Amazig kralı, Cezayir ile Mısır arasında tarihi ve dini bir tartışmaya neden oldu

Cezayir’deki bir gösteri sırasında elinde Amazig bayrağı tutan bir Cezayirli (AFP)
Cezayir’deki bir gösteri sırasında elinde Amazig bayrağı tutan bir Cezayirli (AFP)
TT

Amazig kralı, Cezayir ile Mısır arasında tarihi ve dini bir tartışmaya neden oldu

Cezayir’deki bir gösteri sırasında elinde Amazig bayrağı tutan bir Cezayirli (AFP)
Cezayir’deki bir gösteri sırasında elinde Amazig bayrağı tutan bir Cezayirli (AFP)

Ali Yahi
Kuzey Afrika’daki en büyük Berberi kabilelerinden biri olan Amazig azınlığın takvimine göre 2971 yılbaşı kutlamaları, Cezayirliler arasındaki ‘çatlağın’ derinliğini ve bölge tarihine ilişkin ‘manipülasyonun’ devamlılığını gösterdi. Öyle ki ülkenin doğusundaki Tizi Vuzu şehrine Amazig Kralı Şeşonk’un bir heykelinin dikilmesinin ardından, sosyal medya organlarında tartışmalar yaşandı ve bu tartışmalar, Mısır’a da yayıldı.

Sessiz resmi kutlamalar
Her yıl miladi 12 Ocak’a denk gelen Yennayer’in (Berberi Yılı), tıpkı miladi ve hicri yıllar gibi bayram olarak kabul edilmesi ve Amazig dilinin resmi ulusal dil olarak anayasallaştırılması, Cezayir toplumu içerisindeki kimlik çatışmasını sona erdirmeyi veya en azından yoğunluğunu azaltmayı başaramadı. Bu yılki kutlamalar, tarihsel ve dini yanlışları körükleyen, aşırılık ve nefret söylemlerini çatışmaya dönüştüren çatlakların boyutunu da ortaya çıkardı.
Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, tedavi gördüğü Almanya’dan, Amazig yeni yılı vesilesiyle Cezayiz halkına en içten tebriklerini iletti. Yeni yılın iyilik, bereket ve refah yılı olmasını temennilerini dile getiren Tebbun, Twitter üzerinde de Amazig dilinde ‘Mutlu Yıllar’ anlamına gelen ‘Asgwas Amegas” yazdı.
Başbakan Abdulaziz Cerad ise Facebook aracılığıyla “Bugün 2971 yeni Amazig yılına giriyoruz. Ülke içindeki ve dışındaki Cezayirlilere en iyi dileklerimi sunuyor ve Allah’tan, bu yılın iyilik, bereket ve mutluluk getirmesini diliyorum” ifadelerine yer verdi. Cerad, “Yennayer, toplumumuzun kültürel çeşitliliği için bir damar ve ulusal kimliğin bir ifadesidir” diyerek, paylaşımını ‘Asgwas Amegas” ifadeleriyle sonlandırdı.

Şeşonk heykeli, tartışmaya neden oldu
Resmi ‘Yennayer’ kutlamaları, hükümetin istisnasız Cezayir’in çeşitli bölgelerinde kültürel, sanatsal ve tarihi etkinlikler düzenleyerek yeni yıla gösterdiği ilginin yanı sıra sessizce kutlandı. Ancak diğer açıdan Cezayirli Amaziglerin sembolü kabul edilen, Tizi Vuzu şehrine Şeşonk heykelinin dikilmesi, yerel ve bölgesel olarak sosyal paylaşım sitelerinde ve medya organlarında bir yaygaraya yol açtı. Özellikle de Mısır’da ‘ülkelerinin tarihinin çalındığı’ iddiasıyla eylemciler, protesto gösterileri düzenledi.
Tartışmalar, tarihi izler taşırken bazıları, Mısır firavunu III. Ramses’i mağlup eden ve Amazigler için Mısır topraklarında bir tarih oluşturan bir kralın ölümsüzleştirilmesini, ilgiyi hak eden bir övgü kaynağı olarak değerlendirdi. Buna karşılık Şeşonk’un Libya asıllı olduğu göz önüne alındığında bunu, Cezayir ile ilgili olmayan bir adım olarak görenler de vardı. Aynı şekilde ülkede, Şeşonk’un bir idol olduğuna inanan bir grup ve ‘Müslüman bir ülkeye bu heykelin dikilmesinin caiz olmadığını’ savunan bir grup arasında çatışma baş gösterdi. Başka bir grup ise söz konusu adıma, “Cezayir’in her yerinde tarihi figürlerin heykelleri var ve bu yeni değil” ifadeleriyle yanıt verdi.

