İtalyan mafyası, çocukların ellerinden alınmaları ile parçalanıyor

Eşler ve çocuklar Ndrangheta’nın acımasızlığından özel bir program ile korunuyorlar.

Kasabasındaki çocuklarla ilgilenen Cinquefrondi Belediye Başkanı Michele Conia (sol arka tarafta.) (AFP)
Kasabasındaki çocuklarla ilgilenen Cinquefrondi Belediye Başkanı Michele Conia (sol arka tarafta.) (AFP)
TT

İtalyan mafyası, çocukların ellerinden alınmaları ile parçalanıyor

Kasabasındaki çocuklarla ilgilenen Cinquefrondi Belediye Başkanı Michele Conia (sol arka tarafta.) (AFP)
Kasabasındaki çocuklarla ilgilenen Cinquefrondi Belediye Başkanı Michele Conia (sol arka tarafta.) (AFP)

Lucia altı yaşındaki ikizlerinden gecenin zifiri karanlığında sessiz bir şekilde hızlıca arabaya binmelerini istedi… Anne ancak, onları Kalabriya’dan İtalya’nın kuzeyindeki gizli bir yere götüren uçağa bindiklerinde güçlü bir mafya örgütünün üyeleri olan kocası ve akrabalarından kurtulduğunu hissetmeye başlamıştı.
Lucia, AFP’ye verdiği demeçte “Semt değiştirmenin ya da tekrar tekrar taşınmanın yeterli olmayacağını biliyordum. Bu dünya ile bağlantılı her şeyden ve bu zihniyetten kurtulmamız gerekiyordu” dedi.
Küçük Cinquefrondi kasabasında başlayan bu kaçış yolculuğu, 2012 yılından bu yana çocukları ve bazen annelerini İtalya’nın en güçlü mafyası Ndrangheta’dan korumak için yapılan onlarca yolculuklardan sadece biriydi.

Adli program
Çocuk Mahkemesi Yargıcı Roberto Di Bella tarafından başlatılan bu öncü program, çocukların organize suç dünyasında ebeveynlerinin izinden gitmelerini önlemeyi amaçlıyor.
Lucia'nın kocası, kayınbiraderi ve kayınvalidesi mafya suçlarından; kayınpederi ise kasıtlı adam öldürmekten hüküm giydiler. Lucia, mafya ile iş birliği yaptığı için aleyhinde verilen kararın temyiz sonucunu beklerken kefaletle serbest bırakıldı.
Kendini korumak için adını değiştiren 36 yaşındaki Lucia, AFP’ye yazılı olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Hakkımda hapis kararı verilseydi çocuklarımı eşimin ailesinin ellerine bırakmak zorunda kalacaktım. Bu düşünce beni dehşete düşürdü. Bunun olmasını engellemek zorundaydım.
Söz konusu program eleştirilere rağmen İtalya hükümeti tarafından onaylanan mafya karşıtı bir protokol haline geldi. Şu ana kadar 80’den fazla küçük çocuk bundan faydalandı.
Di Bella, çocukların İtalya'da ve yurt dışında organize suç örgütlerinin avı haline gelmesini engellemek için programın geliştirilebileceği görüşünde. Hatta bazıları bunu, yasal sorumluluk yaşının altında olan bireylerin DEAŞ gibi aşırılık yanlısı dini örgütlere katılmasını engelleyecek potansiyel bir araç olarak görüyor.

