Lübnan'da Kovid-19 hastaları otoparklarda tedavi ediliyor

Beyrut'taki Hariri Üniversite Hastanesi'nde yapılan Kovid-19 testleri (AP) 
Beyrut'taki Hariri Üniversite Hastanesi'nde yapılan Kovid-19 testleri (AP) 
TT

Lübnan'da Kovid-19 hastaları otoparklarda tedavi ediliyor

Beyrut'taki Hariri Üniversite Hastanesi'nde yapılan Kovid-19 testleri (AP) 
Beyrut'taki Hariri Üniversite Hastanesi'nde yapılan Kovid-19 testleri (AP) 

Lübnan’da günlük vaka sayısı 5 bini aşarken, hastanelerin ülkedeki ekonomik kriz nedeniyle yatak, ekipman ve personel sıkıntısı çekmesi nedeniyle Kovid-19 hastaları hastane girişlerinde, kafeteryada ve hatta otoparklarda tedavi görüyor. Bu tablo, ülkenin son günlerde yaşadığı krizi gözler önüne seriyor. 
Lübnan Özel Hastane Sahipleri Sendikası üyesi Süleyman Harun'a göre bu görüntüler durumun ciddiyetini yansıtıyor. Harun yaptığı açıklamada, “Bunlar gerçeğin görünen bir kısmı, tamamı değil. Gerçek durum daha kötü. Çünkü tüm acil servislerin yanı sıra Kovid-19 hastaları için belirlenen hastanelerde yatak kapasitesi doldu. Özel hastanelerde Kovid-19 hastaları ve diğer hastaları için yatak yok. Lübnan hastaneleri kapasitelerini aştığı için bir hastaneden diğerine yatak aramak için dolaşan bir dizi hasta var” dedi.
Harun, Şarku’l Avsat ile verdiği demeçte, özel hastanelerin Kovid-19 hastaları için tahsis ettikleri yatak sayısını ikiye katlayarak 600 yoğun bakım yatağına (devlet hastanelerinde 220 yatak var) ve bin 100 normal yatağa ulaştıklarını ve yapabileceklerinin çoğunun bu olduğuna dikkati çekti. Harun, ulusal para biriminin değer kaybı ve devletin biriken hastane aidatlarını ödememesi nedeniyle yaşanan ekonomik kriz çerçevesinde hastanelerin daha fazla yatak sağlayamadığını belirtti. Öte yandan Lübnan dün 5 bin 872 vaka ve 41 ölüm kaydetti. Böylece ülkedeki toplam vaka sayısı 249 bin 158'e, can kaybı ise bin 866'ya yükseldi.
Yeni Kovid-19 servisleri açmak için  diğer bölümlerin devre dışı bırakıldığına dikkati çeken Harun, özel hastanelerin çoğunun ameliyatları ve acil olmayan muayeneleri ertelediğini kaydetti.
Özel hastanelerin yaşadığı sorunlar arasında, başta hemşireler olmak üzere sağlık personeli yetersizliği de yer alıyor. Hemşireler Sendikası’ndan Dr. Myrna Ebi Abdullah Doumit, Kovid-19 salgını başladığında bir dizi hastanenin yanlış hesaplamalar yaparak daha fazla hemşire işe almak ve eğitmek yerine, ekonomik kriz nedeniyle çok sayıda kişiyi işten çıkardığını belirtti. Doumit, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, 2019'un sonundan önce ülkede çalışan hemşire sayısının yaklaşık 9 bin olduğunu, ancak o zamandan bugüne kadar yüzde 40'tan fazlasının neredeyse ya ülkeden göç etti, ya da  işsiz veya yarı zamanlı çalışan durumuna geldiğini bildirdi. Doumit açıklamasında, “Yurtdışında Lübnan'daki hastanelerin sunduklarından çok daha iyi maaş ve teşviklerle iş olanakları sağlandığı için 600 hemşire ülke dışına göç etti. Özellikle de en büyük hastanelerin maaşları bile hemşirelerin hayatları risk altında olsa bile ayda 100 doları geçmiyor” ifadelerini kullandı.
Doumit, salgının başlangıcından bugüne kadar 4 hemşirenin hayatını kaybettiğini, bin 500 hemşirenin ise virüse yakalandığını kaydetti. Ayrıca Doumit, özellikle Lübnan'da herkesi tehdit eden salgınla mücadeleye katkıda bulunmak için eğitilebilecek bin 200 yeni mezun olduğu için hastaneleri hemşireler için istihdam kapısını geç bile olsa açmaya çağırdı.
Lübnan Tabipler Birliği (LTB) Başkanı Profesör Şeref Ebu Şeref ise, ülkede şu ana kadar 11 doktorun Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybettiğini, 25 doktorun yoğun bakımda ve en az 300 doktorun ise karantinada olduğunu duyurdu. Ayrıca bunun, daha iyi iş fırsatları buldukları Körfez, Avrupa ülkeleri ve  ABD’ye göç eden 500 doktorun eksikliği nedeniyle ülkede sağlık personeli üzerindeki baskıyı artırdığına dikkati çekti. Şeref açıklamasında, “Doktor bulamayacağımız bir aşamaya gelmememiz için Lübnanlı doktorları acilen güvence altına almalıyız” dedi.
Ülkedeki mevcut ekonomik krizler nedeniyle ithalatların dolarla yapılamaması nedeniyle hastanelerde tıbbi ekipman ve bir dizi ilaç sıkıntısına yol açıyor.  Bankacılık prosedürleri krizi daha derinleştiriyor.



