Birkaç gün önce İsrail, Deyrizor ilinin farklı bölgelerine “İran milislerini” hedef alan şiddetli hava saldırılarının ardından milisler, Suriye’nin doğusunda konuşlanmaya kaldıkları yerden devam etti. Bu sırada dün (Cuma) Türk kuvvetlerinin, Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib ilinin doğusunda yer alan Serakib kenti yakınlarında Şam-Halep Uluslararası Karayolu’na (M5) sadece 200 metre uzaklıkta bir askeri nokta kurmayı planladığı bildirildi. Bu askeri nokta stratejik yolu denetlemelerini sağlayacak.
Türkiye'nin rejim güçlerinin kuşatması nedeniyle daha önce Doğu Serakib'te bulunan bir noktadan geri çekilmesinin ardından oluşturulan yeni askeri nokta, İdlib'de rejim ile muhalif güçlerin arasına çizgi çeken bir bölgede bulunuyor.
Diğer yandan Türk kuvvetleri, Halep’in batı kırsalındaki el-Etarib’in güneyinde bulunan arabuluculuk bölgesinde, ağır silahların yanı sıra zırhlı araçların ve kamyonların konuşlandırıldığı yeni bir askeri nokta oluşturdu. Yeni askeri nokta, rejim ordusu ile muhaliflerin ve Türk kuvvetlerinin kontrolündeki bölgelerin arasındaki temas bölgesinin yakınında bulunuyor. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Suriye’nin kuzeybatısında gerilimi düşürme bölgesinde Türk kuvvetlerine ait noktaların sayısının 76’ya ulaştığını kaydetti.
TSK’nın sevkiyatları sürüyor
Türk kuvvetleri, dün İdlib’in kuzey kırsalındaki Kefer Lusin Sınır Kapısı’ndan, İdlib’in güney kırsalındaki özellikle de rejim güçleri ile muhalif grupların temas hattı üzerindeki Cebel ez-Zaviye’de yer alan kendilerine ait gözlem noktalarına onlarca askeri araç sevk etti.
Türk takviyeleri tanklar, zırhlı araçlar, buldozerler, yakıt tankerleri, prefabrik gözetleme kulübeleri ve lojistik malzeme yüklü kamyonları kapsayan biri 20 araç, diğeri 40 araçtan oluşan iki konvoy şeklinde sınır kapısından girdi.
Diğer taraftan SOHR, Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu’nun (SMO), Şam Cephesi ve Sultan Murad grupları arasındaki görüş ayrılıkları yüzünden Halep kırsalında güvenliği sağlamak için “Fırat Kalkanı” ve “Zeytin Dalı” bölgelerinde tüm grupların ortak devriyeleri yürütme projesinin başarısız olduğunu ortaya koydu. SOHR, projenin başarısızlığının arkasında Şam Cephesi’nin SMO oluşumlarından geri kalan herhangi bir askeri gücün, özellikle de Sultan Murad Tümeni’nin Azez şehrine girmesini reddetmesinin yattığını belirtti.
Aynı zamanda SOHR, Türk İstihbarat güçlerinin Halep’in kuzey kırsalındaki Suriye-Türkiye sınırındaki Havar Kilis bölgesinde yer alan Sultan Murad Tümeni komutanının bir akrabasını elinde 4 kilogram uyuşturucu madde ile yakaladıktan sonra tutukladığını bildirdi.
Bu sırada gözlemevi, özerk yönetim bölgelerindeki iç güvenlikten sorumlu güçlerin (Asayiş) dünden beri bilinmeyen nedenlerle sivil araçların ve motosikletlerin Haseke vilayetindeki Güvenlik Meydanına girmesini engellediğini belirtti. SOHR’a göre Haseke vilayetindeki Kamışlı kentinde Asayiş ile şehir içindeki güvenlik meydanında ve çevredeki barikatlarda duran rejim güçleri arasında ipler gergin. Bu sırada Dördüncü Tümen ve Genel İstihbarat Şubesi üyeleri, Suriye rejiminin Halep kentindeki nüfuz alanları ile Kürt güçlerinin etkisi altındaki Şeyh Maksud ve el-Eşrefiye mahalleleri arasında geçiş yapan vatandaşları sıkıştırdı. SOHR Dördüncü Tümen ve “Devlet Güvenliği” ortak güçleri tarafından denetlenen kontrol noktası unsurlarının, kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere vatandaşları detaylı bir aramaya tabi tuttuğunu belirtti. SOHR, bunun Kürt-Arap Suriye Demokratik Güçleri (SDG) için “ulusal kuluçka makinesi” olan halkın üzerinde baskı kurmak için yapıldığını kaydetti.
Gözlemevi, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı ve Haseke kentlerinin, Kürt güçleri ile rejim güçleri arasında devam eden seferberliğe rağmen tam bir sükunete tanık olduğunu belirtiyor. Bu rağmen, her iki taraf da arka hatlarda toprak bariyerlerini yükselterek, herhangi bir acil durum beklentisiyle savaşa hazır olma durumunu sürdürüyor.
Diğer taraftan SOHR “İranlı milislerin” ve ona bağlı güçlerin birkaç gün önce İsrail’in şiddetli hava saldırılarının hedefi olmasının ardından “Irak sınırı yakınında Suriye topraklarında bulunan el-Meyadin ve el-Bukemal kentlerinde ve Deyrizor kırsalındaki diğer bölgelerde yayılma ve yer değiştirme faaliyetlerinin devam ettiğine” işaret etti. SOHR “İranlı milisler, İsrail’in Deyrizor kentine ve kırsalına yaptığı son saldırıların ardından askeri teçhizatlarını sevk edip kamplarının yerlerini değiştirerek mevzilenmelerini artırdılar” ifadelerini kullandı.
SOHR 8 Ocak’ta, 13 Ocak’taki İHA’larla yapılan ikinci saldırı dalgasından önce “İran destekli milislerin İnsansız Hava Araçları (İHA) ile hedef alınan bölgelerin etrafındaki bazı noktalara kaydığını” ifade etti. SOHR bu milislerin bir kısmının yeni saldırıların gelmesinden korkarak “nüfusu kalabalık mahallelerin içerisine” yayıldığına dikkat çekti. SOHR’un verilerine göre İsrail’in düzenlediği hava saldırıları sonucu 57 kişi hayatını kaybetti.