Ndrangheta
Kalabriya’da yüzlerce üyesi yargılanan Ndrangheta mafyası, liyakate dayalı alım yapan diğer mafyaların aksine önceliği kan bağına veriyor.
Di Bella’nın “Liberi di Scegliere” (Seçme Özgürlüğü) programı, nesiller arası çoğalma döngüsünü kırmayı amaçlıyor.
Di Bella AFP'ye verdiği demeçte, "Mafya ile bağlantılı ailelerin soyadlarını taşıyan çocuklar kaçınılmaz bir kadere mahkum ediliyorlar: Ya ölüm ya hapis” ifadelerini kullandı.
Beş kıtada ağırlığı bulunan Ndrangheta suç örgütü, başta kokain kaçakçılığı olmak üzere çeşitli yasa dışı faaliyetler ile milyarlarca euro kazanıyor. Örgütün varlığı 19’uncu yüzyılın ortalarına kadar uzanmasına rağmen 2010 yılına kadar resmi olarak mafya olarak sınıflandırılmamıştı.
Di Bela konuya dair şunları söyledi:
 “Çocuklar bebekliklerinden bu yana mafya kültürü içerisinde yetişiyorlar ve bu havayı soluyorlar. Kontrol ve şiddet... Şeref kurallarının çiğnenmesine karşı en yakın akrabalarına dahi bu şiddet uygulanıyor.
Bununla birlikte, Reggio Kalabriya Üniversitesi'nden Çocuk Eğitimi Uzmanı Rossella Marzullo, bu zihniyetin "çocuklar üzerinde aşırı bir göz boyama gücü" olduğunu söyledi.
Söz konusu program kapsamında mahkemelerin mafyaya bağlı çocuk suçluların psikoterapi seansları, yurttaşlık eğitiminde rehberlik çalışmaları ve sosyal hizmet desteği almaları yönünde bir karar çıkarabileceği belirtiliyor.
Gerekli görüldüğü takdirde silah veya uyuşturucu bulundurma gibi doğrudan tehlikelerden korunmak için geçici bir süreliğine pansiyonlara da yerleştirilebiliyorlar.
Mahkeme, bu da yeterli olmazsa daha da ileri giderek anti-mafya derneği Libera ve Katolik Kilisesi’nin yardımıyla çocukları Kalabriya’dan çıkararak reşit olana kadar kalmaları için koruyucu ailelerin yanına yerleştirebiliyor.
Ailelerin önünde başka seçenek yok. Polis ve sosyal hizmetler, çocukları almak için önceden bir uyarı yapmadan evlere gidiyor.

Çocukluk trajedisi
Annesinin parmaklıklar arkasındaki babasına katılması üzerine ailesinden alınan hükümlü bir mafya üyesinin kızı Aurora (12 yaşında) için Cinquefrondi’den ayrılmak kolay olmadı.
Aurora, AFP’ye verdiği demeçte “Yol boyunca ağladım. Neyi yanlış yaptığımı öğrenmek istedim. Korkmuştum!” dedi.
Koruyucu ailesinden birinin e-posta üzerinden gönderdiği mesajda geçen ifadelere göre, ismini değiştiren Aurora uzun bir müddet “ölüm, silahlar, kendini ya da aile bireylerinden birini kurtarmak zorunda olduğu savaş sahneleri” gibi kabuslar gördü.
Babası ile üç yıl önce iletişimini kesen Aurora babasına ilişkin şunları söyledi:
“Bencil. Bir suçlu gibi hayatını seviyor. Hayatının yüzde 90’ını hayvanat bahçesinde gibi parmaklıklar ardında geçirdi. Annemin ve aile bireylerinin geri kalanının hayatını mahvetti.”

Mafya Yasası
Bazı ebeveynler, mahkemenin çocuklarını alma kararına itiraz ettiyse de bunun bir faydası olmadı. Çocuklarının geleceği için kaygılanan anneler için bu Ndrangheta’nın zırhında bir çatlağı temsil ediyor.
Di Bella kendisine "dulların” nasıl gizlice yaklaştığını, genç kadınların daha önce hiç tanışmadıkları erkeklerle zorla evlendiğini, eşlerinin sonlarının ya hapishanede ya da kaçak olarak bittiğini söyledi.
Yargıç, “Erkekler, sistemin bütün gücünün kadınların itaatine bağlı olduğunu biliyor. Bu zayıflatılırsa, Ndrangheta’nın gücü sarsılmış olur” dedi. Örgütün şeref yasasına göre “ailelerinden ayrılan kadınlar bunun bedelini hayatlarıyla ödemek zorunda”.
Kalabriya’da yıllarca çalışan Yargıç Giuseppe Spadaro da “mafya örgütlerindeki çocukların, tıpkı her gün beyin yıkama faaliyetlerine maruz kalan ve askeri tatbikat yapan DEAŞ unsurları gibi yetiştiğine” dikkat çekti.



Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
TT

Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)

Afrika'nın güneyindeki Namibya'da seçim heyecanı yaşanıyor.

Çarşamba yapılacak oylamada kazanması beklenenlerden biri de Adolf Hitler Uunona.

59 yaşındaki siyasetçinin 2004, 2015 ve 2020'deki seçimlerden sonra olduğu gibi, bir kere daha Oshana Bölgesi'ndeki Ompundja'nın yerel meclisine girmeye hak kazanacağı öngörülüyor.