Dini bir çatışma mı yoksa politik bir oyun mu?
Modern ve çağdaş tarih profesörü Rabih Lunisi, mevcut tartışma karşısında şaşkınlığını dile getirirken, “Kuzey Afrika’nın herhangi bir bölgesine bir heykelin dikilmesindeki sorunun nerede olduğunu bilmiyorum” dedi. Lunisi, kendisi açısından üzücü olan şeyin meselenin dini yönden ele alınması olduğunu söylerken, Cezayir’in ister İslam’dan önce ve sonra, isterse de modern ve çağdaş dönemde olsun, tüm dönemlerden bazı kişilerin heykelleriyle dolu olduğunu belirtti. “Şeşonk, gerçek bir karakterdir. Mısır’da 22’inci hanedanlığı kuran bir Amazig olarak Kahire Müzesi’nde ölümsüzleştirildi” diyen Rabih Lunisi, sözlerinin devamında ise “Onun Libyalı olduğunu söylemek, bugünkü Libya’dan geldiği anlamına gelmez. Çünkü o dönemlerde Amaziglere hep Libyalı deniyordu. Tıpkı bazı Cezayirliler de bunu reddettiği gibi şöhret arayan birkaç kişi dışında hiçbir Mısırlı, bu konuyu gündeme getirmedi. Bunlar, sadece Amazig boyutuna düşmanlıklarından dolayı fanatik bir azınlıktırlar ve genellikle dini kullanırlar” açıklamasında bulundu.
Lunisi, “Benim açımdan üzücü olan şey, Şeşonk’un inananlar arasında olduğunu bilmemeleridir. O, Allah’ın peygamberi Süleyman’ın ordusunun yanındaydı ve onu, kendisine düşman olanlardan kurtaran oydu. O dönem Müslüman olan Süleyman peygambere yardımından dolayı Tevrat’ta adı geçmiştir.
Öte yandan modern ve çağdaş tarih profesörü Barikullah Habib, “Yennayer ve Amazig yeni yılı kutlamaları, inanç veya din ile ilgisi olmayan bir alışkanlıktır. Ancak buna rağmen tek bir halkın oğulları arasında ayrımcılık yapılmasını isteyenler var” dedi. Şeşonk heykeliyle ilgili tartışmanın, Cezayir’i, belirli bir gündemi geçmeyi amaçlayan siyasi bir oyun olarak kimlik mücadelesine sürükleme girişimi olduğunu söyleyen Habib, bu durumun aynı zamanda tarihi kurcalamaya ve çeşitliliğin bir kolu olarak kabul edilen Amazig kimliğini sorgulamaya yönelik bir girişim olduğu vurguladı.

Cezayir ve Mısır arasında
Mısır’da da tartışmalar baş gösterirken Mısır halkı, sosyal medya organlarında ‘Şeşonk, Mısırlıdır” adlı bir kampanya başlattı. Halk, ülkelerindeki Eski Eserler Bakanlığı’na ‘miraslarını çaldığı ve tarihi tahrif ettikleri’ suçlamasıyla Cezayir aleyhine dava açarak, duruma müdahale etme çağrısında bulundu.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Mısırlı araştırmacı Muhammed el-İdrisi, Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, “Cezayir’deki Tizi Vuzu şehrinin merkezine dikilen Mısır Kralı I. Şeşonk’un sahte heykelinin fotoğrafları yayınlanıyor” dedi. İdrisi, “Onun, Mısırlı İbn Masri olduğuna dair kesin kanıtım var. Tapınaklarındaki el yazısına, bir Mısır firavunu olarak yazdığı biyografisine bile sahibim. Siz neyine sahipsiniz?” şeklinde konuştu. Muhammed el-İdrisi, “Bu mantıkla Donald Trump’ın Mısırlı olduğunu anlatacağım, bununla ilgili hikayeler uyduracağım. Akıl ve mantığın bir değeri olmadığı sürece kimse beni yalanlayamaz” dedi.
Araştırmacı, “Son olarak, komşularının tarihini çalmayı reddeden Cezayir’deki rasyonel, saygın halkımıza tüm selam ve saygılarımla. Sanıyorum ki Cezayir hususunda büyük bir gayrete sahipler. Cezayir’in, yücelmek için sahte bir tarihe ihtiyacı yok, aksine o, kendi içinde yüceltilmiş bir ulusa sahip” ifadelerini kullandı. Mısırlı araştırmacı Muhammed el-İdrisi, “Amaziglere karşı kötü bir niyetim yok, tam tersine hepsine saygı duyuyorum. Ama Mısır tarihinin bu sistematik gaspına karşı ülkemin ve atalarımın tarihini savunmak zorundayım” dedi.
Aynı şekilde Cezayirli tarihçi Muhammed Balgays ise “Bu adam, yüzde bin Libyalı ve Mısırlıdır. Ramses’i devirdi, 21 numaralı hanedanı kurdu. Tek bir bireyin hikayesine, tüm insanlık tarihi için güvenilemez” açıklamasında bulundu.

