Hamas, Abbas’ı hedef aldı; Uzlaşı umutları azalıyor

El-Halil’in güneyindeki et-Tavani köyündeki protestolara katılan Filistinliler (EPA)
El-Halil’in güneyindeki et-Tavani köyündeki protestolara katılan Filistinliler (EPA)
TT

Hamas, Abbas’ı hedef aldı; Uzlaşı umutları azalıyor

El-Halil’in güneyindeki et-Tavani köyündeki protestolara katılan Filistinliler (EPA)
El-Halil’in güneyindeki et-Tavani köyündeki protestolara katılan Filistinliler (EPA)

Filistinlilerin bölünmeyi sona erdirme ve uzlaşmaya geri dönme umutlarının yenilenmesinden üç hafta sonra, İsrail işgal güçleri ile baskı ve yerleşim uygulamalarını protesto etmek için yürüyüşlere katılan Filistinliler arasındaki çatışmalarla dolu bir günde Hamas Hareketi, 15 Ocak akşamı bir açıklama yaptı. Hareket, açıklamasında Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a (Ebu Mazen) yargı makamındaki değişikliklerle ilgili son kararları nedeniyle tepki gösterdi. Hamas Hareketi, bu kararları ‘reddettiğini ve kınadığını’ belirtirken, uzlaşı umutlarının bir kez da azaldığını belirtti.
Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, açıklamasında Filistin Devlet Başkanı yerine ‘otorite başkanı’ terimine yer verdiği, bölünme atmosferini hatırlatan sert bir ifade kullandı. Kasım, “Yargı makamı kanunlarında yapılan sözde değişikliklerde, otorite başkanı tarafından yapılan anayasa ihlalleri reddedilmekte ve kınanmaktadır. Ramallah’taki otorite başkanlığının yasama veya yasaları değiştirme hususundaki anayasal ve yasal ilkeleri ihlal etme ısrarı, gerçek bir endişe uyandırıyor” ifadelerini kullandı. Hamas Sözcüsü, “Son kararlar yargı yetkisini ele geçirmeyi, onun iradesini anayasaya aykırı olarak kontrol etmeyi ve yargının bağımsızlığını ihlal etmeyi amaçlıyor. Bu durum da otoritenin Ramallah’taki liderliğinin kamusal özgürlükleri ve hakları kontrol etmeyi sürdürme yönünü gösteriyor. Filistin davasının, kamu özgürlüklerinin serbest bırakılması ve ‘son değişikliklerin ihlal ettiği en yüksek düzeyde şeffaflık ve yargı bağımsızlığı sağlama açısından’ başarı şartlarının karşılandığı bir seçim ortamına hazırlanmak için yaşadıklarına rağmen otorite liderliğinin, Filistin siyasi sistemine yönelik tekelciliğini ve hegemonyasını sürdürme arzusunu ifade ediyor” açıklamasında bulundu.
Filistin Kurtuluş Örgütü Yürütme Kurulu Üyesi ve Filistin Halk Partisi Genel Sekreteri Bessam es- Salihi, Filistinli grupların genel sekreterlerini acil bir toplantıya davet etti. Daha sonra Filistin Merkez Konseyi, bu ay sonlanmadan önce Devlet Başkanı Abbas’ın seçimlerin yapılmasına ilişkin kararnamesini yayınladı.

Çatışmalar sürüyor
15 Ocak’ta her Cuma günü yaşananlar gibi, bir taraftan İsrail işgal güçleri ve Yahudi yerleşimciler ile diğer taraftan barışçıl yürüyüşlere katılan Filistinliler arasında çatışmalar patlak verdi.
Ramallah’ın doğusundaki Mugayyir kasabasında Cuma namazının ardından başlayan yürüyüşte, İsrail işgal güçlerinin plastik mermi ve göz yaşartıcı gazlar kullanarak düzenlediği saldırılarda onlarca Filistinli yaralandı. Saldırı, el-Halil’in güneyindeki Masafer Yatta’da, haftalık Kafr Kaddum yürüyüşünde, Nablus’ta ve Cenin şehrinde de tekrarlandı. Göz yaşartıcı gaz nedeniyle onlarca Filistinli boğulma tehlikesi yaşadı ve bir kadın da dahil 5 kişi de çatışmalar sırasında yaralandı.
İsrail işgal güçleri, 15 Ocak sabahı Gazze Şeridi’nin merkezindeki El-Beric Mülteci Kampı’nın kuzeydoğusunda bulunan Cuhar ed-Dik köyünün doğusunda koyun çobanlarına ateş açtı. Filistinliler ise saldırıya, birkaç yanan balon fırlatarak karşılık verdi.
İşgal altındaki Doğu Kudüs’te ise yüzlerce Filistinli, Cuma namazını Mescid-i Aksa’da kıldı. Koronavirüsün yayılmasını sınırlamaya yönelik önleyici tedbirler kapsamında, art arda üçüncü hafta uygulanan genel karantina ve hareket kısıtlamaları nedeniyle cami, her hafta bugünde ibadet edenlere nazaran neredeyse boştu. İşgalci makamlar, Mescid-i Aksa’nın kapılarına onlarca asker konuşlandırıp bariyerler kurarken, Eski Kudüs’ü, yollarını ve sokaklarını askeri bir kışlaya dönüştürdü. Polis, Mescid-i Aksa’ya gelenlerin kimliklerine el koydu, bazı gençlerin üzerlerini aradı ve onlarca kişinin de cami avlusuna girişini engelledi. İslami Vakıflar Dairesi, Mescid-i Aksa’da ibadet edenlerin sayısının yaklaşık bin olduğunu açıkladı. Hatip Şeyh Yusuf Ebu Suneyne, Cuma hutbesinde “Topraklarınız ve kutsal alanlarınız peygamberlerin ve alimlerin meskenidir. Allah tarafından kutsal kılındıkları için kutsal olarak isimlendirilmiştir. Tek saf ve sabırlı olun. Bugün, Mescid-i Aksa’da hastalık iddiası, insanlara yük oluyor. Yetkililer, bu durumu değiştirmek için çalışmak zorunda. Yalnızca Mescid-i Aksa’nın kapatılması doğru değil. Bu kararların Mescid-i Aksa’dan kaldırılmasını istiyoruz. Buranın bu şekilde kapatılması doğru değil, zira Yahudilerin mekana girmesine izin veriliyor” dedi.



Gazze'deki ateşkes Kızıldeniz'deki gerilimi sona erdirecek mi?

Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarının Gazze anlaşması sonrasında azalması bekleniyor. (Reuters)
Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarının Gazze anlaşması sonrasında azalması bekleniyor. (Reuters)
TT

Gazze'deki ateşkes Kızıldeniz'deki gerilimi sona erdirecek mi?

Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarının Gazze anlaşması sonrasında azalması bekleniyor. (Reuters)
Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarının Gazze anlaşması sonrasında azalması bekleniyor. (Reuters)

Gazze'deki ateşkes anlaşması yürürlüğe girmek üzereyken, İran'ın müttefiki Husilerin yaklaşık bir yıldır geçen gemileri hedef almasının ardından Kızıldeniz bölgesinde gerilimin düşme ihtimaline ilişkin sorular artıyor. Söz konusu durum, uluslararası seyrüseferin aksamasına ve gemilerin Güney Afrika'daki Ümit Burnu rotasına yönelmesiyle, Mısır’ın Süveyş Kanalı'nın milyarlarca dolar zarara uğramasına neden oldu.

Arabulucular çarşamba günü yaptıkları ortak açıklamada, Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardıklarını ve 42 günlük ilk aşamanın yarın başlayacağını duyurdular.

Husiler Kızıldeniz'deki askeri operasyonları durdurmaya ‘şartlı olarak istekli’ olsa da Kahire, Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ile İranlı mevkidaşı Abbas Arakçi arasındaki telefon görüşmesinde bölgedeki gerilimin sona erdirilmesi talebini yineledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre Kızıldeniz'de gerilimin düşürülmesi için İran'ın istekli olması, ABD'nin baskısı ve ateşkes anlaşmasının etkin bir şekilde uygulanarak kalıcı bir ateşkes sağlanması gerekiyor.

Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan basın açıklamasına göre Abdulati ile Arakçi yaptıkları telefon görüşmesinde, ‘Kızıldeniz bölgesi de dâhil olmak üzere bölgedeki gelişmeleri ve geçtiğimiz yıl yaşanan huzursuzluğun seyrüsefer güvenliği üzerindeki yansımalarını’ ele aldılar.

Abdulati, ‘ateşkes anlaşmasının istikrar ve sükûnetin yeniden tesis edilmesine ve Kızıldeniz bölgesinde gerilimin azalmasına yol açarak dünyanın bu en önemli arterinde uluslararası seyrüsefer özgürlüğünün korunmasını umduğunu’ ifade etti.

İran'ın müttefiki olan Husiler, Kasım 2023'ten beri ‘Gazze ile dayanışma’ bahanesiyle İsrail'deki hedeflere saldırmanın yanı sıra, Kızıldeniz'deki İsrail veya bağlantılı kargo gemilerine füze ve insansız hava araçlarıyla (İHA) saldırılar düzenliyor. Bu saldırılara karşılık olarak Washington ve Londra 2024 yılı başlarında Yemen'deki Husi mevzilerine hava ve füze saldırıları düzenlemeye başladı.

Görsel kaldırıldı.Yemen'in Hudeyde Limanı (Reuters)

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından aralık ayı sonunda yapılan açıklamada, ‘Kızıldeniz ve Babu’l Mendeb bölgesinde yaşanan ve kanaldaki seyrüsefer trafiğini ve küresel ticaretin sürdürülebilirliğini olumsuz etkileyen mevcut olayların ardından’ Süveyş Kanalı gelirlerinin 2024 yılında yaklaşık 7 milyar dolar düştüğü belirtildi. Resmi verilere göre 2023 yılı gelirleri 10,25 milyar dolardı.

Uluslararası politika uzmanı Muhammed Muhsin Ebu’n-Nur, “Kızıldeniz'deki durum genellikle cumhurbaşkanlığı ve bakanlar düzeyindeki Mısır-İran görüşmelerinde öncelikli olarak ele alınıyor. Çünkü Kahire, Tahran'ın Kızıldeniz'de Mısır'a zarar veren Husi operasyonlarını kolaylıkla durdurabileceğinin farkında” değerlendirmesinde bulundu.

Ebu’n-Nur, “Yarın yürürlüğe girecek anlaşmayla birlikte Kızıldeniz'deki herhangi bir hedefe yönelik operasyonlar için hiçbir siyasi, stratejik ya da askeri gerekçe kalmadı” dedi.

İran uzmanı Vicdan Afravi ise Mısır'ın talebinin doğal olduğunu, zira ‘Husilerin İran'ın bölgedeki araçlarından biri olarak bilindiğini ve özellikle de nakliye kanalı büyük kayıplara uğrayan Mısır'a büyük zarar verdiğini’ söyledi.

Yemenli siyaset uzmanı Muin es-Sayyadi, “Kızıldeniz operasyonları ve öncesinde 21 Eylül 2014 darbesinden sonra patlak veren savaşta kendi halkının kayıplarını umursamayan Husi milisleri, Süveyş Kanalı nakliye hatlarının etkilenmesi sonucunda Mısır'ın kayıplarını da kesinlikle umursamayacaktır” yorumunda bulundu.

Arabulucuların Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasına varıldığını duyurmasının ardından Husi lideri Abdulmelik el-Husi perşembe günü yaptığı bir konuşmada, “Kasım 2023'ten bu yana savaş botlarının yanı sıra bin 255 balistik, kanatlı ve hipersonik füze ve İHA’yla operasyonlar gerçekleştirdik. Gazze ateşkes anlaşmasının uygulanmasını ve İsrail'in herhangi bir geri çekilmesine, katliam ve kuşatmasına ayak uydurmaya devam edeceğiz, Filistin halkına doğrudan askeri destek sağlamaya hazır olacağız" ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.Mısır'ın Süveyş Kanalı, Kızıldeniz gerilimi nedeniyle büyük zarar gördü. (Süveyş Kanalı İdaresi)

Husilerin ilk açıklamalarını, ‘Yemen'deki Saada savaşlarının başından beri milislerin alışık olduğu bir medya tüketimi’ olarak değerlendiren es-Sayyadi, “Yirmi yıldır taahhütlerde bulunuyorlar ama sadece Tahran'ın istedikleri uygulanıyor. Bu da tüm anlaşmaların şartlarının küçük bir bölümünü oluşturuyor” şeklinde konuştu.

Es-Sayyadi, ‘seçilmiş Başkan Donald Trump'ın ABD yönetimini devralmak üzere olması, İran ve Husi milislerin Trump'ın hakimiyetinin kendileri için Biden'dan daha acı verici olduğunu fark etmesi ve diğer yandan Gazze savaşının fiili olarak sona yaklaşması nedeniyle Kızıldeniz'deki Husi şiddetinin sona ermesini değil azalmasını’ bekliyor.

Ebu’n-Nur, İran'ın Husilere operasyonları durdurma konusunda baskı yapmasını bekliyor. Tahran'ın, Hizbullah ve Hamas'ın gücünün azalmasının ardından bölge üzerinde baskı kurduğu son silah olarak Husi müttefikinden operasyonlarını durdurmasını isteyeceğini düşünen Afravi, gerilimi artıracak bir eylem için herhangi bir gerekçe bulunmadığını belirtti.