8 Şubat’ta ne olacak? WhatsApp'tan 'gizlilik sözleşmesi' açıklaması

8 Şubat’ta ne olacak? WhatsApp'tan 'gizlilik sözleşmesi' açıklaması
TT

8 Şubat’ta ne olacak? WhatsApp'tan 'gizlilik sözleşmesi' açıklaması

8 Şubat’ta ne olacak? WhatsApp'tan 'gizlilik sözleşmesi' açıklaması

Çevrimiçi mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın kullanıcı verilerinin Facebook’la paylaşacağını açıklaması ve bunu kabul etmeyenlerin 8 Şubat 2020 tarihinden itibaren uygulamayı kullanamayacak olması tüm dünyada kullanıcıların tepkisini çekti. Türkiye'de de birçok kullanıcı Telegram, Signal gibi uygulamalara yöneldi.
Tepkilerin büyümesinin ardından WhatsApp'tan konuya ilişkin bir açıklama geldi.

"Güvenlik özellikleri devam ediyor"
Sözkonusu güncellemenin WhatsApp’ın Facebook ile veri paylaşımını değiştirmediğinin belirtildiği açıklamada "WhatsApp olarak insanların uygulama üzerinden alışveriş yapmalarını ve işletmelerden destek almalarını kolaylaştırmak istiyoruz. Şeffaflığı daha da artırmak ve işletmelerin WhatsApp üzerinden müşterileriyle iletişimlerine yardımcı olmak adına, gizlilik politikamızı güncelliyoruz. Bu sayede, işletmeler ana şirketimiz Facebook üzerinden güvenli hosting hizmeti alma seçeneğine sahip olabilecekler" denildi. WhatsApp'tan gelen açıklamada ayrıca uçtan uca şifreleme ve güvenlik özelliklerinin devam ettiği de vurgulandı.
WhatsApp Yöneticisi Will Cathcart’ın açıklamalarıyla bir soru cevap listesi de hazırlandı. Sorular ve cevaplar şöyle:

Bu güncelleme WhatsApp’ın Facebook ile olan ilişkisini nasıl etkiliyor?
WhatsApp'ın Facebook ile veri paylaşımını değiştirmiyor. Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar insanların arkadaşlarıyla veya aileleriyle özel olarak kurduğu iletişimi etkilemiyor. Bir ay boyunca yeni politikayı gözden geçirmeleri için süre tanımak adına kullanıcılarımızla WhatsApp üzerinden bu değişiklikler hakkında doğrudan iletişim kuruyoruz.

Facebook’un bu güncelleme ile WhatsApp mesajlarına erişimi olacak mı?
WhatsApp üzerinden arkadaşlarınızla ve ailenizle yaptığınız görüşmeler ve mesajlaşmalar, uçtan uca şifreleme ile korunur. Uçtan uca şifreleme, yolladığınız fotoğrafın, ses kaydının, videonun ya da mesajın sadece sizin tarafınızdan ve konuştuğunuz kişi tarafından okunduğunu/dinlendiğini garanti eder. Üçüncü şahıslar, WhatsApp ya da Facebook bu içerikleri göremez. Bunun sebebi, uçtan uca şifreleme sayesinde mesajlarınızın bir kilitle güvence altına alınmasıdır ve sadece alıcı ve siz bu kilidi açıp okuyabilirsiniz.

Bu güncelleme Türkiye’deki kullanıcılar için ne anlama geliyor?
Tüm kullanıcılar için olduğu gibi, Türkiye’deki kullanıcılar da yukarıda da belirtilen aynı gizlilik, uçtan uca şifreleme ve güvenlik özellikleriyle korunmaya devam ediyor.

WhatsApp’ın bu güncellemedeki amacı nedir?
Çoğu insan WhatsApp'ı arkadaşlarıyla ve ailesiyle sohbet etmek için kullanırken, giderek daha fazla insan WhatsApp aracılığıyla işletmelere de ulaşıyor. Şeffaflığı daha da artırmak ve işletmelerin WhatsApp üzerinden müşterileriyle iletişimlerine yardımcı olmak adına gizlilik politikamızı güncelliyoruz. Bu sayede, işletmeler ana şirketimiz Facebook üzerinden güvenli hosting hizmeti alma seçeneğine sahip olabilecekler. Bununla birlikte, WhatsApp üzerinden işletmelerle mesajlaşmayı ya da iletişim kurmayı tercih etmeyen kişiler bu değişiklikten etkilenmeyecek.

