Mescid-i Aksa Camii'nin temelleri altında yapılan kazılar Filistinlileri alarma geçirdi

Filistinli internet siteleri tarafından yayınlanan Mescid-i Aksa Camii'nin temelleri altındaki kazılar
Filistinli internet siteleri tarafından yayınlanan Mescid-i Aksa Camii'nin temelleri altındaki kazılar
TT

Mescid-i Aksa Camii'nin temelleri altında yapılan kazılar Filistinlileri alarma geçirdi

Filistinli internet siteleri tarafından yayınlanan Mescid-i Aksa Camii'nin temelleri altındaki kazılar
Filistinli internet siteleri tarafından yayınlanan Mescid-i Aksa Camii'nin temelleri altındaki kazılar

Filistinliler, Mescid-i Aksa Camii'nin temelleri altında yapıldığını ve bina için tehdit oluşturduğunu söyledikleri İsrail kazıları için alarm durumuna geçti.
Kudüs Baş müftüsü Şeyh Muhammed Hüseyin, konuyla ilgili şunları söyledi: “İşgal altındaki Kudüs'teki Mescid-i Aksa Camii'nin güneybatısındaki İsrail kazıları, son dönemde sıklığını artırdı. Aynı anda birden fazla yeri de kapsayacak şekilde artırılmış olan kazılar, işgal yetkililerinin Mescid-i Aksa Camii'nin güneybatısındaki Yahudileştirmeyi tamamlama çabaları dahilinde gelmektedir. İsrail, Korona salgını bahanesiyle uyguladığı kapatma önlemlerinden yararlanarak, işgal mekanizmaları ile el-Burak Meydanı ve Megaribe Kapısı yakınında kazı çalışmaları yürütüyor. Bu durum, Mescid-i Aksa'nın temellerinin zayıflamasına ve yıkılmasına yol açacak.”
Yıllardır kazıların yapıldığından bahsediliyor, ancak Mescid-i Aksa'daki Baburrahme kapısı gibi alanlarda yoğunlaşması ve çatlaklar bırakması nedeniyle son dönemde büyük endişe kaynağı haline geldi. İslami Vakıflar İdaresi, Pazar günü, Mescid-i Aksa Cami’nin el-Burak Meydanı yakınlarında "rahatsız edici" titreşimler tespit edildiğini duyurdu.
İslami Vakıflar İdaresi yaptığı açıklamada, el-Burak Meydanı'ndaki ahşap köprünün başında bulunan bir buldozer, büyük bir ekskavatör ve devasa makinelerin sürekli kazı çalışması yaptığını ifade etti. İslami Vakıflar İdaresi tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Mescid-i Aksa'nın eteklerinde bulunan ekipler, kazı çalışmalarını büyük bir endişe ile izliyor ve takip ediyor. Titreşim seslerinin duyulması bu çalışmaların kapasitesini ve el-Burak Meydanı ve Mescid-i Aksa Camii'nin güneybatısında yürütülen Yahudileştirme projesinin sürdüğünü ortaya koyuyor. Uluslararası insancıl hukuka ve bu konuda çıkarılan UNESCO kararlarına aykırı oldukları için bu projelere devam edilmemeli.”
Mescid-i Aksa Vakfı Müdürü Şeyh Ömer el-Kisvani, konuya ilişkin şunları söyledi: “İslam Müzesi'nin zemininde de çatlaklar görülüyor. Bu kazıların derinliğinin boyutunu ve etkilerini tam olarak bilmiyoruz, çünkü İmar Komitesi, Mescid-i Aksa Camii ve meydanlarında restorasyon çalışmaları yapılmasını engelliyor. Eski Kudüs'ün özelliklerini değiştirmeyi amaçlayan bu kazıları durdurmak için bir Filistin-Ürdün ortaklığı var.”
Filistin Dışişleri Bakanlığı, BM Güvenlik Konseyi’ni siyasi, hukuki ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmeye çağırdı
Filistin Dışişleri Bakanlığı, dün yaptığı yazılı açıklama ile Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ni, İsrailli yetkililerinin Mescid-i Aksa Camii'ne karşı işlediği suçları durdurmak için siyasi, hukuki ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmeye çağırdı. Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “El-Burak Meydanı, Mescid-i Aksa Camii'nin batı duvarı ve Megaribe Kapısı yakınlarındaki işgal kazıları bölgenin Yahudileştirme planının bir parçası olarak geliyor. Aynı şekilde evlerin yıkılması, yıkım bildirimlerinin dağıtılması veya toprakların ele geçirilmesi ve tesviye edilmesi eylemlerinin yürütüldüğü Silvan’da da Yahudileştirme planları yürütülüyor. El-Burak Meydanı ve çevresindeki işgal kazıları son derece tehlikeli. Bunlar, İsrail'in Mescid-i Aksa ve çevresini Yahudileştirme planlarının bir uzantısı, aynı zamanda başta UNESCO kararları olmak üzere ilgili BM kararlarının açık bir ihlali anlamına geliyor.”
Ürdün Dışişleri Bakanlığı da geçtiğimiz günlerde İsrail'i El-Burak Meydanı'ndaki kazılarını "derhal" durdurmaya çağırmıştı. Ürdün Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Dayfallah Fayez yaptığı açıklamada şunları söyledi: “İsrailli yetkililer, el-Burak Meydanı'nda devam eden çalışmaları derhal durdurmalı ve Doğu Kudüs'teki yükümlülüklerine uymalıdır. Uluslararası ve İsrail - Filistin Yönetimi ile yapılan anlaşmalara göre Ürdün, Mescid-i Aksa Camii'nin ve Kudüs Vakıflarının resmi denetçisidir.”



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.