Şeşonk, Kuzey Afrika halkları arasındaki ortak kültürel simgedir
Siyaset bilimci ve gazeteci Hakim Mesudi, bu durumun ilk kez gerçekleşmediğini ve Cezayir’de Amazig tarihinin veya kimliğinin itibarının onarılmasını simgeleyen her hususta tartışmaların yaşandığını dile getirdi. Bir grup Cezayirlinin, ‘psikolojik ve kültürel bir düğüm’ olan Amazig’i resmi olarak tanımayı hala reddettiğini belirten Mesudi, “Şeşonk heykelini protesto edenler, konumlarında tereddüt ediyorlar ya da daha doğrusu konumlarını açıklarken onu din ile ilişkilendiriyorlar ve bazen putları reddediyorlar. Bazen Şeşonk’un hurafe olduğunu, bazen de bir heykel dikmenin entelektüel bir hırsızlık olduğu söylüyorlar, ama Abdülkadir el-Cezairi heykeli, başkentteki şehitler tapınağı, Roma antik kentleri veya türbeleri veya diğerleri gibi bir heykelin önünde fotoğraf çekinmekten de çekinmiyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
Mesudi, meselenin Mısır’daki yankılarına ilişkin olarak ise durumun, konunun yanlış anlaşılmasından fazlası olmadığını vurguladı. Hakim Mesudi, “Şeşonk, Kuzey Afrika ile Mısır arasında iç içe geçmiş bir medeniyet bağıdır. Bu durumun, ilişkileri güçlendirmesi gerekiyor, konuları bir çatışma haline getirmesi değil” dedi.



Trump'ın Grönland Büyükelçisi: Washington Danimarka adasını işgal etmeyecek

Louisiana Valisi Jeff Landry, Beyaz Saray'da konuşma yaparken ABD Başkanı Donald Trump arka planda dinliyor (Arşiv- EPA)
Louisiana Valisi Jeff Landry, Beyaz Saray'da konuşma yaparken ABD Başkanı Donald Trump arka planda dinliyor (Arşiv- EPA)
TT

Trump'ın Grönland Büyükelçisi: Washington Danimarka adasını işgal etmeyecek

Louisiana Valisi Jeff Landry, Beyaz Saray'da konuşma yaparken ABD Başkanı Donald Trump arka planda dinliyor (Arşiv- EPA)
Louisiana Valisi Jeff Landry, Beyaz Saray'da konuşma yaparken ABD Başkanı Donald Trump arka planda dinliyor (Arşiv- EPA)

ABD Başkanı Donald Trump tarafından Grönland'a atanan özel temsilci, dün yaptığı açıklamada, Cumhuriyetçi yönetimin stratejik öneme sahip bu bölge için en iyi yol haritası konusunda yarı özerk Danimarka adasının sakinleriyle diyalog başlatmayı hedeflediğini söyledi.

Louisiana Valisi Jeff Landry, bu hafta göreve başlamasından bu yana yaptığı ilk kapsamlı açıklamasında, Trump yönetiminin "kimseyi işgal etmeye çalışmak için oraya gitmediğini" ve "kimsenin ülkesini ele geçirmeye çalışmadığını" söyledi. Valinin yorumları, ABD'nin adayı "ABD ulusal güvenliği gerekçesiyle" kontrol etmesi gerektiğini defalarca dile getiren ve mineral bakımından zengin, stratejik konumdaki Arktik adasını ele geçirmek için askeri güç kullanmayı da dışlamayan Trump'ın bazı görüşleriyle çelişiyor gibi görünüyordu.

Landry, Fox News'un "The Will Can Show" programına verdiği röportajda, "Bence görüşmelerimizi Grönland'daki gerçek insanlarla, Grönlandlıların kendileriyle yapmalıyız" dedi. "Onlar ne istiyor? Hangi fırsatlardan mahrum kaldılar? Ve neden gerçekten hak ettikleri korumayı almadılar?" Trump'ın Landry'yi Grönland elçisi olarak ataması, Danimarka ve Avrupa'da endişeleri yeniden alevlendirdi.

Danimarka Dışişleri Bakanı yerel medyaya yaptığı açıklamada, ABD Büyükelçisini bakanlığına çağıracağını söyledi.


