Ekonomik çöküşteki Suriye’yi daha da kötü günler bekliyor

Geçtiğimiz Salı günü ülkenin kuzeybatısındaki Biniş bölgesi yakınlarında patates eken Suriyeliler (AFP)
Geçtiğimiz Salı günü ülkenin kuzeybatısındaki Biniş bölgesi yakınlarında patates eken Suriyeliler (AFP)
TT

Ekonomik çöküşteki Suriye’yi daha da kötü günler bekliyor

Geçtiğimiz Salı günü ülkenin kuzeybatısındaki Biniş bölgesi yakınlarında patates eken Suriyeliler (AFP)
Geçtiğimiz Salı günü ülkenin kuzeybatısındaki Biniş bölgesi yakınlarında patates eken Suriyeliler (AFP)

Ebu Ahmed müstear ismini kullanan bir Suriyeli benzin kuyruğunda beklediği uzun saatler boyunca iki kilometreden uzun bir sıra boyunca dizilen sivil arabaları umursamayı beklemeden hükümet tarafından desteklenen ‘Şebbiha’ olarak nitelendirilen kişilerin yakıt ikmali yapan araçlarını saydı. Ebu Ahmed’in hesaplarına göre beklemeden benzin alan her on Şebbiha arabasına karşılık bir sivil araç yakıt ikmali yapabiliyor. Öfkeli olan Ebu Ahmed, “Ekonomik sıkıntılar halkı vuruyor. Hükümetten desteklenen Şebbihalar, krizden etkilenmiyor” dedi.
Şam'daki hükümet, önümüzdeki yaz yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yaklaşmasıyla daha da kötüleşecek bir yaşam krizi karşısında güçsüz görünüyor. Ebu Ahmed önümüzdeki günlerin ‘kara günler ve savaş günlerinden daha karanlık’ olmasını beklediğini söylüyor. Önümüzdeki bahar şimdiden sıkıntılı görünüyor ve yaz, bir atılımın yokluğunda, daha ziyade ülkedeki krizlerin daha da derinleşmesi ışığında Suriyelileri kavurmaya başlayabilir.
Görünüşe göre bu kara beklentiler, Şam'da, Washington'un yaklaşık altı ay önce uygulanmaya başlanan ‘Sezar’ yasasının değiştirilmiş bir versiyonunu çıkararak rejim, siyasi, askeri ve ekonomik şahsiyetleri, özellikle de Cumhurbaşkanı Beşşar Esed ailesine ve eşine yönelik ekonomik cezalar yasasını sıkılaştırma ihtimaline ilişkin haberlerle ilgili görünüyor.
Geçtiğimiz dört ayda, enerji ve yakıt krizini gölgede bırakan şiddetli bir ekmek krizinin ortaya çıkmasıyla Suriye'deki yaşayan krizler daha da zorlu bir hal aldı. Bu, akıllı kart kullanılarak belirli miktarlara göre ekmeğin dağıtılmasının zorunlu kılınmasıyla daha da kötüleşti. Ailesiyle birlikte Şam'ın eteklerinde yaşayan Suriyeli bir kadın, akıllı kartla günde iki paket ekmek hak ettiğini söyledi. Yetkili kişi her biri yedi lavaştan oluşan iki paketin makbuzunu kaydetmesine rağmen yalnızca bir paket teslim ettiğini belirtti. Suriyeli kadın, “Çocuklarımın ekmeğinin çalınmasını her protesto ettiğimde, yetkili, ‘İşine gelmiyorsa alma’ diyordu” ifadelerini kullandı.
Ekmek harçlarının tam olarak teslim edilememesi, bireysel bir durum değil bilakis çoğu Suriye kenti ve vilayetinde uygulanan bir dağıtım yöntemi. Humus’ta ekmek dağıtımından sorumlu kişilerden biri teslim aldıkları miktarın yetersizliğine işaret ederek: “Elektronik program vatandaşın payının tamamını aldığını gösterse de miktarı azaltmak zorunda kalıyoruz” şeklinde konuştu.
Suriye'deki savaş onuncu yılını doldururken, ABD'nin Sezar Yasası kapsamındaki ekonomik yaptırımları, Suriye ekonomisindeki bozulmanın hızlanmasına katkıda bulundu. Suriyeli ekonomistlere göre yaptırımlar, rejim 2018'de başta Hale,  Şam ve Şam kırsalı olmak üzere ülkenin geniş alanlarını yeniden kontrol etmeye başlamasıyla ekonominin gelişme şansını engelledi. Suriye Politika Araştırma Merkezi'nin son raporunun verileri, 2019'da GSYİH'nin, özellikle de tarımın, savaş eylemlerindeki bir düşüşle yüzde 7,9'luk bir büyüme kaydettiğini gösteriyor. Rapora göre, 2020 yazındaki Sezar Yasası, tarımsal ve endüstriyel üretim için ihtiyaç duyulan hammaddelerin ithalatına doğrudan etkisi ve petrol kaynaklarının gelişini engellemesi nedeniyle bu büyümenin engellenmesine ve ekonominin kötüleşmeye itilmesine katkıda bulundu. Dolar kurunun dün 2 bin 900 Suriye lirasına ulaşmasıyla, liranın değerinin düşmesi ve enflasyon oranlarının görülmemiş seviyelere yükselmesi, birçok kuruluşun ve üretken sektörün yüksek maliyetler ve düşük satın alma gücü nedeniyle çalışmasının durmasına neden oldu.



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.