Çoğu Avrupa ülkesinde Kovid-19 kaynaklı vakaların ve ölümlerin sayısındaki ciddi artış ve öncekilerden daha sert ve uzun sürecek üçüncü bir dalgaya dair artan endişelerle birlikte, hükümetler aşı savaşını sürdürürken aşı dağıtımları lojistik nedenlerle çoğu ülkede hala sorun olmaya devam ediyor. Bununla birlikte, salgının ilk evresinde Avrupa ülkelerinde hakim olan rekabet ve spekülasyonları önlemek için Avrupa Komisyonu'nun aşı satın almak ve aşıları üye ülkeler arasında eşit dağıtmak amacıyla büyük çaba sarf ettiği dayanışma cephesinde de çatlaklar görülmeye başladı.
Avrupa Komisyonu, üye ülkeler adına aşı satın alma planı ve ilaç şirketleriyle herhangi bir ikili anlaşma yapmayacağına dair üye ülkelerden söz aldıktan sonra haftalarca gurur duymasına rağmen, AB Komisyonu Sağlık İşleri Direktörü Sandra Gallina, anlaşmaya saygı göstermeleri ve anlaşmayı ihlal etmekten kaçınmaları için hükümetlere bir çağrı yapmak zorunda kaldı. Gallina, Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı açıklamada, "aşı milliyetçiliğinin üye devletler tarafından geçen yazın başlarında kabul edilen Avrupa aşı stratejisinin temelini oluşturan işbirliği ruhunu zayıflatmakla tehdit ettiğini” vurguladı.
Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn, geçen haftasonu yaptığı açıklamada, geçen Eylül ayında Pfizer şirketi’nin Alman Biontech firması ile ortaklaşa ürettiği aşıdan 30 milyon doz satın almak için şirket ile bir mutabakat anlaşması imzaladığını bildirdi. Ancak buna rağmen Gallina, AB ülkeleri ile ilaç firmaları arasında aşıların satın alınmasına dair imzalanan paralel sözleşmelerin varlığını reddederek, "Bu tür sözleşmeleri hiç görmedim ve benim bakış açımdan mevcut olmadığı için göreceğimi sanmıyorum" dedi. İlaç şirketleriyle müzakereleri yöneten Gallina, "Üye devletler arasındaki dayanışma, emsali olmayan Avrupa aşılama stratejisinin temel taşıdır ve statülerine bakılmaksızın tek bir ülkenin elde etmesi imkansız olan miktarları elde etmemizi sağlayan şey budur" diye konuştu.
Bu strateji sayesinde AB’nin 2 bin 300 aşı dozu elde etmek için 6 şirket ile sözleşmeler imzaladığı biliniyor. Ayrıca Avrupa İlaç Ajansı (EMA) bunlardan ikisini kullanmayı kabul etti. Bunlar, bazı ülkelerin geçen ayın sonunda dağıtımına başladığı Pfizer aşısı ve bu hafta dağıtımına başlanan Moderna aşısı oldu. AB, bu iki aşıdan satın aldığı 760 milyon doz sayesinde nüfusunun yüzde 80'ini aşılayabilecek.
AB’ye üye devletlerin ilaç şirketleriyle pazarlık yapması yasak
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, geçen hafta yaptığı açıklamalarda, AB’ye üye devletlerin ilaç şirketleriyle tek başına aşı satın almak için pazarlık yapmasının yasak olduğunu belirterek, herkes tarafından üzerinde mutabık kalınan, yasal olarak bağlayıcı olan ve paralel müzakereleri ve sözleşmeleri yasaklayan net bir çerçeve olduğunu kaydetmişti. Leyen açıklamasında, AB’nin Sağlık ve Gıda Güvenliğinden Sorumlu Üyesi Stella Kyriakides’i, Avrupa Aşı Stratejisinin gerekliliklerini yerine getirmek için alınan önlemleri en üst düzeyde şeffaflıkla Komisyona bildirmelerini talep etmek üzere AB ülkelerindeki Sağlık Bakanları’na yazı göndermesi için görevlendirmişti.
Avrupa Parlamentosu'ndaki bazı temsilciler dün (Çarşamba), üye devletlerin yürüttüğü müzakereler ve ilaç şirketleriyle yapılan sözleşmeler hakkında bilgi verdiklerinde, Avrupa Komisyonu temsilcisi ile ateşli bir tartışma yaşandı ve Gallina sonunda şunu söylemek zorunda kaldı:
“Bu sözleşmelerin sonuçlanması mümkün değil. Ancak her halükarda bununla ilgili herhangi bir bilgi almadık. Her durumda, üye ülkeler adına şirketler ve Komisyon arasında imzalanan sözleşmelere öncelik verilir.”
İngiliz şirketi AstraZeneca'nın, Oxford Üniversitesi ile işbirliği içinde ürettiği aşının kullanımının onaylanması için Avrupa İlaç Ajansı'na (EMA) talepte bulunmasının ardından EMA sözcüsü, kendilerine sunulan verileri inceledikten sonra bu ayın 29'undaki toplantıda bu talebe dair karar verileceğini duyurdu. Aşı, EMA tarafından onaylandığı takdirde Pfizer ve Moderna'dan sonra Avrupa ülkelerinde dağıtılacak üçüncü aşı olacak. AB Komisyonu ve AstraZeneca arasındaki sözleşme 400 bin doz aşı satın alınmasını içeriyor.
İtalya Sağlık Bakanlığı ise dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Lazzaro Spallanzi Ulusal Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü'nün laboratuvarında geliştirilmekte olan aşının klinik denemelerin son aşamasına geldiğini ve gelecek yaza kadar EMA’dan onayının beklendiğini bildirdi. Sağlık Bakanlığından bir sözcü, “İtalya, bu aşının kullanımının nihai onayı halinde, aşı ihtiyaçlarında kendi kendine yeterliliğini elde edebilecek” dedi.
Roma'da bulunan Lazzaro Spallanzi Ulusal Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü pandeminin başlangıcından bu yana koronavirüs hastalarını tedavi etmek için tahsis edildi. Ayrıca, İtalya'da salgına yakalanan ilk kişiler olan Mart ayı başlarında Çin'den gelen iki turistin iyileştiği hastane olarak biliniyor.