Yargıtay: "Manevi tazminat davalarında mahkeme kararları kesinleşmeden icraya başvurulabilir"

(İHA)
(İHA)
TT

Yargıtay: "Manevi tazminat davalarında mahkeme kararları kesinleşmeden icraya başvurulabilir"

(İHA)
(İHA)

Yargıtay, kişilik haklarına saldırı sebebiyle açılan manevi tazminat davalarında mahkeme kararları kesinleşmeden kazanılan tutarın tahsil etmek amacıyla icraya başvurulabileceğine hükmetti.
Bir genç, kişilik haklarına saldırdığını öne sürdüğü boşandığı eşi hakkında manevi tazminat davası açtı. Mahkeme, davalı kocayı tazminat ödemeye mahkum etti. Davalı koca, kararı temyiz için Yargıtay'a taşırken davacı genç kadın, tazminat tutarını tahsil etmek için İcra Müdürlüğü'ne başvurdu. Bunun üzerine harekete geçen borçlu davalı, İcra Mahkemesi'ne başvurarak; kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların kesinleşmedikçe takibe konulamayacağını, takibe konu kararın kişilik haklarının zedelenmesi sebebiyle manevi tazminata ilişkin olduğunu belirterek takibin iptalini talep etti. Mahkeme, davalının takibe koyduğu alacak, şahsın hukukuna ilişkin manevi tazminat alacağı olduğu ve kesinleşmeden takibe konamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne hükmetti. Kararı alacaklı temyiz edince devreye Yargıtay 12. Hukuk Dairesi girdi.
Daire; manevi tazminat davalarında tazminat tutarının tahsil edilmesi için kararın kesinleşmesinin beklenmeyeceğine hükmetti. Kararda şöyle denildi: “Türk Borçlar Kanunu'nda kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir. Somut olayda takibin dayanağı olan ilam, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyebilen, edaya ilişkin ilamlardır. Bu nitelikleri itibariyle de kesinleşmeden icraya konulmaları mümkündür. O halde mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Kararın bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir."



Türkiye 'gerektiğinde' Suriye'de ‘tansiyonu düşürmek’ için İsrail ile teknik görüşmeler yapıyor

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
TT

Türkiye 'gerektiğinde' Suriye'de ‘tansiyonu düşürmek’ için İsrail ile teknik görüşmeler yapıyor

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan dün yaptığı ve Reuters tarafından aktarılan açıklamasında Türkiye'nin gerektiğinde Suriye'de tansiyonu düşürmek için İsrail ile teknik görüşmeler yaptığını söyledi.

Fidan, Türkiye’nin İsrail de dahil olmak üzere Suriye'deki hiçbir ülkeyle çatışmaya girme niyeti olmadığını vurguladı.

Dışişleri Bakanı, İsrail ile Suriye konusunda gerilimin arttığı bir dönemde CNN Türk’e konula ilgili açıklamalarda bulundu.

Basında yer alan haberlere göre İsrail'in geçtiğimiz hafta Suriye’de bombaladığı hava üsleri, Türkiye'nin Suriye ile yapmayı planladığı ortak savunma anlaşmasının bir parçası olarak asker konuşlandırmayı planladığı yerlerdi.

Dışişleri Bakanı Fidan, açıklamasında şunları söyledi:

“Suriye'de güvenlik iş birliği olacak ve biz Suriye için istikrar ve refah istiyoruz. Ama Suriye'nin tekrar Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit edecek bir iç karışıklığa, bir operasyona, bir provokasyona maruz kalmasını da izleyemeyiz. Ona da sadece bakmakla yetinmeyiz.”

İsrail, Beşşar Esed rejimin geçtiğimiz aralık ayında düşmesinin ardından Suriye toprakları içinde kalan bir tampon bölge de dahil olmak üzere Suriye'nin güneybatısındaki bazı bölgelerin kontrolünü ele geçirdi, Suriye ordusuna ait silahları ve askeri üsleri hedef alan bombardımanlar düzenledi.

İsrail, geçtiğimiz hafta Hama ve Humus'taki hava üslerinin yanı sıra Şam'daki askeri altyapıyı da bombaladığını duyurdu.

Dışişleri Bakanı Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Amerika’nın (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu'ya tabiri caizse bir ayar vermesi gerekiyor.”

Türkiye, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarını ‘ülkedeki istikrar çabalarını engellemek’ olarak değerlendirirken İsrail, ‘kendi güvenlik çıkarlarını korumak için hareket ettiğini’ öne sürüyor.