Lübnan muhalefeti: Beşli Komite’nin açıklaması Fransa’nın girişimini etkisizleştirdi

Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)
Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)
TT

Lübnan muhalefeti: Beşli Komite’nin açıklaması Fransa’nın girişimini etkisizleştirdi

Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)
Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)

Beşli komite ülkeleri, Lübnan'da cumhurbaşkanı seçilmesini engelleyenlere karşı ‘önlem’ almakla tehdit ederken, Lübnanlı milletvekillerinden anayasal sorumluluklarını yerine getirmelerini ve ülke için bir cumhurbaşkanı seçmeye devam etmelerini talep etti.

Açıklama, Mısır, Fransa, Katar, Suudi Arabistan ve ABD temsilcilerinin katıldığı Doha'da yapılan toplantı sonrası yapıldı. Fransa'nın Lübnan Özel Temsilcisi Jean-Yves Le Drian’ın katıldığı toplantıda Lübnan liderliğinin, vatandaşlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmek için cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasını hızlandırmaya ve gerekli ekonomik reformları uygulamaya yönelik acil ihtiyacı tartışıldı.

Toplantıda, ‘ekonomiyi kurtarmak ve Lübnan halkı için daha müreffeh bir geleceği güvence altına almanın Lübnan liderliğinin ne yapacağına bağlı olduğu’ belirtildi. Toplantıya katılanlar, Lübnanlı milletvekillerinin anayasal sorumluluklarını yerine getirmelerinin ve ülke için bir cumhurbaşkanı seçmeye devam etmelerinin önemini vurguladı.

Lübnan’daki siyasi güçler ise Beşli Komite tarafından yayınlanan nihai bildiriyi yorumlama konusunda farklılık gösteriyor. Muhalefet, diyalog konuşmalarını görmezden gelerek, dolaylı da olsa, Cihad Azur’u desteklemeye devam ederken iktidar kanadı ise Marada Hareketi lideri Süleyman Fraciyye’ye destek veren Fransız girişimine bel bağlıyor.

(Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) kaynakları, komite tarafından yayınlanan açıklama hakkında yorum yapmaktan kaçınırken, daha sonra içerik hakkında bir açıklama yapılacağına dikkat çekti. (Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LKP) Milletvekili Giyas Yazbek, nihai açıklamayı ‘muhalefetin yürüttüğü siyasi mücadeleye öncelik, hak ve meşruiyet veren iyi bir adım’ olarak nitelendirdi. Şarku’l Avsat’a konuşan Yazbek, “Açıklama, talep ettiğimiz anayasal çözümü krizden çıkış için bir yol haritası olarak ortaya koydu ve bu ülkelerin gerçek duruşunu gösterdi. Ayrıca karşı taraf her şeyi bir bütün olarak kendi çıkarına göre değerlendiriyor” dedi.