Güneybatı Afrika Halk Örgütü (SWAPO) üyesi, son seçimlerde oyların yüzde 85'ini almıştı. 

SWAPO, Namibya'nın 1990'da Güney Afrika'dan bağımsızlığını kazanmasından beri iktidar partisi konumunda. Sol görüşlere yakın parti, geçmişte sömürge yönetimine karşı mücadelesiyle dikkat çekmişti.

Uunona, 5 yıl önce Alman gazetesi Bild'e verdiği röportajda "Babam, Adolf Hitler'in hangi değerleri sembolize ettiğini bilmiyordu. Çocukken adım bana da çok normal geliyordu. Bu adamın tüm dünyayı fethetmeye çalıştığını büyüyünce anladım. Benim bu tür şeylerin hiçbiriyle işim yok" demişti. 

Arkadaşlarının kendisine Hitler demeden Adolf diye seslendiğini söyleyen Uunona, adını değiştirmeyeceğini belirtmişti:

Tüm resmi belgelerde bu şekilde yazıyor. Artık bunun için çok geç.

Uunona, ülkesinin The Namibian gazetesine verdiği röportajda da "Ben Hitler gibi değilim" ifadesini kullanmıştı.

2020'de Uunona'nın memleketinde görülen ve arka camında “Adolf Hitler” yazısı ve gamalı haç simgesi yer alan bir otomobil dikkat çekmişti.

Ancak Uunona bu aracın kendisiyle hiçbir ilgisi olmadığını ifade etmişti. 

1884 - 1915'te Alman sömürge yönetimi altında kalan Namibya’da Alman kökenli isimler bugün de yaygın olarak kullanılıyor.

1904 - 1908'de ülkedeki Ovaherero ve Nama halklarına yönelik bir soykırım kampanyası yürüten Alman İmparatorluğu, 70 bine yakın kişiyi öldürmüştü. 

Koloni dönemi sonrasında da Alman nüfuzu sürerken II. Dünya Savaşı'nın ardından bazı Naziler, Namibya'ya kaçmıştı.

1976'da New York Times'ta yayımlanan bir haber, Alman kökenli Namibyalıların birbirlerini hâlâ "Heil Hitler" diye selamladığını bildirmişti. 

Almanya'nın Afrika'da gerçekleştirdiği bu soykırımı resmen tanıması 2021'i buldu. Namibya liderleri hâlâ istedikleri tazminatı alamadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Post


Macron: Trump'ın Ukrayna barış planı iyileştirilmeli

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
TT

Macron: Trump'ın Ukrayna barış planı iyileştirilmeli

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bugün RTL Radyo’ya verdiği röportajda, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna için hazırladığı barış planının Kiev ve Avrupa tarafından kabul edilebilir hale gelmesi için iyileştirilmesi gerektiğini söyledi.

Öte yandan Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Rüstem Umerov, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin, Rusya-Ukrayna Savaşı'nı sonlandırmak amacıyla hazırlanan ‘barış planı’ için ABD Başkanı Trump ile görüşmek üzere önümüzdeki günlerde ABD'yi ziyaret edeceğini açıkladı.

Umerov, açıklamasında şunları söyledi:

“Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin bu ay içinde en uygun tarihte ABD'yi ziyaret etmesini ve son adımları tamamlayarak Başkan Trump ile bir anlaşma imzalamasını sabırsızlıkla bekliyoruz.”

ABD, geçtiğimiz hafta 28 maddelik bir barış planı sunarak Ukrayna ve Avrupa'nın yanı sıra ABD yönetimi içindeki pek çok kişiyi de şaşırttı. Bu durum Trump yönetiminin Ukrayna'ya ağırlıklı olarak Rusya'nın lehine olan bir anlaşma imzalaması için baskı uygulayabileceği yönünde yeni endişeler uyandırdı.

Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Macron, RTL’ye verdiği röportajda, “Bu, doğru yönde, barışa doğru atılan bir adım. Ancak bu planın tartışılması, müzakere edilmesi ve iyileştirilmesi gereken yönleri var” dedi. Ardından Macron “Barış istiyoruz, ancak gerçek bir teslimiyet anlamına gelen bir barış istemiyoruz” diye ekledi.

