İsrail’in Suriye’nin doğusundaki hava saldırısı hakkında 8 önemli nokta

İsrail’in Kasım ayındaki hava saldırısı sonucu Şam yakınlarında meydana gelen yangınlar (AFP-Arşiv)
İsrail’in Kasım ayındaki hava saldırısı sonucu Şam yakınlarında meydana gelen yangınlar (AFP-Arşiv)
TT

İsrail’in Suriye’nin doğusundaki hava saldırısı hakkında 8 önemli nokta

İsrail’in Kasım ayındaki hava saldırısı sonucu Şam yakınlarında meydana gelen yangınlar (AFP-Arşiv)
İsrail’in Kasım ayındaki hava saldırısı sonucu Şam yakınlarında meydana gelen yangınlar (AFP-Arşiv)

İsrail’in Suriye’nin kuzeydoğusunda İran’a ait noktalara yönelik dün gece gerçekleştirdiği hava saldırısı ilk değildi. Ancak bu saldırılar, İsrail’in iki yıl önce Suriye-Irak sınırındaki bölgede İran güçlerini hedef alan saldırısından bu yana en ağır hava saldırısı oldu.
İsrail’in hava saldırılarıyla bağlantılı 8 önemli nokta şunlar;

1-İsrail’in en büyük saldırısı
İsrail, Deyr-i Zor, Ebu Kemal ve Mayadin’de 13 bölgeye baskın düzenledi. İran’ın Ebu Kemal ve Mayadin’deki askeri nokta ve depoları daha önce hedef alınsa da, Suriye hükümeti ve Rusya’yı da içine alan Deyr-i Zor şehri de bu kez hava saldırıyla vuruldu.

2-En ağır saldırı
Suriye İnsan Hakları Gözlemevine (SOHR) göre, saldırıda rejim güçleri ve İran milislerinden 40 kişi öldü, çoğu ağır 28 kişi de yaralandı.
SOHR Direktörü Rami Abdurrahman AFP’ye verdiği demeçte, “Bu, İsrail’in Deyr-i Zor’da 2018’de gerçekleştirdiği, 16’sı rejim askeri 55 kişinin öldüğü hava saldırısının ardından en yüksek ölü sayısı” dedi.

3-Rusya
Kamışlı Havaalanı’da dahil olmak üzere bölgede üsler kurup, devriyeleri artıran Rusya, geçtiğimiz haftalarda Deyr-i Zor’da üs noktaları oluşturmak için askeri polisini ‘İran bölgesi’ sayılan yerlerde konuşlandırmaya yönelik çabalarını yoğunlaştırdı.
Rus Hmeymim Üssü tarafından desteklenen Beşinci Kolordu, Deyr-i Zor’un doğusundaki Ebu Kemal bölgesi yakınlarında yer alan bazı sınır noktalarında konuşlanmaya başladı ve Tahran’a bağlı bazı milislerin kontrolündeki bölgeleri ele geçirdi.
Suriye’nin doğusunda Rusya-İran rekabeti olduğundan son günlerde sıkça bahsedildi.

4-Rejim güçleri
İsrail daha önceleri İran’a ait noktaları hedef alarak, rejim güçleri veya Rusya’ya ait tesisleri vurmaktan kaçındı. Ancak son hava saldırısında Deyr-i Zor’daki Askeri Güvenlik Şubesi, askeri havaalanı ve Şam’a ait diğer noktalar da hedef alındı.
İsrail ordusu, Kasım ayında Golan Tepeleri bölgesine patlayıcıların yerleştirilmesinin ardından, Suriye rejim güçleri ve Suriye’deki İran Kudüs Gücü’ne ait bazı hedeflere hava saldırısı düzenlediğini duyurdu.
İsrail ordu sözcüsü Avichai Adrai, bu saldırının ertesi günü 18 Kasım’da yaptığı açıklamada, Tel Aviv’in, bölgesel istikrar için tehdit oluşturan Suriye’deki İran güçlerini vurmaya devam edeceğini vurguladı.

5-ABD’nin açıklaması
ABD İsrail’in bölgedeki hava saldırılarına nadir olarak değiniyor.
AFP’ye göre ABD tarafından sağlanan istihbarat bilgileri, İsrail’in hava saldırısında İran’a ait silah tedarik hattı ve tesislerin vurulduğunu gösterdi.

6-Milano Kafe
ABD’li bir yetkiliye göre, Mossad Direktörü Eli Cohen geçtiğimiz Pazartesi günü Washington’daki Milano Kafe’de ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile bir araya gelerek, Suriye’nin doğusunda rejim ve İran noktalarına yönelik İsrail-ABD hava saldırısının uygulanması hakkında görüştü.

7-Biden yönetimi
İsrailli kaynaklara göre, Tel Aviv üç haftada bir hava saldırıları düzenlemek yerine, her on günde bir üç hava saldırısı yapma şeklinde bölgeyi hedef alma stratejisini yoğunlaştırdı.
İsrail ordusu, 2020’ya ait yıllık raporunda, ‘İran’ın Suriye’de konuşlanmasını önlemek’ amacıyla geçtiğimiz yıl Suriye’deki hedeflere 50 hava saldırısı gerçekleştirildiğini ve 500’den fazla füze ve akıllı füze fırlatıldığını duyurdu.
Joe Biden göreve başlayana kadar, Başkan Donald Trump yönetiminin desteğinden son güne kadar faydalanmak için acele eden İsrail, nükleer program konusunda Tahran ile görüşmek isteyen Biden yönetiminin ‘yeni kurallar’ belirlemek istediğine inanıyor.