Yazbek, açıklamasında (Şii) Hizbullah ve müttefikleri tarafından gündeme getirilen diyalog konusunu göz ardı ederken, “Genel olarak muhalefet ve özel olarak LKP olarak, uluslararası hareketten duyduğumuz ve okuduğumuz her şeyin haklı olduğumuzu teyit ettiğini vurguluyoruz. Ayrıca bu koşullar, devrimci normlar kategorisine giren her şey ve devleti devlet üzerinde kontrol altına alma girişimleri karşısında anayasaya bağlılığımızı desteklemektedir” ifadelerini kullandı.

(Dürzi) İlerici Sosyalist Parti (İSP), Beşli Komite’nin açıklamasının Fransız girişimini desteklemediğine inanıyor. Dolayısıyla İSP’de Milletvekili Bilal Abdullah’a göre cumhurbaşkanının belirlenmesinde dış taraflar yer almıyor. Abdullah’ın ifadelerinden, Fransız girişiminin feshedildiği anlaşılırken, Şarku’l Avsat’a konuşan Bilal Abdullah, “Açıklamada, Fransız girişiminin bir nevi düzeltme ve tasfiyesi yer almış, liyakatin içeride elde edilmesinin önemi üzerinde durulmuştur. Açıklama, rejim değişikliği ile ilgili diğer konulardan uzakta cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklandı ve böylece Taif Anlaşması’na bağlılığını ortaya koydu” ifadelerini kullandı.

Marada lideri Süleyman Franciyye’nin adaylığını destekleyen Hizbullah ve müttefiklerine ilişkin olarak ise bu kanat, öyle görünüyor ki açıklamadan sonra atılacak pratik adımları sabırsızlıkla bekliyor. Öyle ki Meclis Başkanı Nebih Berri başkanlığındaki meclisteki Kalkınma ve Kurtuluş bloğundaki parlamenter kaynaklar, açıklamadaki mesajı kendi siyasi gruplarına yönelik veya aleyhte değerlendirmeyi reddetti. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Açıklama neleri içerirse içersin ve diyalog çağrısını alt üst eden yorumlar ne olursa olsun kesin olan şu ki, Lübnan’daki ilgili tüm güçlere yetkinin Lübnan’ın olması gerektiğine dair bir mesajdır. Bu nedenle eğer samimi niyet ve irade varsa, Lübnanlıların çözüm üretmesi için bir teşvik olmalıdır” şeklinde konuştu. Kaynaklar ayrıca, bu açıklamayı takip edecek pratik adımların beklenmesi çağrısında bulundu.

Berri’nin dış hareketten ne sonuç çıkacağını bekleme çağrısı yapması sonrasında yakın zamanda bir oturum çağrısı yapıp yapmayacağına ilişkin bir soruya yanıt olarak ise kaynaklar, gelecek hafta beklenen bir hareketten bahsederken, bunu cumhurbaşkanı seçmek için bir oturum çağrısının izleyebileceğine dikkati çekti.

Öte yandan Marada Hareketi liderlerinden Kerim er-Rasi, Fransız girişiminin sona erdiğini söylemekten kaçınıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan Rasi, “Açıkçası, açıklama iki şeyi gösterdi; Fransız girişiminin devrilmedi, ancak öte yandan diyalog çağrısında bulunulmayacak” dedi. Kerim er-Rasi, “Paris, başladığı yoldan geri adım atmayacak. Ama iç ve dış engellerle çözüm çok uzakta olabilir” ifadelerini kullandı.

Milletvekili Faysal Kerami ise Başmüftü Şeyh Abdullatif Deryan ile görüşmelerinin ardından yaptığı açıklamada, “Doha toplantısının hepsi mantıklı olan, devlete başvurma ve cumhurbaşkanı seçimini hızlandırma çağrısı yapan tavsiyelerini okudum. Ancak her şeyden önce karar, Lübnanlıların ve Temsilciler Meclisinin elinde. Lübnanlı politikacılar ve parlamenterlerin bir cumhurbaşkanı seçmek için bir araya gelmeleri gerekiyor. Bu mümkün değilse, kamu işlerinde ve kurumlarda düzeni yeniden sağlayabileceğimiz bir çözüm üretmek için diyaloga geçelim” açıklamasında bulundu.