Topraklarını terk etmeye hazır olup olmadıklarına sadece Ukraynalıların karar verebileceğini söyleyen Macron, “Masadakiler, Rusların neyi kabul edebileceğine dair bize bir fikir veriyor. Bu, Ukraynalıların ve Avrupalıların bunu kabul etmesi gerektiği anlamına mı geliyor? Cevap hayır” ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı, Rusya ile barış sağlanması durumunda Ukrayna’nın ilk savunma hattının ordusunun yenilenmesi olacağını ve bu konuda herhangi bir kısıtlama olamayacağını belirtti.

Macron, Rusya’nın dondurulan fonlarının Avrupa'da bulunduğunu ve bunların nasıl elden çıkarılacağına karar verme yetkisinin de sadece Avrupa'ya ait olduğunu vurguladı.

ABD tarafından sunulan barış planı, Ukrayna ordusuna bir kısıtlama getirilmesini öngörürken ve ABD'ye Rusya’nın dondurulan mal varlıkları üzerinde bir miktar kontrol hakkı tanıyor.


Abu Dabi’de sürpriz temas: ABD ve Rusya barış müzakerelerini hızlandırıyor mu?

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
TT

Abu Dabi’de sürpriz temas: ABD ve Rusya barış müzakerelerini hızlandırıyor mu?

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)

ABD merkezli haber kanalı CBS News bugün, ABD'li yetkililer ve diplomatik kaynaklara dayandığı haberde, ABD Kara Kuvvetleri Bakanı Dan Driscoll’un şu anda Rus yetkililerle görüşmek üzere Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi'de bulunduğunu bildirdi.

CBS News’e konuşan ABD’li bir yetkili, Bakan Driscoll’un dün akşam Abu Dabi’de Rus heyetiyle birkaç saat süren bir görüşme gerçekleştirdiğini ve bugün de heyetle tekrar bir araya gelerek barış sürecini görüşmesi ve müzakereleri hızla ilerletmesinin beklendiğini söyledi.

Öte yandan İngiltere merkezli günlük gazete Financial Times, iki kaynağa dayandırdığı haberinde Driscoll'un Rus heyetinin yanı sıra Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Başkanı Kirilo Budanov ile de Abu Dabi’de görüşmelerde bulunacağını bildirdi.

Bu toplantılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın yaklaşık dört yıldır süren Rusya-Ukrayna savaşında ateşkes sağlanması için artan baskısı ve ABD’li yetkililerin her iki ülkenin temsilcileriyle yaptığı görüşmelerle eş zamanlı gerçekleşiyor.

Bakan Driscoll, geçtiğimiz hafta sonu ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Başkan Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner ile Ukrayna ve müttefiki Avrupa ülkelerinden diplomatlar arasında İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen görüşmelere katıldı. Driscoll, Rus yetkililerle görüşmesi öncesinde geçtiğimiz hafta Ukrayna'nın başkenti Kiev’i ziyaret etmişti.

CBS'nin pazar günü yayınladığı bir habere göre ABD’li ve Ukraynalı yetkililer, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin bu hafta ABD’yi ziyaret etme olasılığını görüştü, ancak henüz böyle bir ziyaret için kesinleşmiş bir plan yok. Rusya ve Ukrayna’nın bir anlaşmaya ne kadar yakın olduğu hala belirsizliğini koruyor.

Trump yönetiminin savaşı sona erdirmek için desteklediği taslak öneri, Zelenskiy'nin zaten reddettiği birkaç madde içeriyor. Bunlar arasında Ukrayna'nın Donetsk bölgesinin tamamını (Rusya’nın işgali altında olmayan kısımlar dahil) teslim etmesi ve ülkenin NATO'ya üye olma çabalarını durdurması da bulunuyor.

ABD’li ve Ukraynalı yetkililere göre güvenlik garantileriyle ilgili başka bir taslak metin daha var.

Ukrayna'nın Washington Büyükelçisi Olha Stefanishyna pazar günü bir televizyon kanalına verdiği röportajda, taslak metinin ABD'nin NATO tüzüğünün 5. maddesine benzer ‘güvenlik garantileri’ verme niyetinde olduğunu açıkça ortaya koyduğunu söyledi. Söz konusu 5. Madde, NATO üyelerine saldırıya uğrayan herhangi bir üye devleti savunma yükümlülüğü getiriyor.

Bazı NATO üyeleri ve diğer ABD müttefikleri, cumartesi günü, öneriyi ‘daha fazla çalışma gerektiren bir temel’ olarak nitelendiren ortak bir bildiri yayınlamışlardı.