8-Derin devlet
İsrail’in hava saldırıları, ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley’in geçtiğimiz ay sonunda Tel Aviv’ düzenlediği ziyaretin ardından düzenlendi.
Milley, Başbakan Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Benny Gantz ve İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi ile bir araya gelerek, Suriye’deki İran varlığı ve Ortadoğu konusundaki operasyonel duruma ilişkin gelişmeler ve değişiklileri ele aldı.
Bu mesajın, İran’a karşı askeri koalisyonun siyasi değişimle değil, derin devletle ilgili olduğuna inanılıyor.



Saddam Hüseyin'in Ticaret Bakanı ABD yaptırımlarından muaf tutuluyor

 Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih (Arşiv)
Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih (Arşiv)
TT

Saddam Hüseyin'in Ticaret Bakanı ABD yaptırımlarından muaf tutuluyor

 Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih (Arşiv)
Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih (Arşiv)

Eski Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin rejiminin ABD güçleri tarafından devrilmesinden yaklaşık yirmi yıl sonra Washington, onun temel direklerinden biri olan Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih el-Ravi'ye yönelik yaptırımları kaldırıyor.

El-Ravi, eski rejimin devrilmesinden aylar sonra 2003 yılında tutuklandı ve yaklaşık dokuz yıl sonra Irak yetkilileri tarafından serbest bırakıldı. ABD güçlerinin, Saddam Hüseyin liderliğindeki en çok aranan 55 kişiden oluşan listesinde 35. sıradaydı.

El-Ravi, serbest bırakılmasından sonra bir Arap ülkesinde kaldı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre yıllar sonra, Irak'a abluka uygulanmasından yaklaşık beş yıl sonra BM kararları uyarınca uygulamaya konulan “karne” sisteminin tasarlanmasındaki deneyimlerini anlattığı “Kıtlığı Önlemek” adlı bir kitap yazdı.

Bu sistemin, 1990'larda Irak nüfusunun çoğunluğu için belirli sınırlar dahilinde, temel gıda maddelerine erişimi garanti altına almış olması dikkat çekicidir. Saddam Hüseyin'in Kuveyt'i işgalinin ardından uluslararası yaptırımlar kapsamında Irak'a uygulanan ekonomik ablukanın etkilerini hafifletmeye yardımcı olduğuna inanılmaktadır.

El-Ravi, serbest bırakıldıktan ve kendisine yöneltilen tüm suçlamalardan beraat ettikten sonra çeşitli Arap ve uluslararası medya kuruluşlarına röportajlar verdi. Irak dışında herhangi bir mal varlığına veya gayrimenkule sahip olduğunu açıklamamıştır; bu da ABD yaptırımlarına dahil edilmesinin, eski Irak rejiminin tüm unsurlarını kapsayan genel bağlamda gerçekleştiği anlamına gelmektedir.

ABD Hazine Bakanlığı, bu haftanın başlarında, Anbar Vilayeti doğumlu Iraklı bakanın isminin yaptırım listesinden çıkarılmasına karar verdiğini duyurdu.

Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih, 1990'lardaki ablukalara karşı koymak için karne sistemini başlattı (Arşiv)Eski Irak Ticaret Bakanı Muhammed Mehdi Salih, 1990'lardaki ablukalara karşı koymak için karne sistemini başlattı (Arşiv)

Saddam'la 'tartışma'

El-Ravi 1967 yılında Bağdat Üniversitesi'nden mezun olmuş ve 1978 yılında Birleşik Krallık'ta doktorasını tamamlamıştır. Daha sonra Bağdat'a döndü ve 1981 yılına kadar Planlama Bakanlığı Genel Müdürlüğü ve Bağdat Üniversitesi'nde öğretim üyeliği görevlerinde bulundu.

Daha sonra Cumhurbaşkanı'nın ekonomik işlerden sorumlu danışmanlığı ve Ağustos 1987'ye kadar Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanlığı gibi üst düzey görevlerde bulundu. Çağdaşı gözlemcilerin ve politikacıların ifadelerine göre Ticaret Bakanlığı görevini üstlenecek en iyi isimlerden biri olarak kabul ediliyordu.

El Ravi, televizyon röportajlarından birinde, Saddam Hüseyin'in bir kabine toplantısı sırasında bakanlardan birinin, bakanların karne dağıtım sisteminin dışında tutulmasını istemesi üzerine bu karara itiraz ettiğini iddia etmiştir. Saddam her bakan için kotayı arttırmayı kabul ettiğinde, el-Ravi itiraz ederek, bu önlemin karne sisteminin çökmesine yol açacağını iddia etti. Eski bakana göre, Saddam anayasal yetkilerine müdahale edilmemesini talep etti ve toplantıyı öfkeyle bitirdi. Saddam Hüseyin ertesi sabah tekrar geldi ve bakanın söyledikleri doğru olduğu için emrini yerine getirmemesini istedi.