyon belasıyla daha etkin bir şekilde mücadele etmemiz ve vatandaşların doğru bilgi alma hakkını garanti etmemiz gerekiyor" yazdı.
Özellikle otoriter rejimler tarafından desteklenen dezenformasyon kampanyalarıyla mücadele edilmesi gerektiğini belirten Borrell, ifade özgürlüğüne titizlikle saygı gösterirken sosyal ağların içeriğini daha iyi düzenleyebilmeliyiz.
Bu düzenlemenin esas olarak özel aktörler tarafından belirlenen kural ve usullere göre yapılmasının mümkün olmadığına değinen Borrell, geçtiğimiz yıl Aralık ayında, Avrupa Komisyonu'nun özellikle bu sorunu tam olarak çözmek için Dijital Hizmetler Yasasını önerdiğini hatırlattı.
ABD'nin başkentinde bulunan Kongre Binası'nda seçilmiş Başkan Joe Biden'ın başkanlığını tescil etmek için düzenlenen oturum sırasında ABD Başkanı Donald Trump'ın destekçileri binayı işgal etmişti. Yaşanan şiddet olaylarında 5 kişi hayatını kaybetmiş, 14 polis yaralanmıştı.



Uzun bir düşmanlık geçmişinden sonra İsrail neden şimdi İran'a saldırmaya karar verdi?

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Kudüs'teki Hava Kuvvetleri operasyon odasından İran'a yönelik saldırıları denetliyor. (EPA)
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Kudüs'teki Hava Kuvvetleri operasyon odasından İran'a yönelik saldırıları denetliyor. (EPA)
TT

Uzun bir düşmanlık geçmişinden sonra İsrail neden şimdi İran'a saldırmaya karar verdi?

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Kudüs'teki Hava Kuvvetleri operasyon odasından İran'a yönelik saldırıları denetliyor. (EPA)
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Kudüs'teki Hava Kuvvetleri operasyon odasından İran'a yönelik saldırıları denetliyor. (EPA)

İsrail'in İran'a yönelik büyük saldırısı iki ülke arasında on yıllardır süren düşmanlığın ardından geldi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, nükleer programı, savaşçı söylemi ve bölgedeki militan örgütlere verdiği desteği gerekçe göstererek İran'ı uzun zamandır en büyük tehdit olarak görüyor. İran ise İsrail'in kendisine karşı defalarca düzenlediği suikast ve sabotajların yanı sıra Gazze Şeridi'nde Hamas'a karşı yürüttüğü yıkıcı savaşı düşmanlığının nedeni olarak gösteriyor.

gthyjuı
İsrail'in Tahran'a düzenlediği saldırıda hasar gören araçlar (Reuters)

Şarku’l Avsat’ın Washington Post'tan aktardığına göre, iki ülke uzun süredir çarpışma rotasında görünse de, İsrail'in İran ve müttefiklerine yönelik saldırıları ve ABD Başkanı Donald Trump'ın yeniden seçilmesi gibi bir dizi yeni gelişme bugünkü saldırıya zemin hazırladı.

İsrail ve İran neden düşman?

1979 İran Devrimi’nden sonra yeni rejim, ABD ve İsrail'i başlıca düşmanları olarak tanımlamakta gecikmedi. Bunun nedeni büyük ölçüde devrimden önce sağlık sorunları nedeniyle İran'dan kaçan son İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi'nin ABD ve İsrail ile olan bağlarıydı.

Geçtiğimiz yirmi yıl boyunca İsrail defalarca İran'ı nükleer silah geliştirmekle suçladı. İran nükleer programını sadece barışçıl amaçlarla sürdürdüğünde ısrar ediyor, ancak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Tahran'ın istediği takdirde ‘birkaç’ nükleer bomba yapmaya yetecek kadar zenginleştirilmiş uranyuma sahip olduğu uyarısında bulundu.

UAEA ve Batılı ülkeler, İran'ın yapılandırılmış bir nükleer silah programına sahip olduğunu tahmin ediyor. İran, programının barışçıl olduğu konusunda ısrar ederken, uranyumu silah yapımına yakın seviyelerde zenginleştirmeye devam ediyor.

İsrail, nükleer silah sahibi İran'ı varoluşsal bir tehdit olarak görüyor. İran'ın vekil güçlerden oluşan bölgesel ağını kırmak, İsrail’in temel hedeflerinden biri. Netanyahu şunları söyledi: “Tahran'ın diktatörleri on yıllardır küstahça ve açıkça İsrail'in yok edilmesi çağrısında bulundular... Bu söylemlerini nükleer silah geliştirmeye yönelik bir programla desteklediler.”

İran geçtiğimiz kırk yıl boyunca ‘direniş ekseni’ adını verdiği silahlı gruplardan oluşan bir ağ kurdu. Lübnan'daki Hizbullah, Yemen'deki Husiler ve Irak ve Suriye'deki daha küçük gruplar son yıllarda bölgede önemli bir etkiye sahip oldu.

Ancak bu eksen, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırarak Gazze Şeridi'nde devam eden savaşı başlatması ve bölgedeki çatışmaları yoğunlaştırmasından bu yana zayıfladı.

Hizbullah'ın zayıflığı, İran'ın komşu Suriye'deki müttefiki Beşşar Esed'in geçtiğimiz aralık ayında düşmesine katkıda bulundu.

İran'ın geçen yıl İsrail'e iki füze saldırısı düzenlemesinin ardından İsrail, İran'ın füze mevzilerini imha eden ve hava savunmasını zayıflatan bir hava saldırısı da dahil olmak üzere hava saldırılarıyla karşılık verdi.

Washington Post'un haberine göre, İran'ın vekil ağının çökmesi İsrail'in saldırı düzenlemesi için bir fırsat yarattı.

İsrail neden şimdi saldırmaya karar verdi?

Netanyahu, İran'ı vurmak için zamanın daraldığını belirterek, İran'ın son zamanlarda zenginleştirilmiş uranyumu silah haline getirmek için adımlar attığını iddia etti. Netanyahu, “Eğer durmazlarsa, İran çok kısa bir süre içinde nükleer silah üretebilir” dedi.

Aynı zamanda ABD ile İran arasındaki nükleer görüşmelerin durumu da bir fırsat penceresi sundu. Bu görüşmeler durmuş durumda, ancak pazar günü Umman'da altıncı turun yapılması için çabalar var.

Anlaşma, ABD'nin İran'a uyguladığı sert ekonomik yaptırımların bir kısmını kaldırmasına yol açarak İsrail'in bir saldırı düzenlemesini zorlaştırabilir. İsrailli yetkililer görüşmelerin İran'ın nükleer bombaya doğru gizli adımlar atarken zaman kazanması için bir yol olmasından korkuyor.

fgthyju
Tahran'ın kuzeyindeki bir apartmanda meydana gelen patlamanın olduğu yerde çalışan itfaiyeciler (AP)

UAEA Yönetim Kurulu dün, 20 yıl sonra ilk kez İran'ı denetçileriyle iş birliği yapmadığı için eleştirdi. İran derhal üçüncü bir zenginleştirme tesisi kuracağını ve bazı santrifüjleri daha sofistike olanlarla değiştireceğini açıkladı.

O zamana kadar İsrail kararını çoktan vermiş görünüyordu.

Trump, Netanyahu'dan müzakereler devam ederken İran'a saldırmamasını istediğini söyledi. Ancak İsrail'i destekleme konusunda uzun bir geçmişe sahip olan ABD Başkanı hemen bir tepki vermedi.