Washington, Sudan'daki çatışmanın her iki tarafını da kendi girişimini kabul etmeye çağırıyor

Sudan'ın geçici Başbakanı Kamil Idris, New York'taki Birleşmiş Milletler binasında gazetecilere açıklama yapıyor (BM fotoğrafları)
Sudan'ın geçici Başbakanı Kamil Idris, New York'taki Birleşmiş Milletler binasında gazetecilere açıklama yapıyor (BM fotoğrafları)
TT

Washington, Sudan'daki çatışmanın her iki tarafını da kendi girişimini kabul etmeye çağırıyor

Sudan'ın geçici Başbakanı Kamil Idris, New York'taki Birleşmiş Milletler binasında gazetecilere açıklama yapıyor (BM fotoğrafları)
Sudan'ın geçici Başbakanı Kamil Idris, New York'taki Birleşmiş Milletler binasında gazetecilere açıklama yapıyor (BM fotoğrafları)

Amerika Birleşik Devletleri, Sudan'daki çatışmanın her iki tarafını da önerdiği insani ateşkesi derhal kabul etmeye çağırdı ve insani acıların devam etmesi nedeniyle ateşkesin acil bir öncelik olduğunu belirtti.

ABD Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Jeffrey Bartos, pazartesi akşamı BM Güvenlik Konseyi üyelerine yaptığı açıklamada, Trump yönetiminin ileriye dönük bir yol olarak insani ateşkes teklif ettiğini belirterek, "Her iki savaşan tarafı da bu planı derhal ve ön koşulsuz olarak kabul etmeye çağırıyoruz" dedi. Bartos ayrıca, "Darfur ve Kordofan bölgesindeki korkunç şiddeti ve hem Sudan Silahlı Kuvvetleri hem de Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından işlenen vahşetleri şiddetle kınıyoruz; sorumlular mutlaka hesap vermelidir" ifadelerini kullandı.

ABD'nin tutumu, Sudan geçiş hükümetinin başkanı Kamil İdris'in 1000 gündür süren savaşı sona erdirmeyi amaçlayan kapsamlı bir barış girişimini BM Güvenlik Konseyi'ne sunmasıyla eş zamanlı olarak geliyor. İdris, Sudan'ın "varoluşsal bir krizle" karşı karşıya olduğunu belirterek, uluslararası gözetim altında bir ateşkes, HDK’nin kontrol ettikleri bölgelerden çekilmesi ve silahsızlandırılması çağrısında bulundu ve BM'nin benzeri görülmemiş insani acılara ilişkin uyarılarını yineledi.


Moskova'da Rus generalin öldürüldüğü yere yakın bir bölgede meydana gelen "olayda" iki polis memuru yaralandı

56 yaşındaki General Fanil Sarfarov'un pazartesi günü Moskova'nın bir yerleşim bölgesinde öldürüldüğü otomobil (Reuters)
56 yaşındaki General Fanil Sarfarov'un pazartesi günü Moskova'nın bir yerleşim bölgesinde öldürüldüğü otomobil (Reuters)
TT

Moskova'da Rus generalin öldürüldüğü yere yakın bir bölgede meydana gelen "olayda" iki polis memuru yaralandı

56 yaşındaki General Fanil Sarfarov'un pazartesi günü Moskova'nın bir yerleşim bölgesinde öldürüldüğü otomobil (Reuters)
56 yaşındaki General Fanil Sarfarov'un pazartesi günü Moskova'nın bir yerleşim bölgesinde öldürüldüğü otomobil (Reuters)

Yetkililerin açıklamasına göre, dün gece geç saatlerde Moskova'da, pazartesi günü bir Rus generalin öldürüldüğü yere yakın bir "olay"da iki polis memuru yaralandı; medya ise bir patlama olduğunu bildirdi.

Soruşturma Komitesi Telegram üzerinden "Güney Moskova'da iki trafik polisinin yaralanmasıyla sonuçlanan bir olay" yaşandığını bildirdi. Aynı kaynak, komitenin binaları incelediğini ve güvenlik kamerası kayıtlarını gözden geçirdiğini belirtti.

Rus televizyonunun yayınladığı görüntülere göre bölgede yoğun bir güvenlik kordonu oluşturuldu. Görgü tanıklarına dayanan televizyon, bugün yerel saatle 01:30 civarında (Salı günü GMT 22:30) bir patlama meydana geldiğini bildirdi. Olay, Rus Genelkurmay Başkanlığı Operasyonel Eğitim Dairesi Başkanı General Fanil Sarfarov'un pazartesi günü aracının altına yerleştirilen el yapımı patlayıcıyla öldürüldüğü sokağın yakınındaki bir sokakta meydana geldi.

Şubat 2022'de Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı saldırıdan beri hem Rus topraklarında hem de Ukrayna'nın işgal altındaki bölgesinde meydana gelen patlamalarda çok sayıda Rus general, yerel yetkili ve saldırıyı destekleyen kamu figürü öldürüldü. Kiev bu saldırıların bazılarının sorumluluğunu üstlendi.