8 Şubat’ta ne olacak?
Güncelleme, WhatsApp'ın Facebook ile veri paylaşımını değiştirmiyor ve insanların dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar arkadaşlarıyla veya aileleriyle özel olarak kurduğu iletişimi etkilemiyor. WhatsApp'ı kullanmaya devam etmek isteyen tüm kullanıcıların, yeni hizmet şartlarını 8 Şubat'a kadar kabul etmeleri gerekiyor. WhatsApp’ı kullanmaya devam etmek isteyen tüm kullanıcıların güncel hizmet koşullarını onaylayarak kullanımlarına devam etmeleri mümkün olacaktır.

Türkiye'de de tepki çekti
Türkiye'de de birçok kullanıcı WhatsApp'ın 4 Ocak’ta güncellediği gizlilik ilkesi’ne tepki gösterdi. Sosyal medyada da birçok kullanıcı "WhatsAppSiliyoruz" ve "Telegram" etiketleriye tepkisini gösterdi.
 
Independent Türkçe



Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD Yüksek Mahkemesi'nin, Trump yönetiminin Biden dönemindeki insani şartlı tahliye programını sonlandırmasına izin veren kararı onaylamasının ardından İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) bu hafta Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan binlerce göçmene sınır dışı bildirimleri dağıtmaya başladı.

CNN'nin incelediği bildirimlerde, göçmenlere gönüllü olarak ayrılmamaları halinde, "kişisel düzenlemelerini yapıp ülkesine sorunsuz şekilde dönme fırsatı tanınmaksızın" gözaltı ve sınır dışı edilme gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecekleri uyarısında bulunuldu.

Biden yönetiminin başlattığı insani şartlı tahliye programı, koşulları sağlayan göçmenlere iki yıllık kalış izniyle Birleşik Devletler'e giriş izni veriyordu. Program kapsamında, söz konusu 4 ülkenin yaklaşık 530 bin yurttaşına ABD’ye giriş izni verilmişti.

Trump yönetimi, "yeterince incelemeden geçirilmemiş" göçmenlerin ülkeye girişine izin verdiği gerekçesiyle programı eleştirmişti. Ancak program zaten başvuru sahiplerinin geçmişlerinin incelenmesini ve kamuya yük olmamaları için bir mali sponsor bulmalarını şart koşuyor.

Görsel kaldırıldı.
Sığınma talebinde bulunan bir göçmen, Trump'ın göreve başlamasının ardından CBP One uygulamasında randevusunun iptal edildiğini gösteriyor (AP)

Yüksek Mahkeme, yönetimin programı durdurma yönündeki acil talebini geçen ay kabul ederek DHS'in program kapsamında ABD'de yaşayanlara sağlanan güvenceleri kaldırmaya başlamasının önünü açtı.

DHS çarşamba günü yayımladığı açıklamada programa kayıtlı kişilerin çalışma izinlerini iptal edeceğini doğrulamıştı.

DHS Halkla İlişkiler Bakan Yardımcısı Tricia McLaughlin yaptığı açıklamada, "Biden yönetimi Amerika'ya yalan söyledi" demişti. 

Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan gelen, yeterince denetlenmemiş yarım milyondan fazla yabancının ve bunların yakın aile üyelerinin bu feci şartlı tahliye programları aracılığıyla ABD'ye girmesine izin verdiler; onlara Amerikan işlerinde rekabet etme ve Amerikalı işçilerin ücretlerini düşürme fırsatı verdiler; tespit edilen sahteciliğe rağmen, kariyer memurlarına bu programları sürdürmeleri yönünde baskı yaptılar ve ardından ortaya çıkan kaos ve suçlardan Kongre'deki Cumhuriyetçileri sorumlu tuttular.

Biden yönetimi bu programı, sığınma başvurularında sıkça adı geçen ülkelerden gelen göçmenlere yasal ve kontrollü bir yol sunarak güney sınırındaki baskıyı hafifletme yönünde bir strateji olarak tanıtmıştı. 

Programın kaldırılmasıyla birlikte göçmen hakları savunucuları ve hukuk uzmanları, sınır dışı edilme riskiyle karşılaşanlarla ilgili bir dizi hukuki mücadele ve insani endişe dalgasına hazırlanıyor.

Bu gelişme, göçmenlikle ilgili gerginliğin tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığı bir dönemde yaşanıyor.

Geçen hafta sonu Los Angeles'ta, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) operasyonlarına karşı protestolar patlak vermiş ve Trump asker göndererek yanıt vermişti.

Bunun yanı sıra ülke çapında ICE karşıtı gösteriler başladı ve cumartesi günü için daha fazlası planlanıyor.

Independent Türkçe