Şifrelerini kaybeden Bitcoin sahipleri milyonlarca dolardan mahrum kalıyor

Bitcoin (AFP)
Bitcoin (AFP)
TT

Şifrelerini kaybeden Bitcoin sahipleri milyonlarca dolardan mahrum kalıyor

Bitcoin (AFP)
Bitcoin (AFP)

Dijital para birimi Bitcoin, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını küresel ekonomiyi sarsarken bile sahiplerini zenginleştirmeyi başardı.
Ancak New York Times gazetesine göre kripto para biriminin farklı doğası, birçok insanı para birimlerinin bulunduğu dijital cüzdanların şifrelerini kaybetmesi veya unutması sonucunda para biriminden kazandığı servetten mahrum bıraktı.
İnsanların kayıp dijital cüzdanlarını kurtarmasına yardımcı olan Chainalysis şirketine göre şu an mevcut 18,5 milyon Bitcoin’in yaklaşık yüzde 20’si (140 milyar dolar değerinde) şifresi unutulması nedeniyle kayıp veya başka bir şekilde mahsur kalmış cüzdanlarda görünüyor.
Şirket, her gün servetini geri kazanmak isteyen yaklaşık 70 insandan yardım talebi aldıklarını ve bunun bir ay öncesine göre üç kat fazla olduğunu bildirdi.
Habere göre ABD’de San Francisco’da yaşayan Almanya doğumlu programcı Stefan Thomas, bu hafta 220 milyon dolar değerindeki cüzdanının şifresini kaybetti. Şifresini unutan kullanıcılara 10 deneme hakkı verildiği için Thomas’ın cüzdan şifresini bulması için iki tahmin hakkı kaldı.
Barbadoslu bir girişimci olan 34 yaşındaki Gabriel Abed ise, 2011 yılında bir programcı tarafından onarılan bilgisayarında kayıtlı tüm bilgi ve şifrelerin silinmesi nedeniyle yaklaşık 25 milyon dolar değerinde 800 Bitcoin kaybetti.
Bitcoin, bankalarda bulunan geleneksel para birimlerin çok farklı. Birisi banka şifresini unutursa banka müşteriler parasına erişebilsin diye yeni bir şifre belirlemelerine izin veriyor. Ancak bu durum Bitcoin için geçerli değil. Sadece bu konuda faaliyet gösteren şirketler şifrelerin değişmesine yardımcı olabilir.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe