Yemenliler Husilerin terörist grup olarak sınıflandırılmasını neden destekliyor?

Sana’daki hastanelerin birinde yetersiz beslenmeden muzdarip çocuk (DPA)
Sana’daki hastanelerin birinde yetersiz beslenmeden muzdarip çocuk (DPA)
TT

Yemenliler Husilerin terörist grup olarak sınıflandırılmasını neden destekliyor?

Sana’daki hastanelerin birinde yetersiz beslenmeden muzdarip çocuk (DPA)
Sana’daki hastanelerin birinde yetersiz beslenmeden muzdarip çocuk (DPA)

Washington'ın Husileri uluslararası terörizm listelerinde sınıflandırma kararını, uluslararası endişelerin dile getirilmesine rağmen, Husilerin kontrol ettiği bölge nüfusunun içinde veya dışında bulunan yetkililer ve Yemen halkı destekliyor. Yemenliler, grubun davranışları DEAŞ ve El-Kaide gibi diğer terör örgütlerinin davranışlarına benzediğini belirterek, terörist listelerine alınmasını destekliyor ve çok geç atılmış bir adım olarak görüyorlar.
Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’in ve diğer BM ajansları tarafından dile getirilen BM endişeleri, böyle bir sınıflandırmanın barış çabalarının aksamasına neden olabileceği, insani yardım kuruluşlarının hareketini engelleyebileceği, ithalatçıların küresel örgütler ile karşılaşacakları mali engeller ve yaptırım korkusu açısından grubun kontrolü altındaki bölgelere gerçekleştirilen gerekli malzeme akışını engellenebileceği düşüncelerine dayanıyor. Bu endişelere, ABD yönetimi tarafından, milyonlarca Yemenliye yardım akışını engelleyen her türlü engeli önlemek için tüm imkanları kullanma kararıyla ile yanıt verildi. Bu yanıt ABD temsilcisi tarafından, Griffiths’in BM’de yaptığı konuşma sırasında açık bir şekilde verildi.
Yemenli siyasiler ve halk, Husi grubun terör örgütlerinin hiçbir davranışlarını es geçmediklerini hepsini yaptıklarını, modern tarihte Yemenlilerin başına gelen en büyük felakete sebep olduklarını, bu davranışlarının sonuncusunun Taiz vilayetindeki Al-Haima bölgesinin köylülerine yönelik işkence kampanyasının yanı sıra Aden Havalimanı'nda balistik füzelerle hükümet üyelerine yönelik saldırısı olduğunu belirtiyorlar. 
Ayrıca, Yemenlilerin çoğu, Husi grubunun silah zoruyla ülkeyi soymasından yaklaşık altı yıl sonra uluslararası toplumda çaresizlik aşamasına ulaşmasının yanı sıra grubun herhangi bir BM kararına uymaması, hatta üç Yemen elçisinin çabalarına iyi niyetle yaklaşmayı reddettiği gerçeği, grubun yer alması gerek listenin siyasi hareketler değil, terör örgütleri listesi olduğunu doğruladığı belirtiliyor.

Teveccüh göstermek yeterli değil
Planlama ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı Müsteşarı Hisham Al-Mikhlafi sakin çabaların artık Husiler üzerinde etkili olmadığını belirterek “Husilerin Yemen'deki barışı sağlamaya yönelik her türlü girişimleri bozması ve engellemesi, geçiş aşamasının tamamlanmasını ve Yemenlileri darbenin verdiği acıdan kurtarmaya yönelik tüm siyasi, diplomatik ve uluslararası girişimleri engellemesinin, bu grupla diyalog ve teveccüh göstermenin tek başına yeterli olmadığını uluslararası toplumun daha yüksek oranda baskı yapması gerektiğini ve barışın sağlanması amacıyla bu baskının uygulanması için uygun araçlara sahip olması gerektiğini kanıtlıyor” dedi.
Al-Mikhlafi “Husiler tarafından işlenen suçların, en çok dikkat çekenlerinden Taiz’de olanlar ve olmaya devam edenler, bunun öncesinde de sivil bir tesis olan Aden Havalimanı’na füze atılması, kadın ve çocukların hedef alınması, alt yapının tahrip edilmesi dahil olmak üzere tüm bunların, dünyanın herhangi bir yerinde böyle bir terörist grubunun terörist listelerinde sınıflandırmak için yeterli olduğunu” vurguladı.
Planlama Bakanlığı Müsteşarı, söz konusu karara ilişkin endişeler konusunda şunları söyledi:
“Hükümet, tüm ortakları ile iş birliği içinde bu acıları hafifletmek için çalışıyor. Bunun yanı sıra Husiler hala, yardımların asıl hak edenlere gitmesini engellemeye ve bu malzemeleri yağmalamaya devam ediyor.”
Müsteşar sözlerine şu ifadeleri de ekledi:
“Uluslararası toplum, uluslararası örgütler ve kuruluşlar bunu açıklamalarında ve raporlarında defalarca kabul etseler de, onlardan korkmaları şaşırtıcı. Yemen hükümeti ve koalisyon gerekli tüm imkanları sağlamaya ve insani çalışmalar için imkan sunulmasını içeren karar için de hazır.”
Al-Mikhlafi, “Yemenlilerin bu acılardan ve insani trajediden kurtulmak için, bunların belirtilerini düzeltmeye etmeye devam etmek yerine, (bu acıların) nedenlerinden kurtulup onları iyileştirmesi gerektiğine ancak bunun mevcut tüm araçların kullanılmasının yanı sıra İran'ın Yemen işlerine müdahalesinin durdurulmadığı, barış sürecini desteklemek için ilgili Birleşmiş Milletler kararlarının uygulanmadığı sürece başarılamayacağına” inanıyor.

Yerinde bir karar
Yemen Enformasyon Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Fayad en-Numan, ABD'nin kararını destekleyerek, Husi grubunu terörist listelerine ekleme kararının “Çok gecikmiş ancak doğru yönde bir karar olduğunu çünkü terörist Husilerin grup görüntüsü üzerinden Yemenlilere karşı savaş suçları işlediğine, sahte sloganlar altında insani hakları ihlal ettiklerini ve sivillerin, çocukların, toplumun ileri gelenlerin ve sivil kurumlar balistik füzelerin, insansız hava araçlarının ve bombalı botlarının hedefi olduğunu” belirtti.
En-Numan Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte sözlerine şu ifadeler ile devam etti: “Ne yazık ki terörist Husiler öldürmek için eğitilmiş, ideolojisi şiddetten besleniyor ve liderleri terör sıfatlarının hepsini taşıyor. Bölgedeki komşularının yanı sıra savaşın ve darbenin dehşetini yaşayan Yemenliler iken, İran uluslararası koruyuculuğunda dünyanın en büyük terörizm koruyucusu olan devlettir” dedi.
Fayad en-Numan, insani endişeler bahanesiyle grubun terörist olarak sınıflandırılmasını reddeden sesleri eleştirerek şu ifadeleri kullanıyor:
“"Husi milislerin terörist grup olarak sınıflandırılması, Yemen'de kişisel maddi kazançları için, insani yardım kapsamında ticaret yapan parti, kuruluş ve şahsiyetlerin maskelerini düşürdü ve üzerinde çalıştıkları uluslararası bir siyasi gündemi hayata geçirdi."
En-Numan, BM elçisi Griffiths'e ve BM örgütlerine saldırıyormuş gibi görünmese de (Yemen hükümetindeki hiyerarşinin zirvesine kadar diğer politikacılar gibi) Husi milislerinin suçlarına göz yuman herkesin bu işin ortağı sayıldığına inanıyor.
En-Numan “Husi milisler, Birleşmiş Milletler tarafından denetlenen Hudeyde’deki üç limandan silah, füze, insansız hava aracı ve mayın kaçakçılığı yapmalarının yanı sıra yardımları yağmalayıp onları savaş malzemelerine dönüştürmek için çalışırken ve Birleşmiş Milletler Stockholm Anlaşması'nda kağıt üzerinde bir başarıya ulaştığı ile övünürken, insani durum şiddetli ve korkunç bir şekilde arttı” ifadelerini kullandı.
En-Numan “Milisleri terörist grup olarak sınıflandırılması reddedilirken, BM elçisi tarafından bu kez insani durumun tekrar dile getirilmesi hem komik hem de çok üzücü. Şu ana kadar Kızıldeniz’deki Hudeyde limanından bir insani yardım konvoyu gönderemediler” dedi.

”Taiz kuşatması yeter”
Yemenli insan hakları aktivisti Riyad Al-Dabai, Husilerin, sadece Taiz'i 5 yıldan fazla bir süredir kuşatma altında tutmasın bile terörist grup olarak sınıflandırılmasını garanti edeceğini iddia ediyor.
Al-Dubai Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda şunları söyledi: “Husi grubu son 6 yılda Yemenlileri bastırdı, terörize etti ve aç bıraktı. Grup liderleri, uluslararası sessizlik ve suç ortaklığı gölgesinde tüm uluslararası sözleşmeleri ve anlaşmaları ihlal etti.”
Yemenli aktivisti, “Husilerin, insanları susturduklarını, sadece kontrolleri altındaki bölgelerdeki olayları haber yaptıkları için gazetecileri öldürdüklerini, muhaliflerinin evlerini havaya uçurduklarını, binlerce sivili zorla kaçırdıklarını, çocukları ve kadınları tutukladıklarını ve işkence ettiklerini” hatırlıyor.
Yemenli aktivist, bu sınıflandırmanın bir sonucu olarak ortaya çıkan uluslararası endişelere ilişkin olarak, “Uluslararası kuruluşlardan durumu abarttıklarını, çünkü Husilerin istismarından şikayet eden aynı örgütler bugün de aynı kaygılarını dile getirdiğini” belirtti ve devam etti “Bunun en iyi kanıtı, 30 Aralık 2018'de Husilerin Yemen'deki aç insanların ağzından yiyecek çaldığını ifade eden Dünya Gıda Programı. Zira örgütler, Husilerin bu yardımı kötüye kullanarak karaborsada sattığını anlıyor, ancak sessiz kalıyor” dedi.
Aktivist, söz konusu örgütlerin, grubun gıda malzemelerinin dağıtımına yönelik uyguladığı kısıtlamalar veya bu örgütlerin kötü bir şekilde yönetilmesi ve çalışanlarının kazançlarını en üst seviyeye çıkarmaya çalışmaları ile Yemen’deki savaşı sürdürme çabası sebebiyle Husilerin kontrolü altındaki bölgelerde bulunan depolarındaki çok büyük miktarlarda bozulmuş gıdayı imha ettiklerini hatırlamayı ihmal etmedi.



Sana'da eğitim maliyeti dört katına çıktı

Yemenli öğretmenler Suudi Arabistan desteğiyle eğitim kursu veriyor. (UNICEF)
Yemenli öğretmenler Suudi Arabistan desteğiyle eğitim kursu veriyor. (UNICEF)
TT

Sana'da eğitim maliyeti dört katına çıktı

Yemenli öğretmenler Suudi Arabistan desteğiyle eğitim kursu veriyor. (UNICEF)
Yemenli öğretmenler Suudi Arabistan desteğiyle eğitim kursu veriyor. (UNICEF)

Yemenliler, Sana ve Husiler tarafından kontrol edilen diğer bölgelerde yeni eğitim yılını, okul ücretlerinin dört katına çıkması sonucu şokla karşıladı. Bu, aynı zamanda okullara vergi ve harçlar konulmasıyla aynı zamana denk geldi. Geçtiğimiz yıl dört milyondan fazla çocuk okula gidemezken bu sayının artmasından endişe ediliyor.

Husilerin kontrolündeki bölgelerde, dokuz yıldır maaşlarını alamayan 170 binden fazla öğretmen var. Eğitim sektörü çalışanları ve veliler, darbe hükümetinin Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi'nin kardeşi Yahya el-Husi tarafından yönetilen Eğitim Bakanlığı’nın, geçtiğimiz yıl öğrenci başına 4 dolar olan okul ücretlerini, ‘toplumsal katkı’ adı altında öğrenci başına 16 dolara çıkardığını söyledi.

Kaynaklara göre bu karar, eğitime erişemeyen ve okula gidemeyen çocukların sayısını artıracak. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre aileler bu koşullar altında söz konusu ücretleri, ders kitaplarını ve günlük masrafları karşılayamaz durumda.

Anayasa ihlali

Yemen anayasası, tüm eğitim aşamalarında ücretsiz eğitimi öngörüyor. Ancak, darbeci Husiler, 8 yıldır 170 binden fazla öğretmenin maaşını gasp etmesine rağmen, her öğrenci için öğrenim ücreti talep etmeye başladı. Ücretler öğretmenleri desteklemek bahanesiyle iki dolardan dört dolara ve ardından 16 dolara çıkarıldı.

XSCdwfvg
Yemen’de öğrenciler büyk zorluklarla mücadele ediyor. (UNICEF)

Eğitim sektöründe çalışan kaynaklara göre bu paranın okullardaki Husi temsilcileri ve maaşlarına el konulmasını protesto etmek için çalışmaktan kaçınan öğretmenlerin yerine atanan kişilere harcanıyor.

Kaynaklar, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Husilerin öğrencilerin okul kitaplarını piyasalardan satın almasını zorunlu kıldığını aktardı. Husiler, okul kitaplarını basmak için kullanılan matbaaları, mezhepsel posterlerini, liderlerinin ve şehitlerinin resimlerini ve Eğitim Bakanlığı'nın liderliği için kâr amaçlı faaliyetler için tahsis etti. Ayrıca yaz aylarında düzenlenen mezhepsel kampları finanse ediyor.

Kaynaklara göre bu adım, her çocuğun ihtiyaç duyduğu miktarı ikiye katlayarak yaklaşık 32 dolara çıkarıyor. Bu da on binlerce çocuğun okula gitmeyen dört milyona katılacağı anlamına geliyor.

Vergiler ikiye katlandı

Husi liderliğinin tüm özel okullara mezhep müfettişleri atama ve onlara bu okulların gelirlerinden aylık maaş verme emriyle aynı zamana denk geldi. Sana'daki bu okullardan bazılarındaki personel, Şarku'l-Avsat'a milislerin bu okullardan topladıkları harçları her yıl iki katına çıkardıklarını söylediler. Bu, okul yönetimlerini milislerin ve delegelerinin artan taleplerini karşılamak için okul ücretlerini geçen yıla göre yüzde 36'ya kadar artırmaya sevk etti.

csdfveg
Husiler okullar aracılığıyla mezhep değişikliği için yoğun çaba harcıyor. (Twitter)

Eğitim kaynaklarına göre bu artış, mezhep seferberliğinden kurtulmak için çocuklarını özel okullara nakletmek zorunda kalan ailelerin sırtına ağır bir yük bindirecek.

Diğer yandan darbe hükümetinin Eğitim Bakanı, yardımcılarıyla bir araya geldi ve yeni eğitim yılının başlaması için hazırlıkları görüştü. Ancak tüm toplantı boyunca öğretmenlere ödenmeyen maaşları hakkında herhangi bir açıklama yapmadı. Ayrıca, Husiler tarafından üç yıl önce kurulan ve öğretmenlere her ay 50 dolarlık destek sağlamak için kurulan Eğitim Destek Fonunun finansmanının açıklanmasını da reddetti.

Eğitim sektöründe çalışan kaynaklar, Husilerin, tüm yerel ve ithal mallardan toplanan büyük miktarda parayı, darbe hükümetinin bakanlığın liderleri ve Husilerin mezhepsel eğitim ofisi olarak bilinen örgütün faaliyetlerini ve savaş cephelerine katılmak için gençleri ve çocukları askere alma sürecini finanse etmek için fon olarak ayırdığını doğruluyor.

xhyej6u
Eğitim Destek Fonu'nun fonları Husi grubunun üyelerine harcanıyor. (Husi Medyası)

Yemen'de eğitim ve öğretim sektöründe çalışan iki kaynak, Şarku'l Avsat’a verdiği röportajda, bu fona toplanan paranın, Husilerin mezhepsel eğitim ofisini yöneten Ahmed Hamad tarafından kontrol edildiğini aktardı. Hamad, parayı öğrencilerin ve öğretmenlerin performansını izlemek ve okullarda mezhepsel faaliyetler yürütmek için kullanıyor. Husiler, genç yaştaki çocuklara mezhepsel fikirleri aşılayarak, kontrol ettikleri bölgelerde mezhepsel bir değişim yaratmaya çalışıyor.

Kaynaklar, bu fonun bir kısmının çocukların askere alınması, kamplarını ve mezhepsel içerikli kursları finanse etmek için kullanıldığını bildirdi. Söz konusu kurslar, Husilerin kontrolündeki bölgelerdeki tüm çalışanlar, öğretmenler ve üniversite profesörleri için zorunlu. Çalışanların işlerini sürdürmeleri için bu kurslara katılmaları gerekiyor ve bu kurslar, Husilere olan sadakatlerini değerlendirmek için bir standart olarak kullanılıyor.